5 Ekim 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

5 Ekim 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

poe 5 İLKTEŞRİN — 1985 Güvercinle gelen mektup. pirinç tanesi . üzerindeki kulhuvallahi kadar inca bir Gaçın kısım'arın hülâsas, Acr bip bu zıd van Ml duyguyu hissederek dışarı Birinin telâş içinde yü Bü fakedip bakınca, dehlizin öte yanmda Kont Benito d'Ambro' - nun kelirdiğini sördü. : -— Prenses hâlâ ortada yek mu -. Kağtır vedalaşmak için da- iresine üğrayorüm !. “Odasında! diyorlar... ” — Bilmiyorum. Kant Hazret. leri. Vazifedeyidim; yeni göldümü Ihtirral dünkü #ğkü; hadisesinden delayı siirleri bozuktur. arasızı Rüya,ile hakikat | geçerek Anitanın kapısına vardı. Oradaki nöbetçiden genç dinin böyük salonda olduğunu öğ. Tenince; isin isleyip yanma girdi. Genç delikanlı, Anitatım halin- da herzamankinden başka bir ifa da sezer gibi oldu “Biyaz 'dalgm; Biran hasinliğini kaybetmiş. Mir Deren daha soluk... ont d'Ambro onaköş görün. mek isin, sline evvelce hazıtlanmiş bir <— Bu seyahatim neticesini Körscaksiniz..Hrzm'e mahvedece. Zim. Efendimiz... Diye © birşerler anlatmağa koyuldu; Fakaş karşı, dei di nutku sonuna erince, istihzası bilg, belli olmıyan bir bas irğla omü yüzdü! Kos için için; —Hrarra hakikötdeş müthiş l Yine bu sabah prensin dairesine i : s z # £ i “ Beritö hüzin birşüy söylemle! sizin, prens ald dairenin önünden! Yas prenses, bu coşkunluğa! bir müddet haveketsiz “dur. hatla - yazılmıştı — Evet efendimiz.. Bir demet oya. Sizin şu Anadolu oyaları - nız... Bakın, nasıl oldu, anlatayım..' Prensin şaşkmlığı, temin ederim ki, benimkinden bü» yüktü.... Yatağından fırladı. Her- halde hayatında ilk defa olarak sıplak ayakla koşarak, oya deme. ») vercinci bağiya da” / ettim... Ver şu mektubu, oğlum... i. graf almış bir adamm merakile * açtı. Hayli uzun bir mameydi. Fa- cakladı.. Ve birdenbire, : tuvalet odasının kâpısma baktı: “Yölanu | sen mi kapadm?..... dedi. “Ha. yırk, dedim... “Peki, dün gece; a- sık kalmamış mıydı?..,,- “Evet... “Gördün rü ya? Giderken kapat mış...,, Kont, zihninden: “e Heygidi kadınlar hey... Bir erkek sizin hayatınıza girince, na- sıl başkalaşıyorsünuz... İşte, ap! tal bir Albertinö'nün yatağında | bir geteyi gecirmek bile © Anitayı | nasıl başkalaştırdı... Kocasının de- ; dikodusunu dikkatle > dinliyor da © Hızır'ın başına öreceğim çorapla alâkadar değil. Fakat, müzaffe- riyetle geri döndüğüm vakit; * her! halde beni kocasma tercih edecek. Körü; Bahçede ayak sesleri, kılıç şa» ya kumandalar duyuluyor * a, Anita; eya meselesine dâir bir! | sey söylememiş olmak isin, ö tara! | fa döndü: 5 <— Gidiyorlar. dedi — Güğersinin ve “ynamağa karar verdim. Getirdiği haber 3 Yine de-beni hice sayıyor » “Tam bu'aralle eşikte'bir köle sun.. Dur heleki Sani cileden çıka. belirdiz vacak bir söz söyliyeyim... | | 072 Kom hazretlerini aşağıda Sinsi ve Rüzilk hin şayip takınıp:, bekliyorlar, efendimiz... e prensi ; — Kim bekliyor? niz, #fendim... « deği, ra dre sekiiieriiğsi öyle büyük bir memnuni tü, kokladı'kie. area Anitanm lakayıtliği; “dalgınlı. içmek altnda dağleeren karan, reler gibi lâhzede kayboldu, Ba. van keskinleşip Benito'ya dikil: iş D Oyalar mı?... “nt, sadece daimi surette TAsğş tezyiflerin i dl “m nihayet “© mütereddi Hasib olmus görmenin 'de Sıkarmak istiyormuş gibi, heceleri uzata Uzata: Dene kızını — Peki peki... Hemen şimdi | Tiyorumu. Kaş. haber ver... ğa & — — Başüstüne; efendimiz...“ Köle Hızir'ın birkaç Türk şi“. “ lâhşorla birlikte namazdan sarya! © oturduğu odanın kapısına vardığı İ vakit; eşikteki nöbetçi, onu elinin tersile durdurdu: <— Az bekle.. Konuşuyorlar... Hakikaten de, bir an evvel, içe-' değil, sevdiği bu riye, civardaki daha doğrusu sara» yn hemen yanmdaki Türk kale . * sinden bir haberci gelmişti: | Gs Bir güvercin döndü,'reisi. Ham: ş | ihtiyar korsanı » Mi Tefrika numarası: 55 “““Yazanı(Va NO) — Nereden? . diye sordu. — Yılanlı manastirdan... Biri: — Aferin Tatarsurata... Ateş gibi oğlan... Başka biri: — Yalsirz öna mıya... Aferin gü Hizir, kaşlarını çattı: — Şunların isimlerine ağzmızı alıştırmayın! Diye kaç kere tenbih Mini mini bir mahfaza içine bu- rulup sokulmuş bir kâğrt.,. Kor - sanların reisi, bunu, asrımızda tel» kat, kâğıdın sıkleti az olması için pek incecik bir hatle yazılmış in. Pirinç tanesi üzerindeki Kulhü- vallahiye benziyordu. Meğer bir korsanın yönleri yalnız ufuklarda- ki karatltıları değil, böyle küçücük! çizgileri ve noktaları da söçermiş., Hizm, mektubu, yanmdaki en za- yıf arkadaşıma uzattı: — Çelebi... Oku sum bakalım. Ve, Çelebi Kikabk adam, oku. mağa başladı; “Emeklerimiz boşa gidiyor. Giz liyeraltı yolların “yeveidiyeti muhakkakaa da, wethallerinin ne- rede olduklarmı ve nasıl açıldıkla. rını bulamıyoruz... Rahiplerin an. cak en kıdemlileri sırları biliyer... Fakat, öğrendiğime göre. içlerin » den biri hiyanet ederse, başpapaş, kapıların açılış şeklini değiştirebi- lir ve yeraltı sarayını onun tarafm:| dan bile girilemez bir hale sokar. mış, Bu sebeple bir iki papas ya «| kalayıp sorguya çekmekten de bir şey çıkmıyacak. - En iyisi hizlere itimadın devamıdır, Elbete bir gün tanrının yardımile ortaya çıkarari “ağız, Şimdilik bu esaslı meseleyi' de dil, fakat öğrenebildiklerimi arz «deyim, Bu heyecanlı . günlerde! manastır dışına çıkanlar şüphe al- tında kalacağı için haberleri yine .güvereinle yolluyor, Aslı Venedike; ! Mi yahut Cenevizli olan fakat bu-i valarda Yâni yahut monsenyör dir ve dolaşan hir genç, bugün bizim baş papaşa köylü. kılığında geldi. Bu adam, her halde, bizim uşak) larm arasına, sokularak casusluk) etmiş, Ali de ona ötebebri anlat, miş« Çenemnizi tutmasmı ne zaman ÖĞPENECEĞİZ Tse, Hızır, kaşlarını catıp orada dus rap ve bu şen cümle ürerine gas. kaloza dönen Aliye haktı, zavallı Yâni Yâni ha?u Dün gec»! heraher nöbet betlâdiğimiz oğlani Ay, o casus mu imiş7... Ben'onk gösteririm! Diğer iHiyer- bir korsan” alay oitiz — Haydi, bul da göster bakâ « İm Gülüştüler, Çelebi devamla: “Şimdilik benim sağır vedilsiz olduğuma tamamile inanniış' gibi görünüyorlar. “Fakat, ““Yâni'nn i şini çoktan bitirmiş, kocaman hay ——— ORMANIN KIZI Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla- rında geçen aşk ve kahramanlık. heyecan. esror ve tetkik romanı MN“ şagmamm Yazan: Rıza Şekib we Ebulülâ her zaman, tekrarladı: — Kara, gitmiyecekmiyiz ? Ebulula, bunu gördükten son! ra artık aşağı inmekte bir mahzur görmedi. Bir hemlede indi. Kar- “ şenın yanına vardığı zaman o İ- vanın başını çoktan ezmiş bulu- nuyordu. Karşa, eski galibiyetlerini kut-| lulayan bağırışıyla haykırdı. Sesi, | ormanın içinde çınladı. Sabah vakti onun sesini işiten hayvanla»| rı uzaklardan cevap ( verdiler... Filler tambur çalar gibi tiz ses - lerini, Karşanın kulaklarma iriş- tirecek kadar yükselttiler; aslan- ları hafifçe kükrediler. Bir galibiyetle açtıkları sabahın kapılarından giren ışıklar, en giz- li köşeleri -aydınlatacak (kadar boldu. — Karşa!... Tebrik ederim. Ebululanın bu sözüne o, küçük fakat vakur bir tebessümle mu - kabele etti. Sonra Ebululanın kı lundan tutarak yürüdü. — Yıkanalım... —Olur. | : Sessizce yürüdüler. Onlar adım. attıkça, her köşeden, her yaprak altından bir canlı ve küçük hay - vanın hüylanarak © öteye beriye kaçtıkları görülüyordu. Su yanı »a yaklaştıklarr onlara, sulara satılan kurbağalar haber verdi. Yarım saatten fazla su içinde kaldılar Bir balık gibi yüzdüler. Sonra geniş gövdeli ağaçlar altı- na uzanarak vücutlarını kurula- dılar... Ebulula, her zaman, sık sık! söylediğini buğün de tekrarladı? — Karşa! Hâlâ bu ormandan! çıkıp gitmiyecek miyiz? hiz eimlesi, wide: bulandırma.' dı değil... Herkesten şüphelendiği) için, en İmei rahiplerin ve sa- raşdaki alımları ulan Torello'- nun yenme: hile bekikattekinden başka bir baskın pidm: anlatmışı.! İhtimal ben de tevrübe ediliyorüm.| Fakat, öğrenüğemi yaziyorum! Ona göre hareket ederek yakalan-| mama seb-lye* vermeyin!.. Baş) papasın ede eği işkencelerden de- Bil, şü yeraltı esrarını keşfeden:e-) | mekten körkuyorum... İşte, yap -! tıktarı plân... İ Korsarların başı mektubun oku nuşunu kesti: — Mekânı cennet olsun Fatih... Bize İstanbulu kazandırdı amma, şu papaşlara verdiği müsaadeler yok muya hani,. elimizi, ayağımı - x bağlıyor... Yılanlı manastırları, gasus yataklarmı, ver altındski köstebek yuvalayinı dağıtamıyo . vuz! Çelehi, mektubun arka tarafşor da okuyacaktı, Fakat, kapı önünde bir gürül. N tü olduğunu işitti. Bir sesi İ — Canım, nlein iceri bırakmı- “yorsunuz .. Kendişi çağırtmış iş d te... - diyordu. Hızış seslendi: — Kim o gelen?.. Bırak içeri! oğlum... (Devamı va:) * hâlâ bu ormandan çıkıp 7 sık sık söylediğin! — Bu suallerin de artık Lana usanç verdi, Ebu'ula... Bugün p?- ki desem, yatın gideceğimiz yer- den beni buraya sürüklemek isti- yecek olan gene sen olacaksın.. — İyi ya. O halde gidelim. O- ralarda sıkılırsak tekrar gelip or- manımıza kavuşuruz. — Ya hayvanlarımız ne ola « cak? Karşanın ormandan ayrılma » masına yegâne sebep bu hayvan - lariydi. Bunların her biri birer kement halinde onu ayakların - dan ormana bağlamış gibiydiler. — Ne olacak. Hiç?! Yemek- lerini sen mi temin ediyorsun. Kendi başlarınm çarelerine ba- karlar ve seni çok kısa bir za- manda umuturlar, — İşte benim de en çok gücü me giden şey bu unutulmak. — Adam sen de.. Ne olacak, hayvanların seni (o unuturlarsa.... Yok kendine bir eğlence arıyor * san, bunlardan birini pek âlâ ya nımızda götürebiliriz. Karşanm yüzü güldü. Şimdiye kadar bu, hiç aklma gelmemişti. Evet, pek âlâ götürebilirdi. Hele Topacını., Topaç, Kuarşanm en genç as. lanıydı, daha iki aylık ya var, ya, yoktu. Ufacıktı.. Kendisini gör düğü zaman ana yuvarla- na koşar gelir, kucağına atılırdı. Onun bu koşuşunu (bir topaça benzettiği için adını Topaç koy- muştu. — Topacı alıp götüreyim. — İyi amma, anası bırakır mı bakalım. — Soracak değilsin ya.. Alır götürürsün, o kadar, Karşanm buna yüreği dayana- mazdr. Bir yavruyu anasından a- yıramazdı. N N — Bu olmaz, dedi. — Senin gitmeye niyetin yok da her şeyi vesile yapıyorsun!. — Olabilir... (Devamı var) HABER AKSAM POSTASI IDARE EV Istanbul Ankara Çaddesi Posta kutusu: İstanbul 214 Teigra! âdresi - istanbul HABER Yazı işleri telefonu i 84812 idare velân ... 24079 ABONE ŞARTLARI Türhiye Ene 400 Kr. 2709 Mr. 730 . » Vas 1490 » o . Senelik " Sayik 3 aylik “ayi İLÂN” TARİFESİ ğine Manyarının, sai vase Sahibi ve Neşriyat Müdürü; rasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası

Bu sayıdan diğer sayfalar: