üzamlıların Mezarlığı Büyük zabıta romanı LO Rauf: — Müsaade ederseniz bir de ben bakayım. Rifat, ona mektubu uzattı. Dirayet Hanım, hizmetçi birlikte içeri girdi. Polis hafiyesi, hizmetçiye sor - du: — Bu sabah Murat Beyi içeri toktunuz mu? — Evet efendim. — Sonra ne yaptınız? — Hanımefendiye haber ver- Mmek için yukarı çıktım. — Derhal yukarı çıktınız mı, yokaa bir yere mi girdiniz? — Derhal çıktım efendim. — Geri dönerken ne yaptınız? Bir an düşündü: — Evvelâ matbaaya girdim, 0- rada bir sepet aradım. — Sofanın kapısından çıkarak mı gittiniz? — Evet efendim. — Bu sırada, Dirayet Hanrme- fendi inmiş bulunuyor muydu? — Hayır, henüz inmemişti. Ev sahibesi söze katıldı: — Evet şüphesiz ki inmemiştim. Hatırlıyor musunuz, siz bana: “Murat Bey mi?,, diye sordunuz. Bsxn de size: “Odur... Yanma gi- deceğ'm!,, cevabmı verdim. Lüâ- kin, daha evvel, odama girdim. Rifat, hizmetçiye döndü: — Peki, teşekkür ederim. Hizmetçi dışarı çıkar çıkmaz izahat verdi; — Sunu öğrenmek 'stiyordum: Zemin katında yalnız başına bu: lunan Murat Beyin salondan ay « rılarak odaya girmesine ve men - Üi almasına imkân olup olmadı- Binı öğrenmek istedim, Dirayet anımefendinin izahatından an » orum ki, bu faraziye derhal ya- bana atılamaz! Rauf Bey, Dirayet Hanıma sor- u: — Murat Beyin size geldiği sı- Tada, saat kaçtı? — Takriben öğle vaktiydi. Nu- yapılan suikastten pek az son- Ya, Murat Bey misafir geldi. Rifat: — Bu tesadüf te pek — garip! »dedi. Rauf Bey: . — Pardon! -dedi.- Hizmetçi - Tin söylediğine nazaran, mendil Ocağın üstünde saat onda bulun - m"""luıç. Murat Bey onu bu | 'akdirde öğle üzeri alamaz. Rifat, dudaklarını ısırdı. — İhtimal... Fakat, mendil, o “rada belki yerini değiştirmiştir. — İspat olunmıyan bir iddia, miser, Rauf Beye dönerek: | İNuyızakPRNayayan ingilirz Kanzük Eczanesinin öksürük pastilleri Pastil Antiseptik '“!m"k“lmllde mümasil Avrupa müstahzara- atmıyacak mükemmeliyette yegâne mü- t pestillerdir. Pastil Antiseptik nez- oğaz hasta l:ıııkhi;::; âni ve kat'idir. Pastil Antise kta, kalabalık ve tozlu muhitlerde apalı yerlerde bulonmaktan mütevellit hıklarının önü- ınız. tinı ârı €Yi eyileştirir ve önler, göğüs b iklarındı DA YSi Pek müessirdir. Ses yolculu! kışın k birçok bulaşık nefesyolu hast &. Her eczanede arı hzük Eczanesidir y N Dr. Cims'in Korrisid Nasır Mâcı ZaPt girtAl a F T4 95 ERRANE SA Nakleden : Vâ - Nü — Her ne olursa olsun, bu tet- kikata iyice devam ediniz, Saat on dokuzda, bana yazıhaneye uğ- rayınız. Dirayet Hanım: — Bu gece burada yatmıyaca- ğız! -dedi. Komiser, mütehayyir göründü: — Buradan muvakkat bir — za- man içinmi ayrılmak arzusunu gösteriyorsunuz? — Evet... Herkes bana bu tav - siyede bulunuyor. sem, bu gayet akılâne bir tedbir olur. — Ben de öyle zannediyorum. Kapıya doğru yürüdü, Birdenbire geri dönerek: — Kuzum efendim, size, bura - da fazla kalmamayı kim tavsiye ediyor? Kadım, mütereddit, Rifata dön- dü: — Evvelâ Rifat Bey söyledi... Onu dinlememiş olduğum — için çok mütcessifim. — Daha?.. Rifat Beyden başka bu tavsiyede kim bulundu? — Murat Bey, kuzenim Adnan Bey ve etrafımda başkaca kim varsa... Herkes ayni f'kirde... — Herkesin hakkr var... Ben de öyle düşünüyorum... Bu sayfi- ıy;deıı uzaklaşmanız pek isabetli- ar, — Bu akşama kadar emrinize tamamile âmadeyim... Eğer züum olursa beni kullanın... Bu sözleri söyliyen Rifattı. —Maamafih ısrar etmiyorum... Eğer size faydalı olursam... — Bu akşama kadar mı? — Evet.., Ihlamurköyden trenle ayrılacağım. Murat: — Bu işi takip etmek maksadi- le geceleri de burada kalmıyor musunuz?., — Mademki Dirayet Hanıme - fendi buradan ayrılıyor; benim artık işim kalmadı demektir. Bu - rada oluşumun sebebi, bilhassa ona yardım etmekti. Siz işi üzeri- nize aldıktan sonra benim de hâ. lâ faaliyette devam etmeme mü- dürümüz müsaade etmez. Komiser, müphem bir işarette bulundu. — Âmirinize karşı gösterdiği - niz bağlılığı doğrusu takdir ede - r lü- q'Rıuf Bey, hâlâ, elindeki mek- KA dk | tubu okuyordu. Hani şu tavan a - ıl tesirli — ilâçtır. rasında Dirayet Hanımın buldu - 'l ç :İer eczabane-| ğu mektubu... — Al e - vardır, Komiser dedi ki: (Devamı var) G 0 DA N reetARAPALAN Te oet? PNi ayyarATİNAM a yayyyEAPNE ı T A En tamamile kösten çıkarır. AU KgygaERE ge SAĞ aei y yi ltyayayaı y ai İKi HADER — Akşam Postasr | D RAaDYO | Bugün İSTANBUL —: 18 Fransızca ders. 1830 Jimnastik (Se- Hm Birri Tarcan) 19 Dans plükları. — 19,30 Haberler, 1940 Ömer Baha tarafından pi- yyano refakatiyle şarkılar. 20 Hafif musiki plâkları. 21418 Son haberler. 21.30 Radyo orkestram. 22 Radyo caz ve tango orkes- traar, 223 Khz. BÜKREŞ, 304 m. , 13 — 15 Plâk ve baberler. 18 Radyo orkeatrası. 19 Haberler. 10,18 Oda mu- sikisi, 20 Konferans, 20,20 Plâk. 2045 *? 21/05 Keman konseri, 21,35 Ramen şarkı- ları. 22 Konferana. 22,15 Salon orkestra- . 845 Khr. BUDAPEŞTE, 860 m, 18,35 Kahvehane konseri. 10 Dera 10, |30 Koanserin devamı. 10,58 Masallar, 20,30 Zanneder - | GERE DERER DN bulistan EE eski nasırları bile pek kısa bir zamanda Budabaşte operasından nakil (Opera temsi- . 24,15 Plâk, — Haberler. Bil Khz BERLİN, 357 m. 18,40 Spor bahisleri. — Kadın saati. 19,830 Ev musikisi ve Şarkılar. 20,40 Gü- nün yenilikleri. 21,10 Stuttgarattam, 21,45 | Gençlere. - 22,10 Açk şarkıları ve valalar. 23 Haberler, — 23,30 Frankiurttan danı. ©30 Khx. BRESLAU, 316 m. 19 Trlo piyano konseri. — Bözler. 20 Orkestra kanseri. 20440 Haberler. — 21,10 | BSar neşriyatı. 21,45 Milli neşriyat. 2215 Dans müusikisi. 23 Haberler. 23,30 Dana müusikisi, 281 Khz. VARŞOVA, 1348 m. 18 Piyano - Keman konseri. 16,25 Di yaloğ. 18,35.Plâk — Spor, 19,15 Şarıklar, 1943 Ökonomik bahisler. 20 Hafif müsiki. Aktüalite — Hafif musiki. Süzler. 91 Plâk. Haberler. 22 Chopin konseri. — 2290 Kan- ferans. 22,40 Şarkılar. 23 Reklâm — Dana plâkları ve muzikisi. ENi KiTAPLAR İvan Turgenief ’ | in Meşhur eseri ?ı ILK BAHAR SELLERİ ! — | Sâümi zade Süreyya Bu kitabı mutlaka alıp ©- kuyunuz. Bütün tanıdıklarını- za tavsiye edilecek güzel bir eserdir. Fiatı 75 kuruş Her kitapçıda vardır. Tevzi yeri: VAKIT Matbaası. Ankara caddesi. 750 liraya satılık hane Elyevm on lira kira getirir kârgir bütün evsafı havi ve yazihane yapılmağa — elverişli- dir, Galatada Fermeneciler Ha- cıfoti sokak numara 7. Konuş - mak istiyenlerin Galatada Şir - keti Hayriye üstünde köşede berber Avni beye müracaatları. (3613) Nezle ve soğuk | hlb algınlığı için en A o vi İNi çati NÜ e gagçayııİL A aşyyeggasa SND kıskançlık, kuvvet, aşk ve Murat işaretle aradığını anlat- mak istedi. Fakat ona Aslanlı A- damı nasıl anlatmalıydı. Yerden aldığı bir değnekle toprak üzerine Aslana benzer bir şekille yanında çocukların yaptı- ğı adama benziyen çizgiler çizdi. Vahşi Muradın söylemek iste- diğini çok çabuk anlamıştı ve belki de kendisini Aslanlı Adam sanmış olacaktı ki haykırarak yere kapandı. Bununla Muradın kendisine fenalık yapmamasını | istiyor gibiydi. Şüpheye mahal yoktu. Siyah adam kendisini Aslanlı Hüküm- dar sanmış olacaktı. Onun beyaz olduğunu işitmiş olacaktı. Murat, vahşinin aldandığını anlatıncaya kadar çok müşkülât çekti. Neden sonra Aslanlı Ada- mraradığını anlatabildi. Fakat vahşi işaret verecek halde değil- di. O kadar bitmiş, o kadar kork- muştu. Murat, vahşinin kendisine gel- mesi için çok beklemek ve çok uğ raşamak mecburiyetinde kalmış- tı. Sonundaı anlaştılar. Bu vahşi göle yakın kabileler- den birisindendi. Bunlar vahşi değildiler. Civar kabileler içinde en aklı başında, en medeni ola- rak gösteriliyor ve sayılıyorlardı. Vahşi, beyaz adamdan gördü- ğü alâkaya teşekkür etmek üzere onu kendi kabilesine götürmekte ısrar ediyordu, Murat, zaten din- lenmek için böyle bir davete ih- tiyacı vardı. İkisi de yanyana yürüdüler ve vahşinin kabilesi yerine vardılar. Akşam olmuştu. Murat, ancak buraya geldik- ten sonra kendisini davet eden siyahinin kim olduğunu anlamış- tı. Bu siyahi kabilenin reisinin oğluydu. Reis oğlunun böyle beyaz bir adamla dost gibi gelmesi herkesi sevindirmiş ve misafirlerine elle- rinden geldiği kadar misafirper- vv MELE, Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak -macera, seyahat romanı Tefrika No.132 verlik göstermişlerdi. — — . O gece Murad şerefine büyük bir, eğlence tertib etmişlerdi. İç- lerinden bir çoğunun anlaşacak kadar lisan bildiğini öğrenmek Murada yerinde bir seviaç ver - mişti. Oldukça terbiyeli idiler. Vah- şiliklerinin ana hatlarını kaybet- memekle beraber, içlerinde lisan bilenleri gibi, beyazlarla temas etmiş olanları çoktu. Kadın ve erkeklerinden bir çoğu da esir tüccarlarının vaadle- rine kapılarak başka yerlere git- mişlerdi. Böylelerinden, seneler- den sonra gene yurduna, kabile- sine dönenler vardı. (Devamı var) gercaKNNULCRLERCECEELEYECECEEEELEETEEERA KYU Ruzveltin oğlu hapiste Nevyork, 4 — Ruzveltin 19 yaşındaki oğlu Nev Jerseyde bir otom>bil kazasına sebeb oldu - ğundan dolayı hapsedi!miştir.. Avukatının teşebbüsleri — henüz bir netice vermemiştir. — Yatak çarşafları temiz mi bari? — Tabü efendim! Sizden ev- velki müşterimiz her hafta hama- ma gidiyordu! sineması ROSYBARSONY—WOLF ALLBACH — RETİY E V GEORG ALEXANDER tarafından bir sureti fevkalâdede temsil edilmiş Aşktan Kaçılmaz vakayli hazırayı musavver, sevimli, eğlenceli, neşeli ve danslı komedi müzikalini takdim ediyor.. Cidden görülecek bir film ... Emsalsiz bir temaşa ... 26 llk Kânun 1934 den 15 HUSUSI TARİFELERLE Ankara: Konya caddesi YENİ SENE MÜNASEBETİLE B-ER Li T47 .de Asri bir lisan öğrenmek için bu fırsattan istifade ediniz. Kayıd başlamıştır. İkinci Kânun 1935 e kadar KURSLAR AÇILMIŞTIR Istanbul: İstiklâl caddesi 373