42 EYLUL —1 , Tefrika numarası:2 Oturakçı, gülsuyucu, Yazan:(Vâ-Nâ) | masajcı, pe iççamaşırcı, elbiseci, ayakkabıcı ve berber başılar, teşrifat- larla prensin tuvaletini yaptırır onu giydirir! Dünkü tefrikanın hulâsası maktı ki, bu istihzanım farkına Yunanistanın yarkındaki Ağir. | varmadı. Korkaklığı derecesinde boz adasında yoşıyan Prenses Cilberto D'Albertino Türk kor. sanı Hızır Reise (Barbaros Hayreddine) haraç verdiği için, civardaki Sen . Jan şövalyele . rinden korkuyor, Cilbertonun o maiyetindeki Kont Benito D' Ambro o sabah, deği için, bu uyuşuk osilzadeden sese karşı huht bir bağlılığı var. Prens, alkov biçimi, yani duva- rın içine gömülü yatağının içerlek bir köşesine büzüldü, Ufukta ye- ni görünen düşmanlar, sanki, he- men sahile yanaşacaklar, hendek» li surları geçecekler, cisardaki Türk silâhşorlarını - yenssekler, kendi maiyetini tarumar edecek - Ver, ve 48 ensayım içine gelerek o- musku rahat yatağından sürükliye | ? rükliye Papanın huzuruna çrka-| sim, razaklardı!! Ve Papa, güya, kendisini işken- celi bir istintaka cekecekti: “— Sen, bir hıristiyan prsnsi ol. duğun halde Türklere nasıl tâbi oldun?... Utanmadan onlara nasıl bac vediyorsun?...,, diyecekti... Bir ân içinde, gözlerinin önün- den bütün bu fecayi geçti; ilikle- rine kadar titredi, Kont, efendisinin korkaklığını pek mükemmel bildiği - için, onu biraz yumuşatmak istedi: — Daha pek uzaktalar, efendi- miz... Ufukta ancak beliriyorlar... Kuledeki nöbetçi görüp haber ver- di... İki kadırga imiş... Prenses A- hita da, bakmak için büyük tara- Şaya çikti... İsterseniz, siz de teş- rif buyurun... Ne oldukları: anlı- yalım.. Ona göre tedbir düşünü. rüz... Gilberto, karısının adımı işitin- ce kucağına baktı. Rüya görürken arkı sıkı sarıldığı yastığı hâlâ kol. ları arasında tutuyordu. Soğukta kalınmış bir köpek yavrusu gibi, ha- zin hazin inildedi: Fakat, maiyetinin yanm- da izhar ettiği Obuaciz kib tine dokunduğu, için, kendi ni topladı. Yastığı yanma bi - raktı. Öksürüp sesinin pezdesini düzekti: — Ya?... Prenses balkonda de- mek?.. Öyleyse yanma gideyim. . Kont, bıyık altından alay etti: — Bu gece sabaha kadar bera- berdiniz... Gene de üzülüyorsu . nuz... Doğrusu, yüksek hissiyatı - niza gıpta ediyorum, efendimiz... Kulumuz, zevcem cariyenizle hiç de böyle değilim... Kontes bana Yüzvermez... Prens, o kadar zavallı bir aki - âşık olduğu için, bu tehlikeli ân- da bile karısına temas eden bir mevzuu dikkatsizlikle geçiştire - mezdi. — Sabaha kadar beraber oldu- ğumuzu nereden biliyorsur?... Ne biliyorsun?.. Anlat bakalım... Kont, çapkmca göz kırparak: — Bilmez miyim, efendimiz?.. Her gece olduğu gibi... Kendiniz de anlatırsmız ya... Cilberto, içini çekerek; — Ha... Evet... » dedi, Kadın hususunda müvaffak o - latır, erkekliğinin pek yaman ol - duğunu (1?) söyliyerek #zamet satardı. Kont, bunlara inanır gi- bi görünerek, efendisine dalka - veklük eder, göze girer, menfaat Koparırâr. - Halbuki, hakikatte, meselenin iç yüzünü o da biliyor. du. — Haydi, giyimeyim, çabukT — Ferman huyurursumuz, pren- Kont, yatağm başuçunda, per - de saçağı gibi asılı duran altın sır- malı bir püskülü tuttu.Bunun bağ- It bulundıs kalın ipek kaytanr üç “ere salladı. © | Bu yatak odasınm iki kapısı vardı. Biri, demin Benito'mun gir- diğiydi ki, büyük sofaya açılıyor. du. Diğeri ise, aksi istikamette bu- lunuyordu. İpek kaytanm ucundaki çmgı - rağın oda dışmda üç kere sallanıp çalması üzerine, bu ikinci kapı, ardma kadar açıldı; Albertine Prensliğinin saray o uşaklarma mahsus kırmızı çuhadan ve göğüs- leri sırmalı üniformalarını giy - miş iki adam; askeri bir imcizamla adımlar atarak, yatak odasma gir- diler, Ellerindeki uzun gümüş a - salara birer yarım daire resmetti. rerek hürmetkârane bir ruverans yaptılar. Merasim iktizası olarak ikisi de bir ağızdan ve âdeta şarkı söyler gibi, makamla şöylece baş- ladılar: — Sabaaah şerifler hayir: ol - suuun prensimiz! Babadan Oğul. dan ve Ruhülkudüsteceen temen- nimiz ancaaaak saadetini; ve içi- ne girmekle şeref veeeerdiğiniz bu mubaaaarek günü neş'e içinde geçirmenizdiiiir... Ve... İlâhi tertibi olan bu uzun mera- simli selâm, epeyce daha sürecek- ti. Albertino © Prenslerinden yani bu Cilberto'mun ecdadından biri, musikiye pek meraklıymış, Eğer güzel bir şarkı dinliyerek uyanır- sa, bütün günü, akşama kadar, o hava içinde, güzel ve eğlenceli ge- çer diye denemiş... Bu itikatta ol- duğu için, saraya böyle bir şarkılı selâm usulü koymuş. O zaman. danberi, saray müntesibi uşekla . rm en güzel seslilerinden ikisi, ik. W tidar mevkiindeki prensin yatak- tan kalkmasını müteakip odasın - dan içeri girer, ve Albertino ce - naplarına o günkü hayatı, musiki , saadeti içinde başlatırmış... Prens Cilberto, an'aneys o ka- dar bağlıydı ki, fevkalâdelikle başlıyan bu sabahı bile, şarkılı selâmı bermutat, sonuna kadar dinlemeden geçiştiremiyecekti.. Fakat, uşakların girdiği odanm öte tarafındaki açık taraça kapı - sında bir kadının belirdiği görül vücudu, tam bir tezat halindeki tabii kır- mızı dudaklarından nasıl hâsıl olduğuna hayret edilir iradeli, fa- .) kat hiddetlenmemiş bir sesle: gülünç şarkılı sabah teşrifatı an'- anesine devam buyuruyor!... Bi - raz canlanm... Uyanm... Yazık he- pinize... Yazık erkekliğinize... Bü- yüğünüzden ufağınıza kadar te - reddi etmişsiniz... . İçeriki, yani şimdi Kapmı açı - lan bitişik oda, Cilberto'nun tuva- let odasıydı. Sabahlarr, yatağın - dan kalkar, gecelik entarisiyle o - Taya geçer, orada oturakçı, gülsu- yucu, masajcı, iç çamaşircr, elbi - seci, ayakkabıcı ve berberbaşr ta- rafından, gene uzun teşrifatlarla tuvaletleri yaptırılır, giydiilirdi. Bu oda, tamamiyle hususi ma- hiyette olduğu için, değil Anita” - nm, hattâ eslâf arasmdaki hiçbir Albertino Prensesinin içeriye a - yak attığı görülmemiş, işitilme - mişti... Prens: “- Yarabbi, bu sabah se hari- kulâdelikler oluyor... Ufukta bek- lenmiyen bir donanma beliriyor... Sabah teşrifatı yarıda bırakılı - yor... Prenses, tuvalet odama giri- yor!...., diye mırıldandı... Zavallı asılzade... O gün zarfın. da başına daha neler geleceğini bir türlü tahmin edemiyordu. (Devamı var) amm DA HABER AKŞAM POSTASI IDARE EVi Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: Istanbul 214 Telgraf adresi : Istanbul HABER Yazı işleri telofonu : 20872 idarevellân , ; 24370 ABONE ŞARTLARI örkipe Ecnebi 400 Ke. 2700Xr. ' 730. sas ,. 3 ayuk 400, 800 1 aylık O 130 « 300 İLÂN TARİFESİ Ticaret Mânlarının satırı 12.80 Resmi iânların 10 Kuru Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaasp Senelik 8 aylık Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla- rırda geçen aşk ve kahramanlık. heyecan. esrar ve tetkik romanı EN“ j01xm Yazan: Rıza Şekib us Monbito reisinin Niyam Niyamlara hücuma geçmesi kararı kabiydi. Hatta Karşa yardım etmese bile onları haklıyacağına emin olduğunu söylüyordu Reis, Karşa ile Ebülülâya, ya - nmda yer verdi. Karşılıklı oturma canları sık- muşta. Karşa söz açtı: — Reisin beni davet etmiş ol » ması artık aramızda anlaşamazlı-| ğın kalktığına bir işaret olduğu i-| Sin sevinçliyim. — Bu anlaşamazlık geçti. Ka - bilemden birçokları sizin yardımı-| nızla esirlikten kurtuldular, Sonra dostluğunuza ihtiyacımız büyük- tür. Niyam Niyamlarla aramız bo: zuldu. Bunların babanıza karşı da büyük fenalıkları vardır. Bize yar dımınızı İstiyoruz. Karşa, reisin bu sözünden bu « raya niçin çağırıldığmı, kendisine niçin bu kadar iltifat edildiğini an Jamıştı. — Ben buraya, dedi, bir eğlen- ce için çağirıldığımı sanıyordum. Reis birdenbire atıldı: — Tabit eğlence için, Bir erkek çocuğum oldu. Tebaam bu büyük günü büyük bir eğlence ile kurşılı- yacak... Karşa sustu, Reis az sonra, açtığı söz üze - rinde konuşmağa devam etmek is- tediğini şu sualiyle anlatmış oldu: — Niyam Niyamlar için bir ce- vap vermediniz... — Önce aranızdaki geçeni öğ - reneyim... — Aramızda geçeni belki siz çok ehemmiyetsiz bulacaksmız; bunun için kavga etmenin lüzu - muna pek akıl erdiremiyeceksi * niz. Fakat bu ehemmiyetsiz görü nen mesele, bütün Monbito halkr- nm, Niyam Niyamlılara karşı düş- manlığmı uyandırmıştır. Bu ayak. lanmayı bastırmak için muhakkak dövüşe ihtiyaç vardır. Sebebini size kısaca anlatayım: Biz, siz de çok iyi biliyorsunuz ki, daha ge - çen günlere kadar, Niyam Niyam- larla dosttuk. Ve bu dostluğu - muz, birçok zamanlar beraberce düşmana saldırmak derecelerine kadar yükseldi. Bu dostluğun böy- le devam edip gitmemesine hiçbir sebep yoktu. Fakat Niyam Niyam reisi Medkyo'nun çok yakın adam- larından biri en güzel kızımızı kaçırdı. Karşa: — Kız kaçırmak kavgaya bir sebep olabiliyor, demek? — Evet... Biz, kızlarımızı, yal. nız kabilemiz gençlerine veririz. Başka kabilelere değil... — Fakat ben, kadımlarmızı, çok serbest görüyorum. Şimdiye kadar gördüğüm Afrika kabilele» ri arasında Monbito kadınları gi- bi serbest olanları pek az... — Evet öyle... Fakat bu serbest- lik kabilemiz içinde... — Kaçırılan kim? — Madara'nm kızı... Madara benim hizmet adamlarımdandır. Kızı çok güzeldi... Karşa, kendisi de kadm olmak» la beraber, yabancı kabilelere kız verilmemesini bir türlü havsalasr- na sığdramıyordu. Kızı kaçıranın lehinde söylemek de işine gelmi » yordu. Bu, Monbitolarm âdetle - riyle alay etmek demek olacaktı. Reis bundan sonra mütemadiyen söyledi. Hep Niyam Niyamları kö. tülüyor, dostluk zamanlarında bi, le onlardan gördüğü fenalıkları sayıp döküyordu. , Karşa, Ebülülüya işaret etti.Bes' nunla Monbito reifih& YE dövüp” vereceğini bilmediğini anlatmak istiyordu. Daha fazla susması yakışık al muhakkak birşey söylemesi icap ediyordu. Müspeti zaten reisin is tediği şeydi. Fakat menfisi... (Devamı var) 12-9-935 İ | inhisarlarU.Müdürlüğünden:| I — Maltepede tütü: enstitüsünde yapılacak 8000 lira muham men bedelli kalörifer tesizatı kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur. 2 — Şartname ve projeler Kabataşda Levazım ve mübayaat şube" sinden 40 kuruş bedel mukabili al mabilir, 3 — Eksiltme 4/10/935 tarihine rastlayan cuma günü saat 14 te Kabataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. 4 — Eksiltmeye gireceklerin 2490 sayılı kanunda yazıl: şartlar dahilinde muayyen gün ve saatındaribir saat evel (600) fhalık te” minat ve teklif mektup'uriyle me :kâr komisyona müracaatları. (4888) —auı. — 1 — Konya Başmüdüriyeti binasında yapılacak 4900 lira mu « hammen bedelli kalörifer tesisatı açık eksiltmeye konmuştur. 2 — Şartname ve projeler Ka bataşda Levazım ve mübayaat şu besinden 25 kuruş mukabilinde verilir, 3 — Eksiltme 30/Eylül/935 Pazartesi günü saat 14 de Kaba» taşda Levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapı » lacaktır, 4 — Fenni şartname 26 ıncı maddesi mucibince fiatsız teklifler fen hey'etince tetkik edilmek üzere ihaleden 15 gün evvel bütün tek- nik izahatiyle beraber idareye verilecektir. 5 — Eksiltmeye girmek isteyenlerin 368 lira muvakkat teminat paralariyle muayyen gün ve saatte mezkür komisyona müracaatla- xe , (4820)