Şahin'in İÖöCcü adamı bulmuşlardı Yazan: "İiı—. Kaflı Bi o"nıîrdi veonu Rum şive-| konuşan palabıyıklı, göbek- | Yi Yarı bir adam karşıladı: Buyurunuz Senyör!.. “Bize yanyana iki oda vere- iz!... Peki Senyör!.. Şimdi... Bir| gi| “Sa bekler misiniz?... | Kenardaki koltuğu gösterdi. V| Ali Reis ilâve etti: >Birinci katta olacak!... S Fakat... Şey... Orada yalnız *da var da... > Yanındaki odada kim varsa p tarafa at!.. >Fakat... Otelej kekeliyordu. (— Ne var?... Parası mı çok?... “a kirasını sormadım... Ne is- li vereceğim... | uini cebine attı ve bir altın çı - '_ ik kenardaki ufak masaya S Bahşiştir. eli o'eki artık onun karşısında ün kıvriım oluyordu. nıwını.mıç...,..-..,a.ı.ııı.-, “1 Bunların arasındaki akpalı U da açıldı ve anahtarı Ali Re- | Verildi. # Artık akşam oluyor ve ortalık Arıyordu. Ali Reisle arkadaş- ithem karmlarmı doyurmak, S.k?—' YÜU ÜU yüzle Gi Buşif yay hŞ 'y""'h etelden çıkacaklardı. A- Gi :'“l Otelci ile karşılaştılar, Ya- q.m tıpkı onun gibi konuşan bir #|, S daha vardı. İkisi de biribir- W “| &* benziyorlardı. Biraz evvel- lci Ali Reisin önünde yerle- adar eğilerek: ». Kiminle görüşmek şerefine , da oturuyormuş. Fakat * Eimi öğrenebilir miyim?.. K, Ve sordu. Ali Reiş ceyap ver- *: Sövalye Paolino Benerenti!.. gk"'“dln geliyorum... Bunlar a) Aklarım, Bonifas ile Vittor- ğ 5.:.' Kara Yusufla Sansar - Os- gösterdi. N"*"’üı otelci bu sözlerin yarı- (—.l_"lcık dinlemiş, hemen ken- fanıtmıştı. Demek ki asıl bur x'î"i $Öz açmış oluyordu. * lunuz, Yorgi Palamakis!, tnmdaki adamı gösterdi: "b:a' da kardeşim Jani'dir. Biz ğ iliyiz. Buraya Marki Va- ı“lîlı beraber geldik.. Bizi o N-—— Bu oteli de o aldı bize... M Valeryonun Inebahtıya ş Meşhur ıbııkmdı, Himan- gemilerini biz tutuştur- NN.:%’ kadar fedakârlığa karşı s Otel, çok bir şey değil !ı.:."i Tels de, Kara Yusuf da bu N,,_dııöılui büyüyerek dinle . lr.""ıı Hat... Bu iki alçak adam. h m::ln.ı zaferini ve Şahin rei - H,, “stini bunlar hazırladılar 0 İ ;:dl kılıcını çekmek ve iki - İN khh.b:m vuruşta şişlememek Ah 'dilerini zor tuttular... — | Teiz .q"“lı: n işlerinin arasından mı- e D—ıek N ki onun için bu otelin —<—0 — No. 42 Büyük Deniz Romanı — Evet senyör!., Uygun değil mi?... — Güzel... Çok güzel.. Valeryo nankörlük etmemiş... — Fakat şimdi o gözden düştü. Eğer eskisi gibi olaydı, bize da- ha büyük iyilikleri dokunurdu. Yorgi, Ali reisin yanına sokul - du: & | — Şimdi gene Türkler üzerine büyük bir donanma hazırlanıyor. | Gene Valeryoyu çağrracaklarmış. Hattâ Valeryo bu sefer de kendi kesesinden birkaç gemi yaptıra -| cağını söylemiş. Çok zengin adam. Şimdi Valeryo Venedikte de - gilmiş... Çoktanberi — olduğu gibi Garda gölü kenarındaki şatosun - gelmesi bekleniyormuş... Ali reis cevap verdi: Ş — Valeryo büyük adamdır. A.- dını ve zaferini biz de duyduk... Hattâ beni de gemisine almasmı yalvaracaktım... Eğer gelirse bana hemen haber verir misiniz?... — Başüstüne!... Emredersiniz!, Sizin gibi genç, cesur ve akıllı şö- valyeleri çok sever o... Kulunuz si. zi tanıtayım ona!... Bu şerefi ba- gışlarsınız değil mi?.. — Hayhay!... Sokağa çıktılar, #albactota yüzu gülüyurüü. Çoer |. kü Venediğe geleli henüz bir iki; saat olduğu halde epeyce şeyler öğrenmişti. İşler iyi — gidiyordu. Otelciye Şahin reisin nerede oldu-| ğunu da sormak istemiş, — fakat | kuşkulandırmaktan çekinmişti. İlk lokantada karmlarmı doyur- dular, Şimdi gemilere, gemicilere, de- niz savaşlarına dair haberlerin en| çok bulunduğu bir yer düşünüyor- du. Birdenbire burunsuz Piyetro- yu hatırladı. Onun meyhanesi gü - nün her saatinde en azılı ve pişkin gemicilerle dolu olurdu. Artık karanlık basmıştı. Ka-İ nallar ve sokaklar yalnız evlerden gelen sönük sanki aydınlanıyordu. Bazan da kanaldan geçen gondollar, kıyılar- da biraz aydınlık gezdiriveriyor . du. Senyör Loredanonun fırmmın önünden geçti. Orada her şey eski- | si gibiydi. Hattâ vaktin geç olma- sına rağmen Moreno, gişede oturu yordu. | Ali reis bunları gördükçe eski günleri hatırlıyor, olup bitenleri | dün olmuş sanıyordu. Bir köşe saptı, bir daha döndü. Biraz sonra meyhanenin kapısın- daydı. Kapıyı açtı, içeri girdi. Masalar- dan birine şarap götüren Piyetro bu yeni müşteriyi görünce evvelâ şaşırdı, sonra elindeki şişe ile bar-| dakları ilk masaya brrakarak koş- tuz yakın —Buyurunuz, senyör!... Bir em y riniz mi var?... — Bana boş bir masa!... Biraz | Dans, eşıklarla ( HABER — Akşam Postası | İSTANBUL: l 18; Fransızça ders, 18,30: Dans (Şi- musikisi ve muhtelif parçalar. 15 Haberler, 19,40: Keman solo - xım. 20: Strobel ve Ali ve arkadaş - ları, iki piyano ve vokal kuvartet - 20,30: Senfoni numara 6 Bethoven. 21,15: Son haberler. 21,30: Bayan Bedriye Tüzün, radyo caz ve tango orkestraları. 223 Khz. VARŞOVA 1345 m. 16,45: Örkestra konseri. — Ders vesaire. 17,45: Plâk — 18: (Çoçuk noşriyatı, 19,45: Dans plâkları, 20, 35; Şarkılar (Brahmıs) 20,50: S ler. 21: Eski şarkılar, — : Senfoanik konser. 23: Reklâmlar. 23, 15: Orkestra. 24: — Sözler. 24,05: 175 Khxz. MOSKOVA 1724 m. 17,30: Sözler. 18,30: Kızılordu için neşriyat. 19,30: Kolkoz progra: mı, 21: Sehumannın eserlerinden konser. 22: Almanca neşriyat. 23,05 İngilizce neşriyat, 24,05: Macar neş- rıyatı. Khz. PRAG, 470 m. 1655: Hafif musiki, 17,55: Ço - cuk neşriyatı. 18,10: Sözler. 18,20: Plâk, — Sözler. — Plâk. 18,45: Şar: kılar, 19,10: Ziraat, 19,20: Alman- ca neşriyat. 19,55: Haberler. 20,10: Pik. 20,15 Rusça ders. 20,30: Plâk. — Sözler. 20,50: Kuartet. 21: 'Aske- ri neşriyat. 22: Keman birliğiyle or- kestra konseri. 23: Haberler, 28,15: Plâk. 23,30: Almanca haberler. 545 Khz. BUDAPEŞTE 550 m. 18: Senfonik orkestra — konseri. 19,10: Ders. 20,20: — Plâk. koönseri, 20,20: “Balkan manastırı,, adlı tem: sil. 21,05: Buda şarkı heyeti tarafım- dan şarkılar, 22,50: — Haberler, 23, 20: Bulgar halk şarkıları. (Piyano refakatiyle). 23,50: İngilizce aylık bahisler. 1,05: San haberler. Soy adları Balçık — Eyüpte — Defterdar caddesinde 14 numarada Cezrı Kasım camii imamr Halit. Tunçalp — Tramvay şirketi 29 numaralı kontzöl memuru Murat ve süvari mülâzımı Enver kardeş- ler, Bora — Pertevniyal resim mu « | allimi Asaf ve oğulları Turhan İzzettin, Şefkati, Dündar, Bir ölüm Konservatuvarda eski eserleri tasnif heyeti azasımdan ve Biga | Saylavı merhum Samih Rifatın | karteşi yüksek musikişinaslardan Ali Rifat dün öğle üzeri ölmüşti Istanbulda en çok satılan i gazetedir. —İlânlarmı » “HA. ! BER,, e verenler kâr ederler. İeranamamane sermeserenecennencAn HABER Akşam Postası İDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgrat Ağreslı İSTANBUL HABRE Tolefon — Yazıı 25878 — İdarer timmo ILÂN TARİFESİ Ticaret Hânlarınm aatırı 12,56 Resent iânlar 10 kuruştar, ea saneuNsaaRem n nansananemmayını İ ahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM US Basıldığı yeri (VAKIT) Matbaası şarap içeceğiz... — Emredersiniz!... Buyurunuz, şöyle buyurun!... —- İ (Dmmüıedıı_ı * İyordu.- Anlamıyor musunuz? Dos- | yapacaksınız... Aklınızdan bir ta- | mekle hata ediyorsunuz... Ben in- | ler... Size fazla tafsilât vermek- Nakleden: ( Vâ.-Nü ) Vahit, kendi kendine düşündü: | “— Amma da acayibim ha...| Bu geceyi bu kadar güzel bir kn-i la geçirmememdeki sebep ne- dir?... Kadın: — Tamamiyle serbestim... -di - tum bu gece yok... Başka şehire ! gitti... — Ah ne yazık... Ne iyi olur- du... Fakat ben de serbest deği- lim.., — Peki, öyle ise beni otomobil- de niçin öptünüz? Erkek ctevap vermedi. Kadm, içini çekti: — Gözleriniz çok güzel. Erkek: — Ne yapacağımı tahmin et- seydiniz... — Anlıyorum... Eğer beni gö-| türmezseniz, mutlaka bir delilik kım fena şeyler geçiriyorsunuz... | Kötü tasavvurlarmız var... A... Amma da surat asıyorsunuz... Tu- haf şey: Ahlâkınız, hiç de Feri- dinkine benzemiyor. Sizin bu de- rece dost oluşunuza şaşılır... — Benzer yerimiz yok dene- mez! İkimizin de saçlarımıza kır düştü. — Doğru... Fakat saçlarma kır düşmesine rağmen dinçliklerini kaybetmemiş erkeklere ben bayr- lırrm... Erkekler, bu saçlarla çok kibar görünürler... Bilhassa sizin gibi, şakakları kırlaşırsa... Lâkin sizin konuşulanları dinlemiyor- muş gibi bir vaziyetiniz var ki, işte onu beğenmiyorum... Hem ni- | çin fena şeyler düşünüyorsunuz bakayım?... Bu gece ne yapacak- sınız? — Ne yapacaksınız? — Söylemiyorsunuz? Sisi, sesini gittikçe kısmıştı. Bardaki garsonun — işitmemesini temin etmek istiyordu. Başımı erkeğe doğru eğdi. — Söylemek istemiyor demek... -diye tekrarladı.- Fakat söyleme sanla gayet iyi arkadaş, sırdaş olmasımı bilirim... Bana, sizin ha- yattan iyi anladığınızı söyledi- ten çekiniyorum... Fakat, sizden koşlandım... Dostum da burada | değildir... Kendisi çok zengindir ve ne kadar para istersem — bana verir... Avucunun içini Vahidin eli üs- tüne koymuştu. Esir Kadın HABER'in |No 34 tefrikası I Aşk ve His Romanı laüimemaa aa eeeü Fakat, erkek elini yavaşça çek- ti. Kadımın elini okşadı ve hafifçe kaldırarak dudaklarıma götürdü. Öptü. — Sisi.., Kızım... Siz, gpana bir iyilik yapacaksmız.. —NEe gibi... — Ferit oyundan bıkmcıya ve masa başından ayrılıncıya kadar, herhalde burada buluncaksımız... —E. — Kendisine söylersiniz ki, tomobiline bin'p gidiyorum... — Nereye? — O, nereye olduğunu tahmin eder, — Hattâ şimdi yanma yaklaşıp bunu ona haber verebilirim. — Hayır... Hemen söylemeyin, — Anlıyorum... İznini almadan otomobiline binip gitmek istiyor- sunuz. — Doğrü... — Amma da garip adamsmız, yok mu ya hani... Dinleyin, size bir nasihatte bulunayım... Düşün- düğünüz şeyi yapmayın... — Düşündüğüm nedir? — Siz, birine aşıksınız... kma varıyorum. Vahidin bu sözler hoşuna git- mişti, Gülümsedi. Sisi, daha fazla eğildi. Ani bir heyecanla: — Nezaketsizlik etmemek için yalan söylüyorsunuz... Eğer içi- nizde bir keder varsa kat'iyen yal- nız dolaşmamalısınız... Bana an- lattılar. Beş parasız kalmışsınız. Bütün paranızı aşk uğruna sarfet- mişsiniz... Ben ise, paralı bir ka- dımım, pafamı sağa sola - saçıyo- rum... Beni seven birini bulsay- dım... Burada herkes öyun oynu- yor... Sevmeği akıl edemiyorlar... Buna vakitleri kalmıyor... Ben de herkese uydum, oyun oynuyorum.. Fakat, otomobilde beni öptüğü- nüz vakit hissettim ki.. — Buna rağmen kim olduğu- nuzu bilmiyordum.. — Peki, kim olduğumu sanr yordunuz? z Kadın tereddüt etti. — ZZannedersem dostumsunuz.. Ve sizin, aşk işlerinde gayet âlim olduğunuza dair şöhretiniz var. —Kızım... Ben yarım da bura- lardayım... Sizi aldatıp aldatmı- yacaklarımı görürsünüz... Fakat şimdi gidiyorum.. — Hayır... İstemiyorum.. Fe- ride gidip haber vereceğim... — Sakm yerinizden kımılda- maym. —Nereye gidiyorsunuz? (Devamı var) - Far- önümüzdeki perşembe matinelerden itibaren ipek sinemasında bütün şehir LiİANE en son eseri, gözel HAİiD'i şarkılarla — süslenmiş SEVDA GECESİ filminde alkışlıyacaktır. Yeni Kitaplar Hayali sosyalizm — ilmi sosyalizm Meşhur Engels'in bu evrensel astaörgütü Haydar Rifat tarafından ' dilimize büyük bir muvaffakiyetle çevrilmiş bugün yayılmıştır. Özenle tavsiye ederiz. Fiatı 50 krş.