ŞUNDAN BUNDAN #Meryem ana Yuogslav- yada birkuyunundibinde -) se bilmemektedir; bilinen, İtalya kı - Yugaslaryanın Brod şehrine ya kın Vrpolja köyünde derin bir kuyu - da Meryem ananın görülmekte oldu - ğu havadisleri ortaya yayılmış, bu - nun üzerine vilâyetin her başma koşmuştur. Birçok kadınlar ku yunun içine bakınca, suyun (altında Meryem ananın yüzünü gördükleri - ne and içmektedir. Hükümet kuyuya belki de bir ka- dın düşüp ölmüştür düşüncesiyle ku. yunun sularını boşaltmak için bir it- faiye takımı göndermiştir. Fakat köy- Miler kuyunun çevresine dizilerek it - faiye takımının böyle bir işe girişme- sine engel (olmuşlar ve kendilerini linç edeceklerini söylemişlerdir. Bu tehdit karşısında İtfaiyeler bir iş görememiştir. Hükümet on binlere- varan hacıların İaşe ve sağlığı için ted birler almağa mecbur olmuştur. Bir kadının sözleri nilyonlar kazandırıyor Dünyanm en büyük “ziraat pey- gamberi!,, diye anılan kadın şimdi İn. gilterede bulunmaktadır. Amerikanın bir başımdan öbür başma kadar adı tanmmış olan bu kadın doktor E. Ko- ro Hind adlı bir buğday mütehassısı - dır. Ve rekoltenin nekadar olacağı - nı tpa tıp tahmin etmekte hiç yanıl- mıyan bir bilgindir. Kanada hükümeti onun tahminle. rini resmen kabul ve ilân eder ve bu tahminler yüzünden bütün Amerikan kambiyo borsalarında milyarlara va - ran sekülâsyonlar yapılır. Doktor Hind şimdi (İngilterenin tarım bölgelerini dolaştıktan sonra Rusyaya ve oradan da Tuna Ülkele - rine gidecektir. Yetmiş üç yaşında ol- duğu halde gayet genç görünmekte ve hiç durmaksızın çalışmaktadır. Doktor Hind bundan otuz yıl ön- ce birdenbire şöhret kazanı ver - mişti, O günlerde Kanadanın Vinni - pek şehtitide Baröteeilik (o yapıyordu. Gazete kendisini o yılım o mahsulünü tahmin etmek için bir seyahate gön - derdi. Meşhur Amerikalı mütehassıs - lar mahsulü 945000 ton olarak tahmin etmişlerdi. Doktor Hind bütün ekin alanlarını dolaşıp döndükten sonra rekoltenin 1485000 ton olacağını söy - Jedi ve dediği çıktı, Bu ünlü doktorun kehanetleri | - çin kullandığı yegüne âletler bir not defterile bir çakıdır. Not defterine ba. gakların uzunluğunu ve kök çürüme - Jerine sebep olabilecek “beyaz başla - rr, not eder doktor bugün bile saba - hın yedisinden akşamın sekizine ka - | dar çalışmaktadır. En çok dil konuşulan şehir İngilterenin yün yapak tecim mer. kezi olan Bradfurd şehrinin dünyanın en çok dil konuşulan bir yeri oldu - ğu iddia ediliyor. Buranın ticaretha « nelerinde çalışan bütün Sekreter, dak #ilo ve komisyoncuları dört beş dil bildikleri gibi, yapak (satıcılarından bir çoğu da dünyanın dört bucağını boyuna dolaştıkları için her birisi en aşağı üç, dört dil konuşmaktadırlar, Bu kadar çok dil bilmenin sebebi de Brodurdun ihracat için yabancı mem- Jeketlere bağlı olmasıdır. Bradfurdda “yabancılar kulübü,. adlı bir mjessese vardır. Burada üye olanlara almanca, ispanyolen, fran -| Bızca, italyanca dilleri öğretilir. Ku- lübün üyesi şimdi 500 kişidir. Bütün ticarethaneler, memurlarını kulübe yazdırmağa uğraşırlar, Jtalyada dolaşan esra- rıengiz Japonlar İtalyan organı olan Gazetta Azurranın yazdığına bakılırsa birkaç zamandanberi İtalyan plâjlarında bir takım Japonlar türemiştir. Bunlar - dan bir takımı ufak tefek satarak para kazanmakta, iyi giyinmiş olan bir takımı da turist gibi gezerek hal- kın arasına karışıp her şeyi görmek ve öğrenmek istemektedirler. Ufak tefek satan gezginci Japon- ların çok bir şey kazanmamakta ol - duğu besbelli olduğuna (göre bunlar acaba ne ile geçiniyorlar? Bunu kim - tarafımda ! binlerle köylü akın akın bu kuyunun | yılarındaki bu çeşit Japonların gittik- çe artmakta olmalarıdır. En eski mason İngilterenin en eski masonü şim - di Gal vilâyetinde Pembrok şehrinde yaşamaktadır. Bu zat bir hafta son - ra doksan dokuzuncu (yıldönümünü kutlulayacak olan Mister (Jon Çaris Listerdir, Mister Lister 1870 yılında Mal - ta adasında Irlanda büyük locasına girmiş ve İngiltereye döndükten #on - | ra, kaydını İngiliz (e Meşrikiâzamma| naklettirmiştir. Kendisini gençliğinde cılızlığın - dan dolayı İki defa İngiliz donanma - sından terhis edilmişti. Avusturyada yahudi düşmanlığı Viyanadan yazılıyor: Almanyadaki yahudilerin du- rumlarile karşılaştırılınca buranın yahudileri pek o kadar kötü olma-! | makla berabre Avusturyada da| yahudi adı hiç de özenilecek bir! matah değildir. Almanyadaki ya- hudi aleyhtarlığı ile Avusturyada- kinin arasında çok fark vardır. Çünkü burada yahudi hukukunu tehlikeye koyan bir kanun yoktur. Ancak yahudiler rauhtelif meslek lerini icra ederken çok büyük güç- lüklerle karşılaşmaktadırlar. En ciddi vaka doktorların düş- tüğü güçlüktür. Son on iki ay için- de doktorlar klinikler de staj gör- mek üzere asistanlık alamamak- tadırlar, Çünkü bu kliniklerin hepsi ka- nunen ya devletin yahutta beledi. yelerin malıdır. Yahudi doktorlar birliği geçen gün şu beyannameyi neşrelmiş- tir; ”Mükerreren teşebbüsler, isti- dalar ve müzakerelere rağmen| hastahanelerde genç meslektaş- larımız için yer bulamadık. Yahu- di doktorlar buralara kabul edil. memektedir. Boş bir yer için bü- tün müracaat edenler yalnız ya hudi olduğu halde bunlar alınma maktadır.,, Bu yıl doktorluk fakültesin- den çıkmış olan 250 yahudi maaş- i sız bile çalışmağa razı oldukları halde hastahanelerde yer bula- İ mamaktadır. Hükümet bu işe mü dahale (edememektedir Çünkü asistanları hastahanelerin idare heyetleri seçerler. Halbuki bu ida- re heyetlerinde şimdi bir tek ya- İ İudi üye yoktur. Halbuki bir doktorun yazıha. ne açıp serbestçe İş görebilmesi için muhakkak staj yapması lâ- zımdır. Staj müddetini bitirme- dikçe ruhsatname alamaz. Serbest mesleklerin doktorluk kısmında böyle tayzikler yapılır- ken avukatlar -arasınada da yahu dilerin hukuk alanından atılması için propagandalar başlamıştır. Burada büsbütün bir muvaffa- kiyet ihtimali azdır. Ancak yahu di avukatların sayısı yahudi nüfu- su nisbetine göre olacaktır ki bu da Viyana barosunda yalnız yüz. de üç nisbetinde yahudi avukatı kayedilebilcektir. Avusturya nazileri hükümetin bütün müdahalelerine râğmen şahsi tethiş hareketleri yaparak Avusturyalılarm yahudi mağaza- larından alış veriş etmelerine ma- NABER — Akşam Postası MEMLEKET MEKTUPLARI l Şarköy günden güne | güzelleşiyor Şarköy, (Özel) — Şarköy ura- yı (belediyesi) kasabanın bayın- dırlanması için beş yıllık bir imar programı çıkarmış ve isabetli ka- rarlar almıştır. Kasabanın dirli- ği, düzenliği bakımından imar programında şu noktalar gözönü- ne alınmıştır: 1 — Fenni mezbaha yaptırmak, 2 — Fenni mezarlık yaptırmak, 3 — İtfaiye teşkilâtının daha mü- kemmel ve ihtiyaca uygun bir 4e-| kile sokulması, 4 — Et sebze ba- lık ve sair bunlara benzer yenile- cek şeylerin satılmasına mahsus bir yer vücuda getirilmesi, 5 — Kasaba kaldırımlarının tamir ve inşası, 6 — Elektrik tesisatı, 7 — Su tesisatı, 8 — Deniz hamamı yapmak, 9 — Umuma mahsus gü- zel bir park vücuda getirmek.. Marmara kıyısında çok şirin bir iskele olan Şarköy günden gü- ne gelişmektedir. Beş yıl içinde yukarda yazılan önemli işler de başarılırsa Şarköyün çok bayın- dır ve işlek bir ilçe olacağına şüp- he edilmemelidir. HAYREBOLUDA MEZBAHA Hayrebolu, (Özel) — İlçemiz urayı Hayrebolunun ihtiyacına uygun bir mezbahanın projesini hazırlamıştır. Uray ilçenin bugün- kü durumunu gösterir bir harita- smı da yaptırmaktadır. Harita bitince müstakbel plân yapılacak ve kasabanın imar programı da çizilecektir. TEKİRDAĞINDA BİÇKİ VE DİKİŞ YURDU Tekirdağ, (Özel) <-- İlimizde Umumi harp içinde ingilterede | Bütün Alman casuslarinı yakalatan adam Almanları onlar hesabına çalıştığına nasıl inandırmıştı? Londradan yazılıyor: Genel savaşta Almanya hesabı na casysluk yapıyor gibi görünüp de İngilteredeki Alman casus teş kilâtmı eleveren adamı dün gör- düm. Bu zat Mister Geoffrey Pen. hallion'dur. Mister Penhallion İngiliz gizli teşkilâtının üyesi sıfatiyle başmnı- dan geçmiş olan bin bir sergüzeş- te dair simdiye kadar ağzını açıp bir tek söz söylememişt!. Harbin başlangıcında genç ve zengin bi: adamdı. Ülkenin her tarafındaki! asker alma şubeleri kendini sıhhi sebepler dolayısiyle reddedince, evinde oturup harbi uzaktan ra- hat rahat seyredebilirdi, fakat © muhakkak bir şeyler yapmağa ka- rar vermişti, Kalkıp İnkiliz sü bakanlığına başvurdu ve birçok lisanlar bildi ği için, hele almancayı ana dili gi bi konuştuğundan Almanyanır ber hangi bir noktasında iş göre bileceğini söyledi. Bunun üzerine sü bakanlığı ha rekete geçti, hem de çabuk dav ranmağa dikkat etti, Mister Penhallion, Almanyanır her tarafından gelme ve bütün A!- man lehçelerini konuşa insanlar la dolu bir odaya götürüdü. Bura- açılan (İlk ışık biçki ve dikiş yur- “İsdu)” 15'A ğustostanberi dersle başlamıştır.“ - ni olmağa çalışmaktadır. Bu tet-| Sahne danslarının birçoğu adeta bir nevi canbazlık işidir. Böyle hiş ve propagandanın tesirlerini) dansları yapanların sıkı idman yapmaları gerektir. Resimde gör yahudi tecimenleri hissetmeğe baş|düğünüz erkek Amerikanın en meşhur dansörlerinden Nik Longtur. lamışlardır. 4Rol aldığı bir filmde oyniyacağı bir dans sahnesi için idman yapıyor da çok sıkı ve güç bir imtihandan geçirildi. İmtihandan yirmi dört saat sor» ra tekrar sü bakanlığına çağırıla- rak, isterse gizli teşkilâta alınaca- ğin: kendisine söylediler. Bu tek- lifi derhal kabul etti. Bunun üze rine kendisine: — Pek güzel! dediler, Bundan sonru adınız İzador Rozman dır. Siz Mançesterde Alman ana vs babadan doğdunuz! Ve her hangi bir vasıta ile Al. manyaya gidip orada istihbarat ajanlığı yapmasını söylediler. Ni- hayet intellicens Servisni şefi ken- disiyle vedalaşarak “güzel avlar!,, yakalamasını diledi. O günlerde Hamburga varmak nisbeten kolaydı, ancak asıl güç“ tığı her adimda takip edildi. Dört lük oradan itibaren başlardı. At- beş defa tevkif edilerek en zorlu istintaklardan geçti, Hattâ bir defasında, kundura- larmın tabanları bile #ökülmek şartiyle üstü başı arandı. Fakat almancası kendisini kurtarıyor « du. , Nihayet Berline vararak lâzme gelen makamlara başvurdu. Binin. ci defaya mahsus olmak üzere hü viyet kâğıtlarını çıkarıp gösterdi Anayurda hizmet etmek için İn gil tereden kaçmış olduğunu söy« ledi. Almanyada da sıhhi sebepler dolayısiyle orduya kabul edilme. di. Fakat kendisine önemli işle; verilebileceği söylendi. Alman casus teşkilâtı: — İngiltereden kaçmağa mu » vaffak olduğunuz gibi oraya dön - meğe de muvaffak olacağınıza şüphemiz yoktur. Deyince, kendisi de bunu dene: meğe hâzır bulunduğu karşılığını verdi. Aldığı emir, Liverpula gitmesi söyleniyordu. Alman casus teşkilâtı oradaki ajanlarının vermekte olduğu ra» porlardan hiç de memnun değil. di. Liverpula gider gitmez Al man casuslarının şefini arıyacak ve onu kendi emri altına alacak- tı, Kendisine münasebeti tesis ve muhabereleri devam ettirmek için hususi bir şifre verildi. İngiliz intellicens servisi de Al- manyadan aldığı talimata göre, hareket ederek Livrpu'la gelmesi- ni muvafık gördü. Açıkgöz İngiliz Liverpula va- rır varmaz, orada Alman casus $6- bekesinin başkanlığını deruhte et- ti. Günün birinde bütün Alman casusları bir toplanmaya çağır: dı; İngiliz polisi de bunların hep- sini bir arada yakalameğa muvaf- fak oldu. Bu işten sonra Mister Penha'- lion tekrar Londraya çağrıldı. Bn davet, göğsüne İngiliz imtiyaz ma- dalyasının takılması içindi. Orduya kabul edilmemekle be- raber anayurduna büyük hizmet- ler yapabilen bu adam, bütün is- rarlara rağmen hatıralarını yaz“ mamaktadır.