Baba kefili Frieda Mikesh Viyanadan yazılıyor: .i Yukarı Tunada 18sız bir ada- nn üstündeki kocaman ağaçlar si dan birisinin arkasından fırlıyan | bir delikanlı tabancasını Linz| mekteplerinden birinin muallimi! olan Franz M.kes2 doğru boşalttı. | Ölecek kadar ağır Yöfslâhan röuallim, yere serilerek suyun kı i yısına doğru vuvarlandı. Güzel, sarışm ve yirmibir yaşındaki Matmazel Frieda Mikeş koşa ko- sa ırmağın kenara, yaralanmış babasının yanına gitti. Babası! sönmek üzere bulunan gözlerini | kzına çevirerek sen sözlerini pe ledi: — Beni Dayuhammer vurdu! Kızının verdiği karşılık ise, az evvel yemiş olduğu kurşunlar ka: ar adamcağızı şaşırtmış olmaİt «| dır. Çünkü kiz, ölmekte olan ba-| basından yüzünü çevirerek, elin -| de henüz dumanı tütmekte olan! tabancasiyle yukarıda durmakta olan nişanlısına seslendi: - Hâlâ yaşıyor; hesabını şim di tamamlarım... Bu sözleri söyliyen kız, baba- sının başını çevirerek yüzü aşağı- ya gelmek saztıyla suya daldırdı 0» boğuluncıya kadar öylece tut- u, İşe nişanlısı kurşunları sıkarak | başlamış, kız da onu suda boğ -! makla adamcağızın öbür dünya - ya yapacağı 7 ılculukta çabuk dav ranmasına Yardım etmişti. Bu cinayet bütün safhalariyle düşünülmüş, İsi tasarlanmış bir plâna göre başarılmıştı, Fakat ge çen hafta jürinin verdiği karar ü- zerine Linz ağırceza mıhkemesi- nin hâkimi D, Mittermayer kıza beraet, sevgilisine üç yıl ağır hiz-|. met hükmünü bastırmıştır. Babasını öl İürmüş olan kızı be rast ettirdikten sonra delikanlıya böyle bir hük'im verilmesini mü-| dafan vekillerişiddetle protesto etmiş oldukla.ı gibi delikanlınm affı için Avusurya Cumhur Baş- kanlığına binlerce imzalı koca ;| man bir istida gönderilmiştir. ii VA Mahkemede uzun sorulara ve münakaşalara hiç lüzum kalma» mıştı. Cünkü gerek" kız gerekse sevgilisi suçlarını hemen itiraf e- divermişlerdi. ların vaktinde yetişip babüsin: kurtarmalarından korktuğu için bundan vazğeçmiş; sonra taban- cayla vurmağa niyet etmiş, bunda! da elinin tam vaktinde titreme - sinden çekinerek vazifeyi yirmi yedi yaşındaki . sevgilisine , ver miştir, Jürinin kıza karşı bu kadar yu- muşak davranmasına sebep de, yüzlerce şahidin*bu 48 yaşındaki! baba aleyhinde çek kötü şehadet- te bulunmalarıdır. Muallim, bütün anlamiyle za - lim ve sert bir adammış. Kız, ye- diği dayaklardan o kadar bez- miş, canından o kadar bikip usan! mış ki, birçok defalar kendini Tu na nehrine atmış, fakat her defa- sında kurtaruarak gene o zalim| babanın evine götürülmüştür. | Hâdisenin ölsi kız babasının yüzüne gülümsemiştir. Katı yü - rekli baba ise kızının on üç yaşı-! na girdiği gündenbari böyle gül - düğünü görmemiş olduğu için şa- şırmış aynı zamanda da bu, ho - şuna gitmiştir. Mütemadi tehdit. lerle şimdiye kadar kızın gidip hükümete haber vermesinin önü- Frieda önce zehir! kullanmak istemiş, fakat doktor -| sevgilisi ne geçmişti. Fakat kızı artık yir-|. mi yaşına girmiş bulunuyordu ve günün birinde gidip çektiği işken! celeri hükümete haber verecek! diye, muallim, endişe duymaktay-| dı. İşte bünun için biraz yumuşak davranmak istiyerek kızına niçin böyle güldüğünü sorunca, kız da: — Babacığım, bu sabah senin- le birlikte, bütün diğer. baba ve| kızların yaptığı gibi şöyle bir ge;| zintiye çıksak diye düşünüyorum da... Nesolur, ikimiz şöyle başba-| şa bir kır gezintisi yapmak için, | ırmağın yuka:ısındaki adalardan! i birine, hani beni altı yaşınday - ken götürmüş olduğun adaya git.: sek?... Cinayete teşvik ettiği tarafından atılan kurşunlar tesi- rini göstermeyince öz babasını başını â suyasokarak boğdu! Fakat Viyana mahkemesi bu kâtili s Avusturyanın Linz şehrinde Mikesh ailesinin oturduğu mahalleden bir görünüş. — Ne vakit gitmek istiyorsun? Pazara mı? — Hayır pazar istemem; pa - zar günleri herxes oraya ve başka adalara da üşüşüyorlar. Niçin bu- gün gitmiyelim? Bugün cuma... Kimsecikler yoktur.-Kendi başı - mıza gezer dolaşırız. Boyuna bi - .ribirimizden nafret edecek deği - liz ya!... — Frieda, ben senden hiçbir vakit'nefret etmedim. Bana kar- uçsuz gördü! şı itaatli ve arkadaşça davrandı. ei ğın zaman aramızda hiç patırdı al olduğu var mı? Evet, bugün gide- ue lim!... Alil ve yatalak olan karısı hem erkeğine, hem de kızına tuhaf tu haf baktı. Bu gezintiden hiçbir şey anlıyamıyordu. Kocası bir vakitler çıldırmış ve bir trmarha- neye atılmıştı. Az sonra ise tek- rar çıkarılara& 10 ile 14 yağ ara - sındaki ilkmektep çocuklarına muallimlik yaşmasına müsaade olunmuştu. Demek ki şimdi deli| filân değildi. Kızını sevdiği ya - hut ondan nefret ettiği hiç de bel- li olmazdı. Fakat kızın babasın - dan nefret ettiği muhakkaktı, Kız herhalde birşeyler düşünü. yordu, belki de gayet ciddi bir genç olan Riçard Deinhammer'le evlenmesine izin vermesini bâba- smdan yalvaracaktı. Muallim, bisikletçi elbiselerini! giyerken Frieda da kahvaltı sepe- tini hazırlamağa koştu. Bu hazır. lık esnasında köşedeki bakkal - dan birşeyler satın almak lâzım geldi. Orada Riçard bekliyordu. Aralarında bir iki söz geçti. Ri . çard bisikletine atlıyarak çabuk çabuk Linz şehrinden uzaklaşma- ğa başladı. Az sonra Franz'la kiz daha yavaş olmak üzere onun arkasın- dan yola koyuldular. Macaristan- kat çalılığın içinden bir kibrit a - da ve Almanyada olduğu gibi A- vusturyada da şehir haricinde © tomobillere p*k 'nadir tesadüf o-| lunur. İ Muallimle kızı ırmak kıyısın - | dan yukarıya doğru bir saatlik bi- siklet yolculuğundan sonra kaya- İ İk ve üstünde bodyr bir ağaçtan| i Sevgilinin babasını vuran ve sevgili si serbest bırakıldığı halde kelğğisi | hapsedilen Ricard Deinkammer | başka birşey nulunmıyan çorak bir adayı gördüler. Muallim: — Buraya bizden önce gelmiş| birisi var!... ; Deyince, kız, birdenbire pedal- lerini durdurarak: — Nerede? Onu nerede gör * dün? Diye sorgulara girişti: — Kimseyi gördüğüm yok, fa- levi gözüme ilişti de!... Baba ile kz bisikletleri yaşlı bir kayıkçıya teslim ederek kayığa atladılar. Muallim küreklere asıl- dı ve kızını adaya doğru götürdü.! Kayığı da kızının ısrar ettiği nok- taya yanaştırdı. 7 Adaya çıktıkları sonra birlikte) bir ağaca doğru yürüdüler. Baba, elindeki kahvalt: sepetini yere bi-! raktıktan sonra kızına: — Haydi söyle bakalım: Be nimle ne konuşmak istiyordun?.. | Kızın bu sorguya karşı verdi. ği karşılık, yüksek sesle: - İşte geldik!.. Sözlerinden başka birşey ol - madı. Kızın yüzündeki ifade ba; bayr şaşırttığı için adamcağız başımı çevirdi ve ağacın arkasın . dan elinde bir tabancayla çikan! Oldürücü yaralar alan zavallı muagl lim töümsekten aşağıya yuvarlanmış ve su kıyısına serilmişti, Katil kız ona doğru gelerek sevgilisine “he * nüz ölmedi; şimidi hesabini temizle” rim,, diye bağırmış ve babasının bt. sını bükerek suya batırmış, boğulüm cuya kadar öyle tirtmuştur. - yörenin 3 birini gördü. Ağzını açmağa va. kit bulmadan #abapca arka ar - kaya böş defa patladı. Mesafe o * kadar azdı ki kurşunların hepsi de muallimin gövdesine saplandı. Bundan sonrasını ise yazimızin baş “tarafında okudunuz... Kız, babasının başını'su için » de tutarken, sevgilisiyle bir iki söz konuştu. Delikanlı kayıkla ir“ mağı geçecek ve - polisler haber almadan önce bisikletine atlıya- rak bu civardan uzaklaşmış bu.» lunacaktı. ; şi Riçard Viyanaya doğru kal - kan trene atlamış olmakla berâ- ber; istasyona çıkarken sivil ta « harri memurları yakasına yapış * mıştı, Kızın polise yabancı bir & dam tarafından babasmin öldü - rülmüş olduğuna dair verdiği ilk ifade'her nedense polisi kan- dıramamış ve nihayet ona haki» kati söyletmişlerdi, Bunun üze » rine sevgilisi yakalanmığtı. , Kendisi de hukuk mektebini bitirmiş olan Ricard mahkeme * de: 2 «— Evet, ben adam öldürmek» ten suçluyum. Fakat hareketimin saiki aşktır. Kendini kurban edi. ci, fedakâr bir aşkın en yüksek şeklidir ki, her ne pahasına olur- sa olsun kurtarmak istediğim bir kızın babasını bana öldürttül. Demiştir. Frieda muhakemenin bütün : celselerinde durmadan hıçkıra > | rak'ağlamıştır ve sevgilisi mal küm olurken ba; ılmıştır. Cum, * hur Başkanlığına verilen istida *. ya da ilk imzayı bu kız atmıştır. Sanıldığına göre Çumhur Başka” nı Riçard'ı affedecektir. Müd « deivmumi İse davayı temyiz et* miş ve kıza berast verilrhesini “4- daletin sulistimali,, sözleriyle tavsif etmiştir.