Tetrika No: , Bayrak siyah atlas üstüne Ma- | mualfimelerinden birinin İı, ve2 ipekle işlemiş olduğu “Ya i riyet, ya ölüm,, sözlerinden iba Gümüş ve altın sırmalarla elbi. lerini giyen köy papası bir elin- | e kocaman istavrozu, öteki elin . de buram buram tüten buhur - Pİ) ğı sallıyarak “Ulu tanrı kutlu “|, Samızı korusun ve ihtilâlimizi *Ttesin!,, duasını söyledi. siler bayrağı öptükten sonra ini kucaklamağa ve kutlula- ia başladılar. Orada bulunanla MR bepsi genel kurmayın üç üyesi N z Damian Grueff, Boris Sara - te “ve Aleksandr Lozançeff'in teker teker ellerini sıkmağı ine bir ödev saydılar, tepelerin arkasından bat en başladı. Asiler aşağıda köy. Miker borusunun sesini işittiler. Yük bir dikkatle ve hiç patırdı , Pmaksızm ağaçların sıktılar. “Elin ala, böylece resmen açıl- o sece Makedonya üstüne ka O çökerken, sanki bir el tara- m yakılmış gibi her tepenin l Sİ | 8 bir afüş görüldü ve alev m) © Sökle ovaları aydınlattı. zi “m bir dağ köyünde, bir ki: çanı işitildi. Bir başka kö- 2) ... Seni —..—i.. Tesar İZ böylece çan sesleri köyden kli Bitti ve her köy ayni şekil. EN İk verdi, Dağlar birbiri galan. Ovalardan da dina- in kulak zarlarını patlatan eri işitildi. Tüfek sesleri, N çığırışlarına karıştı. Böyle- göl, an ve ateş birbirini kovalama” koyuldu. ki siniz Grucff dağın tepesine Kr eşim ateş ışıklariy- se İla va ii İlnlanmakta olduğunu gör ie ne boğazlananların acı Gİ anlarını işitti. Bundan onyi' Selânikte Incil üstüne kon - e tabanca ile hançere elini da e ) yarak içtiği ihtilâlei andını mı “j4, 'Yan kendi cılız sesini hatırla - kı, cİliz sesi şimdi âsi ulusun e | “Gürültülü ve güçlü bir sesi ha- , Stekrarlanıyordu. Bunun çıl a bir bağırış olduğunu bili- , fakat çılğınlıktan kurtuluş (ma imanı vardi. , n Ba benim de sesim var- Yalnız benim deği! babamın ın ve kilisemizin canmın ds *ri vardı. via ses hatıramda dalgalan. A çocukluğum gözlerimin ö- dl Mae gelir, O gece her tarafından 8 Ma köyümüzden ben de ka - » ze imar arasına karışmış, dağlara kr Kalabalıkta anamı, ı kaybetmiştim. Beş yaşm ş iz Socuktum, Kaç günlük ser- E üç ay sürdü. Komiteci: İh, hu vilâyetten Manastır vilâyetinde “yete hâkim kaldılar. Fakat “İİ üs haftadan sonra üstüste mağ sYetler oldu. Manastırın he - anm daha ilk gecesinde İsi » . eline düşerek on bir gün kal- MAKEDONYA , İhtilâl Komitesi Balkanları ölüm pi ve pusu yeri haline getirmiş olan teşkilâlın iç yüsü 16 Yazan: Stoyan Kristof dr. On birinci gün Türk kuvvet- leri, şehire girerek komitecileri o- ralardan sürdü, Yıldız sarayı, isyanm bir iki gün içinde bastırılıvereteğini w- muyordu. Fakat aradan birkaç hafta geçip de baş kumandan Ö mer Rüştü paşa bu umudu gerçek» leştiremeyince Yıldızım sahibi Ö. mer Rüştü paşanın yerine Nasir paşayı gönderdi. Selânik ve Üsküp vilâyetlerin- de ihtilâl ancak mahalli küçük va- kalar halinde kalmış olmakla be. raber Manastır ve diğer yerlerde bir kütle isyanı halinde kendini gösterdi. Manastırdaki yeni ku» mandan Nasir paşa o altmışdört tabur piyade topladı. Pelagovia ovası askerle doldu. Ömer Rüştü paşa isyanı bastır- mak için umumi bir plân yapma- mıştı. Sadece şuraya buraya, âsile rin Oher göründüğü yere müfrezele: “öndermekle işi başa- racağını sc Jr. Böyle davranmak. la da, dağlarda kuvveti: istihkâm- lara sığınmış olan komitecilerin keyfine tâbi oldu. Fakat Nasir paşa gelir gelmez hemen umumi bir plân çizildi. Ko mitecileri kovalamak için orduyu öteye beriye dağıtacağına, asker- lerini dağları muhasara eden kor: donlara ayırdı. Bu kordonlar ya» vaş yavaş tepelere doğru yürüye- rek gittikçe daraldı. İngilizler de Boerlere karşı buna benzer o bir plân tatbik etmişlerdi. Du Yk Ayi LR BŞYNLU) gi, Komiteciler buna çok dayanama | . dılar. Kaçabilenler kaçtı, kaçamır yanlar da yakayı eleverdi ve is: yan ordu ile komiteciler arasında 239 çarpışmadan sonra 23 Birine: Teşrin ayında sona erdi. 15.000 kişi olan âsilerden 994 kişi öldü. İhtilâlin bilânçosu şu- dur: 201 köy mahvoldu. Bu köyler de olan ev adedi 12.440 dır. Aha- liden 4694 kişi öldü. 100.000 kişi evsiz kaldı ve 30.600 Makedotya- lı Bulgaristana hicret etti. Grueffle arkadaşları bu man zaranın karşısında ağladılar. Fa- kat Makedonya kurtarılamamıştı. Bunun üzerine Vmro gene görün- mezlere çekildi. Onuncu yıldönü” münü kanla kutlulamıştı. Onun savaş narası hâlâ “Ya hürriyet, ya ölüm!,, dür. Vmro böylece daha on yıl sa- vaştı, durdu. Elinden gününden tam on yıl sonra Makedonya Türk lerin elinden çıkarak yeni üç sa- hibe verildi. Todor Aleksandroff, Vmroyu yeniden diriltiyor Üç Balkan devleti, Bulgaris tan, Sırbistan ve Yunanistan 1912 - 13 de Makedonyayı paylaştılar Paris “Barış yazıcıları, 1919 da paylaşmayı tespit etti. Çürümüş eski imparatorluklar yıkılarak, dal ve budakları kesildi. Siyasa! istiklâli rüyalarından bile geçir memiş olanlar egemen birer ulus yapıldı. Hattâ sun'i devletler bi- le yaratıldı. Fakat nesillerden be- ri istiklâlleri için boyuna kan dök- müş olan Makedonyalılar, küçük Balkan müttefiklere mikâfat ola- rak verilmek üzere bir menku! mal gibi kullanıldı. İtalyan barış delegasyonu Makedonyalılar le - Parker sevgilisini öldürtmeğe karar vermişti: “Hayatta, bir kadını sevmek, ona yenilmek demektir !,, diyordu kadın böyledir. Ah şu kadınlar, tanın takibinden kurtarmış, son- Parker uyuşmak maksadile, | sözde, her fedakârlığı yapmağa karar vermişti: — Peki, dedi, ikisinin ortası bir rakkam söyliyeyim: On bin doların üstüne beş bin daha ilâve ediyorum. On beş bin dolar.. Yani Otuz bin Türk lirası, Alacağımız paranm üçte birini sen çekiyorsun demektir! Jüli bu rakama itiraz etmeyin- ce ilâve etti: — O halde bu mevzu üzerinde fazla konuşacak ve münakaşa e - decek bir nok'a kalmadı. Ben pan siyona gidiyorum. Bu akşam saat skizden sonra seni bekliyorum. O- damda bana kendi el yazmla bir borç mektubu yazarsın, olmaz mı — Bu işi adamakıllı sağlama bağlamak istiyorsun, Jüli! Bana itimad et... Ben senin hakkını ye- mem. Gece dokuzda geleceğim. — Gelirken biraz içki getirme- yi unutmazsın değil mi? Merak etme,, Parker sevinç içinde ne yapa - cağını bilmiyordu. Macestik lokan tasmdan çıkar çıkmaz bir otomo- bile binerek, Neclânm mahpus Dülundugu eve gitti, wKapıdan içeriye: girince Toma|- sordu: — Nasıl biraz iyileşti mi? — Sabahleyin süt içti. Fakat, öğle yemeğini henüz yemedi. Ye- meği masanm üstüne bıraktım. Parker odasma çıktı.. Elektrik deliklerinden aşağıya baktı, Neclâ yatağından yeni kalkmış, saçlarımı tarıyordu. Parker kendi kendine: biribirlerine ne kadar da çok ben- zerler! Neclâ iki gündenberi rahatsız” dı. Sık şık öksürüyor ve yatağın -| den bir çeteye mensuptu. Orada na dan çıkmıyordu. Babasımdan müsbet cevap gel - mişti, Bankadan Neclâyı saymaz. Parker, ilk önce banka kişesi- ne Neclâyı götürecekti. Fakat, bu bir tedbirsizlik olacaktı. Eski ka - rarından vaz geçerek Jüli ile an - laşmıştı, Jüli, Neclâya çok benziyordu. Sol yanağında bir beni eksikti... Onu da Klarka yaptırmış, bu ek - siğini de tamamlamıştı. Neclânın saçları biraz daha ko- yu kumraldı, Fakat, bankaya ge- len fotografta saçın rengi elbette belli değildi. Parker ertesi gün, Jüliyi banka- ya götürecek ve İstanbuldan bek- lediği paranın gelip gelmediğini soracaktı. Paraları, belki de varın, hemen bankadan çekmek 1-“mkün ola - caktı, Parker, Tomu çağırdı: — Bana bak, baba Tom! Bir iki güne “kadar elimize büyük bir para geçecek. Eğer bana bu işte ufak bir fedakârlık gösterebilir - sen, bu paranın beş bin doları se- nin olacak! Tom Meksikadan Nev yorka kaçtığı gündenberi Parkerin hima | yesinde yaşıyordu. Parkerden çok iyilik görmüştü. Gerçe bu iyilik -| ler, bazan Tomu tehlikeye düşüre- cek kadar büyük fedakârlıklarla ödenmemiş dejildi. Fakat, ne de — Bir sinir nöbeti olacak! Her| olsa, Parker Tomu ilk önce zabı - di. Makedonya için mahalli bir muhtariyet için Italyanlarm yap » tığı teklif Amerikan ve Japon ba - rış çevenlerinde müsait bir suret te karşılandı. Fakat burada usta başı Fransa idi. İhtiyar kaplar Klemanso bu tekliflere karşı ho- murdardı ve Makedonya mesele- si sessizce gömüldü. Makedonyalılar sadece keder» lenmekle kalmadılar, ayni zaman. da umutsuzluğa kapıld'lar. Bun . lar ürkmüş koyunlar gibi avare ve başıboş kaldılar. Liderlerinden birisi ilk zamanlarda Türklere kar $ı ayaklanmış olan Vmeonun sağ kalmış yegâne üyesi bu darbeye dayanamadı. Bu adam kederin. den ve umutsuzluktan öldü. Bu lider Strugalı Hristo Motoff| idi. Metoff dikkate şayan bir a damdı. Vmronun kurulu için ha- ritalar ve grafikler yapardı; ihti lâl hareketinin felsefesine ve sev külceyşine dair çok sade ve fa. kat derin nazariyeler yazardı; küt le isyanlariyle, münferit ve ma* halli kazan kaldırmaları birbirin. den ayırarak bunlara ayrı ayrı ma hiyet ve sistem ( verirdi. Onun, Vmronun temelleri, idare şekille. ri, tethiş hareketlerinin muhtelif tarzları hakkında yazır.ış olduğu kitap ve risaleler Voyvudalarla â- İnme hine hafif bir ses çıkazmak iste -| di komiteciler için kılavuz ve tali- matname işini görmüştü. Hristo Matoff kitaplarından bi- rinde demiştir ki: “Makedonyalılar ihtilâl teşki- lâtmı muhafaza ettiği müddetçe Makedonya için-ümit vardır.,, Matoff bunu Türklerin zama - nında yazmıştı. Todor Aleksan- droff ise bunun ebedi bir hakikat olduğuna ve her hangi bir zaman» da her hangi bir durum ve şarta uyacağına inandı. İşte bunun i- çin Vmroyu yeniden dirilti ve böyle yapmakla batmış olan Ma kedonya meselesini sun'i nefes ve" rerek yaşatmağa uğraştı. Vmro - nun şimdi vazifesi sadece hürriyet için çabalıyan bir ulusun © sesine İ makes olmak değil, ayni zaman. da da bir doktor olmaktı. Öyle bir doktor ki, hastası daimi ölüm teh likesinde bulun'iyordu. , Çünkü şimdi Makedonyanır yalnız arazi bütünlüğü parçalan - makla kalmamış, fakat ahelisi de dağılmıştı. Bulgaristanla Yu nanistan “ihtiyari ahali mübade lesi,, için bir uzlaşma imza etmiş | lerdi. Yunanistana düsen Make | donya topraklarmdan © binierce| Bulgar, Bulgaristana göçedip şe - hirlerde fn ıncı ve tuğlacı köyler de çiftçi oarak yerleştiler (Devamı var) ' 26 İL zda ŞRİN — ve ra da yanına alarak yıllardanberi karımı doyurmuştu. Tom Meksikada haydutluk e- sılsa kendisini yakalıyan polisi öldürerek Nevyorka kaçmış ve es- kiden tanıdığı Parkeri bularak o- nun tr ve himayesini iste - öyle bir adam, Parkerin han- gi istediğini yapmazdı? Parker onu istediği yola sevket- mesini bilen kurnaz ve zeki bir a- damdı. Tom kendisine ufak bir ihanet edecek olsa, onu zabıtaya yakalatmak işten bile değildi. Fa- kat, ne Tom ona ihanet etmeyi dü- şünecek kadar budala idi, ne de Parker böyle bir adamı elden çı « karacak kadar tedbirsizlik ğöste- rirdi, İkisi de birbirine lâzımdı.. İkisi de birbirine bağlıydı. Tom da onu istediği zaman po lisin pençesine düşürebilirdi. (Mil yoner Hopkins cinayeti) nin iç yüzünü Tom pekâlâ biliyordu. Kendisine teklif edilen parayı bir kaç defa tekrarladı: — Beş bin dolar ha..2! Az pa- ra değil, Ve sonra birden Büzkürlü Mill lağına eğildi: — Ne istersen yaparım, Par - ker! Ben sana bütün varlığımla bağlanmış bir adamım... Parker kısaca fısıldadı: — Yarın bir bankaya ,gideğe - ğiz. Jüliyi uzaktan takib edecek- sin! — Kolay... — Bu işin biraz çetin tarafı da var, — Söyle.. — Bankadan toplu bir para a lacak. Kendisine on beş bin dolar vereceğim ve kendisini yalnız ola- rak pansiyonuna göndereceğim, Sen de peşinden gideceksin! — Sonra.. — Sonrasmı sen bilirsin! Bu parayı ondan alıp bana getirecek- sin! — On beş bin doları.. Öyle mi? Evet... İçinden beş bin doları sen alırım.. Geride kalan on bin doları da bana verirsin!. Bir iki saatlik bir mesele, Bir günde.. Bir iki saat içinde beş bin dolar kaza- nacaksın! Bu para ile istediğin ye- re de gidebilirsin! — Jüli odasmda yalnız mı ya- iyor? — Evet.. Benim tarafımdan geldiğini söylersin! Kapıyı açar açmaz üzerine çullanır.. iz bırak « mıyacak bir şekilde geberttikten sonra, paraları alıp buraya gelir « sin! — Bu da kolay! Fakat, ben, Jüliye acıyacağınızı umuyordum. Demek ki onu yalandan seviyordu nuz? — Haydi canım... Benim gibi bir adam, kadın sever mi hiç ! Hayatta, bir kadını sevmek, ona yenilmek demektir!. Ben kadma değil, polise bile yenilmiyen bir adamım!!, (Devamı var) ;