Küçük Con'un Başından Geçenler v »33 EYLMİZİN, DA YALAIZ. VANSZ YALİ | öi p _'E_;_/ eZ p EZRİN, A D0Ğ. AALAR fy roui ye _',_,_.'â DİKKAT ET! HİN - DİSTAN CEVİZLE. Kİ BAŞINA DÜŞ - MBSİN. ESKİSöÖZ. MAĞA / yamLI B ”wgv oıoy.ç::;ı! YAMLARDAN kak. İMBĞİN/ KAPI X u 9 HAYVANLARDAN AR- İkKUMUZ VAR. | u “HABER,, in deniz ge- zintisi için İstanbula gel- mişti. Size şimdiye kadar anlatlığı daha beyecanlı birinin hi- kâyesini hazırlamakla meş. guüldür. Bu arada okuyucu- larımıza gene ayni şekilde maceralarından W& GÜZ. MUN.A ZARI VAZAT. 77','»1?1/1- BİROK:İYİ vE KESTİR. ME İşŞ GÖRÜR. bir başka macera hikâyesi veriyoruz. Bu biter bitmez X : 9 macerasımı anlatma- ya başlıyacaktır. MÜN - EVLENME A, YAZACAKDINIZ. BUNU SORMAYA ——f EY, U Y“Kâ 5a YT/ĞINI/ DA YAZACAKTI — Seninki de benden az değil! dedi. Bu sözü öyle tuhaf bir sesle söylemişti ki çingene karısı hisle - rinin anlaşıldığını zannederek tit- redi. — Monsenyör, hakikaten be - nim de hafızam — kuvvetlidir. Cünkü oğlumun asıldığı gün duy- duğum acıyı hergün — çekiyorum. Fakat Monsenyör, ikinci bir acı - ya uğrarsam muhakkak ölürüm. — Ya!.. Şimdi gelişinin sebebi- ni anlar gibi oluyorum, Jipsi yalvaran sesini perde per- de yükseltiyordu: — Monsenyör, iki kere canmı- zı kurtardım, Siz de bunlara kar- şılık bana Lântenenin — hayatını bağışlayınız. — Fakat ben senin ondan nef - ret ettiğini zannediyordum. — Ben mi Monsenyör?.. Bunu kim söyledi size.. Ben Lânteneye her zaman için muhtacım. — Ben serserilerin eline düş - tüğüm gece Lântenenin benim ö - Tümümü istediğini — söyliyen sen değil miydin? — Bundan ne çıkar? tuhaf görünen — tavrından bir şey anlayamıyorum. Lânteneyi bana çekiştiriyorsun, birkaç — keredir dikkat nazarımı onun üzerine çe - çiyorsun. Şimdi de gelip hayatmı bağışlamaklığımı rica ediyorsun! — Bunüm sebebi — ona muhtaç olmaklığımıdır. Monsenyör! Onu M SERSERİLER YATAĞI ne severim ne de kendisinden ret ederim, Bunu da bir gece siza söylemiştim.Fakat ona muhtacım, öldürtmeyiniz... — Ona neden muhtaçsm, açık . ça söyle, sana karşı minnettar ol- duğum için düşüneceğim. Jipsi titredi. Fakat kararından sözüne devam etti: en müthiş ve en korkunç bir ser - seriyi 'yok etmektir. O adam bana büyük bir fenalık yaptı. Çingene kanununa göre ondan ayni suret- te intikam almaklığım için Lânte- neye ihtiyacım var. Monsenyör, bu çocuğun bir gün herhalde eli - nize düşeceğini - biliyordum. İşte bundan dolayı sizi bana minnettar brrakacak hareketlerde bulundum sizi kurtardım, Siz de Lânteneyi sağ bırakarak beni kurtarmız. Polis müdürü başımı sallıyarakı — Mümkün değildir, dedi. — Mümkün değil mi?.. Ah, yir mi sene evvel — söylediğiniz ayni müthiş kelimeleri tekrarlıyorsu - nuz., İşte Monsenyör. Gene o za. manki gibi ayaklarınıza kapanı « yorum, Oğlum, için olduğu gibi bu delikanlı için de af ve merha- met istiyorum. Jipsi diz çöktü. — Monsenyör, o kadar genç o dönmeden - . BöSE ei v Ö SERSERİLER YATAĞI »3 kadar güzel ki... Düşününüz bir kere. Bu genç, güzel, — kuvvetli, bir annenin yahut bir babanın biri cik saadeti olabilecek delikanlıyı tuacaklar.. Boğazma bir ip taka- rak asacaklar... Monsenyör.. Ba- basmın uğrayacağı ıstırabı düşü- nünüz.. Yaptığmız işteki müthiş faciayı hissediyor musunuz? Polis müdürü ayağa halktı: — Yetişir! Öbürgün sabahleyin bu sefil cani bütün cinayetlerinin cezasmı görecek, dedi. — Ne, hemen öbür. gün mü? Oh, bu mümkün değildir. Ya mu- hakeme Monsenyör?.. Herhalde muhakeme edilerek mahküm ol - ması lâzımdır. — Aldanıyorsun! Bu cani cür - mü meşhut halinde yakalandı. O zamana kadar kalmasımna da ben sebep oldum. Onu derhal astıra - bilirdim. — Zalimsiniz, evet, merhamet - sizsiniz.. Fakat hiç olmazsa mü - saade etseniz de ona son dakika - larmda biraz teselli versem. Ne - rede asılacak Monsenyör? — Bunu söyliyebilirim, öbür gün sabahleyin Trahovar meyda - nında., i — Heyhat! Demek ki dünyada hiçbir şey onu kurtaramıyacak. — Hayır! — Son kere olarak bir daha yal. varıyorum Monsenyör, bu zavallı delikanlıyı affediniz! — Sana yetişir dedim. Ayağa kalk.. Eğer söyliyecek başka bir sözün yoksa haydi defol! - dLb HL Bdi ı Jipsi gözlerini silerek kalktı ve; — Siz pek korkunçsunuz! dedi. Monklar gururla gülümsedi: — Söyle bakayım, İstediğin im- kânsız afdan başka, senin için ne yapabilirim? — Benim için mi?.. Artık hiç bir şeyl.. — Allahaısmarladık, hiç olmazsa, önünüzde diz çökerek Lântenenin affınt istediğimi ha « tırlayınız. Çünkü belki bu deli - kanlı düşündüğünüz kadar kaba « hatli değildir. Ve belki de.. Evet, Belki, de onu öldürttüğünüzden | dolayı bir gün pişman olacaksı « nız! Oh, Monsenyör, onu öldür « mek.. Onu siz öldürüyorsunuz... / Halbuki isterseniz bir sözle kur - tarabilirsiniz. — Bak, gene — başladı. Haydi defol.. Lântenenin asrlacağından hiç şüphen olmasın. Poliş müdürünün bir işareti ü « zerine Jipsiyi içeriye getiren u - şak onu tekrar — sokak kapısma kadar götürdü. Çingene karısının yesinden mü- teessir olan bu adam: / — Demek muvaffak olamadı « nız, öyle mi zavallı kadın?., de- di. —Evet.. görüyorsunuz ki. —Galiba bu serseri çok müt « hiş bir cant olmalı. — Oh bir kaçabilse.. — Bunu aklmıza getirmeyiniz. — Neden? Çok mu sıkı bir ta « rassut altında?.,