Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
:AZIMSIZLIGA M A Z O N ide vanmalarına wğakarşı MEYVA TUZU 'Wmı | Türkce - Osmanlıca - Fransızca —— — HABER — Akşam Postası ——— ———0 MİDE YANMALARINI giderir . MİDE ve BARSAKLARI TATSIZLIĞI ve KOKUYU y izale İçiniz. HAZIMSIZLIĞI, boşaltmak suretiyle KABIİZLİĞİ, AĞIZDAKİ eder.. Hiç bir uzva zarar vermez ve alıştırmaz. FAZLA YEMEKTEN ve İÇMEK- TEN sonra mide ve vücudunuzda hissettiğiniz lerin kusmalarıma pek faydalıdır. MAZON ismi ve markasma çokdikkat edilmelidir. DEPOSU Mazon ve Botton ecza deposu, Bahçekapı, İş Bankası arkasında No: 12 afırlığı — derhalhafifletir. Hâmile- Sıhhat ve içtimai Muavenet Vekâletinden: SÖZLÜK Dictionnaire Turc - Ottomane İsmail Hami Danişmend tarafından meydana getirilen bu lügat öz îürkçe kelimelerin şimdiye kadar kullanılmakta olan Osmanlıca ve İ aynı zamanda Fransızca karşılıklarını göstermektedir. Herkesin ve hattâ ecnebilerin istifade edeceği bu SOZLÜK İntişar etmiştir. Fiatı 100 kuruştur. k —Kanaat Kütübhanesi.. Français gaA Ülrtenmllii e ! vp A 4 G e FÜE RES AAA NL Z. Eğer onu Romada bıraksaydım, belkı dönüşte yerinde bulamazdım, — Ya!.. Yal.. Çok doğru.. — Zaten az kaldı elimden kaçıyor - du. Ne ise şimdi bu sözlerin lüzumu yok,. Hani Maga, bana vadettiğin ve hazır olduğunu söylediğin iksir nere- de?.. — Hazırdır efendim.. — Üyle ise ver. Maga kuşağından çıkardığı küçük Lir şişeye tuhaf tuhaf baktıktan son- YR: — İşte almız!.. diyerek Borjiyaya Uuzaltı,. Papa sevincle şişeyi yakaladı: — Bunu nasıl kullaracağım?. — Şaraba veya suya katacaksı - nız!.. — Hepsini mi? — Hayır, üç damla... Çünkü dör - düncüsü insanr öldürür.. — Pek âlâ.. — Unutmayınız.. Üç damla.. — Nasıl tesir edecek?. — Görürsünüz!. Bu konuşma gayet çabuk geçmişti. İkisi de sustular.. Borjiya mantosuna büründü. Yere Maganın dikkat bile etmediği dolu bir kese altını bırraka - rak bir şey söylemeden çıkıp — gitti.. Maga bir müddet dönmledi. Ayak sesle- Yi, uçurumun dibinde inliyen Aniyu hehrinin gürültütü içinde kaybolduk- | tan sonra, bitkin ve baygın bir halde Yere yığıldı. KW , , eRU GECE VAKTİ ÇALINAN CENAZE ÇANI Tivoli köşkünün başbahçevanı olan Bonifas Banifaçi Papanım itimadını kîiz:umıış adamlardandı. Ayni zaman- da Lükres tarafından da himaye olu- !“rdu_ çok zavallıları zehirliyen Papa, hndısının de başkası tarafından ze - hirlenmesinden çok korkuyordu. Bu - hun için başbahçevan Bonifası bahçe- bü kitabda bulacaksınız. Büyük | Dımymn v alnkiren - g Ha ei r.Bahattin Şevkıî | kat, 9 dan 6 yakadar. çekapı Taş Han 2 nci — —I YENİ ÇIKTI GEĞTLİANN yaygyi TTTT y di MEZEİTERM y aBT aa Alafranga ve alaturka, YEMEK ve TATLI KiTABI Hergün pişecek yemeklerin ve tatlıların listesini ve yapılışlarını Satış yeri; İstanbul Ankara caddesi No. 157 İN İnkılâb Kitabevi Tayyare Pıyangosu 18. ci Tertip 5. ci Çekiş 11. Mart 1935 dedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Ayrıca 10.000, 4.000, 3.000 liralık ikramiye- ler ve 20,000 liralık mükâfat-vardır. ' "TT — -eit RRİ ç 2 den Beşiktaş , ” ğünde,, tograflarla spor ketlerine — ait BORJİYA . nin iyi muhafazası hakkında çok sıkı ve şiddetli emirler almıştı. Bundan başka, altıncı Aleksandr tehlikeden büsbütün uzaklaşmak için bir çare bulmuştu. Yemekten sonra yiyeceği meyvaları Bonifasım kendisi- ne getirtiyordu. Sonra tabağın için- den gelişi güzel aldığı iki üç meyvayı kendi gözü önünde başbahçevana ye- diriyordu. Yemeğin sürdüğü bir saat esnasında Bonifas ayakta bekliyor Papa bu suretle meyvaları zehirli ol - madıklarına kanaat getirdikten sonra yiyordu. Ayni prensip aşçı ve kilerci - ler için de tatbik olunurdu. Bonifas Bonifaçi'nin emrinde bir sürü bahçevanlar vardı. Bunlar da yalnız Papaya mahsus olan bahçede - ki kulübelerde otururlar ve gece o - lunca bahçeden çıkarak yatacakları yerlere giderlerdi. Bu hususta aldığı emirleri Bonifas büyük bir dikkatle yerine getirirdi.. Çnükü işin ueunda asılmak kporkusu vardı. Bu ihtiyar adam bahçedeki mey - valarla çiceklere, eserine tapan bir san'atkâr kadar bağlıydı, işte bu bağ, onu itaatsizlik gibi bir fenalığa sü - rüklüyordu. Şeftalileri çürümekten kurtarmak ümidi. Râgastan tarafından keşfedi - len şeftali cinslerini öğrenmek hevesi, kalbindeki ölüm korkusunu yenmişti. Buna rağmen Ragastan o akşam gizli- ce bahçeye sokarken büyük bir acı duymuştu, Dışarda gizli küçük kapıdan yüz adım uzaklıkta ihtiyar bir kaç selvi - | nin karanlık gölgesine Rafael ve Mak yavel sinmişlerdi. Bunlar o gece, hat- tâ iİcap ederse ertesi gün ve gece de orada gizlenerek işin sonunu bekliye- ceklerdi. İspada Kapya da lâzım olan şeyleri getirmek için köşkle ötel ara- sında mekik dokuyordu. Atlar eğerli olarak bir ağaca bağlanmış hazır bek- liyorlardı. Hersşey böylece hazırlanıp kararlaştırıldıktan sonra Ragastan BORJİTA size de öğreterek şohı'etinizin deva- leri aşağıda gösterilmiştir. 4.,5 a kadardır Kadıköy Belediyesi Dispanseri “Mühürdar caddesi No, 76,, Eyüp Belediyesi Dispanseri “Eyüp camii kebir mahallesi,, Üsküdar Süt ve mektep çocukları Dispanseri “İskele meydanı,, İstanbulda son zamanlarda Difteri hastalığının çoğalmıya yüz tuttuğu anlaşıldığından hem hastalığın önünü almak ve hem de çocuklarımızı ileride bu hastalıktan korumak için küçük yaş- taki çocuklara aşı tatbikine karar verilmiş ve aşı istasyonları açtırılmıştır. İstasyonların bulundukları yerler ve müracaat saat- 6 yaşından 12 yaşına kadar olan mektep talebesine mekteplerde aşı tatbik edilmektedir. 2 - 6 yaş arasında bulunan daha küçük yaştaki çocuklara da açılan bu aşr yerlerinde aşı yapılacaktır. Arzu eden aileler istasyonlara müra- caat derek bu yaş arasındaki çocuklarını aşılatabilirler. Aşı para- sız. olarak tatbik olunur. Aşının hiç bir zararı ve tehlikesi yoktur. Çocukları uzun zaman ve büyük oluncaya kadar Difteri gibi fena hastalıktan korur. Bunun için ailelerin ederek çocuklarını aşılatmaları tavsiye edilir. 2-6 yaş arasındaki çocuklar için difteri istasyonları müracaat saatleri istasyonlara müracaat d, “Akaretlerde,, Haseki Hastanesi “Aksaray,, yalnız — Istanbulda turuyorsunuz.. Size nasıl le;.ekkur e- mına yardım etmekti... deyim?. —— — Ah! Mösyö Petros susunuüuz!. — Böyle işte.. Bu akşam, küçük ka- Susunuz! pıda. ü — Krıymeti dünya değer - sırları si- ze öğretmekti. Mademki bu mümkün olmıyacak, artık bu sözleri bitirelim.. — Delikanlı.. Delikanlı!.. Ben ka - rar verdim.. Siz bahçeye gireceksiniz! — Sizi böyle müthiş bir tehlikeye atmağa ne lüzum var?. Muhterem pe- derimiz herhalde böyle ufak bir şey için sizi asmaz!.. — Mademki kimsenin haberi olmı- yacak!.. — O da doğruya?.. O kadar dikkat- le saklanacaktım ki., Beni sizden baş- ka hiç kimse görmiyecekti. Fakat va- zifenizi noksan yaparsanız içiniz ra - hat eder mi?.. Ah evet.. Artık bundan bahsetmemek lâzımdır... — Siz ne kadar saf bir kimsesiniz delikanlı?. İçim rahat etmezmiş.. Siz buna karışmayın!.. Bahçeye muhak - kak surette girmeniz lâzım... — Pek âlâ.. Mademki öyle istiyor - sunuz.. Ben de sözünüzden çıkmıya - cağım.. — Dinleyiniz!,. Ben bahçede ufak bir klübede oturuyorum. Akşam saat sekiz oldu mu çıraklarım giderler. O vakit bahçenin kapılarını kapatırım. Arasıra çiçekler arasında kendini a - vutmağa gelen Papadan başka kimse artık bahçeye giremez. Bu akşam saat onda aşağıda gördüğünüz küçük ka - pıya geliniz.. Sizi içeriye alırım, Gece çalışırsınız.. Gündüzleri benim klü - bemde saklanmanız lâzımdır... — Müuhterem üstadım, size yardı -| mım dokunması için herşeyi göze alı- Yorum... — Buna karşılık ben de size bahçe- nin her yerini gezdirip gösteririm... Hattâ muhterem pederimizi görmek şerefini bile size temin ederim., | — Beni bütün umduklarıma kavuş- Bunun üzerine ihtiyar adam Ra- gastanın elini hararetle sıkarak Pa - panın köşküne doğru inmeğe başladı. Şövalye ise sevincini saklamak için gayet sakin bir halde Tivoliye döndü.. Otele vardığı zaman: —Borjiyayı elde ediyoruz!. Manev- raya İyice dikkat edin arkadaslar.. Bu akşamdan itibaren işe başlıyoruz.. de- di. —İ3l- . ANİYO UÇURUMU O zamanlar olduğu gibi şimdi de Sibil mabedi ismiyle anılan harabele- re yakın bir yerde Aniyo nehri dağ - lardan büyük bir gürültü ile vadinin derinliklerine doğru iniyordu. Bu va- dinin iki tarafı gayet sarp ve —dikti., Yarıklarda biten yabani ağaçlar ol- masa granitten yapılmış bir dıvar sa- nılabilirdi. Vadinin sonunda kayaları oyarak yeşil yosunlu taşlarla çevrili küçük bir havuz teşkil ettikten sonra akmasına deyam eden ve granit yığın ları arasında kendisine bir yol açan nehrin iniltisi duyuluyordu. İşte Ani- yo uçurumu budur. Vadinin yukarısında, nehrin oydu- ğu havuzun üstünde kayalar tabii bir mağara şeklindeydiler. Bu — mağara hakkında çok tuhaf şeyler söylenirdi. Ahalinin büyük bir kısmı cehennemin kapılarından birinin burası olduğuna inanıyor ve mağfaranın ağzında arası- ra görülen kokulu dumanları da bu iddialarma şahit gösteriyorlardı. Denilebilirdi ki tekin addolunmı- yan bu mağaradan herkes çekiniyor. Hattâ güneş battıktan sonra civarına bile uğramağa korkuyordu, Biz oku - yucularımızla beraber gece yarısı bu mağaraya gireceğiz . Mağaranın sonunda bir meşale bu- rasını aydınlatıyordu. Bir kösede. bu Günün Fotografları Muhtelif gazetelerde çıkan günüu hadiselerine ait fo- mecmualarında gördüğünüz spor hare- fotograflar kütüphanesinde satılmaktadır. VAKIT Edımeknpı Sıhhat merkezî “Atik Ali paşada tramvay caddesinde,, Beyoğlu Belediyesi Baş Hekimliği “Tünel başında,, Beyazıt Belediyesi mevki hekimliği “Beyazıt nahiye müdürlü- Beyoğlu Belediye hastanesi “Taksim sıraserviler., (977)