12 EYLÜL — 193. HABER — Akşam Postası © Türkiye Cümhuriyet | MERKEZ BANKASI 719 1935 vaziyeti ÜZERE ZEREN Dünyanın en yetis üzümlerini in Görmek ve yemek istiyenler Hergün Topkapı haricinde Bay Osman T. GC. Nümune bağını şerellendirirler. Paözar günleri caz vardır. EEEEEEEEEER ERER AKTIF Lira 15.000.000. İ 1 026.756.65 Kasa Altın. satf kilogram 16358788 pL 23.005.772 76 Banknot. , 18003.836 — 783.688.70 41.793 297.46 Tedavlüldeki Banknotlar: Deruhte edilen evrakı naktiye ( 158748 563.— Kanunun 6 ve 8 inci madde lerine tevfisan bazine tara fından va.i tedivat | Deruhte edilen evra » nastiye batıyesi ... Karşılığı tismsmen Üz olarak tedavüle ilâveten vazedilen Dahildeki Muhabirler : ZDIAIAPDSZ 221 TÜRK-T.CARET-BANKASI KUPONLU -VADELi -MEVDUAT Türk .398 089 (1 ÜN lama «308.089.11 6.190.763 28 1.047.335. 36 ktiye | (L158.248.562 — gü l t ariçieki Muhabirler : Altın. Saff kilogram 4401278 Ajtına tahvili kabil Serbest dövizler Hazine Tahvilleri : Deruhte ediler evrak: karşılığı Karne » ve Bina ma elerine tevfikan Hazine tara. fhadan vaki. tediya' | 10440: 090.— Senedat Cüzdanı tlazine bonolan — 10.640 380. - 723890804 148.108 183.— İL 10000000. —|158.108 183 18.268 807.04| 18.268 807.04) L. 1.500.000 12.641.248 74 Esham ve Tahvilât Cüzdanı: Deruht 12.662 249 58 51267580 amam 290 Ticari senetler 13 174.925 38 'Muhtelif -. 61 48164131 edilen -vrakı mak | üyenin karşı'ım esham ve tshvildt Otibari kivmetle a 31286 637.91 B. Scibesi Esham we Tahvila 3583889047 Alt ye dör üzerine avans Tahvilar üzere avans Hissedarlar muhtelif 4.552.252 46 32534.54 .. 4024.955 80 Yekün 40607 49034 4 500 000 — 10974815 74 ii “Yekün (26706031340 2 Mart 1933 tarihinden İtibaren. iskonto kacdi sizde 5 5 1-2 — Altın Üzerine avans yüzde 4 1-2 Zayi cüzdan ve evrak | Tiyaire iHU 11 —9 — 1935 çarşamba gü- , Dikiş iş nü Beşiktaşta Yeni maballed Ne I H U Kadın ve ek çamaşırları cüzdan içinde 27 lira para ile bir) o Büyük bale fevkalâde sinema | pek yakında satış mağazası açıyor Muayene cüzdanı kazar.ç vergisi | ve tiyatroculuk birleşik!'kleri pek (Dikiş İş) ucuzluk ve yüksek ünvan ve ikamet teskereleri ve! yakında temsillerine başlıyacak san'at meşheri olacaktır bir de terki tabiiyet için muame-| tır. (Sinema ve tiyatroculuk) bir ZAYİ leli evrakıma ait muamele numa: | leşiklikleri temaşamızaa büyük 10 — 9 — 3S sal; günü Kadı. rası ve terki tabiiyet harcı olan pa. ! zevk yaşatacaktır. köyden köprüye 3.40 da hareket ra makbuzunu zayi etlim. Bulan | memmun | eden vapurda fotoğraf ve filmle-! ln adresime getirdik eri takdir , yacağını ilân ederim. ri havi bir paket . kaykelmuştur. * 27 lirayı kendilerine verece' Beşiktaş Dikilitaş mahallesin) Bulan, Sirkecide Gülşen pazarına Simi aksi halde yenilerini alaca:! de Sarağan sokak No 2 evde! getirdiği takdirde memnun edile- #wmdan eskilerinin hükmü el Da 6 PARDA Hakikatei dışarıda müthiş gürültü « ler başlamıştı. Rüjjiyeri ile Katerin, başları biribirine o dokunduğu halde pencerenin demir parmaklığına yak . laştılar. Bu anda ikisinin o de dişleri sıkılmış; gözleri kan çanağma dön - müş, burun delikleri açılmıştı. Katerin dö Mediçi yavaş sesle; — Hanri dö Gizden başkası göre. miyporum, dedi, Biraz daha, öteye, köprünün öbür bazına bakmız. Muhafızların arka - sından gelen sediyeyi görmüyor mu. sunuz?. — Evet evet,. Şimdi gördüm, sıkıştırıyor.. Buraya varımŞ — Sediye artık gidilemez, Ahali o- deleri bir anda — yırtılacak,, Ve eğer nu sıkıştırıyor. Buraya varınca per -| dostumuz Kruse Navar kraliçesini ta. rırsa pek tuhaf bir şey geçecek? Hanri dö Giz otuz kadar atlısıyla köprünün üzerinde ilerliyor (ahaliye gülümsemeler ve baş işaretleri İle kar şılık veriyordu. Ara sıra: — aYşasın katolik dini! diye bağı rıyor heyecana gelen halk da: — Yaşasın katolik dini. Yaşasın Giz. Kahrolsun dinsizler! sözlerini bağıra bağıra tekrarlıyorardı.l Bu manzara müthiş olduğu kadar güzeldi. Gayet sülü eğerlere binmiş, kıymetli taşlarla süslü, parlak, sırma. tl ipekli elbiseler giymiş olan senyor - lar başlarındaki şapkaların (o tuğları ve parlayan elmasları ile pek güzel görünüyorlardı. Fakat bunların en güzeli, en muh teşemi reisleri bulunan Hanri dö Giz. oğlu İsa. İ cekti YANLAR di. Bu adam, yirmi yaşlarnda uzun boylu, mağrur yüzlü, mütenasip vü - cutlu bir delikanlı idi. Omuzunda mavi İpekten bir manto dalgalanıyor, şapkası üç sıra inci ile süslü bulunu . yordu. Ahali: — Giz!.. Giz..! diye haykırırken Ka. Katerin dö Mediçi'nin oğlu Dük d'An- Junun sâdık adamı Mareşal Tavan i terin dö Mediçi sivri tırnaklarını a . vucuna batırarak alkış seslerini din - liyordu. Uğakta Debarre sokağındaki küçük evde, Mari Tuşenin odasında Fransa kralr başını metresinin gösline yas . lıyarak uyuyordu. PARDAYANLAR —3— HALKIN SESİ HAKKIN SESİDİR Şövalye dö Pardayan Janın çık- masını büyük bir sabırsızlıkla bekle - mişti, Onunla konuşmağa karar ver. mişti, Fakat ne söylemek istiyordu. Kızımı sevmiş olduğunu mu? Onunla evlenmek istediğini mi? Belki düşün - cesi buydu. Lâkin henüz ne istediğini de bilmiyor yalnız genç kızın annesi. Je konuşmağı arzu ediyordu. Janın evden çıkarak yaklaşmakta olduğunu görünce hemen aklında din- liyenleri heyecanlandıracak bir söyler (nutuk) hazırladı. Fakat ne çare ki siyah elbiseli ka. dın tam yanından geçerken söylevin en mühim bir kısmı saydığı başını ü- nuttu, Ağzı açık kaldı. Jan geçti ve Şövalye de şapkasını o çıkararak onu selâmladı. O vakit söyliyeceklerini söylemek i. çin Sen Denis sokağına kadar gitmeğe karar verdi, Şövalye, kadınla görüşmek için en doğru yolun onun evine gitmek oldu- “gunu düşünememişti. Fakat heyecan- Lı zamanlarda herşeyi düşünmek mümkin olamazdı. Sen Atuvan sokağına vardığı za. man bir fırtına kopacağı zaman deni- zin değişmâsi gibi Parisin manzara - smda bir değişiklik olduğunu gördü. Kibar ve âdi halktan ibaret bir kala. halık Luvr sarayına doğru gidiyordu. Büyük cadâe şimdi her kafadan bir res çıkan biyüük (bir insan dönmüştü. Acaba ne oluyordu? Pardayan, yirrsi adım ilerisinde yürü. yen siyah elbisıYi kadından gözünü a- iye 7 ı yırmıyordu. nehrine | Li Birdenbire, ne olduğu anlaşılmayan bir sademe ahaliyi darmadağın etti. Jan da bu esnada halkın arasına ka. rışarak gözden kayboldu. Şövalye herkesi ite kaka kendisine bir yol açtıysa da bir türlü takip etti- gi kadını bir daha bulamadı. O vakit gittikçe biribirine ( sıkışan ahalinin akışına kapılarak Pardayan da onlara karıştı. o Önünde kol kola girmiş iri ovücutlu, kalın boyunlu, kırmızı yüzlü üç adam yürüyor ve halk da bunlar geçerken: — Yaşa Kerviyer, yaşa Pezu, Yaşa Kruse!,. diye bağırıyordu. Pardayan kendisine yakın bulunan birisine: — Bu üç öküz kılıklı adam kimdir? diye sordu. Kıyafetinden kibar zümreden birisi olduğu anlaşılan bu adam yan gözle Şövalyeye baktı. Fakat belindeki kı - ıcı görünce nazik bir tavırla ocevap verdi: — Nasıl Mösyö.. Tahta köprü ku - yumcusu Kruseyi, Ruva dö Sisil s0 , kâğı kasabı Pezuyu, üniversite kitap - çısı Kereviyeri o tanımıyor musunuz? Bilhassa Kereviyer gibi bir adamı nasıl oluyor da bilmiyorsunuz? Bun. dan da kitaplarla uğraşmadığınız an. laşılıyor mösyö. — Kusura bakmayınız! oDışardan Ah, demek oluyor ki bu a- damlar kuyumcu, kasap ve kitangı ha!.. Ne ise, bunları gördüğüme mem-” geliyorum | mun oldum. — Bunlar Mösyö dö Gizin üç büyük dostudur. — Bunların dostluğu Mösyö dö Gi, ze bir gere veriyor hal