16 AĞUSTOS — 195 Lehistanda —, Bisikletle seyahat İngilizceden çeviren: Ahmet Ekrem Karşınızda anlayışlı açık göz kişi - ler bulunursa, konuşmak için işaret dili £ayet kolaydı. Sabrü tahammül r termek suretiyle yarım saat zar - nda bana lâzım olan istikametlerle Ufak tefek teferruatı bir araya topli- Yabildim ; Şimdiki yolum boyunca yarım kilo- Metre daha ilerledikten sonra sola neceğim, tam sekiz kilometre yolu takip edeceğim,orada sağ kolumda bir Patika bulacağım.bu geçit dosdoğru çit U ağıla çıkar. Geçitten yukarıya yü - Tüyünce ileride ağaca asılmış bir de - Mir tepsi levha görülür. Bu tepsinin yanı başında bir de de. Mir tokmak var. Çubukla tepsiye vu- tup beklemek Tizim. * Dediklerini yaptım. Demir tepsiye demir tokmakla vurdum ve bekledim. Aradan on dakika geçince yanıma sakallı bir korucu geldi, yüzüme tu - haf tuhaf baktı, Tanışma töreni u - © Zun sürmedi. Adamcağız niçin gelmiş İ Olduğumu anlaymea: | O — Yıllar varki bir İngiliz görmedim. | Dedi. Yan yana Yürümeğe başladık. Bir yandan da bana anlatmağa baş - ladi. Burda yaban mandalrı kendile - Yine verilmiş oln çok geniş topraklar- tam anlamiyle özgür (serbest) ol Makla ve bütün manasiyle tabii bir bayat yaşamakla beraber, çitin mu - âYyen bir noktasında onlar için da - © İma bol yem ve su bulundurulmakta. dır. Mandalar sık sık bu noktaya gel Mekte imişler, Ancak biz söylenilen vardığımızda orada hiçbir hayat eseri bulamadık. Korucu buna aldırış etmedi, Su kovalarından biri - Nİ tıkırdattı, ve kuyunun — üstündeki İulumbanım upuzun tahta kolunu a - Sağı yukarı oynattı. Bu işi tam yarım Saat yaptı durdu; fakat mandalar - dan hiçbirisi onun davetine koşmak lütfunu göstermediler! , Bütün üzerine başka bir tabiye de- hali Boy! Bov!, diye böğürmeğe i Yladı. Kocaman ormanın boşluk - armda Boy! Bov! sesleri yankular Cake Sada) yaptı. Tombul alaca kar-! Ealar da bu sesleri taklit ederek kar- $ilık verdiler. Bunun ne demek oldu - 4 Sordum, Korucu ne dedi biliyor Mustnuz? Hani sevdiğiniz kediler - Tİ çağırmak için “gel pisi, pisi,, demez MİYİZ? İşte Bov, Bov da oLehistanın Yaban mandalarına söylenen sevgi Sözleri imiş.!, Sakallı korucu uzun Zaman çabaladı durdu; fakat hep boşuna, Benim de canım sıkılmağa başlamıştı; — Baksana daha faydalı bir çare kullanalım, Ben karanlık basmadan vel bu ormandan çıkmalıyım- Bunun- WA beraber şu Zubryleri de görmeli - ha!.. Ta yüzlerce o kilometrelik Yollardan bunun için geldim!. Arkadaşım araştırıcı gözlerle yü - #üme bakarak; ü — Koşabilir misin? Ye sordu. dimi bir kuş yarışçısı sayamam. Çünkü çok ağır gövdeliyim. Fakat Le. histan yolları üstünde yapmış oldu - ve üç bin kilometre beni adam a- ll pişirmişti. Arkadaşım ise, elli - — çoktan geçmiş bir adam olduğu a kendime bir güvenç (geldi. Hiç Vypzna onun kadar koşabilirdim ya!. bu yüzden onun teklifini kav - Harak; Hint Evet koşabilirim. Haydi yürüye- Dedim, Ağır kütüklerden yapılmış, iki bu- Şik metre yüksekliğindeki çiti Ger - Manarak, öte tarafa atladık ve küçük açıklığa geldik Çabuk koşmalı İ - İm çünkü yaban omandası şu koca Bir ağaçlarından birisini, sanki hiç Mzleç” değilmiş gibi toslarmış!.. Bu da Üzerine pişmanlık oduymağa diydim, keşki buraya hiç gelmesey b adak özle sonu olduğu halde or - zifiri karanlıktı; air kadar kt, Koreu e bir: nizammda yorgun argın Yürüdük, Korucunun omuzundaki tü- feği bana ödünç © vermesi, ne kadar iyi olacaktı. Çünkü üstümdeki biricik silâh? bulaşıkçı kız dışarıya çıkmış - ken mutfaktan almış (olduğum kör bir patates bıçağı idi. Bu bıçağı İs - koçyalıların yaptığı gibi, © çorabımn arasında taşıyordum. Ağaçlarm karanlığa daldıkça ger- çekten sinirlenmiye başlamıştım. Si- nirlerim o kadar gerilmişti ki önümde ki korucu, patikada durur durmaz, ne var, Ne yok diye anlamağa lüzum gör meden birdenbire döndüm ve taban - ları kaldırmak için hazırlandım. Fa - kat bü kertede her nasılsa Okendimi kontrol edebilmiştim. Bir İngiliz ol - duğumu, İngilizlerin de soğuk kanlı insanlar diye tanındıklarını hatırla - yabildim. Korucu, ilerisini parmağiyle göste - rerek: — Bakl.., Diye fısıldadı. Yüreğimin çarpmalarının işitilme - mesi İçin,; içimden (dualar ederek baktım. Yirmi beş adım kadar ileride bir karartı, patikamızı geçti, Arkasın- dan bir daha! teferruatı görmek güç- tü; ancak omuzun üstündeki kos ko- caman hörgüç, bir yaban mandasınmn karşısında bulunduğumuzda hiç kuş- Ku birakmıyordu. Onlar bizi ne görmüş, ne de işitmiş- ti. Alay devam etti. Tam yedi tane. Hepsi korkunç şeyler, fakat tasav - vur etmiş olduğum kadar iri yarı de- gil Korucu gene fısıldadı: Bunlar daha malaktır. Henliz Uç ya- şına bastılar. Tekrar buradan geçe - cekler, Su içmeğe gidiyorlar. Oraya vardıklarında fotoğraflarını çekebi - Tirsin. Burası çok karanlık!... İtiraf ederim ki resim, © fotoğraf bunların hepsini ben © unutmuştum bile! Yeniden yürüdüm. Güvencim geriye gelir gibi oldu. Anlaşıldığına göre bu Zubrylerin koku alma kuvvetleri o kadar keskin değil; demek ki emni - yetle arkalarından yürüyebilecektik. Bununla beraber çitle kendi aramız - da metrelerin sayısı çoğaldıkça be - nim de yüreğimin üzüntüsü artıyor - du. Peki niçin bu yaban mandalarını daha emniyetli bir yere koymuyorlar da böyle kilometrelerce toprağa yer - leştiriyorlar.? Takdim olunmağa hiç de ihtiyacım yoktu. İşte bu manda hiç şüphesiz, sürünün kralı idi; kocaman omuz - lar ve saçı sakalma karışmış biçim - siz bir kafa! Sonra bu mandanm iki ton ağırlığında olduğunu söylediler. Ben ilk karşılaştığımızda onun çok daha ağır geleceğini sanmıştım, Bunun koku alma kuvveti çok kes- kindi; kafasmı kaldırdı ve büyük bir homurtu ile ortalığı kokladı. Belli ki bizim buralara burumlarımızı sokma- mız, canını sıkmıştı, 'Tam bir dakika bize baktı; sonra da bir tankın yaklaşması gibi, ortalığı kolaçan etmek için şöyle bir ilerledi. Korucu: — Koş!... Diye bağırdı. O, birkaç saniye kadar geç kalmıştı. Çünkü ben bağırdığı za- man koşmağa başlamıştım bile? Demek ki Bizon denilen hayvan bu imiş ha! Başımı (çevirerek arka - ya baktım. Yavaş yürüyüşünü çirkin bir koşuya çevirdiğini gördüm. He - men arkamdan da korucu hem tüfe - ğini omuzundan almağa (O Uğraşiyor hem de kahramanca koşuyordu! Arkamızdaki tehdit edici adımlar gittikçe daha gürültü yapıyordu! Biz de tabanlarımızı daha çok kaldırıyor. duk. Sonra patika ikiye ayrıldı. Ben sağ koldakine saptım. Korucu sol ko. la döndü. Bir yandan da bana hağı- rıyordu: — Buradan!.. Buraya gel!.. Ben de çığlığı bastım: — Hayır bu yoldan!., arkanızdan iki ten (ağırlığında bir Bizon kovalarken o münakaşaya pek vakit kalmıyor. Herkes kendi yolun - da koşmatka (devam etti. Bizon da beni takip ediyordu. Başımda saçlarımın gerçekten dim ©“ HABER — Akşam Postam Hitlerin gizli polis teşkilâtı || Gi E Dünyanın muhtelif memleektlerin - de birçok gizli cemiyetler vardır. A - merikalıların K - K , K. cemiyeti gibi. Protestan olmıyanları, bunların ara - sında bilhassa katolik ve yahudileri | korkutmak, işlerine mâni olmak için kurulmuş olan bu o cemiyetten başka yarı siyasal mahiyette o olanları da vardır, İşte Almanyada Hitlerin başa geç - mesiyle büyük roller oynamağa büş- yan Gestapo cemiyeti böyle siyasi bir o cemiyettir. Bitler ve adamlarının o emrilerini körü - körüne tatbik edenbu cemiyet, bir bakıma göre de Alman dey - letinin gizli polis teşkilâtı mahiyetin- dedir. Zaten ismi bu manayı daha ziyade belli ediyor. Çünkü Ge - sta - po heceleri ayrı, ayrı ge, (Geheime — gizli), sta, (staat — devlet), po da polis kelimelerinden alınmıştır. Bu cemiyetten Almanyada kork - mıyan hiç kimse yoktur., Bilhasan ye- hudiler.. Hitler hükümeti el altından tahrikâtını bu cemiyet vasıtasiyle ya - par.. Zararlı ve tehlikeli gördüğü kim- seleri bü cemiyet vasıtasiyle öldürtür. Bu cemiyet mensupları hiç kimseye hesap vermezler. Hüviyet varakala - rmı gösterir göstermez, en büylik po- lis âmirleri bile kendilerine hürmet - le yol verirler, Bu cemiyetin merkezi Berlinde Al. berchtstrasse caddesinde 8 numada - dır. Bu bina evvelce Prusya hüküme - tinin parlâmento binast idi, Gestapo cemiyetinin yalnız Berlin ve Almanyada değil, bütün dünyada ajanları vardır. Bız: Alman gizli is-| tihbarat teşkili da Gestapoya bağlı- dır. Gestaponun adamları odünyanm her tarafındaki bankalardan istedik - leri kadar para alabilirler. Tabanca - ları da hususi olarak imal edilmiştir.Ve her biri bunları kat'iyyen hedefi şa - şırmadan kullanabilirler, Gestaponun şefi, Alman 5, S. (hü - cum kıtaları) reisi Himlerdir. Bu a - dam (Kara Himler), yâhut sadece (Kara) ismi ile de tanınır, Himlerin siyasi! (1) faaliyeti doktor Belin katliyle başlamıştır. Bu zavallı gazeteci maalesef çok Şeyler biliyor - du. Gerek Hitlerin bazı o beynelmilel büyük kapitalistlerle olan münaseha. tından, gerekse Alman meclisi Rayş - tağın yanması işinden çok malümat - tardı. Bu sebepten dolayı kaçmış ol - duğu Avusturya topraklarında Ges - tapo mensupları tarafından delik de- şik edilerek öldürülmüştü. İşte Himler bu idam hükmünün in- fazda başcellitlik — vazifesini gör - müştü. Gestapo, ayrı ayrı biribirini kontrol salâhiyetini haiz beş encümenle idare edilir. Kadın erkek mensupları mec - muu da 300 kadardır. Bu Gestaponun kara listesine yazı - hı olanlardan biri de Almanyanm es- ki Avusturya ataşemiliteri Fon Çirski (Von Tsehirsky)dir. Krale olmakla tanımmış olan Çirskinin vaziyeti her nedense son zamanlarda şüpheli gö - rülmüş, ve kendisine: “Derhal Berline hareket ediniz. Yük sek bir mevkie tayin edildiniz, diye bir telgraf çekilmiştir. Fakat Çirski bunda bir tehlike sez. miş olmalı ki Avusturyadan Alman - yaya döneceğine bilâkis Viyanada izi ni kaybettirecek surette ( gizlenmeğe başlamıştır. Bir taraftan da Gestapo memurla » KA dik olup olmadığını bilmiyorum fakat herhalde öyle olmuşlardır. Hayvanın manzarası bile çok korkunçtur; Kafa toprağa yakın; ormanın ka - ranlığında ışıldayan boncuk gibi iki göz ve biçimsiz kafanm üstünde hi - rer kule gibi yükselen iki kocaman o- MUZ-, wi S5 TAPO Nasıl çalışır? Kurulmasındaki maksat ve gördüğü işler nedir? ları Çirskiyi ölü veyahut diri olarak Almanyaya şyotirtmek için telgrafla beraber yola «4'kmışlardı- Çirski bunu da bildiğinden ismini ve pasaportunu değiştirmiş olduğu halde Avusturya - dan kaçmıştır. ŞWmdi en yakın akra - balari bile nerede olduğunu bilmiyor - lar. Gestapo ajmıılarile dünyada kö. şe kapmaca oynamakla (O meşgudür. Rivayete göre Ges&ıpo, Çirekinin ne- rede olduğunu haber almış ve ken - disini bir vasıta ile ,Llmanyaya kaçır- mış, orada da kurşuna dizmiştir . Bir kaç ay evvel İsvişTedeki yahudi gareteci Jakobi Almanyrıya kaçıranla- rım da Gestapo ajanları olduğu belli olmuştur. t Son zamanlarda (o Çeltoslovakyada yapılan İki cinayetin de -Gestaponun parmağı olduğu anlaşılmıştır. Bu cinayetlerden biri Marienbade şehrinde olmuştur. Almaş leyhtarlı- ğı ile tanmmış Teodor Lessi tg ismin- de bir profesör katledilmiştir. Gesta - ponun Çekoslovakyadaki ikingi cina - yeti de Formis adında bir müfkendisi fazla malâmat sahibi idi. Ve bir müd- det evvel Almanyadan kaçmıştı. Bir gün oturmakta olduğu Villâya üç a- dam gelerek kendisini görmek iste - diklerini söylemişler. Ve Formisle kar şılaşır karşılaşmaz derhal üstüne a « tılarak bir hamlede zavallıyı öbür dün yaya köndermişlerdir. Gestaponun bundan © başka birçok kaçırma © teşebbüsleri de yarım kal - mıştır. Yapılan © araştırmalardan bu gizli cemiyetin istediği adamları Al - manyaya şu şekilde kaçırdığı anla - şılmıştır. Evvelâ bu cemiyet aazlarından biri kaçırılacak adamla dost olmakta, onu ziyafetlere, eğlencelere davet etmek » tedir. —. s.a / Hoşça geçirilen birkaç Sâatten son. ra eve veyahut otele gitmek için ka « pının önlinde bekliyen hususi bir oto- mobile binilmektedir. Adam otomobile bindiği gibi mahvoldu demektir. Çün- kü içeride bekliyen fki kişi bir anda adamın ellerini o ayaklarımı bağlayıp ağımı tıkamakta ve otomobil son sü- öldürmekdir, Aslen Alman olan bu mühendis “ölüm şuaları,, etrafımda Satılık Fabrika Istanbul Ziraat Bankasından: Adanada yeni istasyon civarında Narlıca mevkiinde bulunan ve cem'an 57,915 metro murabbar arazi üzerinden kâin ve Şina- siler fabrikası namile maruf koza ambarı, çevirme ve buhar dai» resi, kazan dairesi, 3 numaralı Dizel motör dairesi," çifleme dairesi, çırçır dairesi, platforma 1 - 2 Dizel motörler dairesi, bu- har kazanı dairesi, biderlik, çiğit ambarı, çiğit ambarı, balye am- barı temizleme paçel ve prese daireleri, malzeme ambarı, zibil ambarı, otomobil garajı, kütlü ambarı, müberrit su deposu, mü- berrit kuyusu, tamirhaneler, çember ambarı, (tahta kurutma dairesi, yazıhaneler, 1 numaralı paviyon “Fen Müdürü hanesi,, 2 numaralı paviyon “Sevk memuru hanesi,, 3 numaralı paviyon “Tamirat âmiri hanesi,, 4 numaralı paviyon “Ustabaşı hanesi, a- mele helâsı, su motörü dairesi, su deposu binalarından müte- şekkil içinde bulunan ve fabrikanın kuvvei muharrikesini teşkil eden 1 -2 - 3 numaralı Atlâs markalı beheri 150 beygirlik üç a- ded Dizel motörü, çırçır makineleri, şifleme makineleri, te mizleme ve prese makineleri, vantilâtörler, umumi transmis- yon, kırıcı makinler, pamuk pressi, nemleme öâleti, kantar, kütlü kırması, su deposu, buhar kazanı, demirhane makineleri, marangozhane makineleri, plât çırçırları, plât o çırçırlarının kuvvei muharrikesi, lokomobil, roller gin atelyesi, yedek alât e- devattan ibaret ve Pamuk ve Nebati Yağlar Sanayii Türk Ano- nim Şirketinin: N i 4 1 NUMARALI ÇIRÇIR FABRİKASI İstanbul 6 ncı noterliğince tasdik edilmiş 30/11/931 tarih ve 15,142 numaralı mukavele ile Pamuk ve Nebati Yağlar Sanayii Türk Ananim Şirketinin baikamıza olan miktarı malüm borcu. nun 10/4/935 tarihinde gönderildiği kayden müspet ihbarname üzerine tesviye etmemiş olduğundan işbu borcun ihale tarihine kadar “e 9 faiz ve Ve 3 kumusyon, sigorta ücreti, hesap masra- fı, nakli nukud, muamele vergisi, avukat ücreti ve sair bilümum masrafla birlikte tahsili için bu borç mukabilinde bankamıza i- potekli olup yukarıda hudud, cins ve sair evsafı ve müştemilâtı yazılı Adana Tapu Müdürlüğünün 22/9/929 tarih ve 64 numa- ralı tapu senediyle şirketin tasarrufu altında bulunan ve 2280 numaralı kanuna tevfikan üç yeminli ehli vukuf tarafından ce man 72,000 lira kıymet takdir olunan mezkür fabrika 1697 nu- maralı Ziraat Bankası kanununun hükümleri dairesinde 10/7/ 935 tarihinden itibaren bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. Muvakkat ihalesi 26/8/935 tarihine müsadif pa- zartesi günü #aat ikide İstanbul Ziraat Bankasında yapılacaktır. Teminat akçesi “b 7,5 tür, Şartname Galatada kâin Bankamız, Adana, Mersin, An- kara Ziraat Bankaları kapılarına asılmıştır. (3696), ratle hudut yolunu tutmaktadır. v N M, (3