'Türk matbuatında bir olarak sayılacak bu romas | defa “HABER,, de çıkıyof' ) edecek, heyecandan hi şeceksiniz. KaraMask Polis hafiyesi ( X: 9 )un 5U OTELİN MANCİ So- HDA Uk/g- KAPISINDA ZZİMİZi BU MASKERA DIIR! PEĞİLAMAZ AAA K l PiLOT BEKER'İM. #AVA NASIL ? ÇOCUKLARİIÇİN HEDİYELİ.ROMAN BOBİNİN YARIŞI:21 TU RADAR KoşRAaem — M Si VETER. DAHA Te rerrmae n IKara Maske' Hülâsası Polis hâfiyesi x : 9 yeni yorum.. Öldürün! Parça, parça edin! diye haykırdı. Bundan sonra müthiş bir kâarışık.- lik oldu. Serserinin yakasından tutmak ü- zere eller uzandı. Bu fırsatta herkes kendisini krala göstermek istiyordu, Kadınlar korkularından haykıra - rzak kaçıyorlar, utancından ve istı - rabımndan ölmek derecelerine gelen ,Jiyet nedimelerinin — kolları arasına baygın düşüyordu. — Haydudu tutun! Haydudu öldü- rün! Gebertin, gebertin! Manfred: — Geri cellâdın uşakları, geri kra- Sİim köpekleri.. diye bağırdı. Ayni zamanda etrafı tamamen sa- rılmadan ateş saçan uzun - kılıcını çekti. Ve son derece bir cesaretle atı- larak bir köşeye kadar çekildi. Vahşi naralar koptu. İkiyüz kılıcın namlısı, salonun bol aşığı altında parıldadı. Manfredin yakınında — bulunanlar Üstüste hücum ediyorlar ve her an kırılan çelik namlıların kuru sesi işi: tiliyordu. Hayret verici bir ustalıkla sallanan uzun kılıcın darbeleri altın- da ince, süslü kılıçlar birer, birer kı- rılıyordu. . Kan akıyor, kaba küfür- ler salonu dolduruyordu. â Hiddeti son dereceye varan Birinci Fransuva: — Gebertilsin! diye bağırıyordu. Manfredin önünde dört beş janti- yom yaralı düşmüştü. Şimdi her ta- raftan kılıçlar Üzerine saldırıyor, bü- tün salon bir çelik ormanı gibi dal: galanıyordu, Manfred; elinden, kolundan, - böy- Rundan yaralanmıştı. Göğsüne kan akıyordu. Şapkası düşmüştü. Saçları durmadağınık, gözleri parlak, dişleri | raklı askerler karmakarışık 62 — RAGASTANIN OĞLU - sıkılmış olarak korkunç bir hal almış- tı. Bütün bu manzara beş on saniye kadar sürmüştü. Birdenbire bir zafer narası koptu! Bir yara daha alan Manfred diz üstü düşmüştü. Kendisine en yakın bulunan Sen Trey yüzüne — vurmağı tasarlarken, Laşatenyeri ile Sansak göğsünü delmek istiyorlardı. Man- fred diz çökmüş olduğu halde bunla- rim hiç birisini yanına sokmuyordu: — Artık işi bitti! Yakalandı! — Pencereden aşağıya atalım! — Hayır, hayır.. Burauda öldürelim! Bu sözler söylenirken bitişik salon- da gök gürlemesine benzer bir gürül- tü koptu. Eğlence salonünu bir duman kap- ladı. Dehşetli çığlıklar ve küfürler ot talığı sarstı. Arkasından sürekli bir ayak patırdısı.. Polis müdürü bağırı- yor, Berviö ile Mongomeri askerlere birbirine zıd emirler veriyorlar, mız- içeriye giriyorlardı. Arkasından bıçaklarını, topuzlarını sallıyan, önlerine geleni yere deviren, bayrak yerine bir mızrağın ucuna bir hayvan leşi parçaşı takan dev yapılı bir adamım arkasından koşan — peri masallarını andırır gürültücü bir sü- rü adamların salonu — doldurdukları görüldü. p Haşarat Yatağı Luvr'u kaplamış- tı. Haşarat Yatağı! Korkunç bir kalablık, çarpık vazi- yetli, iğrenç yüzlü, yırtık elbiseli bir insan yığını, çolak, topal, kambur, tek gözlü, boğazı urlu adamlardan mü - rekkep bir ordu, dört beş bin hay - dut, bir heyüla gibi, ellerinde parlı- yan meşum silâhlariyle ilerliyor, itip kakıyor, yıkıp deviriyordu. mişti. Birden bire Şika imdat telgrafı aldı. Kara minde müthiş bir haydut, birlikte haydutlara karşt mış olan Marlo isminde bif tehdit ediyordu. x :9 arkadaşı gazeteci birlikte hemen Şikagoya Ve haydutlardan birini öldi Birini de esir ediyor. '— RAĞGASTANIN OĞLU . Bu bir insan kasırgasıydı. Sokakta, halk arasında teşekkül et- mişti. Garip, tuhaf insanlar birdenbire ko- şuşmuş, yanyana gelmiş, kollar düzel- miş, kısım kısım partiler ayrılmıştı. Sonra bir fırtma kopmuştu sanki.. Kasırga Luvr sarayına çarpmıştı. Büyük kapıya konan iki yüz asker saman çöpü gibi dağılıp kaçtı. Bu görülmemiş çete, merdivenlere sofalara saldırdı. Ve nihayet eğlence salonuna! Monklar, kralın önüne derhal kuv- vetli bir mrzraklı asker müfrezesi koydu. Fakat haydutlar buna dikkat etme- diler.. Bunlar, yıkarak, iterek, devirerek, vurarak ilerliyorlardı. Bu müthiş kasırganın önlinde janti- yomlar kaçıştı.. Karşı koymak istiyen: ler tutulup fırlatılıyordu. Bayılan kadınların çığlıkları, dev- rilen eşyanın gürültüsü, — tüfeklerin patlaması, tehditler, iniltiler, ağır kü- fürler, can çekişenlerin hırıltıları bu manzaranın dehşetini bin kat arttırı. yordu. Manfred yere yuvarlanmak üzerey- di.. - Kıltcı elinden düşmüştü. Neredeyse ölecekti.. Birdenbire jantiyomlar kaçışmağa başladı. Manfred bunu bir rüya gi- bi görüyordu. Çok kan kaybettiği için küvveti kesilerek yels ve ümitsizlik i- çinde kendisini büsbütün kaybetmesi- ne az kalmıştı. Görlerini açtı. Salona hücüm eden İnsan kasırga- sını gördü. Bunlarım arasında, en önde bulunan bir adam, kılıcı elinde olduğu hnalde kendisine doğru koşuyordu. G Manfredin yüzünde bir sevinç ışığt parladı. — Lantene!. Kardeşim.. Kardeşim, beni affet! sözlerini mırıldanarak ba- yıldı. Bir anda yakalandı. Kaldırıldı, gö türüldü, İnsan dalgası çekildi. Kasırga dindi. Bu büyük kalabalık derhal kısım-« lara ayrıldı. Birkaç saniye içinde gü” rültü azaldı. Sonra birdenbire Luvrü gene ölü bir süküt kapladı. -V7- MONKLAR LANTENE'DEN BABHSEDİYOR ! . Serserilerin baskını birdenbire ve umulmryan bir şekilde olmuştu. Hücum ederek zaptettikleri Luvrun içindeki hareketleri bir gök gürleme” si gibi olmuştu. Dönüşleri de bir hayalin kayboluşü gibiydi. Meçhal bir yerden, karanlıklar ara* sından çıkarak gene karanlığın içint dalmışlardı. Hepsi bu kadar. Manfred akıllar durduran bir- $€ kilde kaçırıldıktan sonra (lk saat KÜ” rültülü tahkikatla geçmişti. 4 Eğlence o anda bitmişti, Muhafız askeri kumandanı müthif bir yeisle saçlarını yoluyordu: — Kılrctmın namusu Tekelendi. Â" tık benim için ölmekten başka yok! Sözlerini tekrarlıyordu. Mülâzım Mongomeri, yalmn kılış Y& Haht Hanrinin yanında duruyordt- — Monsenyör, elbisenizin bir dine dokunmaları icin benim ö liğim lâzımdır. Kralın oğlu, bu kasırganın geçip S —