v —T n" 25 ŞUBAT 1985 HABER — Akşam Postası e - dd ği İ ö w* » AŞT aa a b B İçiniz. HAZIMSIZLIĞI, MİDE YANMALARINI giderir . MİDE ve BARSAKLARI AZIMSIZLIGA M İ A Z o boşaltmak suretiyle KABIZLIĞI, AĞIZDAKİ TATSIZLIĞI ve KOKUYU izale eder.. Hiç bir uzva zarar vermez ve alışlırmaz. FAZLA YEMEKTEN ve İÇMEK- TEN sonra mide ve vücudunuzda hissettiğiniz — ağırlığı — derhal hafifletir. Hâmile. lerin kusmalarına pek faydalıdır. MAZON ismi ve markasına çokdikkat edilmelidir. DEPOSU Mazon ve Botton ecza deposu. Bahçekapı, İş Bankası arkasında No: 12 lde yanmalarına xİ*îıbıı.gmımrşı MEYVA TU_Z_U ANKARA MEMURLAR Kooperatif Şirketi İSTANBUL' da kok satışına BAŞLADI Soba ve kalorifer için üç boyda kırılmış tozsuz en iyi Alman koku. » Kumbara Sahiblerine: Iş Bankasının 10.000 lira mükâfatlı 935 kumbara keşidelerinin birincisi I Nisan 935 de ANKAR Ada noter huzurunda çekilecektir. Bu kur'aya İştirak edebilmek için kumbara sa- hiblerinin 7 Mart 935 tarihine, yani Şabat sonuna kadar bankaya en aşağı ( Urşun mühürlü çuvallar DŞ i İçihde evlere tenlim Tonu 23;'"'3 25 lira yatırmış olmaları lâîımdır. Müracaat Yeri : Ankara memurlar kooperatif şirketi. tanbul irtibat bürosu Sirkeci Limanhanı karşısında Mühürdar Zade hanı No. 32 Telefon! 23074 Kuruüçeşme Altınçapa 2 numaralı Kooperatif Mahrukat deposu Telefaon 40456 Ğ ' _DIKKAT l EMLÂK ALIM SATIMI, VE- İN RASET ve İNTİKAL, İFRAZ muameleleriyle her nevi VERGI Ü İSLERİ mütehassıslar tarafın- dan takib ve intac edilmekle | beraber bu işler için yapılacak —|Diş tabibi Bünyamln’ MASRAFTA YARDIM ve KO- Nişantaş — Vali konağı caddesi ( LAYLIK götterilir. No, 24, Şirin apartman 1 inci dai. l Köprübaşı Eminönü han No: 5 (3884) * Büyük Tayyare Piyangosu 18. ci Tertip 5. ci Çekiş I. Mart 1935 dedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Ayrıca 10.000, 4.000, 3.000 iiralık ikramiye- ler ve 20,000 liralık mükâfat vardır. Deposu Uroloğ — Operatör ooklor Kemal Ozsan İ dreköy Topçular ceddesi No: 84 Yelefon 41295 Titmmmmmdi| re, 108 sına selâm verdiğini ve yanında kılıc bulunmadığını büyük bir hayretle gördü. Bununla beraber herif kendi - sine henüz tamamen yaklaşmadan: — Heyl, Siz kimsiniz? Neden yanı- ma sokulmak İstiyorsunuz?, diye hay- BORJİYA murdanıyordu. Bulsalar bir kaşık su- da boğacaklardı. O gün biz sizi öldürecektik,. Fakat eesaretiniz, yılmazlığınız yüzünden hurtuldunuz, — Ah habis ah!.. Bak nasıl açıktan GEEM Telefon: (23100) — Buna sen de şaş ben de şaşayım. Bununla beraber at ve eski elbiseler için verdiğim paraları bana — hemen lade etmelisiniz. Benim de boş yere yorulduğum yanıma kâr kalır. — Demek ki paranızı geriye almak BORJİUYA kestirmişti. Bunun için derhal suya daldı ve suyun içinde ilerlemeğe baş - J ladı. Hakikaten Ragastan nehre atılır atıl maz arkasından beş on tülek ile on kırdı. uçığa söylüyor.. Hiç te korkmuyor. istiyorsunuz? tan bu suretle bir müddet yüzdükten —Monsenyör!.. Telâş etmeyin.. Ben | Peki zorunuz ne Idi? Beni niçin öldür — Bunu A»ornniı_ lüzum var mı? | Çonra suyun yüzüne çıktı. Artık kur « SİZin sadık bir kölenizim. mek istiyordunuz? Yoksa benimle — eğleniyor musunuz | Çun menzilinden uzakta bulunuyor - — Bana niçin yaklaşmak istiyorsu- Nuz?.. Ne var?.. — Efendimiz izin verirlerse kendi - İerile bir parça görüşmek istiyordum. Şövalye bir an düşündü: — Bu herif kim olabilir?., Acaba hırsız mı, katil mi?.. Yoksa bir hafiye Mi?,. . Sonra yüksek sesle ntlıya sordu: — Ne istiyorsunuz diyorum size: — Monsenyör.. Size bazı şeyler söy- Hiyeceğim, — Evvelâ Monsenyür, gibi sözleri bir tarafa bırak.. Böyle yaltaklanış - lar benim canımı sıkar, — O halde emrinizi tutmak için a- Si lükabınız olan Şövalyeyi kullan - Mama izin veriniz, — Vayı.. Sen benim şövalye oldu - Mu nereden biliyorsun? Rugastan bu suali sorduğu zaman Atlıdan büsbütün şüphelenmiş bulu - Rüyordu, Herifin her hareketini bü - Yük bir dikkatle kollamağa başladı, AÂtlr sözlerine devam ediyordu: — Bu pek sade bir şeydir. Hattâ is- Minizi de biliyorum, Romada sizi ta - Titiyan var mıdır ki.. Her yerde yi » ılı:ıı. meşhur Baron Astoreyi yendiğinizden, Şen Saraya nasıl tirdiğinizden bahsolunuyor. Hele sa- e Kirerken gösterdiğiniz cesaret kahramanlık dillerde destan - gibi leniyor. O gün siz binlerce insa - kaynaştığı bir kalabalık arasın - Beçiyordunuz, Bu kalabalığın a - 'dan bir çok kimse size bakıp ho- a 305 * GU UEC N ĞAA CNU CAİ LNÇ DD UKUK ARİÇİC BU CNU — Ah.. Şövalye! Ne diyeyim?.. Pa- pas Garkonyo bize para vermişti. Siz kulabalığın içinden geçerken biz “İş- te Monsenyör Fransuvanın katili,, di- ye haykıracaktık... hücum ederek iki kürek kemiğinizin arasına bir kaç kama, bir kaç hançer saplıyacaktık. Kalabalık arasında » iş kim vurduya gidecekti. — Vay alçaklar vayl. — Garkonyo kılığını değiştirmiş ol. duğu halde atamızda dolaşıyordu. Tam bu sırada siz papası boğazından yakalayıp atınızın. üzerine aldmırz.. Sonra kaldırıp bir çürük elma gibi su- ratımıza fırlattınız.. O 'ne büyük kuv- vetti Monsenyör!.. — Hâlâ Monsenyör mü diyorsun be herif?.. , — Affedin.. Telâşla emrinizi unut- tum. Bundan sonra hep Şövalye diye- ceğim., Evet ne diyorum.. Siz papası kaldırınız, bize doğru fırlatıp attınız.. O sırada papasınm atında kalan bir kaç kişi ezildi. Ben de onların arasında idim. Böyle yiğitce hamleleri çok se - verim, Yaralanmakla beraber sizi çok takdir ettim, Hele hançerlerimizin ka- malarımızın üstünden fırlayıp — atla- manıza hayran oldum. İşte o günden- beri —bilmem nası! söyliyeyim— gi « ze.. Bir.. Evet bir sevgi.. Büyük bir sevgi ve saygı İle bağlandığımı duy- dum., Bunun üzerine “Ah!. Mümkün olsa da şu yiğit Şövalyenin yanma gi- vebilsem,,, diye kendi kendime bir ü - mide kapıldını, vi GERE Ü Sonra - üzerinize Senyör Bartolomeo?. Ya derhal para- mr geri veriniz yahud da hâkime gi - derek bütün olup bitenleri anlatırım, Hayimin bu sözleri oteleciyi çok kor- kutmuştu: — Hayır, hayır hâkime kadıya fi - lân gitmeğe lüzum yok.. diye Yahudi- yi yatıştırmağa çalıştı. Kendisinde satacak mal bulunma - dığı halde parayı geri vermek neden- se otelciye pek ağır gelmişti. Hayim parasını alarak otelden çıkıp - gittik- ten sonra Bartolomeo odasına döndü. Yüzü mosmor kesilmişti. Bir iskem - leye yığılır gibi olurdu. Hiddetten titriyen bir sesle: — Burası namuslu bir oteldir. Fa- kat otelimde bir hırsızlık oldu.. Bu le- keyi ben şimdi nasıl temizliyeceğim.. Sözlerini mırıldanarak kara bir dü - şünceye daldı. İşte Kapiten bu suretle bir aralık satılmış, sonra gene satılmamış — fa- kat bu sefer büsbütün — meydandan kaybolmuştu. i-e 5' İMDAT ÇANI Şen Sarayda Lükres ile malyetinin elinden kurtulmak için kendisini Ti - ber nehrine atarken Ragastanın bir düşüncesi vardı. Oturduğu Güzel Ja- nus otelinin nehir tarafındaki merdi- venlerine kadar yüzüp oradan otele girmek!... Gene Şövalye bir balık gibi yüzme- sini biliyordu. Kendini balıklama su - ya atlığı zaman peşini kovalıyan as - kerlerin tüfeklerini kullanacaklarınrı Li di r ae ddi e0 L a. Doi ae kiz du, Biraz nefes aldıktan sonra tekrar daldı. İkinci defa olarak burnunu su- dan dışarıya çıkardığı zaman Güzel Janus otelinin merdivenine yaklaşmış olduğunu gördü. Bir kaç kulaç attık - tan sonra basamakları tattu, Elleri tam Fransuva Borjiyanın Urmanmış olduğu yeri yakalamıştı. Ragastan sudan dışarıya çıktı. Mer divenin basamakları üzerinde ayakta | durdu, Silkindi. Sularını mümkün ol: duğu kadar akıttı. Ve mırildanarak şu sözleri söyledi: — Ağa beyisine de, kız kardeşine de lânet?.. Allah ikisinin de belâsını versin, Şimdiye kadar böyle cani ve kan içici Insanlar görmemiştim, Lük- ' resin zehirli hançerini elime geçirmiş- ı beş yirmi tabanca patlamıştı. Ragas - tim ama.. Nehre atladığım sırada su - ya battı.. Bundan sonra Romada bir dakika durmağa gelmez. Hemen sa - vuşmalıyım. Bu esnada Ragastan odasına — gir- miş bulunuyordu. Elbiselerini karyo- lanını üzerinde dizili buldu. Bir uralık Sezarla birlikte harbe gideceği söy - lTenmiş olduğundan bir kat da zırhlr elbise ve dövüş için lâzım olan bazı şeyler almıştı. Hemen üzerindeki yaş elbiseyi çıkardı. Karyolada duran el » biselerden birisini seçti. Bunun üstü- ne de zırhını giydi, Sezardan almış lo duğu kılıc kayışmımı kuşandı. Bu kayi- şa gayet süslü ve çok kıymetli bir kı- he bağlı bulunuyordu. Sezar Borjiya- dan zaptetmiş olduğu bu kılıcı genç Şöyalye uzun uzun muayene etti. Bu