RüÜyadaresim Yapanların hiç resim dersi almamış oldukları halde vücude getirdikleri eserler ! sergide teşhir Pragda ediliyor Prağdan yazılıyor: Kendinden geçip adeta bir “vect,, halinde bilmeden, anla- madan resim yapanların eserlerin den teşekkül etmiş bir resim ser gisi Çekoslovakyada açıldı. Buranın ressamları arasındı hiç resim dersi almamış olanla. ve ne yaptıklarını bilmeden ese: meydana koymuş olanlar'da var- dır. Adeta, bunların fırçaları ve ka. lemleri “hayaletler,, trafından idare ediliyor. Çekoslovakyada “ruhlar,; la uğ- raşan adamların da bir hayli ol- duğu görülmektedir. Bu itibarla Prağda Klamgallas sarayının on dört salonunda teş- hir edilen bu resimler büyük ilgi uyandırmıştır. Kendinden geçerek resim ya- . pan adamlar, ne resim yapacakla- orımr önceden düşünmediklerini, bir »lân yapmadıklarını söylemekte. dirler. Ne yaptıklarını da garip tir ki, aradan uzun zaman geçtik- ten sora, ikinci bir baygınlık ge- şirdikleri zaman anlıyor ve izah edebiliyorlar. ” Ressamlardan biri, büyük harp te mermi sadmesine uğramış ve a- sabi bir titremeye tutulmuştu. Bunu hâlâ çekiyor, fakat re- sim yapmağa başladığı. zaman titremesi kesiliyor ve en usta sa natkârlar, gibi fırçayı sağlam ve hünerli elle oynatıp resimleri- ni çıkarıyor. Böyle “dalıp resim yapanlar.. dan bir diğeri de Jan Turok is- minde bir işçi köylüdür. Bu köylü günün birinde birdenbire resim yap| ma ilhamına uğramış ve yaptığı! insar resminin altıma da “Kollar, ! ismini yazmıştır. İşin garibi, ken dine geldiği vakit, ne yaptığı re- sim ve ne de altıma koyduğu isim. hakkında bir şey söyliyememiş, i zahat verememiştir. Bu adamın Kollar isimli bir ta. nıdığı yoktu ve Brandays isimli küçük köyünden de bir yere çık. mış değildi. Hiç kimse bu resme o kadar ehemmiyet vermiyordu Fakat! günün birinde Prağdan bu küçük! Brandays köyüne gelen bir ziya retçi, “Kollar'ın resmi,, ri görmek istedi ve görür görmez şöyle hay kırdı. — Sen Kollar'ı nereden tanıyor-| sun? Bu resmi yapan köylü, Kollar| isminde birini tanımadığı gibi böy le bir isim dahi duymadığını söy | bariyle Roma ve Yunan mimarisi- lüyordu. Ziyaretçi dedi ki: — Buresim, Pragdaki Çekoslo vak tiyatrosunun direktörü Ferens Kollar'ın resmidir.. Aynen o.. Bu nasıl olur? Bu iş ruhiyat âlimlerini epey uğraştırmış ve onlar vaziyeti şöy- İs izah etmişlerdir: Köylü ressam, Kollar'ı görüp tanımasa, tiyatro işleriyle hiç alâ- kadar olmasa dahi, bu adamın res. İ ğer eserine bizim bildiğimiz ve bir Atlas denizinde mahvolduğu sa. nılar efsanevi “Atlantis,, kdasın- da bir şenliği. gösteren bu resim Pol Kratki adlı bir ressam tarafın dan vesd halinde vilerde yesirii miştir, mini vaktile bir gazetede görmüş HABER — Aksam Postası SAĞDA: Eski mu » hariplerden bir veş « samın vecd o halinde N yaptığı “Esir,, tablo- ime olacaktır. Kendisi bunu unutsa bi- | le, Kolların ismi ve hayali “tah- teşşuur,, unda kalmıştır. Ve ken disi — onların tabiriyle söyliye- lim — “Artistik vecdine daldığı vakit.. Tahteşşuuru çalışmağa baş İıyarak bu işi meydana koydu. Vecd,, denen şey ise, âlimlerin dediği gibi, kendi kendini ipnoti- ze etmekten başka bir şey değil- dir. Bu uyuyan ressamla;dan bi kısmır, Zühre, Merih yıldızlarını ait olduğunu ileri sürdükleri man zaralar yapmışlardır. Hele-Po! Kratki ismindeki ressam. tarihtev önceki müphemiyetlere dalarak yukarda bir koypası görülen “At.| lantisde bir bayram,, isimli tablo yu yapmıştır. Bu esatiri “kaybolmuş kıta, daki binaların ne şekilde olduğu- nu kimse bilmiyor. Bu kıtanın şiddetli bir zelzele neticesinde At. lâs denizinde kaybolduğunu riva. yet ederler, Sanatkâr Kratki insan hatrrasındaki bu boşluğu doldur- mak için, büyük bir mabet res mi yapmıştır. Mabet, mimari iti- ne benzerse de esasta onlarda. farklıdır. Şimdi şu lâtifeyi Yapıyorlar: “Atlântis bayramını resmini yapan sanatkârı idare eden ruh onu tamamen başka resim yapma ğa sevkediyordu, çünkü bu zat e. tanıdığımız dünya medeniyetin - den izler koysaydı, ( #endisinir sahtekâr olduğuna hükmedilecek ti, Fakat bu ruh, bir yerde pata | Vecdiçinde resim yapan airitsler. « den Kari Koler'in harp aleyhtarı fikirler oo taşıyan bir tablosu: “Niçin?,, merler koymasina müsaade etmiş- tir. Kemer yapma esasını, eski Yunanlılar ve Mısırlılar bilmiyor. du. Kemer daha sonraları Roma lılar tarafından icat edilmiştir. Eğer Romalılar, bu mimari şekli ni Atlantislilerden almısiar idiyse | Yunanlılar da alabilirlerdi, deği: mi? Bilhassa Atlantis efsanesin: çıkaranların başlıcası da Eflâtur isimli bir Yunanlıdır... Şaşırmış olan spritüslistler bu- nu şu yolda tefsir edebilirler: “Bu ressamı idare #söen ruh okumuş bir ruh değildi.. ,. Prağ sergisindeki resimlerin büyük bir kısmını da harbe aittir Acaba bu, neden böyledir? Çe koslovakyada bilhassa harpter sonra ruhlarla uğraşanisr neden; artmıştır? İ Anlattıklarına göre, bütün harp lerden sonra rulvlarla uğraşanlar| çoğalır. Amerikada dabili harp vatsızlık ederek'ressam.n, yapmıs olduğu mabet resmine bir çok ke- ten sonra, büyük bir spıitüaliznei kendinden geçerek resimler yapan sanatkârların eserlerine benziyen resimlerinden biri: “Satir,, merakı vardı. Bu merrkın Avru” pada da son devirlerde çoğalmış olmasını, umumi harbe atfeder - ler. Harp, birçok kimeeleri bir birinden ayırdığı için, ba ayrılan . lardan sağ kalanlar ( Kendilerine teselli verecek herhang' şeye bo- yun eğiyorlar.. Kaybettikleriyle kendilerini temasa getireceği far zolunan her hangi bir teşebbüse inanarak girişiyorlar, Büyük harp- ten sonra sinirleri bozulan birçok kimselerde — tabii ha': muhafa- za edenlerin sadece saçma olarak telâkki ettiği — bu fantezilere ko- layca kanıvermek vazivetindedir. İ Doktorların anlattığına göre İ böyle “dalıp resim yapan sanat | kârlar,, sinirleri rahatsız insanlar | dır... Yukarda görülen “Niçin? . v- “Esir,, isimli tablolar ve diğer f | Alman ressamı Madam Abe Mar, garit; resimlerini o yapmadan ö, kendinden böyle geçtiğini söylüyor. leri hep bu çeşit ressamların ese ridir. li Ruhiyatçılardan Viyanalı meş- hur Fröyd, sanatkârlar hakkında, ki izahları daha ileri götürerek, resim, musiki, edebiyat vesair sa- natlarla uğraşan bütün artislerin eserlerinin, belli başlı kir sinir a- normalliğinden ileri geldiğini söy- lemiştir. Bu, alelâde adamlarda bulunamıyan bir haldir. Çünkü a- lelâde adamların dimağları ve a sabı sistemi, ““normal,, denen ve değişmiyen bir miyara daha ya" kındır. Daha ileriye giden Fransız pros fesörü Mayr bukünkü “müfrit modern ressamların tımarhane- deki hastaların duvarlara yap- Uğı esimlerden adeta farksız olduğunu gösteren bir ispatta bu- lunmuş ve “Delilerle modern res- samların resimleri,, mevzuu üze- rinde Pariste verdiği bir konferans ta bu iki cephenin resinilerini per- de üzerinde göstermiştir. Bazi resimlerin anormallik ese- ri olduğunu iddia eden mütehas- sıslar, Çekoslovakyadeki sergiyi buna örnek göstermektedir. Profesör Mayr diyo :ki: “Belli başlı bazı sanatlarla a- normal zikni vasfiyet arasında in- kâr edilmez bir bağ vardır.,, Z. HABER Istanbulun en çok satılan bakiki akşam gazetesidir KURAL AYN Lis Mi Si Erat