Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Polis Hafiyesi (X: 9) Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman. birinci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. n e LA , :r, j | Gizli bir çete Pavrs isminde zengin bir id_", vurarak yatını zaptediyorlar. Polis x:9 katili buluyor. Katil tam cinayeti İ " w.; ği esnada mechul bir adam kendisini bl't uet Bıçakta polis hafiyesinin parmak izi Hafiye kaçıyor. ı | | KDLN SES BU TARAF. TAN GELDİ.. 'ZATEN BUNU ısr'ıvono_u.. DÖNELİM..c HAYOİ OTO.- Sağ KALIR: SAK GÖRÜŞÜ- BU YOLDA HIZLI , GİDEMEYİZ. DEVRİ. LECEĞİ2Z. : EVET- YALNİZ | ÇABUK ... , *« OLSUN.SEN MİZLİ GİTME- SİZİNLE UVĞRA. ; - RADAN . h RÜŞÜRÜZ, ŞiM. GEÇMİŞLER.İŞ EÇE SÖNLEYİN AvI şomiuşnu- ĞIM BIR ŞEY YoK. Ş KENDİSLAİ VAKINDA ZIYARET EDECEĞİM. : ç TE İZLER, BANA iİSTEDİĞİNİ- : N İzi vyaPın. çün- | İküşEr TEN K KUYORUM., — LATTIKLARIN ZA DEVAM EDİN- 86 BORJİYA ” vardır. O da Lükresin yanında bulu- nur. Fakat emriniz üzerine ben ayrıca bir anahtar yaptırdım. Lükresin asıl yatak odası işte şuradadır. Karyola tamam karşıya gelir. Gece hizmetini gören kızlar bitişik odada yatarlar. Maga bu daracık oda ile Lükresin yatak odasını ayıran küçük bir kapıyı yavasşça açarken Giakomoya da: —Beni burada bekle, diye tenbih etti. Lükresin annesi kızımnın yatak oda- sına girdikten sonra oda kapısını a- “ralık biraktı. Ve bir saniye kadar ka- pının yanında durdu. Bir taraftan da aklından şunları geçiriyordu: —İntikam ne tatlı şeydir?. Ne baş döndürücüdür, İşte o - şurada.. Beni sokağa atan alçak.. Göz yaşlarıma a- cımayan alçak! İşte şurada yatıyor.. Ve o benim göz yaşlarıma nasıl acıma dıysa ben de onun ne gençliğine, ne de güzelliğine acımayacağım. O be- nim kızım değildir.. Kardeşleri gibi, babası gibi o da canavarın - biridir!.. Onlarımn da sırası gelecek!.. Simdilik sabır lâzım!.. Lâkin ilkönce Lukresi.. Bu imansız mahlük cezasını bulmalı- dır. Bu sırada Maga koynundan ufacık bir şişe çıkardı. Elleri titremeden gi- şexin mantarını açıyor, ayaklarının ucuna basarak, hiç gürültü etmeden yavaş yavaş karyolaya yaklaşıyordu: — Bir damlası yeter!. Dudaklarına bir damla akıtacak ölursam Lükres dehşetli istiraplar içinde can verir!. Yarın da Borjiya alilesi matem tutar!. Evet! Yarın da o ihtiyar Borjiya, o alçak Rodrik intikamımın ilk darbe- sini hissetmiş olur!. Tamam bu esnada, kandilin ışığın- da, Lükres ihtiyar Maganın gözüne İlişti. Genç kadım karyolasında mışıl mısıl uyuyordu, dudakları üzerinde güzel bir iülüş görünüyordu. Kolla- rının biri karyoladan dışarıya sark- miış, öbürü ise dağnık saçlarının ser- pilmiş bulunduğu başının altına gir- mişti... Lükres, bu uyku zamanında bu dağnık halinde pek sevimli görü- nüyordu. Maga: —Kızım!.. diye yavaşça mırıldana- rak hazin bir sessizlik içinde karşı- dan Lükresi seyrediyordu. Genç kal dın uyku arasında kımıldadı. Bir gö- ğüs geçirdi. Anlaşılmaz bir kaç söz mırıldandı.. Dudaklarında görünen gülüş bir kat daha sevimli bir hal al- dı. Lükres tekrar derin bir uykuya dalmca ihtiyar Maga yavaş yavaş kar yolanın başucuna geldi: yi — -Rüya görüyor!. İyi bir rüya ol- sa gerek.. gülümsemesi bunu gös- teriyor.. diyordu.. Sihirbaz karı bir müddet hayran hayran kızının yüzüne baktı.. Aklın- dan şu düşünceler geçiyordu. — Eskiden İspanyada Jativa'da, Lükres henüz bir süt çocuğu bulun- duğu sırada gene böyle gece vakti ya- tak odasına girer, beşiğinin üzerine eğilirdim. O zaman bazan uyanırdı, mini mini kollarını bana doğru uza- tarak “Bonsuvar annneciğim !,, derdi.. Şimdi ise ben kızımı öldürmek için ya- tak odasına girdim!... Bu anda Maganın göğsünden bir hırıltı duyuldu: — Ah Lükreg!. Sen o zaman beni.. Anneciğini ne kadar severdin.. Beni görünce hemen gülümserdin.. Ah Lük resciğim! O zamanlar henüz çok kü- çük ve çok iyi idin!, Bunları düşündükçe yüreği parça | parça oluyor, kirpiklerine hücum &- den gözyaşlarını tutamıyordu.. Bir aralık boğazı tıkanarak gülüm sedi: — Ah Lükres!., Süt emdiğin za- manlar ne kadar açgözlüydün? Hiç unutmam bir gün sütüm az geldiği için mememi küçük dişlreinle ısırmış, kanatmıştın., Maga gayri ihtiyari olarak küçük şişenin kapağını kapadı.. Kuşağının arasına koydu. Mışıl mşl uyuyan Lük xesin dudaklarına bir damla zehir de- gil, hem acı ham de tatlı olan sıcak bir damla gözyaşı düştü.. Bu parlak gözyaşı damlası, bu inci tanesi ana yüreği denilen şefkat ve merhamet dolu hazineden kopup ge- liyordu. * * « . « . . . * Sıcak ve tuzlu gözyaşının dudağı- na dokunmasiyle Lükres kımıldadı. Bir saniye kadar uyku sersemliğiyle bakındı.. Sonra birdenbire kendisine gelerek hemen elini dudağına götür- dü.. Pek çok korkmuş ve ürkmüştü. O anda karyoladan fırladı ve: — Kim 0?, Kim 0? diye haykırma- ğa başladı.. Lükresin sesinden uyanmış olan hizmetçi kızlar ellerinde meş'aleler bulunduğu halde derhal yetiştiler.. Lükres şiddetli emirler veriyordu: — Koşun!.. Arayın!.. Köşe bucak bırakmayın!.. Her yeri arayın!.. 0- damda birisi vardı!. Eminim ki oda- ma birisi girmiş.. Ağzımda dudakla- rımda bir yaşlık duydum.. Hizmetçi kızlar her yeri aradılar, bir şey bulamadılar., Lükres yatağının içinde kımıldama Ba başlar başlamaz Maga kaçmış Gi- akomonun odasına can atmıştı. Giakomo sihirbaz karıyı biraz ev- vel geldiği kapıdan kimse görmeden kaçırmıştı.. Maga tam dışarı çıkarken ona sordu: — Memnun oldunuz mu, Lükresi gördünüz mü Madam? —Hayır Lükresi görmedim.. Fakat kızımı gördüm!.. Maga hemen karanlıklar içinde kay bolmuştu. Roma kapılarmın birine | doğru yola çıktı. Sabaha kadar orada *« BORJİYA 87 K TİRENDE YALANC POLİSTEN ALDIĞI X19 KAĞITLARI TETKİK EDİYOR. Ş$iFRE KIYAFE Li 4 ğğ ) - . & Tu * ! —Ü “Elâ! AOKZLMIRASRIWSYOLLİPSVZ İPEA23CBN DEGİŞ- HGUTREGCXGKOLNDSUVWGUDAZMVPPPOLUM TİREREK X5HAKU2D STAHFULKEFPSAE ŞEH - XNJSHDECGFVOWUOYSGE TDFEBNOHC ı HUHBYGSVFRE4DOXS2WEOA2Z IMKOT4AV RE , SEWAVKJHURYTAL SKD JF HGHJKSGLĞ DÖNÜ, W20 LSR1 TALWZNT3SLWAOUALMSSTUMPEÜ Ş ÜNDERTHESTFNHGPOSTERNSAECOMEDYLÜ ğ AZIN4POWLER LAOUSEBOATNÜHUFREDC SGĞ LOWGYHNNH'YF GOBTARE SONBEFOREDAYAT ABFSTEZR3HETBUSLWSETTLEDNOWTHERE — bekledi. Sabah olup da kale kapısı * — çılınca şehir haricine çıktı. Kendini kırlara attı. — Z) — KORKUNÇ RÜYALAR Ragastanın tevkifinden on gül sonra Vatikan Sarayındayız. Okuyucularımızla beraber Altınt? Aleksandr'ın kütüphanesine girect” ğiz. Papanın oturmağı çok sevdii bu hususi kütüphane, sarayın büy ve resmi kütüphanesine hiç benzemt? di. Bu güzel yer, zihin ve vücud isti* rahati için mükemmel surette hazif” lanmış süslü bir salondu. Gece 89'?: sekiz sularında.. Şehre hâkim açık bi pencerenin yanında Papa, Sezar yt Lükres konuşuyorlar. Sarayın içinde ötede beride bult” nan papazlar, Senyörler fısıl lardı: e — Ailece meclis var.. Bakalım ". çıkacak.. Yeni bir emirname mi. YOf sa bir harb mi?.. Papa bir koltuğa gömülü.. Sert' bir şiltenin üzerine serilmiş.. Lükre ise halının üzerine yüzükoyun z mış düşünceli bakışlarla Romayı $47 rediyor. Papa sordu: — Astore de gitti mi?.. Sezar cevap verdi: — Bu sabah gitti. — Yalnız mı?.. — Hayır.. Emrettiğiniz gi konyoyuyanma verdim. Şu an da bulunuyorlar... Lâkin ben işift suretle uzayacağını görüyorum- — Sabırlı ol Sezar. Henüz Ee"şı;: Vaktin var. Daha senelerce ka$ caksın.. Ya benim gibi ancak bi” aylık ömrün kalmış olsaydı ne y? — İşimi daha çabuk tutardım- iml nunla beraber şimdiki halde İf kurtlar yiyor.. Öyle zamanlarım M i yor ki döyüşmek arzusu beni 877 bi G“'P' Ü da !"b ü