16 AĞUSTOS — 1935 Istanbul'da Bomonti şişe birası Müşterilerine : Bomonti Şirketi istanbul şişe birası müşterileri arasında 1935 senesi yax ayları için : Bir Müsabaka Tertip Etmiştir Her şişede etiketin altında numaralı bir kâğıd vardır. Bu vümarayı alanlâr arasında ber ay nihayetinde bir noterin kontrolu altında müsabaka yapılacaktır. Verilecek primler 100, 60 ve 80 liradır Müsabakada kazanan uumaralar her ayın Sinde gazetelerle ilân edilecektir, Kazananlar ayın yirmisine kadar Şirkete müracaat etmelidirler. Şirket dükkânlarda ve lokantalarda numarasız şişe kabul etme- melerini ve şişelerin Özerlerindeki bumara kâğıl'arını mubafaza eylemelerini sayın müşterilerinden rica eder. Bel gevşekliğine Hormobin Tafsllât: Galata posta kutusu 1288 METAMORFOZ KELEPİR BOSTAN | Çapada Çukurbostan omeydanında İ tramvay İstasyonuna üç dakika me - safede 5000 metre o murabbamda bir bostan çok ehven fiyatla (satılıktır. Çap mucibince cephesi 175 metredir. Her şekilde ifraza elverişlidir. İçinde rı müsmire mevcuttur. Bostana Tm e — a 7 bitişik 29/2 No. haneye müracaat, Büyük serbes güreş müsabakası “ an oi Amerikadaki müteaddit şüreşleriyle ün alan v: pederini görmek Çapada Çukurbostan meydanmda memleketimize gelen Dinarlı Mehmet pehlivanla yine evvelce | yedi oda ön ve arka taraflarında va - Amerikada bulunmuş olan ve halkı mızca da sevilen Mülâyim pehlivan İsi bahçeli tramvay istasyonuna İki Arasında Türk Hava Kurumu namına 18 — 8 — 935 pazar günü| dakika mesafede kullanışlı, havadar *aat 16 da Taksim stadında Ameri kan usulü serbesi güreş yapılacak | arka bahçesinde tavuk, koyun ve keçi » Ayni zamanda federasyon tarafından amatör güreşçiler arasın beslemek Era fenni 7 bir seçme müsabakası tertip (edilmiştir. Seçme müsabakasına e. e e tam saat 14 de başlanılacağından bilet sahiplerinin bu amatör güreş z je de istifade etmek üzere saat 14 de stadda bulunmaları rica e | sazanı SOYDAN d iliyor, . : a Mevki biletleri Hava Kurumu”İstanbul merkez şubesiyle İstanbul “a işiçi Filme iyango müdürlüğü ve Galatasaray sırasındaki piyango satış gişele ' ve mwuayeneha tinde satışa çıkarılmıştır. Seyircilerin rahatsız olmıyarak görebil nesini Sirkeciden Sultanahmet Meleri için sureti mahsusada terti bat alınmış ve tsm bir inzibat te | yi caddesi 40 numaraya Min edilmiştir. Biletler mahdut olduğundan acele temin alak nakleylediğini saygıı müşteri Mehterem wet inslardan rica edilmektedir. (4794) lerine bildirir. KAŞE NEOKALMINA a .. Kumbara sahiplerine her sene dağıttığı ikramiyeleri 10.000 liradan 20.000 liraya çıkaran Iş Bankasının Ikişer binlira mükâfatlı kur'alarından birincisi 1 Eylül 935'de Ankarada çekilecektir Yeni tertip ikişer bin lira mükâfatlı beş kur'a her senenin Şubat, Haziran, Tem- muz, Eylül ve Birincikânun aylaritiin yg yg Grip - Nevralji - Baş ve Diş ağrıları - Artritizm - Romatizma SERSERİLER YA: nu. kendinizi daha iyi korur ve belki bir gün iyi bir fırsattan istifade e- deblirsinz.. Düşes samimi bir tavurla söz söylüyordu. Marjantinle Jiyet bu kadının i- leriye sürdüğü düşünceyi sevinçle! kaul ettiler ve hemen o akşam g:dip bekçiler pavyonuna yerleş- tiler. ik —33— JARNAK VE LAŞATENYERİ Birinci Fransuva odasında Dü- şes Detampın kalkıştığı bu son teşebbüsün sonucunu (neticesini) büyük bir sabırsızlıkla bekliyor- du. Jiyet bekçiler pavyonuna yer- İeştirildikten sonra daha koley e- le geçecekti. Görünüşte çok kayıtsız olmakla beraber hakikatte çok kuruntulu! olan bu adamda Düşes Detampa karşı sonsuz bir güven vardı Mağara vakasından sonrı bu kadından nefret ettiği kadar şim- di ona karşı bir sevgi duyuyordu. — Beni Düşes kurtaracak! di. ye düşünüyordu. Böyle bir zamanda kurtulmak sözü Fransuva için Jiyete kavuş- mak anlamını (manasma) geli. yordu. diyetin kend! kızı olduğunu ar- ik düşünmüyordu bile.. Kararmı vermişti, Artık bu düşiinceyi kafasından Düşes Detamp ane ile kız'n bek- çiler pavyonunda oturmağa razı olduklarını haber vermek üzere geldiği sırada #ral Laşatenyeri ile konuşuyordu. Jantiyom derhal çekildi. Fakat kral: — Gitme, bekleme salonunda kal! diye seslendi ve Düşese: — E, ne yaptın? diye sordu. — Şevketmaab, biraz sıkıntı çektim de muvaffak oldum. — Sen beni koruyan bir melek. sın.. Düşes gülümsedi. Kralın bu sözü, geçmişte bir gün gene kendisine, fakat başka bir tavur ve başka bir düşünce ile söylemiş olduğumu hatırladı. — Ne vakit taşınıyorlar? — Hemen bugün olması için ça- lışacağım, şevktemaab? Düşes Detamp odadan çıktı ve hakikaten sözünü yerine getirdi. Bu konuşmadan iki saat #onra Ji- yetle annesi bekçiler pavyonuna yerleştiler. Düşes çıktıktan sonra Laşaten- yeri tekrar kralın odasına girdi. Kralı pek şen görünce ona bir şey sormak lâzım geleceğin: dü. şündü. — Şevketmaab, iyi haber aldı. ğınızı görüyorum. — Çok güzel haberler aldım, dostum. Dünyaya yeniden geldim. Rahat nefes alıyor, uzun zaman- danberi unuttuğum saadetin İez- zetini yeniden tadıyorum. ilk günü çekilecektir. yg — Belki bir hayaldir, anne.. — Olabilir. Bu delikanlın.n se- «ni kurtarmış olduğunu söylemiş. tin, değil mi? Evet, onu bana söy- İedin.. Hem de onu seviyorsun.. Zavallı çocuk. Ondan uzak yaşa- dığım için ne kadar iztırap çekti- ğini anlıyorum. Fakat bütün ü- züntülerin sona erecek.. Korkma, ben seni buradan kurtaracağım.. — Anne.. Hiç bir şeyden kork- muyorum.. Hattâ kral buraya gel- diği zaman bile korkmamıştım.. Halbuki, eğer yalnız olsaydım korkumdan ölürdüm. — Ah o hain alçak!,. — Senin yanında oldukça hiç bir şeyden korkmam. Bu anda Düşes Detamp ilerliye- rek: — Çocuğum.. Bu sözlerinizle belki de aldanıyorsunuz! dedi. Jiyet şaşkın bir halde kaldığı i- çin cevap vermesine imkân bırak- madan ilâve etti: — Son sözleri duyduğumdan ve sözünüze karıştığımdan beni affe- diniz. Gelişim size iyilik içindir. sözlerini söyledi. Marjantin sordu: — Siz kim olüyorsunuz ma- dam? Düşes Marjantinin ışıklı ve an- layışlı bakışlarını görünce hakika- ti anladı. Bu kadın artık deli değildi. — Yüzüme dikkatle bakınız.. Beni tanımıyor musunuz? Jiyet: | — Madam! diye rica etmek is- tedi. Marjantin kızının sözünü kese- rek: — Bırak da söylesin kızım! bi. leceğim ve öğreneceğim gibi geli- yor. dedi. Jiyet yavaş sesle: — Acıyınız bize.. Susunuz. di. ye yalvardı. Düşes sert bir sesle; — Size iyilik için geldiğimi söy. lemiştim. Bu sözümü ispat etmek- liğim lâzım. Bana iyi bakınız ve hatırlamağa çalışınız. Haydi ba- kalım.. Parisi hatırlıyor musunuz? Muve Garson sokağı aklınıza ge liyor mu?.. sözlerini söyledi. Marjantin kaçmak istiyen hafı- zasını tutmak istiyormuş gibi iki eliyle alnını sıkarak: — Muve Garson sokağı mı? de. di. — Evet, beni orada gördünüz, Marjantin.. — Sanki sizinle pek samimi i. mişim gibi beni yalnız ismimle ça mryorsunuz. Bununla beraber... Hayır... Sizi görmüş olduğumu ha. tırlıyamıyacağım.. Muve Garson sokağını da nerede olduğunu bil- miyorum. n — Sivri çatılı kiremitleri ile göğe baş kaldıran büyük evlerle çevrili küçük dar bir sokak, orta» sında, çirkefli suyun aktığı bozuk bir yol... Kirli dükkânlar... Ayak- ları çıplak, üscü başı paramparça haylaz çocuklar. Sizi acıyış do- lu gözlerle süzen bir sürü halk..