e ÜPa ÜÜÜ A ga T R SS MN T R D (X:9) HABER'in deniz ge - zintisi için İstanbula gel - mişti. . Gezinti günü akşamı A- merikadan bir telgraf al dı. Amerika polisi bir tür - lü başa çıkamadığı bir: KALPAZAN çetesi için kendisini Ame - rikaya çağrıyordu. (X:9) Telgrafı alır almaz der: hal Amörikaya hareket et- ti. Ve giderken de — çok sevdiği HABER okuyucu- larma bu — macerasını da anlatacağını vadetti. Pima meydan okuyan Senm misim. 162 l p> D Pa v Kkurltulmak işin biricik Yef, Akahlakının eElbisele. e Glze e Ü . Beli Aen k'gr.(:zî v rerelİ er iselerini giyerek kaşdı ğımiızı arılagzıg“a 6 a © Küçük Con'un Geçenler x 19 ZNT )e Başından geşler allahlarının kafrmak için h. )ikçare oramalı. Voluruz, Bi #Faclan uzak. daşrmamız dözım. ğ?ı,—?f. onlar dığını görürlerse bel. bize) yol verirler REÜE e SERSERİLER YATAGĞI Fakat salip üzerine yemin ederim| ki oradan sekiz günden evvel çık “mıyacağım. Bu da sizin işinize pe- kâlâ gelir zannederim. — O şehir neresidir. Loyola Manfredin, kralım oraya gittiğini bilmediğini zannederek: — Fontenblö!. dedi. Manfred bir kahkaha salıver 'i: — Öyleyse, söyleyiniz de, ken. disinden başımı istiyeceğiniz muh terem dostunuz Fransa kralına ka. 5 dar sizi elinizden tutarak götüre- yim! * Loyola: — Fransa kralı mı, aldanıyor- yanuz, ben o şehirdeki bir manas- tıra çekilmek istiyorum. sözlerini kekeledi. Manfred başını çevirip Kokar- dere baktı: — Sen oraya gıdıp geldin.. Fon. tenblöda hiç manastır var mı? — Hayır.. Öyle bir şey görme. dim, — Görüyorsun ya mösyö, sizi Fontenblöya götürmekliğimiz im- kânsızdır. — Peki, o halde beni götürece- ğiniz şehri siz seciniz. Yalnız bir şey soracağım: Buradan hareke- tim ne vakit olacak? — Hemen şimdi! Loyola büyük bir fedakârlığa #azı oluyormuş gibi: ,, —Peki! dedi. Fakat bakışların. b an bir sevinç ışığı Man g len kaçmadı. Delikanlı: — Bu evin karşısında rahat bir yol arabası vardır ki körükleri bir anahtarla kilitlenir. Kokarder, a- rabacı iskemlesinin altında bir torba var. Orada yol ihtiyacı için lâzım olan şeyleri bulursun.. de. di. Kokarder: — Peki! cevabını verdi. — Bak nasıl olacak: Üçünüz, Sen, Fanfar ve bu muhterem adam arabaya bineceksiniz. Eğer bağı- rıp çağırmağa kalkışırsa hançeri- nin namlusunu üç parmak kadar boğazına sokarsın Fanfar araba- nın içine girerek körükleri içeri- den kilitliyecek.. Sen de arabacı yerine çıkıp iki kuvvetli Norman beygirini kırbaçlıyacaksın! Loyola: — Hiç mukavemet etmeden i. taate razıyım. Halbuki siz kuvve tinizi suiistimal ediyorsunuz. Bir Allah adamı kuvvete kuvvetle kar şılık vermez. Yalnız beni götüre- ceğiniz yeri söyleyiniz! dedi. Manfred şiddetli bir tavurla: — Siz demin kendi sırrının saklamıştınız. Şimdi sırrımı sakla- mak sırası da bana geldi.. Gel Kokarder! dedi, Manfred, Kokarderle berabe: mahzenden çıktı. Bir saat kadar kayboldular. Şüphesiz Kokardere son talima tı vermişti. $ Bir saat sonra Manfred tekrar mahzene indi. Loyolaya: İ ( V a/)aâbnn/n candan) : SERSERİLER YATAĞI — Arkamdan geliniz mösyö! dedi. — Yolculuğun ne kadar sürece- ğini öğrenebilir miyim? $ — Birkaç saat.. Geliniz ve ay- kırı bir harekette bulunacak olur. sanız öleceğinizi düşününüz! Manfred merdivenden çıkmağı başladı. f Arkasından Loyola ve daha ge- riden hançeri elinde olduğu halde Lantene geliyordu Fanfar en gerideydi. Semercinin kapısı önüde haki- katen bir yol arabası bekliyordu. Manfredin bir işareti üzerine Fanfar arabaya bindi. Kokarder arabacı yerine çıktı. Loyola sokağa cıkar çıkmaz sa- ğa sola bir bakınmıştı. Fakat sokak ıssızdı. Yalnız birkaç çocuk merakla a- rabaya bakıyordu. Loyola arabaya binerken hid. detinden titriyerek: — İsa size lânet etsin! diye mı- rıldandı. Bir saniye sonra Fanfar körük. lerin anahtarlarını cebine koydu. Manfred: — Allah selâmet versin! diye bağırdı. Araba harekete başlıyarak son hızla uzaklaştı. *.. Loyola bu müteharrik zindanı- nın yarı karanlığı içinde başma gelen felâketi düşünüyordu. Kaz- dığı kuyuya düşmüş, tam bir mağ- biseleri giyip | (Svraya ? bakımn! Ta Bu reisle- FİniİN ya. Fidir . 168 lübiyete uğramıştı. Fransa se- yahatinde takip ettiği erge (mak- sat) artık neticesiz kalmıştı. O, Fransa kralının yanına, onun her hareket ve düşüncesini kendisine bildirecek bir adam koymak isti. yordu. Loyola polis müdürünü yavaş yavaş yola getirmiş ve ona bu va- zifeyi kabul ettirmişti. Fakat polis müdürü artık elin- den kaçmıştı. Çizvit reisinin faal dimağı gele- cek günlerle uğraşıyor ve yeni plânlar kuruyordu. Kendisini serbest bıraktıkları zaman arkasındaki papas elbise- sini çıkararak bir at satın alıp son hızla Fontenblöye dönecekti. Orada ilk işi Birinci Fransuva- ya, kendi adamlarından birini Monkların yerine Paris polis mü- dürlüğüne tayin ettirmek olacaktı. Ondan sonra Lantene ile Man: fredi ele geçirinciye kadar Parisi altüst edecekti. Şimdilik, o mesut günü bekliye- rek, araba daima gidiyordu. Gece oldu.. Fakat araba gene yoluna devam etti. Bu müddet zarfında Fanfar uy: kusuzluk ve açlıktan çene kemik- leri ayrılımcıya kadar esniyor, fa- kat uyumağa cesaret edemiyordu. Nihayet sabrı tükenerek körüğe vurdu. ü Korkarderin sesi cevap verdi: