| | / a 2 MART — 1995 İhazımsızuıca M A ZON ide yanmalarına zlığa karşı MEYVA TUZU Kabı | e İlDün ve Yarın Kitapları Dünyanın en çok tanınmış ve beğenilmiş eserleri Yurdumuzun en salâhiyetli bilginleri elile güzel dilimize çevrilmektedir. Yirmi kitabı birden edinmek ve çok değerli bir kü- tüphaneye sahip olmak İstiyorsanız Yarın Tercüme Külliyatı'na Abone olunuz . Bu külliyata abone olmak için müracaat etmekte olan oku: Yucularımıza bir kolaylık olmak üzere abone şartlarını yazıyoruz. a | se Dün ve Hayali sosy dil; imize büyük bone şartları * Onar kitaplık 1 inci serinin fiati ”, ikinci serininki “504,, kuruştur. İ ödeme şartları: Birinci seri için “236”, ikinci se | *sin “204,, kuruş peşin almır, Kalan kısımlar her ay bir lira ve- İİ ilmek üzere taksite bağlanır. — Hangi seriye abone olursanız olunuz, peşin alınacak pa» "ayı gönderir göndermez on kitabı birden alırsmız. Kitaplar taş- daki okuyucularımızın adlarma yollanır. Posta parası alın. Abonelerin — taksitleri gününde ödiyeceklerine dair — Memursa daire müdürüne imza ettirecekleri bir taahhüd mektu- bu göndermeleri lâzımdır. Memur olmıyanlar bu mektubu bir g Snaf veya tüccara İmza ettirebilir, Bu çok değerli külliyata abone olmakta acele ediniz. Nİ Müracaat yeri : Vakıt Matbaası - Ankara caddesi, — İstanbul BOKTTYA Yeni Kitaplar alizm — ilmi sosyalizm ir Engels'in bu evrensel astaörgütü Haydar Rifat tarafından bir muvaffakiyetle çevrilmiş bügün yayılmıştır. n deri iatı 50 krs. . HABER — Akşam Postası lağrnlara karşı Rifat iğ 18—15 Te İ larıma kapanmış görmek istemem. | ret edebilir misin?.. Sözlerini söyledi. dedi, Rozitaya dokunan eli şiddetle sar- sılmıştı, Genç kız büyük bir şaşkınlık içinde idi, Papanın bu halinden hiç bir şey anlıyamıyordu. Kafasına hü cum eden bir çok karışık düşünceler arasında bütün kuvvetile kabul etme. diği müthiş hakikatler vardı. Yavaş - <a elini çekti ve oturarak çekingen bir sesle: — Beni affediniz muhterem peder Heyecandan boğuluyorum. Bir ka gündür ne kadar acı çektim bilseniz. | dedi. — Evlâdım. Bundan sonra acı çek: memek sizin elinizdedir. — Ah! Öyle mi.. Buradan çıkma: ma razı olacaksınız değil mi?.. Rafae- limi aramaklığıma izin vereceksiniz değil mi?.. — Hayhay!.. Bunu size vadediyo - Tum... İozita bir sevinç çığlığı kopardı. Papanın elini tutub dudaklarına gö - türdü: — Oh ne kadar büyük, ne kadar İyisiniz.. Zaten sizin beni kurtaraca- Binızı biliyordum. Hemen buradan çı- kıp gidbğeelğiem pjanYggepGi6i.Tiedi kıp gidebileceğim değil mi?.. — Hayır evlâdım. Hemen değil!. Beni dinleyiniz. Sizin burada daha iki Üç gün kalmanız Hizım geliyor. Dozlta bembeyaz kesilerek geri ge- ri oklldi. Önceden kabul etmek iste - meriği müthiş bir düşünce bütün çıp- laktığı ile zihnini sarmıştı. — Oh. Demek ki beni kaçırtan siz #iniz?. Siz! Papa! Oh!. diye hay - kırdı. Borjiya titriyor ve aklını kaçırmak- tan korkuyordu. Şiddetle Rozitaya doğru yürüdü. Ve iki bileğini yakalı - Yarak yavaş sesle yüzüne karşı: — Evet benim!.. Seni ben o kaçırt- tm! Evet işte hen Papayım! Sen pa - Panın emirlerine karşı gelmeğe cesa - Rozita cevab vermedi. Eğiliyor, tüyleri ürpermiş olduğu halde bu sa - rılıştan, dudaklarıma pek yakın his - settiği bu dudaklardan kurtulmağa çalışıyordu. Yarı baygın ve kendinden geçmiş bir halde bulunan ihtiyar Borjiya: — Söyle bakalım!. Benden çekin - mediğini, benden nefret etmediğini söyle! Bırak!. Oh. Dudaklarımın alaz saçlarıma doklnmasına müsua « ie et, diyordu. — Sefil!.. diye haykırdı. — Düşes, Prenses olmak ister mi- sin?, Ben bunların hepsini yapabili - rim.. Sen benim olacaksım!. Kısa bir mücadele oldu. Borjiya du. dağı sarkmış gözleri dönmüş, aklı ba- şından gitmiş olduğu halde: — Sen benim olacaksın. İşte artık elimdesin!. Diyerek son bir saldırışta daha bu- Tundu. Lâkin birdenbire şaşkın ve te - Jâşlı bir halde dona kaldı, Yeisle, ü - mitsizlikle bütün kuvvetini toplamış olan Rozita Papanın kollarından kur- tulmuştu.. Geriye sıçrarken düşmanı- nın belindeki hançeri çekti ve donuk bir sesle: — Muhterem peder!.. Bana doğru bir adım daha atarsanız sizi öldürü- rüm!. dedi. Rozitanın büyük bir soğuk kanlılık- la söylemiş olduğu bu sözler Papanın . bütün hırsını bir anda yatıştırdı. Borjiya başını salladı: — Hoşca kal.. Yakında gene görü - şürüz.. dedi, Ve başka bir şey yapma- dan çıkıp gitti. Rozita yalnız kaldığı zaman kondi. sine kuvvet ve cesaret veren hânçeri ucunun bir kaç parmak aşağısından kırdı. Bu kırık parça kendisi için sivri bir kama idi. Sonra hıçkırıklar içinde boğulma derecesine gelerek ağlama » ğa başladı. İçiniz. Şişli Etfal hastanesi » Göz mütahassısı Doktor Ahmet Gözberk | €C. Halk Fırkası sırasında Kız Bi IN Lisesi karşısında 32 No- Muayene saatleri hergün saat HAZIMSIZLIĞI, boşaltmak suretiyle KABIZLIĞI, AĞIZDAKİ OTATSIZLIĞI eder.. Hiç bir uzva zarar vermez ve alışurmaz. FAZLA YEMEKTEN ve İÇMEK- TEN sonra mide ve vücudunuzda hissettiğiniz (ağırlığı lerin kusmalarına pek faydalıdır. MAZON ismi ve markasına çokdikkat edilmelidir. DEPOSU Mazon ve Botton ecza deposu. Bahçekapı, İş Bankası arkasında No: 12 de satılır. , BAŞKA BIÇAK İSTEMEM) Satış deposu: BÖRJİYA rumdan bin adım uzaklıkta bir takım evler var, görüyor musun? Bu evle- rin etrafı süslü bahçelerle çevrilmiş- tr. Bahçelerin dört tarafında gayet yüksek duyarlar vardı. İşte Papa al- tıncı Aelksandr Borjiyanın köşkü bu duvarların arkasındaki bahçelerin i- çindedir... Rafael kollarını bu yüksek duvar - lara, bu süslü bahçelere. bu güzel ye- şilliklere doğru uzatarak: —Rozitacığım!, Seni hüralara mi kaçırdılar?.. diye ikinci defa olarak haykırdı. Razastan ile Makyavel Rafaeli el birliğiyle mümkün olduğu kadar te- selli ettiler. Bir saat sonra üç arka- daş Tivoli kasabasına varmışlar, han şeklindeki bir otele yerleşmişlerdi. —— BORJİYANIN İRTİYARLIĞI Rafael Sanciyonun ümitsiz ve me- yus bir halde kollarını uzattığı bu köş büyük bir sayfiye idi. Burada her şey kafa yorgunluğunu dinlendirecek ve gözü okşıyacak şekilde hazırlan - muştı. Bahçede sık nar ağaçlarının altın < da mermerden yapılmış bir âşk perisi çatal yakalı bir Satir ile oynuyordu. Penbe granit taşından bir kanapenin üzerinde bir gene kız oturmuştu. E) - lerini bitkin bir. tavryla birleşik, ye yaşlı gözlerinin yorgun bakışlarile etrafını seyreden bu genç kız Rozita idi. Pirazileride duran kırk yaşlarında bir kadınonun bütün yaptıklarını yözlüyordu. Daha ilerideki sık yap- rakların arasında gizlenen iki kişi işe derhal yardıma koşmağa hazır bulu - nuyorlardı. Genç kız Tivoli köşküne kapatılalı dört günü geçmişti. Boş yere kafa patlatıyor, fakat hu olan bitene bir türlü bir mâna veremiyordu. Böyle Tekmil dünyaca tanınmış olan MOND EXTRA tıraş bıçağı Türkiyede dahi gördüğü rağbetten 10 adet 75 kuruştan 50 kuruşa indirilmiştir. Her yer- > ve KOKUYU MİDE YANMALARINI giderir . MİDE ve BARSAKLARI izale derhal hafifletir. Hâmile- DAMON Elektrik cep fenerleri Yeni icad olarak garanti 400 metrelik mesafeyi aydınlatır. Fenerin tulü 23 santimetre- dir. Ağzındaki büyük cam İ yuvarlağı kristalçlendir. Sofuzade Mehmed Emin - Ankara : Hüşeyin Hüsnü - İzmir Hakkâk zade Rahmi - Mersin Atatürkün Nutku Türk hariflerile basıldı 3 Cildin Fiyatı 600 Kuruştur Reisicümhur Atştürkün 927 yılında, Cümhuriyet Halk Fır- kası büyük kongresinde söyledikleri tarihi nutuk Devlet matbaa- sı tarafındanTürk harflerile zarif bir şekilde yeniden basılmış - tır. Nutuk, üç ciltten mürekkeptir ve bu kitaplar bir arada mukav vadan bir kutu içerisine konularak satışa çıkarılmıştır Üç cildin değeri (600) kuruştur. VAKIT'in Türkiyenin her tarafında bulunan bayilerinden de bu tarihi ve çok kıymetli eserai tedarik mümkündür. Müracaat yeri — “VAKIT,, Istanbul — Ankara caddesi 125 ii vahşiçesine kaçırılması niçin, ve kimin içindi?. Hiç bir şey bilmiyor, hiç bir şey an- kıyamıyordu. Ah biraz ağlıyabilse. Kalbini söyletmeğe, elemilerini göz yaşlarile bastırmağa muvaffak ola - bilse?... Fakat bunu da yapamıyordu. Ken disini bir saniye yalnız bırakmıyan bu kadın daima yanında bulunuyor - du. Hattâ geceleri bile yalnız başına kalamıyor, bu zindancı karı genç ki- zın gözlerini uyku ile kapanmış gör - meden kendi yatağna yatmıyordu. Acaba Rafael ne oldu? Bu sual zavallınm fikrini kurcalı - yarak kederini arttırıyordu. Bütün derdi hütün yeisi bu sualde toplanmış bulunuyor ve bu düşünce kalbini du - daklarını yakıyordu. Bunla beraber, kendisinden ay - rılmayan bu gölgeye ağır kanatları - nın elem yoluile ruhunu ezen bu menhus baykuşa, bu ziudancı karıya, bir şey sormak aklına bile gelmemişti. Dir sabah Rozita etrafında her z0- mankinden fazla bir hareket gördü, Araba, at gürültüleri, sofalarda Koşu yan ayak sesleri odasına kadar geli - yordu. Nihayet bir saat sonra ortalığı gene eski sessizlik kapladı. Biraz sonru odaya hir kadın girdi, Zindarcı katıya yavaş sesle bir kaç söz söyledikten sovca bir koltuğa o - turup dikkati dikkatli Rozitaya bak- mağa başladı. Genç kız ne sevinc ne de keder ifa- de etmiyen bir yüzle hattâ yeni gelene balçmağa tenezzül etmeden kendi ken- dine: — Galiba zindancımı değiştirdiler. dedi, Bu esnada genç bir papas odadan çıkan diğer zindancı karıyı yol yor - sunluğunu dinlendirmekte olan papa: nın İstirahat odasına soktu, — 0! Sen misin dam Perima7,, Gel bakalım. eğdi dik İndi : Tursun Eşref - Samsun a