Kurt çocuk Macar köylüleri bir ormanda gördüklerini söyliyorler Budapeşteden yazılıyor: Macaristan devlet merkezinden J Bundan sonra hayvan çocuk in - sanlara olan güvencini büsbütün kay- pek de uzak olmıyan bir köyün civa. | betmiş ve artık hiç sokulmaz olmuş « rındaki ormanda kurt suratlı bir ço- cuğun görüldüğü (havadisleri İstok Hani hikâyesini yeniden canlandır . mıştır. Perta gölü kıyısındaki sa . raym bahçelerinde hâlâ durmakta o- lan bir heykel, yarı hayvan yarı in - san olan bu acaip İstok Haninindir. Herharigi bir köylünün hayalin - den başka bir şey olmadığı şimdiki kurt suratlı çocuk söz de dört ayak üstü yürümekte've yanma ' varıldığı zaman bağıracağı yerde acı acı ulu - maktadır. Ancak 1749 yılında Ferto gölünün bataklıklarında balıkçıların o bulmuş olduğu “hayvan çocuk, hayalin uy - durduğu bir masal değildir; gerçek - ten yaşamıştır. Onun tabit büyüklük - te heykelini şimdi Prens Esterhazinin çok iyi bakılmakta olan Saray bahçe- sinde görebilirsiniz. Bu çocuk giydirilen elbiseleri de fırsat buldukça çıkarmakta ve güle ko şarak sulara dalmakta idi. Fakat yüz- mesi İnsan yüzmesinden ziyade kurba Zayı andırıyordu. Çok sevdiği batak - lıklara kaçmasına engel olmak için saray adamları bir çok defa kendi - sini kayıkla takibe mecbur olmuş - 'ardı. Sarayda herkes bu hayvan çocu - ğu kızdırmaktan hoşlanırdı. Kendisi yalnız bir kişi ile hoş geçinebilmiştir. z da saray baş kâhyasmın kizi evlendiği zaman hay e çocuk herkesin geline hediyeler verdiğini gördü. Bir fırsatını bularak göle kaçtı ve tam düğün sofrasma o- turmuşlarken kocaman ağzıyla sırıta- rak gelinin önüne dikildi ve kucağı - na bir sepet dolusu kurbağa attı. Bu sevgi tezahürünü hizmetçiler anlıyamadıkları için, gelinin müda - halesine vakit kalmadan hayvan ço - cuk yakalandı ve müthiş (bir dayak pi. Kültür Direktör tur. Bahçedeki tahta heykel için ken disine zorla modellik yaptırılmıştır. Ağaçtan olan ve hayattan kopye edi - len bu heykel, dolaşık saçlı, uzun bu - runlu ve kocaman çirkin ağızlı on ya- şında atlamağa hazır çömelmiş bir va- ziyette ve elinde bir kurbağa tutan bir çocuğu göstermektedir; Hayvan ç0- cuk denilen bu mahlük şimdiye kadar bir eşine daha tesadüf © edilmiyen bir tabiat garibesi idi, Balıkçıların göl sularında yüzer - ken tuttukları bu yarı hayvan çocuğa dair Macaristanın evrak mahzeninde dosyalar dolusu kâğıt vardır. Bu ki- gıtlar, çocuğun saraya zorla getiril » diğini, çırçıplak bulunduğunu, hiç ko. muşamadığını, ondan (başka bir gey yemediğini yazmaktadır. Hayvan çocuk tutulduktan ancak altı ay Sonra azıcık ehlileştirilebil - miş ve kiliseye götürülerek vaftiz etti rilmiştir. Ona bir analıkla bir baba - lık bulunmuş ve İstok Hani adı veril. mişti. Sarayın oasılzadeleri bu acalp mahlüku medenileştirmek işini bir ter biyeciye vermişler, fakat tayin edi - len mürebbi ve öğretmenler bu husus. ta hiç bir muvaffakıyet gösterememiş lerdir. Bir gün sarayda bir ziyafet veri- lirken gardiyanların bir dakikalık gaf letindem istifade ederek, o Wst başmı çıkarmış ve doğru göle koşarak sula - ra atılmıştır. Hayvan çocuk bundan #ohra hir daha yakalanamamıştır. Üç sene sonra balıkçılar onu gö - lün kenarında o görmüşler, fakat o « raya gidinceye kadar hayvan çocuk gözden kaybolmuş, çamurda yalniz a- yak izleri kalmıştır. Şimdi de bu hâdiseden aşağı yu- karı iki yüz sene sonra Budapeşte ya- kınlarındaki ormanda kurt suratlı ço- cuğu yarım düzüne kadar köylü, gör- düklereini iddia (etmektedir. Ancak kimse ona yaklaşıp tutamamıştır. .. lüğünden : lik mekteplerde talebe kaydına Ey- lülün birinde başlanacaktır. sirinei si- | nıflara bu sene 928 doğumlularla asra evvelki doğumlulardan arta kalanlar alınycakdır. Kül . tür direktörü 10 Eylüle kadar bulunduklari yers en yakın okula, çocuklarını kaydettirmelerini velilerden rica eder. (50165) PANORAMA bahçesinde 9 Eylüi Pazartesi akşamı ' Yavrunun Gecesi | | Deniz Kızı EFTALYA Kemani Sadi ve arkadaşları Saat 24 te iştirak edeceklerdir EEE eee ER Bayan MÜZEYYEN PANCRAMA Bahçesinde - Küçük Çiftlik Parkında EFTALYA SA D Ve arkadaşları devam ediyor ve edecektir. HABER — Akşam Postası Bir okuyucumuzun tavsiye3i Adaların güzelleş- mesi İçin Adalı zenğinler . para vermelidir! İkinci Teşrin de ucuzlayacak o lan Adalar vapur ücretlerin birer miktar zam yapılarak bu parala - rın Adaları Güzeleştirme Cemiye- tine verilmesini, toplanacak yekü- nun dört Adanın güzelleşmesine harcanmasını Ada zenginlerinin düşünerek bu hususta (Ekonomi Bakanlığına baş © vuracaklarını yazmıştık, Cem Tarık isimli bir öleli muz bu yazı ile ilgili bir mektup göndermiştir. Bunda ortaya başka bir fikir atmaktadır. Okuyucu - muz diyor ki: “— Ada zenginleri adalarmın imarını vapur ücretlerine zam is- teyerek bu paraları İstanbul halkı» kın ve Adalı olmıyanların kete sinden almayı düşüneceklerine a- dalar ahalisinin kiraya verecek - leri evlerinin kira paralarından bir nisbet dairesinde para alarak imar etmeleri daha muvafık ola « cağını düşünseler daha muvafık olur fikrindeyim. o Adalarda evi, köşkü olan zenginler bunları her sene 100 liradan 60 liraya kadar kiraya vermektedirler. Ben teklif ediyorum: Adalarının imarını dü- şünen zenginler ve Adalılar kira- larının yüzde onunu Adaları Gü- zelleştirme Cemiyetine versinler . Bu paralar, her halde vapur ücret- İreinden alınacak paralardan da * ha fazla bir yekün tutr. Adaları - nın güzelleşmesini isteyen adalı - lar buna ne derler?.,, Meksikada papas malları millete geçiyor Mexico, 6 (A.A.) — Cumur Başkan, dini malların uluslaştırı!- ması hakkındaki kanunu imza et- miştir. Bu kanun, ayın 30 undan itibaren tatbik edilecektir. Ma - betler, papasların oturduğu bi - nalar, seminerler, fakirhaneler, dini kolejler, manastırlar ve di- ni topluluklara ait sermayelerle bütün binalar ulusal mallar sıra - sına dahil edilmiştir. Bugün görülmekte olan ulus - laştırma davaları durdurulmuş - tur. Finans bakanı, anlaşmazlık mevzuu olan bütün mallara el koy- muştur. | Toptan limon ve portakal satanlara yer Belediye eski halin bir kısmını yıktırdıktan sonra yalnız bir sı- ra dükkân bıraktırmıştı". Yeni halin limon ve portakal toptancı- ları için darlık dolayıs'le yer bu- İ ayi limon ve porta- kalcılar buraya yerleştirilecektir. Bunun için limonculara (o evelki günden itibaren mallarım limon iskelesi yerine buraya çıkarmala- rı bildirilmiştir. ealmikiz— Gümüş 25 ve 50 kuruşluklar Darphane yeni gümüş 25 ve 50 kuruşlukların basılması için emir almış ve bunların kalıpları tas. dik edilerek Finans Bakanlığın- dan gönderilmiştir. Yeri 25 ve 80 $| kuruşlukların basılmasına önü- müzdeki hafta içinde ve sanıldı. ğına göre pazartesi günü başlâ- İ Fakat babası kendisini büyük bir nef- nabilecektir. T EYLÜL — 1985 Pardayanlar Bugün verdiğimiz kısımla heyecanlı bir safhaya girdi Takip ediniz! Mişel Zevakonun “Pardayanlar,, romanı dün gazeteye girememiş « 4i, okuyucularımızdan özür dile « riz. Bugün, bu o heyecanlı ve çok meraklı macera romanının şimdi- ye kadar çıkan kısımlarına dair u- sun bir hülâsa veriyoruz. Bu hü - ldsayı okuyanlar, daha evvelki kas! sumları takip etmemiş olsalar bile | tefrikamıza zevkle devam edebilir) ler, 1553 senesiydi. İkinci Luinin silâh arkadaşlarından olan Senyor dö Pi - yen kral öldükten sonra gözden düş - müştü. Şimdi Fransa hükümeti bu a - damin Marjansi arazisiyle diğer bü - tün çiftliklerini, mallarını Monmoran- si ailesine vermişti, Ve 16 (yaşında Jan isminde çok güzel bir kızdan baş- ka hiç bir şeye malik olmıyan Senyor dö Piyen bir ay zarfında siğmmış ol- duğu kulübeyi de terketmek mecburi - yetinde bulunuyordu Bu sebepten dolayı büyük bir kin beslediği Monmoransi ailesinin iki oğ- lu vardır. Büyüğü Fransuva, ve kü - çüğü Hanri. Fransuva ve kendilerine lânet eden dö Piyenin kızı Janla üç aydanberi deli gibi sevişiyorlarâr. Jan (babası - nım bunu haber alır almaz teessürün- den çıldıracağını bildiğinden işi fev - kalâde gizli tutuyordu. Fakat felâke- te bakın ki bu muhabbet neticesinde Jan Fransuvadan gebe kalmıştı. Fransuva çok dürüst, namuslu ve sözünün eri bir genç olduğu kadar Hanri de bilâkis namussuz, küstah ve fena bir kimse idi. O da her nasılsa Janı görmüş, ve kendisine karşı ihti- raslı bir aşk beslemeğe (| başlamıştı. Hanri Arzasu uğrunda her şeyi yapa- cak, eb e ee bir yaradılışta idi, defa Tai ağabeyisiyle vd n ra Jühli önüne çıkarak onu tehdit et miş, aşkını zorla kabul ettirmeğe ça - Tışmıştı. Fakat Tan bu tehditle karışık tekliflerin hepsini büyük bir soğuk kanlılıkla reddetmişti. Fransuva ile Jan o gece de buluşa :l caklardı Jan, o vakte kadar gizli tut « tuğu gebeliğini o gece sevgilisine ha - ber vermeği (o kararlaştırmıştı. Diğer taraftan Hanri de ihtiyar dö Piyeni bulmuş ve kızının Fransuvâ tarafın - dan namusuhun berbat edilmiş oldu - ğunu söylemiş ve kaçmıştı İhtiyar adam hakikaten kızının o - dasında olmadığımı görünce çok fena olmuş, çıldırmak (derecelerine gel - mişti, Tam bu esnada Jân Fransuvaya ge be olduğunu söyliyecekti, Fakat ka - ranlıkta babasının keskin çığlığını du. yunca her şeyi unatarak (eve koştu. retle karşıladı. Ve kovmak istedi. Bu sırada Fransuva içeri girdi ve dö Pİ yenden resmen kızının desti izdivacı « nı İstedi. Dö Piyen ölmek üzere idi. Son anm da kızının Fransuvanın metresi olmas dığını, ve Fransuvanın o kızma karşı meşru bir emel beslediğini öğrenince çok memnun olduğunu iki genç adam- cağızın hakikaten ölmek üzere oldu « ğunu görünce onu hayatında memnun etmek için hemen orada mevcutbu. Tunan uşakları (oçağirarak onların huzurunda ve küçük kilisede evlen - mek merasimini oyaptılar. Dö Piyen müsterih olarak fakat Jan gebe oldu. ğunu söylemeden Fransuva - şatoya döndü. Babası geldiği için orada bu « lunması lâzımdı. Dük dö Monmoransi iki senedir şa« tosuna dönmemiş, harpten harbe atıl . mışt Şimdi döner dönmez büyük oğ- İu Fransuvayı İspanyaya harbe de « vam İçin gönderi. Babası oğlunun ders hal hareket etmesini emretti, Fransu « va müşkül mevkide kaldı. Neticede karısı Jant Hanriye emanet edip ken- disine görünmeden İspanyaya hareket etti, Tam iki sene kendisinden haber a « lınmadı. Hanri ölmüş olduğunu ileri sürerek Janla evlenebilmek (için çok çalıştı. Fakat Jan Hanrinin hücimla « rına büyük bir soğuk kanlılıkla kar « şt koymağa muvaffak oldu. o Nihayef Fransuvanın gelmekte olduğu haber alındı Hanri her şeyin mahvolduğunu anlar anlamaz hiç olmazsa bir inti. kam almak için Janın Luiz ismini ver« diği küçük kızını Pardayan İsminde ihtiyar ve sadık bir adamına çaldırı « yor. Ve Fransuvaya hakikati söyler « sa, söyliyeteği sözleri reddederse ço « Coğunu öldürteceğini haber veriyor; ;! «Jan.çok korkuyor. Ve Hanri Frans «| suvaya karısının kendisini başkalarile aldattığını, çocuğunu da başkasından olduğunu söylediği zaman hiç ses çi- karmıyor, Fransuva bu vaziyet karşı « sında beyninden vurulmuşa dönüyor. Janın kendisine ihanet ettiğine İnani yor. Kardeşinin de kendisine fenalık yaplığını anlayınca onu da bir düel- loda ağır surette yaralıyor. Ve bir ge- ce içinde tessüründen saçları beyaz olup Parise gitmek üzele lânetler e - derek şatoyu terkediyor. Ayni za - manda gnç bir çocuğu olan (İhtiyar Pardayan efendisi Hanrinin emri hi - lâfıma Lujzi annesine teslim (ediyor. ve o da küçük oğluyla birlikte Parisin yolunu tutuyor. Yalnız giderken Janm suali üzerine kızımı çalanm Pardayan isminde biri olduğunu söylüyor. Son olarak Jan da mini mika Luiz kucağımda olduğu halde Parisin yolunu tutuyor, | inhisarlarU.Müdürlüğünden:| İdaremiz ihtiyacı için nümune ve şartnamesi mucibince muhtelif ebatta 28700 adet sigara makinele rine mahsus nihayetsiz şerit pazar- lıkla satın almacaktır. Istekliterin müsadif perşembe günü saat 14 de pazarlık için 19.9-935 tarihine yüzde 7,5 güvenme paralar'yle birlikte Kabataşta levazım ve mü bayaat öl alım komisyo- (5024) nuna müracaatları. Muhammen bedeli 5807 lira 4 kuruş olan 37 kalem hırdavat malzemesi 20 — 9 — 935 cuma günü saat 10 da kapalı zarf usuliyle Haydarpaşada gar binas, rafından satin alınacaktır. dahilindeki birinci işletme komisyonu ta- Bu işe girmek istiyenlerin 435,5 liralık muvakkat teminat verme leri ve kanunun tayin ettiği vesika larla ve bu işe girmeğe manii ka- nuni bulunmadığına dair beyanname ve teklifleri ayni gün saat ona kadar komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler parasız olarak Haydarpaşada gar binası dahilindeki komisyonda dağıtılmaktadır. (5181)