Artık bizde de âdet oldu. Ta- kım veyahut ek'plerimizi islâh et- mek istediğimiz zaman — ilkönce aklımıza gelen şey hariçten antre- | nör getirmek oluyor... Bugün - içi-| mizde öyle bir it'kat var ki antre- nörü getirince her iş olup bitecek, takrmımız yüksek bir kabiliyet ik- tisap edecek, biz de önümüze ge- leni çatır çatır yenerek öte tarafa | geçeceğiz, Halbuki hal ve keyfi-| yet hiç de böyle düşünüldüğü gibi değildir. İşte bunun sebeplerini birer birer burada izah etmeğe ça- hışalım: Şüphe yok ki her şeyde olduğu gibi sporda da sevk ve idareyi bilgili ellere bırakmak ve onların ihtisaslarından istifade etmek çok lâzımdır. Ve ancak bu suretle te- rakki etmek imkânı olabilir. Nasıl | bir hastaya doktor çağırılır ve| doktorun göstereceği tedavi usu- Kü ona tatbik olunursa sporda da | ilim adamı olması lâzımgelen an- | trenörün göstereceği yol üzerinde yürümek, ileri gitmek iç'n başlıca çaredir. Yalnız burada meselenin | rTuhunu teşkil eden bir cihet var- dır. Ona dikkat edilmediği takdir. de bütün emek ve fedakârlıklar boşuna sarfedilmiş olur. Aldığı- mız misal üzerinde bu esaslı nok- taya temas edelim. Eğer doktorun çağırılması ile hastanın hemen iyi olacağımı zannedersek çok yanıl- mış oluruz. Bu il'm adammı — ça- ğırmamızdan asıl maksat onun hastalığımızı teşhis ettikten sonra bize bir tedavi usulü göstermesi- | dir. Biz eğer onun göstereceği te- davi usulünü tatbik etmiyecek ©- lursak doktoru beyhude yere ça- ğırmış olur ve hastalığımızda da bir salâh eseri görmeyiz. İşte ge- tirdiğimiz antrenörler hakkında da bu hal ayniyle vakidir. Güreş antrenörü müstesna —çünkü on- dan lâyıkiyle istifade edilebilim- miştir—- Avrupadan büyük feda- kârlıklarla takımlarımızm teknik kabiliyetlerini arttırmak için ge- tirdiğimiz futbol ve atletizm an- trenörlerinden bugüne kadar hiç !)lr menfaat temin edilememiştir demek, hakikati apaçık söylemek olur. Ufak bir misal: On seneden beri antrenörler elinde çalştırılan büyük kluplerimizde birinci sınıf Herecede telâkki edilebilecek han- Getirdiğimiz antrenörlerden istifade edebiliyor muyuz ? gi oyuncu yetişm'ştir? Sırf kendi heves ve çalışmaları sayesinde yükselmiş olan bir Bekir, bir Ze- ki, bir Refik, bir Hasandan bir A- lâett'n ayarmda bugün federe e- dilmiş 22 klüp içinde bir oyuncu gösterilebilir mi? Evet İstanbulda futbol meraklılarının ve oyuncu- larının adedi bir hayli artmıştır. | Fakat itiraf etmek lâzımdır ki u- | mumiyetle oyun seviyesi eskisine nazaran düşkündür. Sekiz on se- ne evvel merkezi Avrupanm en kuvvetli ekibi sayılan — meşhur Slavyayı yenen bir takım ayarım- | da bugün bir tim çıkarmaktan | maalesef çok uzağız. Acaba ne- den baştaki idarecilerin şayanı takdir olan bütün hüsnüniyet ve çalışmalarıma rağmen bu hal böy- le olmuştur. Neden getirdiğimiz antrenörlerden istifade temin e- demiyoruz Bunun sırasiyle oyun- culara, antrenörlere ve klüp ida- recilerine taallâk eden muhtelif sebepleri vardır. Başta oyuncula- rımızın disipline riayet etmeme- leri, söz ve nasihat dinlememele- ri ve nihayet b'raz parlamaya başlayınca kendilerini dev ayna- larmda görmeleri gelir. Oyuncu- larımızdan bir çokları futbolü zevklerini tatmin edecek bir spor olarak benimsememişlerdir. Gale- ri için oynarlar. Sayılı maç gün- leri bitince bin bir türlü behane- | ler icat ederek antrenman ve ek- zersizlerden kaçarlar. Bugün kar- h ve çamurlu bir havada kendi kendilerine ekzersiz yapamak iç'n Cumalarını feda eden kaç oyuncu bulunabilir? Türkiyenin en yük- sek oyuncusu olduğunda şüphe ol- mıyacağı gibi Avrupanm da sayı- h meşhur oyuncuları - arasında gösterileb'lecek kabiliyet ve yük- seklikte olan Bekiri, şu satırları yazan acizleri, lik maçlarının te- hir edildiği karlı ve fırtmalı ha- valarda b'le bir iki arkadaşıyle ekzersiz yapmak için soyunmuş, top elinde sahaya gittiğini gör- müştür. Her şeyde olduğu gibi futbolde de terakki etmek - için şahsi çalışmanm ve kendi kendine ekzersiz yapmanın çok büyük faydaları görülür. Antrenöre gelince: Antrenör- | Sadi Karsan (Devamı 10 uncuda) İspanyanın Barselan şehrinde 25 bin kişi tüy siklet dünyu şampi | yonu (Freddie Miller) le, İspanyol şampiyonu (Girones) in maçını / dir. sevrediyorlar. HABER — Akşam Postası Ruslar Beynelmilel! tutbul federas- yonuna mı giriyor ? Habar alındığına göre Rus ida recileri Londranın meşhbur Arse nal takımına müracaat ederek iki müsabaka yapmak üzere İngilte renin bu maruf takrmmı Mosko vaya davet etmişlerdir. Bu gösteriyor ki Ruslar futbolde git tikçe terakki etmek çarelerini a- raştırmakta ve yakm zamanda beynelmilel temaslarda iyi netice- ler almak niyetindedirler. Fakat bu münasebetle tekrar gene orta- ya Ruslarm beynelmilel futbol federasyonuna girip girm'yecek- leri meselesi çıkmaktadır. Hattâ dolaşan şayialara göre Rusların Fifaya girmelerine Çekoslavak federasyon reisi doktor - Pelikan delâlet edecekm'ş. Fakat bu şayi- alar bugüne kadar kesbi katiyet etmiş değildir. Halen Ruslar İngi- liz takımlariyle müsabaka yapa- bilmekte serbesttirler. Çünkü İn- giltere futbol federasyonu da Fi- faya dahil bulunmamaktadır. Bu- nunla beraber Fifa ile İngiltere a- rasında bütün temas ve münase- bet tamamen kesilmiş addedilme- melidir. Fifa kendisine dahil ta- kımların İngiliz futbolculariyle müsabaka yapmalarına müsaade etmekte ve bu maçların neticele- rini de tanımaktadır. Âyni za- manda İnternational Board'da da . mümessiller bulundurmaktadır. AcabaMoskava İngiliz Rus i- darecileri Fifa'ya karşı olan va- ziyetlerinden de bahsedecekler mi? Bunun da pek ihtimal dahi- linde olduğu söylenmektedir. Mküllein Fransız-Alman Milit takımları çarpışıyorlar Martm 17 sinde Pariste yapı- lacak olan Fransız ve Alman mil- It takımları müsabakası için şim- diden hazırlıklara başlanmıştır. Her tarafta bu maç mühim alâka uyandırmaktadır. Yapılar — tah- minler Fransızların lehindedir. Fransızların son zamanlarda fut- bolde çok terakki ettikleri görü- mektedir. Bilhassa dünya futbol şampiyonu İtalyanlarla — geçen hafta yaptıkları müsabakada elde ettikleri net'ce büyük bir muvaf- fakiyet —telâkki — edilmektedir. Fransızlar ikiye karşı birle yenil- dikleri halde o gün çok güzel bir oyun göstermişler ve çok alkış- lanmışlardı. Halbuki ayni hafta zarfında Holanda ile çarpışan Almanlar Holandalılara güçlükle, ancak bir sayı fazla, galip gele- bilm'şlerdi. Almanlar birinci haf- taymda çok faik bir oyun göster- mişler fakat ikinci devrede bu fa- ikiyeti idame ettirememişlerdir. Herhalde Fransızlarla Alman -| farın yakında yapacakları müu-î , bakanım ne netice vereceği her ta- vafta sabırsızlıkla beklenmekte- | L M &. de | BOK —- Fenerdie Miller Fransız şampiyonuna yenildi. Fakat... Dünya Tüy Sıklet ıımpiyonul “Freddie Miller,, Fransız şampi- yonu Maurice Holtzer ile Pariste yaptığı bir maçta yenilmiştir.. 10/| devrel'k bu müsabakada “Fred- die Miller,, kendisinden beklenen faaliyeti gösterememiş ve âdeta is temiye — istemiye dövüşmüştür. Miller'in bu tarzda hareketi halk üzerinde çok fena bir tesir bırak- mıştır, Sıkı bir maç seyretmek he- ves ve arzusiyle müsabakaya gel- miş olan seyirciler inkisari hayale uğrayarak salonu terketm'şlerdir. Cihâan Tüy Siklet şampiyomunun bütün bu müsabaka müddetice / yegâne muvaffakiyeti ikinci ravn- | ederek yere sermistir Dünya Ping - Pong şampiyonası Geçen Cumartesi akşamı lngîl-l terede 10 bin kişi gibi muazzam bir kalabalık önünde Vembley'de dünya masa tenis şampiyonası final müsabakası yapılmıştır. Müsabakanın bu kadar yüksek | bir sey'rci kitlesi tarafımdan - ta-| kip edilmiş olması Ping pong ©-| yununun her tarafta gittikçe şöh- ret kazandığma bir delildir. Dört! defa dünya şampiyonluğunu kazan | mış olan Borna yirmi bir milletin | .. ge Buz üstünde Buz üzerinde patenli hokey dün-! ya şampiyonu olan Monarchs'lecı Fransızlarla yaptıkları bir maçta 3 —1 galip gelmişlerdir. Fran- sızların son dakikaya kadar mu kavemet etmiş olmaları Monarc- hs'leri asabiyete getirm'ş ve mü- sabaka çetin bir safhaya girmiş- tir. Monarchs'ler behemehal - gali- biyeti tem'n için ellerinden gelen gayreti sarfetmekten çekinmemiş- lerdir. Fransızlar da buna karşı koymuşlardır. Bu vesile ile de halk çok sıkı ve heyecanlı bir mü sabaka seyretmiş. Neticede Mon archs'ler Fransız. müdafaasınır gevşed'gi iki andan istifade et- mesini bilerek maçın sonuna doğ- ru arka arkaya iki sayı daha kay- dederek üçe karşı birle galip gel- mizlerdir. Ski ile uçuşlar Bir vakitler çok rağbette iken son zamanlarda bu rağbeti miş olan Ski ile uçuşlar bu sene Chamovix'de tekrar itibar nöfnd' başlamıştır. Yukarıdaki resim Norveç şampiyonu Olavullatrıd'un kulâde denecek bir uçuşunu göstermektedir. Norveç şampiyonu bi çuşiyle havada 67 metrelik bir mesafe katetmiştir. “evvelce dünya şampiyonluğu©", patenli hokey 2 na) ve final maçında mdğ'“ 4 MART — 1935 kaybt hef din sonuna doğru hasmın sa ğı müthiş bir “uppercut,, p tur. İstediği noktaya yerleıülş diği bu yumruk eğer hasmına ce isabet edebilseymiş onu ıılvJ edeceği muhakkakmış. — Hotf daha fazla çalışmış ve ufak farkla sayı hesabiyle galip ilâf dilmiştir. Bundan bir hafta sonra celone'de 25 bin seyircinin Ö! de İspanyol şampiyonu Gi y n ile çarpışan Miller bu sefer bü' 5 maharetini göstermiş ve İsp gamıpiyununu dukhe LE Li sefi da çok klâsik bir vuruşla n t Lel. ,A' iştirak ettiği bu müsabakada K rinci gelerek beşinci defa ol | üzere dünya Pıng pong şampP nu ilân edilmiştir. Karşısı zanmış çok iyi bir oyuncu ğundan müsabaka çok seri yecanlı olmuştur. Boma Szabados'u çok güçlükle 17 —21,21 — 17, 19 — 4, 11 ve 21 — 19 sayı ile yenel tir. 17 K N menüww”“ag (Szahadar) S YF U e T a .A / 2üdpP 2paR9 TP a ge— y a v ŞW GON Ç T a YO T B