1 TEMMUZ — 1925 - ŞUNDAN BUNDAN I Dünyanın dört yanından meraklı haberler Kahirede “Muhabbuddin,, isimli i “eamiin kapılarının çalındığı ha - /-ber veriliyor. Cami kapılarının ne büyüklük - lı olduğunu — kestirebilirsiniz... — Her birinin değeri 700 İngiliz li - | rası tutuyorduü. | " Bu hırsızlığın nasıl yapıldığını A kimse anlıyamamıştır. Cami mi - ' Tâttan 900 yıl sonra — yapılmıştı. /— Kapılar, kakmalı ve oymalı ve bir /— çeşit tarih kıymeti olan kapıydı. 4 : Bu haberi veren bir İngiliz ga- K | zetesi, diyor ki: “Kapılar çalın - O mıştır. Ve çalmdığı sırada gören- ı ' lerden bir kısmı, kapıların tami - € — re götürüldüğünü zannetmiş...,, Yeni saç modası — Londrada şimdi yeni bir kadın saçı modası çıktı. Kadınların sa - çını kesip altın yapıştırıyorlar.. Son zamanlarda çantaların, hat. tâ berelerin üzerine takılan isim baş harflerini bilirsiniz.. Herkes: — kendi isminin baş harfini, — hattâ şapkasının içine kadar — madeni birer şekil halinde takıyor. Kadımların tepelerinden giyi - len ince bir saç ta gayet — ince bir saçta gayet ince bir. gü- müş telle —örükdükten ve o ka- dının isminin baş harfleri şekline konulduktan sonra, altına yapış - tırılmaktadır. Resimde bir örne - ği görülüyor. t ı « ı I 1 I I 1 Antika ne zaman para eder ? Antika meraklılarından biri, bir akrabasının evine misafir gitmişti. Yemeğe otururlar. Evin — kadını, getirdiği kaplar arasında, ancak | bir antika meraklısının — gözüne çarpacak hususiyette , bir sahan getirdi. Antika meraklısı sordu: — Bunu nereden aldınız? Kadım: — Evlendiğimiz zaman biri he- diye olarak vermişti. Fakat ren - gini beğenmemiştik. Kalaylattık. Şimdi kullanıyoruz.. Antika meraklısı misafir, biraz #onra, ev sahibini bir kenara çe - kerek: — Bu sahan çok — kıymetli bir şey imiş, diye bir işarette bulun - du. — Şimdi değil mi? — — Hayır... Çünkü artık kalay - — latılmış.. Kalaylatılmadan önce, belki 800 lira ederdi. Şimdi an - — cak bir kaç İira ederse iyidir.. ... antikava masıl bakmalıdır Bundan denen şeylerin çoğunu, böyle eski — oldukları için beğenmeyip te ya tamir, yahut ta boyatmak — veya parlatmak suretile berbat — eden bir çok kimseler vardır. t Bir kere birisine 150 — senelik — ve gayet — dikkate değer bir eildi olan bir kitap satmışlardı. Adam dedi ki: — Çok güzel, faydalı kitap... Fakat cild yeni ve elle tutulur gi- bi bir şey olsaydı bari... Antika takdir edememek yü - — zünden, ne kadar değerli parça - lar, eski bina pervazları, eski dö - şemeler harap edilmiştir.. Bundan da almacak hisse şu - dur: Elinize eski bir şey geçtiği va- kit, eski şeylerden anlıyan birine Şi sormaksızın f l ı İ getirmeyin! . Havada aılanlar Geçen hafta Paristen İngilte - nin Kroydon tayyare meydanına gelen bir tayyare içinde bir kogu kuşu, bir Afrika yabani kedisi ve bir çift maymun vardı. Fakat tayyare ile hayvan taşı - mak, daha ilk defa olmuş bir şey değildir. Bundan bir müddet evvel, İngi- liz nakliyat tayyareleri İngiltere - ye Karşıyakadan bir arslan ge - tirmişlerdi. Bunun için, husust bir kafes yapılmıştı. Esasen İngiltere hayvanat bah- çesine gelen hayvanlardan bir kıs | mı tayyare ile gelir.. Timsah ve bir çok sıcak mem - leket balıkları uzun — seyahatlere dayanamadıkları için bunları tay - yare ile getirmek hepsinden uy - gun oluyor. Bir defa Amsterdama — bir at yarışı için — Pariste Lö Burjeden tayyare ile at gönderilmiştir. Eğer at tayyare ile gönderil - meseydi yarışa — yetişemiyecek - ti. çinde havadis Çinin Vuhu şehrinde kadınla - rın çorapsız gezmesi yasak oldu - ğunu yazıyorlar., Bu ara, yüksek topuklu ayakka- br giymeleri, tırnaklarını cilâla - maları da memnumuş..,, Kolları kısa fistan- giyenlere de kaşlarını çatanlar oluyor- muş.... dve' l armaniğinden zenğin olan adam | Çocukların çaldığı bir ağız ar - moniği vardır ki, bunun çalmasını becerebilenler pek sevinirler.. Fakat bu yüzden zengin olmak kimin hatırına gelir? Amerikada Larri Adler isminde bir delikanlı, bu yüzden yüzlerce | P dolar kazanıyor. Bu küçük ağız ustalıkla çaldığı en çok parayı radyo vermektedir. oyuncağile ve parçalar için sosyeteleri . * Bütün İngiltere — hapishanele - rindeki ağır suçlu kadın mahpus - ların sayısı 60 dir. Avrupanın bazı yerlerindeki spor hareketlerinden — birisi de “Sapan sürme yarışı,, dır. anlaşılıyor ki, antika '—_—ı 20 ilkteşrin 1935 pazar günü memleketin her tarafında genel nüfus , sayımı yapılacaktır 1 — Nüfus sayımıma esas ol mak üzere belediyece bütün bi nalara numara konulmaktadır. 2 — Numarasız binalarda © turanlar hükümete haber ver meğe mecburdurlar. Oturduğı bina numarasız olduğu hald haber vermiyenlerle bu numa raları bozan ve silen ve kaldı ranlar için para cezası vardır. Başvekâlet Istatistik Umum Müdürlüğü HABER — Akşııı Postasr Yu nanıstanda TAYYARE ve OT O_M()BILI,L BIR GEZİNTİ ı NO. 3 Anlatan: Ahmed Ekrem «<«nmumml' ona bir dekkiklk| ehi İranlılarla eski Yunanlılara Harp sahnesi olan yerlere kuşbakışı İçinde balık ağlarının örüm- cek ağı gibi örülü ve karşıdan karşıya yollarla kesilmiş sığ - bir koy, şehri âdeta tecrid etmekte - dir. Bundan yüz yıl önce müdafi- lerin, şehri âsilere karşı müdafaa ettikleri müddetçe, neden açlık sıkıntısı çekmiş - olduklarına in- san şaşıp kalıyor. 22 Nisan 1826 gece yarısında ümitsiz ve tehlike- Mi bir huruç hareketi yapılırken ihtilâlciler burasını berhava ede- | || rek hem Türk hem Rum herkesi öldürmüşlerdi. Yunanistanın batıya bakan bi- ricik limanı Patrasa geçtik. Bu Hman çok büyüyebilir. kelesidir. Patras yalnız İyoniyen adalarının bağları için başlıca li man olmakla kalmaz. Burası ayni zamanda Korent den Kiparissia' ya kadar uzanan Ahaia ve Elis dağlarının eteklerindeki verimli bağların merkezine de yakmdır. Eskiden İzmir — üzümünden sonra Korent üzümleri Amerikan piyasalarını ellerine geçirmişti. Buhrandan evvelki yıllarda — ise, Avusturalya ve Kaliforniya mah- sulleri şiddetli rekabetler yapıyor- du. Yunanlılar kuru üzümleri için çok geniş ve çok cazip ilânlar ü Atinalı kızla Parnaslı çoban Delli de fistanla dolaşmaktadırlar yunca insanın ağzı sulanıyor, iş- tahı kabarıyor.. — Eski atletlerin antrenman yaptıkları — günlerde pehriz sofraları üzümle örtülü o - Turdu. Üzümün ihtiva ettiği şeker | ve demir atlete yarışı kazandır - | mağa yardım ederdi, ynlıut kay - bedenlere de erkekçe kaybettirir - di. Deniz uçağımız - (tayyaremiz) Peloponnesüs'ün kıyısmı takib e - | diyor; karşımızda Korent körfezi; 1900 metre yükselen — tepeleriyle göklere kafa tutan Helnos ve Kil- lene dağları sağımızda.. Dağların verimli sahil ovasiyle kavuştuğu yerde suların aşındırmış —olduğu bayırımsı çıplak tümsekler var . Yüksek çayırlıklar, yer yer çat- lak ve çentik — balçık — bayırlar ve verimli ova hep ırmak yatak - lariyle kesiktir; bu yataklar bazı yerlerde kupkuru, bazı yerlerde de müthiş gürültülerle akıp giden Burası| Yunan kuru üzümlerinin ihraç is- yapmaktadır. Bu ilânlardan oku- | göçmenleri çok sularla dolu.. Çakıllı genişlikleri geçen demiryolu, dağlara tırmanı- yor. Dağların eteğindeki fena top - raklardan geçip, verimli — ovaya girmek ve buradan — Korente uç- mak bir kaç dakika sürüyor.. Bir cetvel tabtasının — kenarr kadâr düz olan sekiz kilometrelik Ko * rent kanalmın üstünden — ancak bir iki soluk alâcak kadar bir za - manda geçtik, « İstanbul ile Brendizi arasında |işleyen en hızlı gemiler buradan | geçmek suretiyle Pelopennesusu | çevreleyen dalgalı — denizlerden kurtulmaktadırlar. Ege denizin - den İyoniyen denizine kadar hiç | şosesi olmıyan ülkenin hizmetleri - ni temin edeu Hellen vapurculuğu da bu kanalı kullanmakta ve böy - lu 240 kilometre kadar kısaltmak- tadır ki aksi takdirde yol üç miz - li daha uzundur. Eğer Aktiyumla Lepanto ha - 4 | rikulâde savaşlara sahne olmuş - | larsa, Salamis için ne diyeceğiz .. | İran ordularımın — önünde, eski Hellenler Atinadan bu küçük a - daya göç etmişlerdi. Serhas'ın | | lece Pire ile Patras arasındaki yo- | | Munikya askert limanı şimdi bir eğlen ce yeridir. Pirenin üç eski limanından biri olan burada şimdi yatlar ve kotra lar demirliyorlar, Şehirde ise Anadolu kalabalıktır. güzel silâh ve zırhlara kuşanmış askerleri, Atika kıyılarına dizil - miş, Akropolis İranlıların - &line geçmişti. Vaziyet — Hellenler için hiç de iyi değildi. Perikles'in — çağı va bu çağın Hellenler ve bütün dünya için .- Tan anlamı işte bu — savaşa bağlı bulunuyordu. Temistokles gemi - lerini dar boğaza öyle yerleştirdi ki kendi adamları için sonuna Sokak' boyacıları her yerde vardır. Şu gördüğünüz yaşlı — adamın kos- tümü Arnavut giyim — kuşamı değil mi? Yunanlılar bunun kendileri tar rafından İcat olunduğunu söylüyor" | lar, Bu elbiseleri şimdi ancak dağlı- tarla cümhurbaşkanlığı muhafızları | oiyiyorlar kadar dövüşmekten başka yapa - cak bir iş kalmamıştı ve İran ge- mileri için manevra yapacak yer yoktu. İlk önce İran filosu saldırışa mukayemet etti. şiddetli Fakat “çok geçmeden kalabalık olmala - /vı kendilerini harabiye doğru sü'» | rükledi.. Daracık — geçitte bütün | güçlerini kullanamadılar ve kar « Diyonisus tiyatrosunun on beş kişilik | makarışık, biribirlerine girdiler .. oturacak yerlerinden en seçme kanape | Prinç burunlu İran gemileri biri - - Bu kanape Diyonisus Eleutherus baş | birini mahmuzladı ve biribirleri « rahibine mahsustu. Bu tiyatroda A- şilin ük diyaloğu söylendiğ Nai nin küreklerini pııçıl.ıdılıî..”y? ik diyaloğu — asöylendiğinden biri nanlılar kazanınca Atina büyüdü. kanapeye pek az bozulmuştur. (Devamı var)