VOLDEN ÇEKİLEN PARANIZ HiÇBiR TEDAVCETET e SiZi İLERLETMEZ . ç ONU BANKAYA YATIRINIZ | HF0 TORLU iZAHATI GIŞELERİMİZDEN ALINIZ NK ÜNİ NV ALALEMCİ HAN YENİ ÇIKTI. — | Mfranga ve alaturka YEMEK ve TATLI KiTABI Hergün pişecek yemeklerin ve tatlıların listesini ve yapılışlarını bda bulacaksınız YA Satış yeri; İstanbul Ankara ceddesi No 15? Inkilâb Kitabevi W inhisarlar U. Müdürlügünden:| | Bir numaralı Damga kurşunundan pazarlıkla (600) kilo sa tmn almacaktır. Talipler nümune ve şartnamesini görmek — üzere | hörgün ve pazarlığa iştirak etmek için de 9o 7,5 güvenmelerile —| 6—5—935 Pazartesi günü saat 14 de Cibalide Levazım ve Müba- yaat Şubesinde Alım Komisyonuna müracaat edebilirler. - (1973 * RAGASTANIN OĞLÜU — Suyu 85 derece ısıtan Su Isıtıcı BANYO ISITICI Elektrik . Aletleri Alevsiz, dumansız ve kokusuz Hiç bir tehlikesi yoktur Otamatik ayarlı Elektrik tesisatı bedava yapılır Uzun Vadelerle Veresiye Satış Peşin 66 lira - Bir sene vade ile veresiye 76 lira-4 sene vade ile veresiye 82'/ ; lira kira ayda 110 kuruş. SATIŞ YERLERİ Salıpazar mağazası Salıpararı, Necati bey eaddesi, No, 428—436, Tel: 45963 Metro Han: Tünel Meydanı, Beyoğlu, Telefon: 44800 Elektrik evik Beyazıt, mürekkepçiler caddesi, Telefon: 24378 Kadıköy: Muvakkithane caddesi, Telefon 60790 Büyükada: 23 Nisan enddesi Telefon: 56,128 Usküdar: Şirketi Hayriye iskelesi, Telefon 60312 Taksimdeki Sergiyi Ziyaret Edinîz._v_— € — RAGASTANIN OĞLU — - /t dişini büyük bir soğuk kanlılıkla, yalnız biraz sarararak seyretmişti. Her şey olup bittikten sonra: — Mösyöl! Kral olduğum zaman; sizi muhafız askerlerime kumandan lacağı sırada bir serserinin kendisini nasıl şiddetle ittiğini anlatıyordu. Birçok jantiyomlar, kana bulan- maş kılıçlarını siliyorlardı. Bir kısmı da yaralı idiler. Yaralanan ve ölen serserilere gelin- ce, bunları da arkadaşları alıp götür- müşlerdi. Esse, Sansak, Laşatenyeri, birlikte olarak aslanlar gibi döğüşmüşler ve kral da bunların sayesinde her hangi bir taarruzdan uzak kalmıştı. Geniş salonun hemen her yerinde bir takım gruplar toplanarak, kavga- nm nasil olduğunu mübalâğa İle an- .| Tatılıyordu. Ayılan korkuları, heye- Fukat biraz geç! * Sonra veliahtın hoşlanacağını - bil- diği g _'şı'uıw. böyle bir — baskına karşı koymak için meşhur hl= Rolan'ın Ronsövo boğazında Tei ve ustalığını gösteren keskin zımdı! sözlerini ilâve etti. Kralın oğlu gülümsiyerek, yerinden kımıldanmıyan, mağrur ve azametli karısı Madam Katerin'in yanma yak- hîı'u.dıı. korkmadınız mı? diye t Sorün a rin 06 Medlci hayretle kocasır "— Korkmak mı?.. Evet.. Fakat si- olan Diyan dö ' -.îmuxımıl—ı—ı*“!* seviyor! dedi. a Blikeği . Katerin dö Mi kocasının dılnemürhl!hmnh" T nn seven jalnız ben değilim! Gedi. ol Te Diğer bir köşede Düşeş Detamp, kralı muhafaza etmek için önüne atı- canları geçen saray kadınları vakanın tafsilâtını öğrenmek hususunda bü- yük bir arzu ve sabırsızlık gösteriyor- lardı. Yaralıların yanına koşarak on- Jarın yaralarını sarmak şerefini ka- zanmak için birbirleriyle çekişiyorlar- di Jarnak, Sen Trey, ve Lezinyan ken- dilerini dinliyenlere serserilerden yir- mi kadarını nasıl öldürdüklerini an- latıyorlardı. Kral odasıma çekilerek polis müdü- riyle konuşuyordu. Birinci Fransuva hiddetle gezini- yor ve sesi uzaktan işitilecek bir şe- kilde gürlüyordu. Önünde duran küçük — bir masaya yumrağuyla vurarak: — Nerede bulunuyoruz? diyordu. Bu ne hal polis müdürü? Ben size bir sefil serseriyi tevkif etmek için emir veriyorum. Siz de onun yakalandığını söylüyorsunuz. Ve tam can çekişmek üzere bulunduğunu anlatırken haydut Luvr sarayının içinde beni tahkir edi- yor. Ne yapıyorsunuz mösyö? Aklını- zi mı kaçırıyorsunuz? Yoksa, bütün serserilerle söz birliği mi ettiniz? Na» sıl olur bu? Saray zaptedildi! Bir ör- mek! Ben de isterdim. Lâkin kalbim ezilmiş, düşüncem mahvolmuş olduk- tan sonra... Nasıl gülebilirim. Aşk... Bir kelime! Dostluk.. Bu da başka bir kelime! Ben ikisini de gürmek, tecrülbe etmek istedim, Ne buldum?.. Bir hiç! Lantene kardeşimdi onun bir işaretiyle kendimi ölümün kucağına atardım. Bunun için de Lantenenin bana “Manfred! Mes'ut olmaklığım için senin ölmen lâzım,, demesi kâfi gelirdi. Evet., Evet! Benim kardeşim- di ol, Değilse bile öyle söylüyordu. Ben de inanıyordum. Müthiş bir teh- like baş gösterdi. Kardeşimi çağır- drm, “Gelemem, başka işim var,, dedi. Bir kız gördüm.. Ona baktım.. ve öyle sanıyorum ki o da bana baktı. Şimdi Önu düşünüyorum! —Eğer, o kadar tatlı bakmamış olsaydı ben onu se- ver miydim hiç? Demek ben kendisini eğlendiriyordum. — Şüpbesiz yalnız başına yaşıyan ve canı sıkılan bir kü- çük kızdı. Kendine bir eğlence lâzım. Baktı ki onu sevmeğe hazır birisi ge- çiyor. Hemen aklına geldi: Bu ada- min kalbini alarak bir oyuncak yap mak! Sonra bir Kral geçiyor! Kral ona “gel,, diyor, kız da gidiyor onun arkasından! Şaşılacak şey! Fakat en ziyade şaşılacak şey benim aptallı- gımdır, Ben neyim ki?.. Adam sendel, Elimde hiç olmazsa can vermek çare- si var yal. Üstad Raböle bile bu işi başka türlü halledecek bir çare bula- maz.. Eh. Bu da olacak! Fakat şey- tanın boynuzları hakkı için bir çok namuslu Jantiyomlarla birlikte ölüp | kendime büyük bir cenaze alayı ter- tip ettireceğim. Yarın Paris gülecek! Onun için Luvr'daki eğlence dillere destan olmalıdır. Bu sefer, gülmek Yâzımdır! Diyen Metr Rabölenin hak- kı var.. Kılıe kayışını kuşanarak meyhane- den çıktı. Yağmur yağıyordu. O bunun far- kına varmadı. Yarım saat sonra Luvr'un önlünde bulunuyordu. İçeriye nasıl girecekti? Muhafız askerlerin kat kat kordonunu nasıl geçecekti, Hattâ sonradan kendisine soruldu- &u zaman bile bunu söyleyemedi. Yalnız evvelâ yağmur altında, ka- ranlık sokaklarda, sarayın civarında biriken halkın gürültüsü arasında geçtiğini farketmişti. Sonra birdenbi- re geniş bir salonda bol ışık ve 1lık bir hava içinde dalgalanan ikinel bir ka. labalığın içinde bulunduğunu hisseder gibi oldu. Muhafız askerler onu belki eğlen- ceye davetli yabancı bir Jantiyom sanmışlardı. Çünkü tavırlarından ve yüzünden büyük bir kibarlık okundu- Bu gibi üzerinde de siyah kadife bir elbise vardı. Manfred salona girer girmez kral ile Jiyeti gördü. Doğruca onlara doğru yürüdü. Jiyet tam bu anda Monklarm Man- fredi ölüler mahzenine nasıl kapattır gn kralım anlatmasını dinliyordu. Delikanlınm salona girişi bu hikâ- yeye rasladı. Manfred genç kızım ayağa kalktır ğrnr gözdü. Güzel gözleri sonsuz bir sevinçle kendisine bakryordu. O anda hiddeti büsbütün arttı. Çünkü bu bakıştaki riyakârhk içine işlemişti. Yürüdü, kralın önüne var- dı. Yukarıda krala karşı gösterdiği eür'eti, Jiyeti nasıl tahkir ettiğini gördük. Hiddetinden kuduran Fransuva: — Yakalayın! Onu gize teslim edi- ĞRE