Gür ” Nar 3 İLRKANUN — 1995 İn İmsu satünur sütunun manası | i Haber, ötedenberi, sabah ga- m bütün değerli bava- sayfalarında bulundurur. yar üzerine kendi yeni ha - vi de ilâve eder. i Gazetemiz, bundan başka, baş- Sakaleleri de hülâsa ediyordu. Si, pl a yirmi dört sa- gt cazip haberlerini bizde Fakat, ekseriya, başmakaleler Man şeylerdir. Buna karşılık, fık- mk nda güzelleri, alâkayı calip İN için, bundan sonra, kar. tütunda, (yani 3 üncü sayfamı- S inci sütununda) makale hü- bu bakımdan yapaca. * Her hangi makale veya fık- » Yazıyı cazip bulursak alaca- Bi şey dalin Veri MN külüyların altıma, kendi ii, yahut bir şakamız: da edece ğiz. an Haber'i okumakla, a Tün zarfında yazılan en ente. makale ve fıkralarm mev- Vray da öğrenmiş olacaksıaız. ... Biz mwuharrirler, daima: » Yazdığım yazıda kızacak ne e Serbestçe kalem oynatmak v niçin tanımak istemiyor- le söyliyarek hop oturur, yat, türkçede bir söz vardır: b ıma çuvaldızı batırmadan ., “neyi kendinde dene!,, der- On için, öyle ümit ederiz ki, meslekdaşlarımız, ten- Na ham alışık ve aşılı olduk- Ya, , mizahımızdan da haşin $,, Sümlelerimizden de infial ir. sel, hepimizin son derece | b. ettiğimiz, yazılarını 8 örnek saydığımız t Ekrem, dün kendisi hak Yazılmış bir yazıyı elbette , Ni; mânada değil, karikatür i Ni telâkki eder; bize kız- “Yunus Nadi Ruzveltten bah- ön (herif) tabirini kullan- İİ» diye takılırsak bu koca baş- niçin öfkelensin? file” meselâ Peyami *afa- i R ikriyle tizim fikrimiz birbi. | Uymadı. Ona çattık. Peşami A *ert hücumları yapar. Fğer dışma çıkarmak is- hn bence, o çok sevdiği müsa- münakaşayı bizzat balta- Olur, Hiti ... karşı sütunumuz, yalnız he, alâkayla okuyacakları e verme sütunu değil, ay- a, muharrirlerimizin ta-| ü ölçmek için bir muka- iken le il Münakaşa). 1, iötediği şeydir. İecrübelerin kendi üzerimiz- masına hüsnü niyet ta- *delim. Bu tecrübeler, karşı hürmetsiz- fikirlere karşı besle- K hürmeten doğuyor. (va-Na) Si vam a Şehitler | abidesi Şehitlikleri imar cemiyetinin önümüz- deki toplantısında görüşülecek Şehitlikleri imar cemiyetinin yıllık toplantısı pazar günü Şeh- zade başında Letafet apartına- nında yapılacaktır. Bu defa ya- pılacak kongrede cemiyete yeni bir hız vermek yolunda görüşüle- cektir. Şehitlikleri imar cemiyetinin şimdiye kadarki faaliyeti hemen hemen Edirnekapıdaki (o şehitler mezarlığının imarından ibaret kal. mıştır. e Cemiyet bunda muvaf- fak olmuş, bu mezarlığın etrafı duvar ve parmaklıkla çevrilmiş, bir şehitler abidesi yapılmış, me - zarların bir kısmı modern bir tarz- da ve sıra ile tanzim olunmuş, a - bidenin etrafımda tarhlar yapıl - mıştır, Cemiyetin en büyük gayesini Çanakkalede büyük bir abide in - şası teşkil etmektedir. Lâkin Sl istek bir türlü yerine ge - tirilememektedir. ,e- hitlik mıntakasının diğer milletler mezarlıllarından aşağı kalmıya - cak bir şekilde tanzimi ve bura - da büyük bir abide yapılması için hiç değilse 200.000 liraya ihtiyaç görülüyor. Cemiyetin her yıl tavassut etti- ği Çanakkale şehitliklerini ziyare- & işi de bu yıl yapılamamıştır. Pazar günkü toplantıda bilhas- sa Çanakkale şehitliğinin imarı ve ziyaret işi mevzuu bahsolacaktır. eCmiyet azaları bunu ulusal bir şe- ref meselesi telâkki etmektedir- ler. Radyomuz program - larının musiki ““İkısmını azaltacakmış! Radyo sosyetesi radyo prog - ramlarında bundan sonra söze da- ha çok ehemmiyet vermeği karar- laştırmıştır. Radyoda yapılan mü- sahabeler ve verilen konferanslar İstanbul aboneleri için pek de faz- la alâka celbetmemekle beraker, sosyetenin kanaatine göre, mem leketin diğer yerlerinde bilhassa havadis kısmı daha büyük bir alâ- ka ile beklenmektedir. Tevfik Rüştü Aras ren malüm İngiliz büyük elçisi- ni kabul etti Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras dün Perapalas otelinde İn- giliz büyük elçisi Sir Persi Loren'i kabul etmiştir. ği temizlemek teklifleri Yapılan üç müracaat belediyece tetkik ediliyor Yarım asırdanberi temizleume- si düşünülen Halicin nihayet bu sefer temizlenmesi kabil olacağa benzemektedir. Halicin temizlen- mesi için son günlerde biri deniz ticaret direktörlüğü vasrtasiyle ve diğer ikisi doğrudan doğruya be lediyeye olmak üzere üç müracaat yapılmıştır. Bu müracaatm birincisini ya - pan şehrimizin tanmmış bir mü - teahhididir. Bu müteahhit Hali - cin temizlenmesi için para İste - memektedir. Bu zat yalnız Ha - liçten çıkacak enkaz ve her nevi maddenin kendisine ait olacağı yolunda bir mukavele yapılması - na razi bulunmaktadır. Diğer mü - racaat sahipleri ise bu işi beledi - ye namına yapmak talebindedir - bu) ler, Vakia yeni çıkan bir kanun Timanm temizlenmesi için liman - da mevcut batmış vesair (Oenkazı sahipleri cıkartmazsa bunları sa - hipleri hesaba çıkartmak hak - kmı vermektedir. Fakat bü ku nun çıkarıma bedelinden ar - tacak paranın mal sandıklarında ileride zuhur edecek sahibine ve- rilmek üzere saklanması mecbu- riyetini de koymaktadır. Binaen- aleyh bugünkü vaziyet birinci mü- teahhidin isteğini tamamen yeri-| ne getirmeğe müsait değildir. Diğer müracaatlar ise bir büt- çe işi telâkki ediliyor. Bunun i- çin de yarım milyon liralık vesaite ihtiyaç görülmektedir. Belediye fen heyeti Halicin temizlenmesi i- gin iki yeni tarak dubası, dört ça- müur tankı alınmasına lüzum gös- termiştir. glkanimenliii Yılan hikâyesi: Kuruçeşmedeki kömür depoları Kuruçeşmedeki kömür depe- ”İ larının kaldırılması etrafında be * lediye ile Ekonomi Bakanlığı ara- smda bir temas olmuştur. Bunun neticesi olarak şehir plânı yapı - Imcaya kadar kömür depolarının | şimdiki yerlerinde kalmalarına! karar verilmiştir. Mütehassıs plânı hazırlarken belediye ile Ekonomi Bakanlığı yeniden temasa geçerek okömür depolarının bulunacakları yeri tes bit edeceklerdir. Zf ve a. Ekmek fiyatları ucuzlıyabilir Bir çok yerlerde ekmek narhtan aşağıya satılıyor Ekmek fiyatlarınm on iki ku - Tuş on paraya inmesinden herkes memnunken şehrin bir çok yerle rindeki fırıncıların yaptıkları bir hareket bu memnuniyeti daha faz la arttırmıştır. Fırıncılar bir çok yerlerde ekmeği on iki kuruştan satmaktadırlar. Şu balle ge- çen perşembe günü değirmen - cilerin vali Muhittin Üstündağa karşı aldıkları vaziyet tam bir te- zad teşkil etmektedir. Borsada yapılan toplantıda de ğirmenciler valiye ekmek narhı - nın hiç değilse 12,5 kuruş üzerin- den tesbitini istemekte, bu şart * lar içinde bir çuval unun azami 825 kuruşa idare edemiyeceğini söylemekteydiler. Halbuki şimdi hadiseler bunu tekzib ediyor. Dün sabah Borsada 800 kuruş- tan yumuşak un satıldığı görülü yordu, Bu şekilde dışardada 12 kuruşa ekmek satılabilmektedir. Fakat bununla ne değirmenciler ne de fırıncılar fevkalâde bir fe. dakârlrk yapmış değillerdir. Çünkü Borsada yumuşak buğ- dayın 7,60 tan, sertin 733 den sa- tılması lâzım gelirken Ziraat ban- kası ve tüccarlar yı 6,30 ve serti 6,22 ye kadar dir şürmektedirler. Tabii bu durumda ün ve ekmek çok daha ucuza mal oluyor. Bunun için önümüzdeki hafta. lar ekmek fiyatmın daha âşağı tes biti imkân» şimdiden görülmek - tedir, hamami Eski rıbtım sosyete» sinin tahvilleri Geçen yıl hükümet tarafmdan satm alman İstanbul rıhtımları tahvillerinin faiz kupon bedelleri- rinin birincisi İş Bankası tarafın- dan ödenmeğe dünden itibaren başlanmıştır. Bu tahviller 935 bi- rinci kânun vadeli ve 59 numaralı kuponlardır. Yeni Alman elçisi am 7 me eliyalar?. buğda: | ge Ankarada Cumur başkanımıza itimad mektubunu veren yeni Al - İ man elçisi Kellerdün şehrimize gelmiştir. Keller bugün şehrimizdeki Al. man kolonisini Ayaspaşadaki el gilik binasında kabul edecek ak- , şam üzeri Tötonya klübünde bir müsamere verilecektir, ŞEHRİN'DERDLERİ Atikalipaşa camii Fatihte Nişanca ile Zincirlikuyu arasında Atikali paşa camii adında bir cami vardır. Eğer İstanbulda ba- kılmıyan ve gün geçtikçe haraplaşan, tutan camiler arasında bir müsabaka yapılacak olursa bu cami, diğer bir çok kuvvetli rakipleri arasında mu - hakkak surette birinciliği kazanabilir! Camiin ne halde olduğunu tarif etmeğe imkân yok, hani nerede İse Üstünde biten otları biçmek, yetişen 2. #açlarm meyvelerini toplayıp satmak suretile bir vari- yıkılmağa yüz dat temin edilebilecek! Maalesef diğer bir çok kıymetli camiler ve âbidelerimiz de ayni vaziyettedir. Evkaf i - daresinin bu işe ayırdığı tahsisat herhalde azdır ki bu işler bu derece ihmal ediliyor. Ve Bir daha yapılamı - yacak âsar harap olmağa terkediliyor. Evkaf idaresinin nazarı dikkatini celbederiz. İstan bulda mevcut bütün cami ve Abideleri sıkı bir kontrol re tetkikten geçirmeli ve vakit kaybetmeden bunların esaslı bir şekilde tamirleri yoluna gidilmelidir, Galatasaray feodalizmi m Peyami Safa, bizim (gazetenin de çirkin bulduğu mahut ayvalı, çaklk te nümayişli oGalatasaray — Güneş maçı milnasebetile, pek haksız bir hü- cumda bulunuyor, Sanki kabahat bü. tün Galatasarayda imiş! Hallâ mek « tepde imiş! Hattâ Galctasaraylılık ruhunda imiş. Müphem bir kaç ilstis na ile işi sigortalamak isteyen muhar- rir diyor ki: “ Mezunları, idarecileri, muallimle. ri ve talebesi arasında ötedenberi ve hâlâ güzide insanlar tanıdığım Gala » tasaray lisesinin şimdiye kadar genç- lik tarafından yapılan hiç bir teza « hürde rol almayıp ta ayva külelerini medeni insanların kafasına boşalimak ta gösterdiği hassasiyete şaşdım.., Biz, sayılması pek güç olan nice ni. ce delillerle bunun aksini bile ispatz lüzumsuz buluyoruz. Galatasaray el. bette bu yurdun en değerli müessese leri arasındadır. Fakat Peyami Safa, işi daha ileri vardırıyor: Galatasaray, küçük bir o lortlar kamarası, bir asılzadeler mektebi ola. rak niçin hâlâ muhafczu (ettiğimizi soruyor, Galatasaray, milli terbiye « ye âsl imiş, Ecnebi ve kapitülâsyon devirleri bakayası ananeleri muhafaza için şu * ursuz gayret sarfediyormuiş. ( Ne gas riptir ki ePyami Safa, bu cümleyi ifade etmek isterken, gayret diyecek yerde effort kelimesini kullanarak bir frengânelik yapıyor.) Bitmedi... Galatasaray, biltün yasaklara karşı duruyormuş, Şu cümleye bakınız: “Bu imtiyazlı talebeden bir kısmı terbiye ve ahlâk yasağı da tanıma. maya başlamış olduklarını karakola» ra kadar düşen ba sabıkalarile poli . se tescil ettirmiş bulunuyorlar... Irkilmemek kabil değil... Gerçi Peyami Safanın yazı vazdı.. gazetede, Güneş kulübü hâkimdir, Fakat onlar da, aGlatasaraydan feyz almış kimseler olduğu için, bu satır « ları ayva ve çakıl o hâdiselerinden de daha çirkin bulacaklardır.Peyami Sa. fanın dünkü yazısında mevcudiyetine insanlığı efkârı umumiye onu kral - dan ziyade kral taraftarı etmiş, fakat Kralı da memnun edememiş, telâkki edecekdir. Bu yazı ile, muharrir arkadaşı» mizin fincancı katırlarını bilmem ka « çıncı defa ürkütmüş olması da çok muhtemeldir, Gürpınar davas, Tanınmış romancımız Hüseyin Rahmi kendine Gürpenar soyadını al. mıştır, Halbuki, gazetelerin o bilmece sütunlarında bile bu isme restlıyor « muş, Soyadlarının o konulmasındaki hikmetle bu sebil'in biribirine uyma - tasaray lisesinin şimdiye kadar genç. bir pınar gibi çağladığı için, sayısız e serler verdiği için bu adı hak etmiştir. Fakat çocuğa ne sebeple böyle bir 1. sim konulabilir? Üstat romancı olarak şöhret ka - zandıktan sonra diğer muharrir Hü seyin Rahmiler de zuhur (o etmiş, ve ahbapları kendisine rastlayınca: — Sen hoppalaştın! Eskiden böy. le yazılar yazmazdın! — demişler. O da “taklitlerimden hazer! diye ilâna mecbur kalmış. Şimdi de, birdenbire zühur eden bu 80y adaştna kızıyor. “Du adi ben dımağımdan buldum! İlk defa olarak tescil ettirdim. Çocuğuna muvafık biy isim bulamınacak derecede Oo karika darlığı nedir?,, diyerek isyan ediyor, Hallcin dibindeki hazineler ? Akşamcı, dolmakta olan Ha.” liçten bahsediyor: Burasım temizle « mek için biri müraeaaf etmiş: “Çıkara cağım şeyler benim olsun! şartım bu. dur?,, demiş, Fakat, böyle bir teklifle kargla - şınca, derhal gözümüzün önünde, Ha- licteki enkaz bürür, azamet kesbeder, kırtasiyöcilik başlar. — diyor. Bu teklif bir fırsat olduğunu. Ha. lici temizletmemiz Mes ild. ve ediyor.