Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Fenerbahçe - Güneş sporcuları -Romanya yolunda İki maç yapmak için geçen hafta Romanyaya hareket eden Fenerbqhçe — Güneş müuhteliti - nin seyahat ve maçları hakkında, kafiledeki — arkadaşımızdan ilk mekhtubu aldık. Sporcularımızın halini — çok güzel anlatan bu mektubu me- rakla okuyacaksınız. Köstence, 27 (Hususi) — İ&- tanbuldan ayrıldık... Boğazdan çıkınca vapur sallanmağa başla - dı. Kimsede renk yok... Bir tara- fa uzanmış yatıyorlar. Yalnız ben, Hüsamettin, Necip Şahin, Rasih dolaşıyoruz... Fakat Rasihin dolaştığı yerler hep vapurun tenha tarafları.. Or- tada bir türlü görünmüyor.. Ali Rızanın hali acınacak gibi.. Onu görünce acımamak kabil değil.. Zavallı bem beyaz olmuş, güver tede yatıyor.. Arada sırada: — Bu dakikada ölüme bile ra- Diye mırıldanıyor... — Fikrette de hal yok.. Ekmek yenirse de- niz tutmazmış. Oturduğu yerden ondan bundan ekmek istiyor... Reşat kendine mi baksın.. Ka- rısına mı? Şaşırmış bir halde... Bu sırada öğle yemeği için kampana çaldı. Ali Rıza: — Allah beni aç öldürse bir lokma yemem, diye haykırdı. Rızanın bu sözleri, — herkesin ağzında... Deniz gittikçe artıyor Uzananlar çoğalmakta... Necip Xahin hiç şüphe yok ki ka filenin en neşeli adamı. Herkesle ahbap... Herkesle alay - ediyor... Hele Hüsamettinin — bütün yol - cular bu halde iken elinde pasta kutusile dolaşması hayret edile - cek şey... Pis boğazlık bu kadar olur... Deniz akşama kadar böyle de- vam etti. Ortalık kararınca ka - maralara giden yok. Çünkü sağ- lam girenler yıkılıp çıkıyor . Necip gene gülüyor. Güldürü - yor.. Fikret bir gün de diz çök- müş oturuyor. Esat her nedense çok yorgun.. Onun her halde bir düşüncesi, düşündüğü var.. Güneşli Reşat, zaman zaman Ali Rızayı geçiyor.. Bedii de do- laşıyor. Fakat bitik bir halde... Niyazi vapura girdi yattı. Onu Köstencede ayakta gördük.. Hiç bir yemek kaçırmayan — yalnız antrenör Var... Gece saat 11 olmuştu. Sadun Galip te bülbüller ! arasına ka- Yıştı... Bundan sonra deniz en son tesirini Necibin üzerinde yap- tr... Zavallı Necip... Herkesle alay eden, eğlenen Necip ne hale gel- di... O Ali Rızayı da geçti.. Fakat ona acıyan yok... O herkesin ha- line gülüyordu.. Şimdi herkes o- nun haline gülüyor... Necip, bu halde sabaha kadar gitti... geldi... Nihayet: — Ah bir Köstenceye çıksam toprağını öpeceğim dedi.. Sabah saat 6 da Köstenceye çıktık. Tren kaçtı. Akşam 4 trenine kaldık. Saat (4) te Bükreşe hareket — edece- ğiz. M. KEMAL Bu da bir dal d:::':n ıponııu:l üçal-ışaıılara çok fay- lacağını şünerek dünyanın meşhur atlayıcılarından- — Pete Des- jardini"_ muı_ıw dalma vaziyetle - rini resimlerile birlikte bir kaç defa bildirmiştik. Bugün de (tepe dalma- sı) Pike Dive dedikleri atlamayı Böz- teriyoruz. Burada eller ayak — parmaklarına dokunuyor, baş. yukarıdadır. Bu dal- mada yüksekten atlama esastır. Yok- lüm olması ve tekrar — açılması için vakit ve mesafe yoktur. Yaylı atlama tahtasının denizden — yüksekliği iki metre olacak ve gövde suya girerken yvücut açılacaktır. Bu denemeyi yapacak yüzücüler yücudun atlama tahtasından yukarı- | da olduğu — za- başka man bükülüp açı- - ü lacağını — akılda tutmalıdır. — L agenaleyh bu atlamanın bir yay — lr atlama tahta - sından yapılarak : Üa —ef gart - tır. Çünkü böyle - ce âdi bir t-b*>- dan yapılacak at- lamada daha yük- seklere çıkılır. En son atlamayı mümkün olduğu kadar kuvvetle yapmız. Vücut hava: da azami yüksekliğe varınca kalçalar dan itibaren ileriye doğru Pete Desjarden yazıda uzun uzun anlattığımız dalışı yaparken bükülün, ileri doğru uzatacağınız kollarınızın ucu ayak parmaklarınıza değecek su- rette bacaklarınızı yukarıya doğru çe kin. Fakat kollarınızın arasına — düşecek biçimde aşağıya — eğmeyin; baş yukarıda tutulmalıdır. Eller ayak lara dokununca kat'i bir vaziyet alın sonra çabukça kollarmızı başınızın yu karısına atın; ayni zamanda sırtınızı geriye doğru kavisleştirin ve bacakları nızı vücudunuzla ayni hatta duracak ö SESİPE Yakında Berlinde meşhur Alman boksörü ve Avrupa şampiyonu Makks Sehmeling'le bir karşılaşma yapacak o- u lan oduncu boksör Paolino evvelsi gün Paristen geçerken şehirde bir kaç saat kalmıştır. Yukarda sağda bu dev vü- | cutlu adamı, Pari Suvar gazetesi sporişleri şefile görüşürken görüyorsu sunuz. Sağda da, bu İspanyol boksörüyle yapacağı maça çok muntazam hazırlan makta olan Şimeling'i idman yaparken bulacaksınız. k Oduncu boksör Paulino — Beni düşürecek daha anasından doğmamıştır, 23 haziran 1923 te geniş ve — dört köşe omuzlu, demir gibi kuvvetli ve kocaman elli, iri ayaklarına postal - lar geçirmiş yağız — yüzlü bir köylü servet aramak için üçüncü mevki va- gondan Parise iniyordu. Pirene dağlarında senelerce odun - culuk etmiş, balta kullanmakta bü - yük maharet kazanmış İspanyol Pau- lino Uzcuduru idi. Kendisinde büyük bir istidat gören arkadaşlarının tav- siyesi üzerine boks şampiyonu olmak için Parise geliyordu.. Bundan tam on iki sene sonra ya- ni 23 haziran — 1935 te gene ayni Paulino bu sefer sırtında en yüksek bir terziden yaptırılmış — mükemmel bir kostüm olduğu halde 1923 te onu Parise getiren trenin arkasına takıl - mış yataklı vagondan iniyordu... Ka - vuştuğu servet ve saadet onu tama - mile değiştirmişti. On iki — sene ev- vel elinde bavul nereye gideceğini bil- miyerek şaşkın şaşkın garda do - laşan Paulinonun yanma gitmek ve kendisile görüşmek için müsaade al - mak lâzım idi, diyor | dirhem yağ kalmadı. — Elbiselerime bakım ne kadar bol. Vücudum mile sinir ve adale, Eskiden yüz kile gelirken şimdi 92 kilo geliyorum. — — Kimler ile antrenöman yapacak- sınız? | — Maiyetimde iki tane —antrenör götürüyorum, Berlinde açık havada müsabaka gününe kadar her gün antrenöman yapacağım. | — Sehimelling sizi çok geçme - den nakavt edeceğinden dem vuru 7 yor. J Paulino bu söz üzerine kahkahalar ile gülmüş ve demiştir ki: j — Emin olunuz. Ringte — beni yu - varlıyacak bu boksör daha anasından doğmamıştır. 4 Kurnazca hareket etmek istiyor Bgi- bi durmasın. Onun yumruklarına sarsılmadan tahammül edecek kadağ mukavemette olduğum gibi, sol kro - şemin de kendisini pek arkadaşça ok- şayacağını hatırlatırım... | Daha fazla görüşmeğe vakit kal - “ğ mamış bu son sözü üzerine tren de hareket etmiştir. I Parisin en büyük gazeteleri ken - disile mülâkat — yapmak ve ağzından çıkacak kelimeleri büyük — puntolu harflerle spor sahifelerine geçirmek için gara muharrirler göndermişler - di, Fotoğrafçılar iyi bir — vaziyette resmini almak için etrafında pervane gibi dolaşıyorlardı... Paulino, Sehmelling ile temmuz bi- dayetinde intikam maçı yapmak için Berline gidiyordu. Trenin Paris ga - rında yarım saat kadar durmasın * dan istifade ederek bu mühim — maç hakkındaki düşüncelerini anlamak ü- zere kendisile görüşmeğe koşmuş o - lan gazetecileri nihayet kabul ede - bilmiş ve demiştir ki: Hiç bir vakit kendimi bu kadar iyi bulmadım. İleridenberi o kadar iyi antrenöman yaptım ki vücudumda bir — Yürümek rekoru Saatte vasati olarak 7 kilometre 267 524 kilometre olan Paris ile Stras - bourg arasındaki — mesafe üzerinde bir yürüyüş müsabakası yapılmış ve bünu ikinci defa olmak — üzere Ro - meus kazanmıştır. Bu mesafeyi TI saat 53 dakika ve 55 saniyede katetmeğe muvaffak ol - muş olan Romeus bu suretle vasati o larak saatte 7 kilo 267 metre yürümüş oluyor ki — Mütehassıslar tarafından beyan edildiğine göre bu derece ha - rikulâdedir. Ve kırılması ihtimali de hemen hemen yok gibidir. SPOR POSTASI Sporcuların yegâne mecmuasıdır. şekilde geriniz. — Böylece denize varınca âdi bir plon jonla suya girersiniz.. İ Fransada otomobil yarışlarında Alman markaları büyük bir muvaffakiyet kazandı! Fransa otomobilcilik klübü ta- rafından her sene olduğu gibi bu sene dahi yapılan uluslararası oto- mobil yarışı büyük bir alâka ile takip edilmiş ve Alman markala- rının kahir galibiyetiyle sona er- miştir. M Yarış 450 kilometre üzerine ter- tib edilmiştir ki bu suretle müsa- bakanın yapıldığr pisti 36 defa devretmek lâzımgeliyordu. j Yirminci tura kadar Alman | Fagioli başta gidiyordu. Ve saatte vasati olarak 131 kilometreyi bu- luyordu. Bı.mdarı sonra Karakiola başa | geçmiş ve müsabakanın sonuna | kadar birinciliği elden bırakma- Ne garip tesadüftür ki Fran- sızların son derce ehemmiyet ver- dikleri ve her sene kendi toprak- larında tertip ettikleri bu yarışlar- da Fransızlar bu sene dahi mevcu- mıştır. : diyet gösterememişler ve duşuk" Yarış neticesi srKğdk bi diril“—î" derece almışlardır. : mektedir: | Mesafe 450 kilometre üzerine;; W Birinci Karakiola: 3 saat 36:,' dakika_B saniye 3—İ0 (vasati 125 kilometre) otomobil Mercedös — | Benz k Ikinci Brauchitsek: 3 saat 36 ! dakika 4 saniye 5—10 (otomobil Mercedös — Benz) k Üçüncü Zehender: 3 saat 51 dakika 44 saniye otomobil (Mş,-: serati) B Dördüncü Fagioli: 3 saat 53 dakika 15 saniye | Mercedös Benz otcaeedili ile birinciliği her sene hemen hemen inhisarına almış olan Alman Ka- rakiola kazanmıştır. Bu seneki ya- rışta da Alman Mercedös—Benz markası büyük bir muvaffakiyet elde etmiştir. İkinciliği gene Mer- cedös—Benz otomobili ile yarışa iştirak etmiş olan Alman Brauc- hitseh almıştır. ' V V Alman markalarından sonra İtalyan markaları nazarı dikkati celbetmiştir.