aa - Lâval — Musolini ile görüşm |sine, iki devlet siyaseti namına İtalya notasını verdi (Baştarafı 1 inct de) fimızdan yapıldığında 1srar et i, üerdm'yet veriliyor| mektedir. Bu iddia gerek haki - Paris, 29 (Hususi) — Fransız Dış İşleri Bakanı Laval ikinci Kânununun üçüncü veya yedin - ci günü Roemaya gidecektir. Bü- tün gazeteler — bu münasebetle yazılar yazmışlardır. Bunlardan “Eko dö Pari,, gazetesi yazmış olduğu makaleyi şöyle bitiriyor: *“Lavalin Romaya gitmesi doğru değildir. Eğer İtalyanlar cidden — Frarpa ile anlasmağa mmuktaç — gelebilirler.,, Paris, 29 CA.A.) — Bazı maz lâmata göre — Fransız Dış İşleri Bakanı Bay Laval Mussolini ile görüşmek üzere — gelecek hafta baslarmda Ramava eldacektir. lira kaybetmiş (Baştarafı 1 inci de) Dün aldığımız bir mektub bir ze bu meselede bazı yeni safha - lar öğretti. Hiç bir mütalea ilâve etmeden bu mektubu aynen neş” rediyoruz: *20— 12 — 934 Perşembe 4 günkü — (muhterem Haberde) Adliye sarayı enkazı başlığı al - | tında pek yerinde bir yazı gör- | dük. Yalnız bazı noksan kısım * * larını tamam etmekliğimize izin vermenizi rica eyleriz. * Adliye sarayı enkazına talip iki grup vardı. Biri hakiki enkaz- cılar (yıkıcılar grupu), — diğeri baska bir grup. Şartnameye göre enkazın altı ay zarfmda kaldı - * rılarak sahanım temizliği istenil * | diğindön hakikt yıkıcılar grupu | bu müddeti az bularak cesaret e- dememiş ve çekilmişlerdi. Çeki - lTen bu grup; müddetin bir sene * ye iblâğı halinde — hazineye bir misli fazla para veriyorlardı. i 5.000 yerine 10.000 teklif edi- yorlardı. —Bu kabul edilmedi. Altı ay zarfında enkazı kaldır - mağı teahhüt eden ikinci grupa bu mühim iş ihale edildi. Bu grup ihtisas haricinde işe başladı. Kırk yedi bin liralık sa « tış yaptı. Geri kalan enkaz; tuğ- la kırıntılarmdan, molozdan ve harctan ibaret bulunmaktadır. Bunlarım paraya tahvili uzun za> O man işidir. ve masrafa tekabül f etmez. L Bu grup; bu para etmez mo - lozları da 10 amele ile bir amele basrya ciro ederek Millt emlâk müdürlüğünün basına büyük bir gaile bırakmışlardır. Çünkü bu enkaz mühendisle- rin fenni ilade; ölçü ve hesap * larma göre ancak daha en az on beş bin lira sarfiyle oradan kal. dırılrp başka mahalle naklettiri - leceği katidir. Ve bugünkü mev- cut amele miktariyle daha bir se- — ne müddet lâzımdır. Bu iş için yüz yirmi amele lâ- zım iken müteahhitlerin kullan * dıkları amele mevcudu hic bir — zaman elliyi geçmemistir. Bu - gün ise on ameleden ibarettir. Bu işte zarar — gören baslıca — hazinedir. Çünkü bu mütaahhit - — İer yolunu bulup yeniden muka - K velalerini altı ay temdit ettirmiş- | İerdir. Z sonradan böyle ! hareket — edilecekti — bidayette — müddet bir sene kabel edilseydi — hazineş bir misli fazla para ala - “caktr ve enkaz simdive İadar mütehassıs ellerle kalkmış ola * — caktı. Ve arsayı bekliyen beledi- » 4 iscle- kendileri Parise | Milli em'âk 5000 kate, gerekse aklı selime aykırı- dir. Vakadan bir kaç gün ev- vel habeş müfrezelerinin bulun - duğu ve mülkiyeti henüz kararlaş- | mamış olan Valval ötesindeki a - raziye doğru kumandanımızın ile- rilemesini icab ettirecek bir sebeb yoktu. Ahvalin inkişafı bilâkis o mıntakada olan hukuki ve fiili va- ziyetimizi lehlerine çevirmek üze- re Habeşlilerin niyetini açık ola - rak göstermiştir. Kumandanımız, hücumdan bir kaç gün evvel, bu niyetin, vazife- si icabr, önüne gecmek teşebbüsün de bulunmuş ise de Habeş kuman- danı karşı durmuş ve asker adedi- nin fazlalığına güvenerek fayda temin edebileceğini düşünmüş ve baskın yapmıştır. Valval hâdisesi müfrid bir hâ> dise değildir. İtalyan Somalisi ile Habeşistan hudud mıntakasında - ki İtalyan askerlerin'n kanuni bu- lunuşuna karşı koymak için öte - denberi yar'lan tecavüz'erin en yenisidir. Bunun hakkımda eli « mizde bir çok vesaik vardır. Ma- amafih, vahameti it'bariyle Val - val hadisesi ötekilerden farklı- dır. 1908 muahedesindenberi İtal- yan Somalisi ile Habeşistan hu- dudlarının kararlaştırılmasına ha zır olduğumuzu bildirmiştik. Hu- dudları tesbit için 1910 da Dolo mnmtakasında işe başlayan İtal - yan - Habeş komisyonu, Habeşis- tan yapılan müşkü - lât dolayısiyle işine devam ede - memiştir. O gün bugün hüküme- timiz'n niyeti değişmedi ve bugün bile hudud meselesinin yüz üstü kalmış bulunması her halde bizim isteğimizle olmamıştır. İtalya hükümeti, hudud tesbiti işinin devamıma hazır olmakla be- raber evvelâ Habeşistanım iki mem leket arasındaki muahedeleri ve milletler cemiyeti misakmı nazarı itibare âlmayarak baskın teşebbü- sü ile hiçe saydığı hakkı tamir et- mesi lâzımdır. ticaretimiz Son hafta içinde İstanbul pi - yasasında Almanlar hiç mübaya- atta bulunmamışlardır. Bir ev - velki haftanın son günleri de böyle geçmişti. Piyasada bu va - ziyet epi bir durgunluk doğur - muştuür. Almanyanın bizden aldı- ğı mallardan elde büyük stoklar olmamakla beraber Almanya için hazırlanmış bazı partiler elde kalmıştır. . Almanya ile ekonomik müna - sebatımız bundan bir müddet ev- vel bir durgunluk geçirdikten sonra gene eski düzgün seyrini takip etmeğe başlamıştı. Fakat Almanyanm son aldığı vaziyet gerek ithalâtçı ve gerek ihracatçı tacirleri mütereddit va- ziyete sokmuştur. Maamafih pi - yasada bu halin düzeleceği ka- naati mevcuttur. ye de yapacağını yapacaktı. Vaziyet — bu şekli almışken bakalım alâkadar makamların hükümet menfaatini korumak i- çin alacakları tedbirler ne ola * caktır? Büyük saygılarımızla.. İstanbul Enkazcılar grupu,, Almanya ile Ğ HABER — Yortan 30 Birincikânin 1934 2000 kişi |Profesör Mar öldü Makedonya komi- tahliye ediliyor (Baştarafı | inci de) Şubat aymdan sonra yakala - nan 64 sosyalist ve 90 komünis * tin — yakası — bırakılmamıştır.. Temmuz ayındaki hükümet dar- besi hâdisesinden sonra yakala - nan 5609 kişiden 5.000 i tahliye edilmiştir. Bomba atmak ve sa> ire gibi diğer sebeblerden yaka - lanmış olan 843 Naziden de yet- mişi mevkuf bulunuyor. Diğer taraftan Avusturya Baş vekili Doktor Şuşing ile Harici- ye Nazırı Doktor Berger'in, Ma- caristan hükümetiyle Budapeşte” de yaptıkları uzun müzakereler bitmiş ve Avusturyalılar memle- ketlerine memnun dönmüşler - dir.. Her iki Avusturya hükümet adamı Avusturyaya dönmeden önce, Hariciye Nazırı gazetecile” re bir beyanatta bulunmuştur. Burada en mühim nokta, İn « gilizce Mançestri Diyan,, gazete- sinin yazdığına göre şudur: Avusturya Hariciye Nazırı di yor ki: ı “Macaristan Avusturyanın is- tiklâlini tanryor. Ve bu hareketi- nin Tuna havzasındaki iktisadi vaziyetin yenilenmesine esas o * labileceğini söyliyor. Bundan memnunum...,, Bu beyanat, —Avusturya ile Macaristan arasında bu yolda bir anlaşma olduğunu ve teminat elde edildiğini göstermektedir. Yarı resmi “Pester Loyd,, ga- zatesi bu mevzu üzerinde bir ma- kale yazarak; “Bazı mehafilde mevcut şüpheler, işte bu beya - natla ortadan kalkmış oluyor, Ayvusturya — Macaristan dost - luğu, hattâ Berlin de dahil olmak üzere her yerde anlaşılmalıdır ki, bu dostluk Almanya aleyhi - ne değildir.,, AÂyni gazete, — Avusturya — Macaristan arasındaki — teşriki mesainin bu noktasının aydım - lanmasına büyük mana atfetmek” tedir. Selâhattin domuz mu sanı!'mıştı ? (Baştarafı | inci de) gündüz daima avlanırdı. Bunu bütün köylülür bilir. Salâhaddini vuran da koru sahibi Abbasın a- damı Pomak Mustafadır. Bu aym on altıncı pazartesi gecesi Salâ- haddin ciftesini omuzlayarak ev- den ayrılmıştır. Anası: — Oğlum, yanma ekmek al. gece acıkırsın. Demişse de Salâhaddin — ko- rucu Pomak Mustafanın yanma g'deceğini söyliyerek ekmek al - mağa lüzum görmediğini söyle - miştir. Kapıdan ayrılırken de: — Ren domuz avına gidiyo - rum, Öğleve değru eve dönerim. Demi's, uzak'aşmıstır. Salâhaddin eski damlar dere- sinden Mustafanın merasma gi - rerken on adım ilerisinden atılan av tülengi ile yere düşerek ölmüş- tür. Salâhattin öldürüldükten son- ra Mustafa arkadaşı Feyzi ile bir çobanı gece yataklarımndan kaldır mış, Salâhattini öldürdüğünü ken dilerine bildirmiştir. Üç kişi Salâhattini bir çuvala koymuşlardır. Salâhattinin bo - yu bir metre seksen santimdir. Çuval yarı beline kadar gelmiş - tir. Çuvalı üç metre kadar kalm bir telle bağlamışlar, boğazmı ip le sıkmışlardır. Bu iş bittikten (Baştarafı 1 inci de) sını anmak için toplantılar ya * pılmış, nutuklar söylenmiştir. Profesör Mar, ayni zamanda Sovyet Umum Akademisi ikinci direktörü bulunuyordu. — Genel direktör — Profesör Karpinski, Profesör Mar'ın ölümü üzerine şu haberi neşretmiştir: “Sovyet İlim akademisi, aka- demi direktörlerinden ve Aka - demiden Nikolai Jakoleviç Mar ım ölümiyle — büyük bir şahsiyet kaybetti. Kendine has bir âlim ve derin bir mütefekkir olan Pro- seför Mar, dillerin tekâmülü üze. rine Yafatik nazariyesi kurmuş ve bir çok talebeyi bu yolda ye> tiştirmiş, havvariler meydana çı« karmıştı. Sovyet Ulüm Akademi- si, onun hatırasını sonsuzlandır" mak için yakında bir çok tedbir- lere girişecektir..,, Akademi genel direktörün - den başlıyarak Volgin, Krziza - novski, Orlov, Borisyak, Koma - rof, memleketimize gelip ikinci kurultaya da iştirak etmiş olan Profesör Dehorin, Samciloviç ve bir çok diğer Akademi azaları profesörün dul kalan karısına u zun taziyet telyazıları gönder - mişlerdir.. Uluslar arası — bir sanı olan, Türk dili üzerinde de derin etüt- ler yapmış ve onu fenni bir usul üzerinde üretme yolunu bulmuş olan Profesör Mar'ın kısaca ter * cümei halini vermeleri okurları- mız için de faydalıdır: Akademisen Mar, bütün oku- ma acununda tanınmış bir lisan” cıydı. 1864 tarihinde Kutais de doğ- muştu. Petersburg Üniversitesi Şark dilleri — fakültesinde-oku - . muştur. Türkçe, — Arapça, İbrantce, Kermice, —Ermenice, — Farsça, Sanskrit.. Dilleri üzerinde çalış * mıştır. Üniversiteden çıktıktan son - ra, bir çok Avrupa memleketle rini dolaşmış 1909 da Akademi azalığına seçilmiştir. Ülüm Aka” demisine seçildiği zaman 30 dile vakıf bulunuyordu. Bir çok yüksek Sovyet mües- seseleri azalığına da seçilmiş ol- duğu gibi tetkik yolunda çıkar * dığı kitapların sayısı 500 zü bul- muştur. Dost memleketin bu kayıbına biz de acımırız. ——— — sonra üç kişi çuvalın içine kırk ki lo kadar taş doldurmuşlar omuz- hyarak götürüp (Irva) deresi » nin dört buçuk kulaç derinliğin - de bir yerine atmışlardır. Bu iş - ten sonra üç kişi bir şey olmamış gibi yerlerine çekilmişlerdir. Salâhattin iki gün evine dön « meyince köylüler tarafından a - ranmaya baslanmıştır. Bu arada Mustafa da Salâhattinin evine ge lerek karısmı görmüş, yemek ye- miş, — kardeşimi muhakkak a- rayıp bulacağım. Bir yere git - miştir. Nev. leyse çıkar gelir de- miştir. Vakadan bu ayın yirmi ü- çünde haberdar oldum. Köye git- tim, Mustafa ve arkadaşları Bey- koz jandarma ğınca yakalandılar. Çobanla Feyzinin itiraflarına göre İrva deresinin köylüler tarafından aranacağı ha beri üzerine Salâhattinin cesedi çuvalla birlikte evvelce atıldığı yerden alımarak bir kilometre ka dar uzakta yedi kulaç derinliğin- de ve kuytu bir yere atılmıştır. Salâhattinin babasr oğlunun dö - tasının Iç yüzü (Baştarafı ? inci de) * muştu. Bugün ise, o zaman tevkif olunarak emniyet meselesi dolayı- sile hususi karargâhlarda topla - nan bu komite azalarının bir kıs - mr şerbest brrakılmış ve köylerine, dönmüşlerdir. Bulgar resmi mahafili bu ser « best bırakmayı şu suretle izah et - mektedir: “Yapılan tahkikler bu Makedonyalılar aleyhine hiç bir iz meydana çıkarmamış olduğu gibi komite tarafından öldürülen adamların aileleri de bunlar aley- hine hie bir müracaatta bulunma - mışlardır.,, Diğer taraftan sunu da göz ö - nüne almak gerekiyor ki alman tedbirler bizzat komite aleyhine değil, fakat cinayet ve kat'l işlerin de methaldar olmak tibarle bu ko- mite azaları aleyhine olarak alın- mıştır. Fakat Bulgaristan tethişçilerle doludur. Bugün bunların mesuli - yetten korkarak her türlü faali « yetten uzakta durmalarının ehem- miyeti yoktur. Mihailef Bulgaris - tandan kactı ise Bulgaristanda. i - simleri meçhul tutulan mümessiller ve vekiller bırakmıstır. Komitenin silâhlarımdan tecrid olunmasımın da ehemmiyeti yoktur, çüntcü bu, evvelce silâhları kimden aldılar i- se gene aynı verden silâhlarma « larmna karşı bir teminat teşkil et - mez. Aynı muhabir, komite azaları aleyhine açılan tahkikattan da an- Taşıldığı veçhile, Stamboliski'n'n katli tarihi olan 9 haziran 932 den Georgief hükümetinin iktidar mev kiine geçtiği 1934 Mayıs tarih'ne kadar, Bulgar hükümeti memurla- rının komite ile alâka halinde bu- lunduğunu ve komitenin faaliye - tinden mes'ul olduklarını da teba.- rüz ettirmektedir. Muhabir, mek - tubunu şöyle bitiriyor: “Bundan evvelki Bulgar hükü- metlerinin himavesi, komitenin evvelce yaptığı faaliyetleri çok kolaylaştırmıştır. Bu h'maye olma sa idi, komite, bugünkü Bulgar hü- kümetinin itham ettiği işleri yapa- mazdı. Bundan dolayı, Makedon - ya dahili ihtilâl komitesinin kanlı faaliyetine yeniden ilk fırsatta baş Taması daima tam bir suretle mev. cud bulunmaktadır.,, muz zannile vurulduğunu doğru bulmamaktadır. Salâhattinin ar -" kasındaki beyaz gömleğin gece - leyin karanlıkta bile gayet iyi farkedilebileceğini zannetmek - tedir ve demektedir ki: Kırk beş yaşında evli olan Mus tafa gecen sene Salâhattinin 18 yaşındaki kız kardeşini istemiş - ti. Evli adama kız vermedik. Bun dan başka Salâhattin, Mustafa - nın merasından odun kesmiş, a- raları açılmıştı. Yine geçen se - nelerde Abbas Beyle korucu Mus tafa, Salâhattin — avlanırlarken Salâhattinin önünden kaçan bir avı vurmus, yere devirmiştir. Mus * tafa buna kızmış: — Beyin önünde ben varken sen nasıl av vurursun demiş, hay Ki söylenmiştir. Bu söz üzerine Salâhattin köpeğini alıp gidecek olmuş, fakat Abbas Bey bırakma- mıştır. Mustafanın bunlardan do layı Salâhattine kin beslediğini sanıyorum. 9 “phesiz adalet mah- kemede yerini «