ze müsaade et, yetişir. ; 324 — Jorj cevap verdi: — Ben kral olmak İste. miyorum. Sevdiğim Jessi ile öbür dünyaya gitmemi. 322 — Bu yabancının benden daha malümatlı olduğunu kabul ediyorum, O, kral olmağa lâyıktır... 414 MR PARDAYANLAR — liyerek, Jan dö Piyen mağrur ve tatlı| bir sesle: — Müsyö, evimde dinlenmek şere - fini benden esirgememenizi dilerim. dedi ve elini uzattı. Heyecandan ne yapacağını bilmiyen ihtiyar asker bu vi tutarak ikisi de içeriye girdiler. Bunun üzerine, çekingen bir tavır. Ja Luiz de elini bu sırada ayılan $ö. valyeye uzattı, Pardayan titriyerek sevgilisinin elini tutup ayağa kalktı. Üstü başı yırtık, kan içinde olarak bir aslan gibi durdu. N Kapı, Luizle şövalyenin o eve gir. meleri üzerine kapanmıştı. Hanri: — Kumandan, yirmi süvari askeri gece gündüz bu evin önünde bekliye - teklerdir. Bu mahpuslarla kadmlar - dan siz mes'ulsünüz, Kumandan soğuk ve gururlu bir tavırla: — Şimdi lâzrımgelen emri verece - fim monsenyör! dedi. — Haydi veriniz Allah vere de şu Düşes dö Monmoransiyim (diyen kadmeağız sözünde sonuna kadar dursa. Kumandan hemen lâzımgelen ter.| tibatı aldı. Ölenlerle yaralılar kaldi. dırıldı. Yeniden asker getirmek üzere adam gönderildi. Ve derhal, ge- ce gündüz gözetilecek olan evin önü - ne yirmi nefer bırakıldı, Uzaktan Luvr sarayınm © topları ortalığı gürültüye boğuyordu. —i0— " ELMAS Jan dö Piyen ile kızı Lüizin Mon - marter sokağında nasıl olup da bu - lunduklarını ve bu vakaya niçin ka -İ rıştıklarını öğrenmeği okuyucuları - mız haklı olarak isterler, Biz de bunu anlatacağız! İki mahpus kadının Lâhaş sokağın. daki evde oturmağa mecbur tutulma. lart onlara büylik bir yels veriyordu, Bununla beraber bir maddi cihetten rahattılar, Alis dö Lüks, zindancılık vazifesini, son dereceye varan bir u - tanela görüyor ve elinden geldiği ka. dar iki kadına karşı iyi davranıyor - du. Dam dö Piyenle pek seyrek olarak görüştüğü sırada bir muhafız değil bir hizmetçi tavrı alıyordu. Evvelâ bu kadından çekinen ana kız, yavaş yavaş ona alışmağa başladılar, Geceler ve gündüzler hep acı içinde geçiyordu. Üstelik iki dar odanın O içindeki mahpüslak Jan dö Piyenin sıhhatini bozmuştu. Fenalığa, bütün o güclinü harcıyarak karşı duruyor, fakat o ka- dar şiddetli sademeler, o kadar acı ve keder yaşı ilerledikçe ruhunu büs. bütün saran acılar kalbine tesir etmiş ti, Gözleri büyüyor ve etrafı yeşilimsi bir daire ile çevrili bulunuyordu. Denilebilir ki, bu zavallı kadın yal nız son derecede manevi güç sayesin- de yaşıyordu, Jan dö Piyende artık analık şefkatinden maada bütün duy. gular silinmişdi. Biricik emeli kızını | emin bir yere koymak sonra ölmekti, Evet, şimdi ölümü son bir kurtuluş olarak istiyordu. Hakikaten bütün ü - mitleri kırılmışdı. Hangi ümit? Fran. suya dö Monmoransiye yazmış olduğu mektup , 325 — Kraliçe haykırdı: — Demek beni reddedi. yorsun. Ben de onu mahvedeceğim, yorlardı. 323--... Seni seviyorum, Kral olduktan sonra seninle erleniriz, Ve senin karm olurum . 326 — Jorjla Havaruk inşaatlarına devam edi. PARDAYANLAR 415 Bu mektubun Fransuvaya verilmiş olmasından şüphe etmiyordu. Alis dö Lüksten, Fransuvanın Pariste bulun. duğunu öğrenmişti. Fransuvanın Mar jansi vakasını tamamen anlatan bu mektubu aldığına şüphesi yoktu. Fa. kat Fransuva imdadına okoşmamıştı. Fransuva kendisini hâlâ suçlu sana - rak terkediyordu. Halbuki Fransuva Janı aramış -| sa da bulamamıştı. Fakat bu, ona im- kânsız gibi görünüyordu. Fransuva- ya yazdığı mektupta Hanri dö Mon - iyi açıktan açığa itham ederek ğabeyisine hain ve sahtekâr o . Tarak göstermişti, Son bir çare olmak üzere Marşalin, kralın adaletine de bas vurabileceğini düşünüyordu. Sen Denis sokağındaki evden kal. dırıldığı günden beri etrafında bir! sessizlik hüküm sürüyordu. Bir ân şövalye dö Pardayanm mektubu Marşa le teslim etmemiş olması o düşüncesi aklıma geldi, Babası gibi oğlunun da, mektubu sahibine teslim © etmiyerek,| ayni suretle bir fenalık yapmış oldu. ğunu sanıyordu. Fakat düşündükçe bu ona imkân dışında göründü. Bazan kendi kendi. ne böyle bir delikanlının, kızını seven bu gencin bu kadar büyük bir fenalığı yapamıyacağını düşünüyor ve bu mek tubu teslim etmemekte şövalye icin bir fayda bulunduğu aklına geliyor - du Nihayet Fransuva dö Monmoran sinin kendisini oterkettiğine (karar verdi, İşte bu fena karar uğramış) olduğu hastalığı çoğalttı. Lwize gelince, o da kendisine son derece güvendiği delikanlının, vaktile kendisini o kaçıran adamın Oğlu olduğunu öğrenince onu unutmak ve ondan nefret etmek İçin boş yere uğ » raşmağz. başladı. İşte, bir gece Alis dö Lüks yanları- na girdiği zaman iki kadın böyle bir ruhi hal içinde bulunuyorlardı. Alisin rengi uçmuştu. Jan ile Luiz bu kıza dehşetle karışık bir merhamet le bakıyorlardı. Alis gözlerini eğerek siyah elbiseli kadın karşısında â « yakta durdu, —Madam, mahpusluğunuzdan do - gan acıları mümkün olduğu (Okadar dindirmeğe uğraştığımdan dolayı be- ni ayıplamamanızı dilerim, dedi. — Bunda haklısınız. Ben de şikâ” yeti etmiyorum. 5 — Madam, bedbaht olarak geçirdi- İ Zim hayatımın en ıstıraplı ve en da- yanılmaz anları size (o zindancılık ile geçirdiğim günlere rastlar. — Zavallı kız, bunu bana daha ev vel de söylemiştiniz. Ben de size bü- tün kalbimle acıyorum. — Demek ki buradan serbest ola » rak çıkarsanız bana lânet etmiyecek- siniz öyle mi? Jan yeisle başmı salladı: — Serbest olarak çıkmak mı? Hey” hat, bunu hiç ummiyorum, — Madam, artık serbestsiniz - Jan dö Piyen titredi. Luiz sarar * du. Her ikiniz de — serbestsiniz. Artı serbest kalmanıza engel yoktur. Al * lahısmarladık madam, Allahısmarla * dık sevimli matmazel, Bana daha (9 la acıymız. Sizi bu uğursuz ( yerde” kurtarıyorum. Kapılar açıktır. Güle güle gidebilirsiniz. Alis dö Lüks bu sözleri söyliyer"