| Kılıç dişli kaplan H A B E R (X:9)un e aklayan V ı A : ii » - 0 p Na - — . a. şan giye ga ELİ, Ji : 3 a) 15 yoruçu bir yelalarn" N vahşıleraen W : * N > EN «sonra Jan ve ko Sis.) |6/// Gir kayayı oynalli y iki Vahşi Kine bir kapları uf. GANİ vadiyi ayran dağ | (Jan korkudan haykırdı x larken mağaranın kapısı yavaş yavaş VU eleklerme vorai/lar iii > İkapaneak. Daha Heri gideme- >. k | e Sönmüş, bi yanmar > dağın gi olan yol. dan yürüdüler. izlere bohkı- VA Merirridi, yo/ai Blrsa vaka İs ln dularıı- İu şiyoruz. ke ; i dönmediği İZ ayl Wiz, Mimsenin geri WE iki hayat Teh- tikededir... | rah 28 Ağustos çarşamba günl ve akşamı BEN PANORAMA Bahçesinde Sünnet düğünü Her gün bahçe müdiriyetine müracaat. Telefon: 41065 Direktörlüğünden : — İlk Orta ve Lise kısımlarına, yatı ve gündüz, kız ve erkek talebe kaydına başlanmıştır. 20 SERSERİLER YATAĞI Bu ilâcı hazırlamanız lâzını dır! dedi. — Madam, bu nasıl istek. — Doktor, beni iyi dinleyiniz. Dakikalar çok kıymetlidir. Şu s0- fada, şu kapının arkasında seslen diğim anda içeri girecek iki kişi vardır. İşte gözlerinizle görünüz . Diyan gidip kapıyı açtı. Doktor sofnda iki kişi gördü. Bunların yüzlerinde maske bu lunduğu için tanıyamadı. Lâki- elbiselerinden jantiyom oldukla”. belliydi. > Diyan «apıyı tekrar kapadı. — Doktor, seslendiğim anda ne! olacağını biliyor musunuz? Renkten renge giren doktor; — Bilmiyorum! dedi. — Bu iki adam derhal içeri gi. rerek sizi hançerliyecekler. Kara- vermek için size bir dakika muh let. ya ilâcı hazırlamağa razı o lursünuz, yahut ölüm! Doktor ellinci saniyede: — Pekâlâ madam! dedi. — Şu halde anlaştık dokto- Simariçiniz rahat olsun, vicdan: n' > hiç suç kaygusu gelmiyecek- tir Oâer bana vereceksiniz. Kralı gelince, ona istediğiniz gibi bir i- lâç verepilirsiniz.Yalnız iki şişenin tamamen birbirinin aynı olmasına dikkat ediniz. Siz kendi ilâcınızı krala götürdüğünüz zaman, şev- ketmaabın yanında bazı kimseler bulunursa, bunların da ilâcın za dır. rarsız olduğunu bilmeleri ve) Doktor bu söylediklerimi ya- parsanız, Fransa kralı haşmetlâ i- kinci Hanrinin baş doktoru ola. caksınız. Maaşınız iki misli çoğa: lacak ve asalet ünvanına kavuşı- caksınız. Bunları kâfi görüyor mu- sunuz? Doktor titriyerek eğildi. — Şimdi bu iki ilâcı hazırlamak için ne kadar zamana ihtiyacınız - var? — İki csate madam. — Benden size üç saatizin Sa- at sekizde ben buraya gelceğim.. Zannedersem her şey hazırlanmış olur. — Evet madam! Diyan dö Puvatye, zavallı dok- toru titreten bir sesle; — Saat sekizde! diye tekrarla» dı. ; # # » Saat sekizden biraz sonra dok: tor kralın dairesine gitti. Bekleme salonuna gireceği sıra. da yandaki odadan bir kadın çı karak onu kolundan yakaldı. Bu Düşes Detamptı. — Krala istediği ilâcı götürü- yorsunuz değil mi? diye sordu. — Madam... — Şevketmaab size söylerke ben hepisni duydum.. Dektor, kralın emrine itaat etmek, onu öl. dürmek demek olduğunu düşün. mediniz mi?.. — Madam, götürdüğüm ilâç 28. rarsızdır. — Nasıl olur. SERSERİLER YATAĞI — Kayrt için her gün saat 109 dan 17 ye kadar gelinebilir. — İstiyenlere, kayıt şartlarını bildiren öğrenekten bir tane parasız olarak gönderilir. k — Bütün sınıfların engel ve bütünleme yoklamalarına 2 Eylül Pazartesi günü başlanacaktır. Şehzadebaş. Polis karakolu karşısında, Telefon: 22534 kete ieereebiitetiikkietereiliiriere elsi lele eee — Madam, fazla bir şey söyli- yemem.. Yalnız size yemin ede- rim ki ben krala, istediği ilâcı de. ğil sakinleştirici bir ilâç götürüyo- rum. | Düşes, doktorun iki yanağından! öperek ve: — Siz. yüksek kalpli bir adam sınız! diye bağırarak oradan w- zaklaştı. Dairesine girerken de: — Kral ölmiyecek.. Ah azizim Diyan, son gülen tam gülecektir. ! diye düşünüyordu. Bundan da onun Diyandan iyi bir matah olmadığı ve kralı koru. manm sırf kendini kurtarma” maksadına dayandığı anlaşılıyor- du. Doktor Basinyaka: — Kral geceyi nasıl geçirdi? diye sordu. Sadık oda hizmetçisi uyumıya rak bütün geceyi kralın kapısı 6. nünde geçirmişti. — Şevketmaab sabaha kada: rahatça uyudu. — Bu da kendisine içirdiğim *- lâcın tesirindendir. — Fakat şerketmaabın söyled: gi abuk sabuk sözlere bakılırsa uykuda korkunç kâbuslar geçirdi- ği anlaşılıyor. — Onu da anlarız.. Doktor içeriye girmek istediyse de Basinyak önüne geçerk yalva- ran bir sesle: — Doktor! dedi. — Ne istiyorsunuz dostum? — Şevketmaaba, sizden iste- diği şey için itaat edecek misiniz? Doktor içini çekti.. Sonra elindeki şişeyi Basinya- i ka göstererek: — Bu şişeyi göröüyorsunuz, de ğil mi? dedi. — Evet! ' 3 Doktor korku ve endişeyle et» rafıma bakındı. Basinyaka doğru eğilerek: — Beni dinleyiniz.. Kral yalnrz bu şişedeki ilâcı içerse yaşıyacağı- na söz veririm, anlıyor musunuz? | dedi. — Anlıyorum.. Oh, Allah sizi takdis etsin., Doktor gayet yavaş sesle: — Fakat şişe değiştirilecek &- lursa ona karışmam. diye ilâve et« ti, f Basinyak ümit ve korku ile tit. rerken o da kralın odasına gir- di. ILAÇ Birinci Fransuva uykudan uya n« mıştı, Halinde pek büyük bir der“ mansızlık görünüyordu. Yalnız gözleri tuhaf bir şekilde parlak- tı. Doktor bir an kadar, nöbeti geçmesinden dolayı kralın o kötü düşünceden vazgeçmiş olduğunu umdu. Fakat Birinci Fransuva: — Nasıl doktor, istediğim ilâcı hazırladınız mı? diye haykırdı. Doktor odanın ortasındaki ma-