, ' büyüyen — silâhlanmalarından doğar. Zora buyuruyor ki Kılık meselesi yüzünden -Istanbuldan bir buçuk milyon papas çıkacakmış ! Zayallı şafak « Son günlerde Sofyada çıkan Zo Ta gazetesi bir makalesini Türkiye Hariciye Bakanı Tevfik Rüştü A- rasım ÂAtina seyahatine tahs's et- | miştir. Zora diyor ki: “Türkiye papazların kryafetini zorla değişt ren kanımu kabul et- tikten sonra Yunan efkârı umumi- | yesinde Türklere karşı beslenen hisler cok değişm'ştir. Yunan Ha- riciye Bakanı M. Maks'mos'un bü- tün gayretine rağmen bu hisler bir türlü düzelememektedir. 'Türklerle Yunanlıların arasımnı açan meselelerden biri de Türkiye de bulunan papazların Türk hütü. meti kıyafet kararımı geri aldır: madığı takdirde dönmek mecburiyetir yıdır, Bu papazlafın sayısı bir bu- Yunanistana olmal'n » basit ve kolay bir iş değ'ldir.,, Zavallı Zora gazetesi! Zora'nın müânası sahbah, daha döğrüsu safak olduğu halde bu yazılarından anlaşılryor ki muhte- mu - | gibi “lâzım geliyor. Halbuki bütün İe- | uykusundadır | rem gazete oldukça ağır bir uyku- ! dadır. Bir defa Türklerle Yunan- hılar arasında bir mesele olduğu- nu yazdığı kıyafet meşelesi bugün tamamen halledilmniş bir vaziyet - | tedir, Dost Yunan hükümeti efkâ- | | rr umumiyesi bilâkis bu şekilden | çok memnun olmuş ve iki devletin | münevverleri bu inkılâp neticesin- | de birbir'ne daha ziyade yakmlaş : mıştır. Bir memleket dahilinde bü- | tün vatandaşların birbirinden fark I sız elbise giymeler' onları kendi a- | ralarında birbirlerile daha ziyade kaynasşmalarını icap ettirir. Gelelim "kinci meseleye: Türkiyede ya'nız İstanbul şeh- rinde ortodoks kilisesi ve papaz « Jarı mevcuttur, Binaenaleyh Zora- nın bahsettiği bir buşuk m'iyon pa pazın İstanbuldan hicret elmesi | tanbulun nüfusu 800 bin ve bunun | yüzde doksanı Türk olduğuna na- zaran acaba Gospodin bu bir. bu- | çuk m'lyon papazı nereden çıkar- dı? Bunu,pek merak ediyoruz. —Mac Donald'ın makalesi (Baştarafı 1 inci de) “Sulh yolunda yürümek isti - | yenler dünyanta bugünkü değiş * mi; halini göz önüne almalıdır - lar, İngiltere kendi müdafaasını düşünürken astkeri bir hükümet yoluna grimelidir. Hücume ya - rayan silâhlar, emniyet silâhı der ğildir. Bununla bereber İngiltere | hiç bir zaman Londra üstüne di- | kilen düşman gözlerine karşı göz yummamalı ve lâkayit kalmama- lıdır. Sulhü seven — bir millet düş * mandan korunmak için tehdit, za- hiri de olsa müdafaasını düsün melidir. Bütün sulhu sever millet ler ğibi İngiltere de sulhun istik - rarı için çalıştığı bir devrede harp istiyen milletlerin bu arzularını yıkmak için elinden geleni yapa- caktır. Hakiki sulhe eriştiren ol harp sever milletlere karşı koy * mak için el birliği ile yapılacak ciddi tehdidlerle tahakkuk edebi- lir. , Silâh'arı azaltmak konferana - Jarında — büyük bir hüsnüniyetle hareket eden İngiltere silâhlan ma yokunda geri kalmıştır. Meşru müdafaamızı düşünerek gitgide silâhlanma yarışmda hiç bir vakit geri kalamayız. Bu ya — giş dövam ettiği takdirde Millet . . lerin harpten harbe sürüklenme * eri vemahvolmaları mukadder - / dir. Biz açık bir lisanla imhamız fçin kullanılabilecek hiç bir si - — lâhlanmaya göz yummayacağız. — Müşterek harp tehlikesini orta - — gdan kaldırmak için müşterek ve — göddi kararlar — lâzımdır. Bunu Milletler Cemiyeti — veya bütün ” let maurzhaslarının toplanıp p şması halledebilir. < Emmiyot üğranda silâhlan » — mak, diğer milletlerin emniyeti - — mi tehlikeye düşürecek — şekilde | — Bununla beraber İngilterenin müdafaa hususunda geri kalma” sında endişeye — mahal yoktur. Çünkü İngiltere — hiç bir zaman yalnız silöhların — verdiği gayet | mahdut emniyete dayanarak as - î kert ittifaklarla sulhün yaşayabi- ; leceğini düşünmesi budalalığına | kapılmış değildir. manıt herkesce beslenen svih ar zusunu İstismar ederek bir sulh paniği doğuran politikacılardır.,, ——— —— Sadakai Tıkır En iyi iyi son Buğday B 11 10 Arpa 20 16 o Üzüm v — 18 65 Hurma — 312 280 o Havya kuvvetimizin yükselme ve ! artması için her türlü yardımın yar | pilması yürd borçlarımızın en İleri gelenlerinden olduğundan diyanet | işleri reisliğinden veri'en fetvaya göre Badakal fitir ve zekât İle mü- kellef olan!arın tayyara cemiyetine yardımda bulunmaları ilân olunar, İstanbul Müftüsü M. FPBHMİ İYİLİK SEVEN KARDAŞ ! Kış geldi. Bir çok yokrul çoculk lar, çocuklu anmalar seğuğun aman vermeyen şiddetinden inliyo:'ar, Bu iniltileri dinlemek hepimize düşen insanlık ve vatandaşlık borcu- dür. Evinizde eski, artık, kutlanıl. mayan çamaşırlarınca, efbiselerini- zi (Çocuk Esirgeme Kurumuna) ve- riniz. O, her gün müraczat eden kimsesizleri sizin bu yardımlarınızla haştaldıdan kartarabilir, Lütufları. rızı erirgemeyinliz. ' Ortaköyde Bugün sulhün en büyüök düş | - HABİ (Baştarafı 1 inci de) Bir yaralama kekilde iş gören tacirlerin zararı hadisesi oldu YA NF B Tevfik | Kirkor Dün sabah ortaköyde bir ya * ralama vakası olmuş, Tevfik ad- lı biri, Kirkor isminde birini iki yerinden tehlikeli surette yarala- mıştır. Anlatıldığına göre şöyle olmuştur: Ortaköydeki Ermeni muhacir” hanesinde, Yozgat ve Bartın ta - | raflarından — hicret edip buraya yerleştirilen Ermeni muhaçirler hâdise î arasında, Tevfik adir biri vardır | ki, bir kaç ay, evvel ibtida etmiş- tir. Tevfiğin ihtida etmiş olmaşr na diğer hemşerileri çok kızmış. Bu yüzden her gün kavga etmek- te imişler. 'Tevfiğe kin besliyenler ara - smda Kirkor adlı biri vardır. Bu Kirkor hepsinin elebaşısıdır. Nihayet dün — sabah Tevfik taş kömürü doldurduğu mangalı ateşliyerek odasının kapısı önü * ne bırakmış, bunu gören Kirkar, (Burada mangal yakılmaz, du - manı bizi boğacak) diye manga- İr bir tekme ile merdivenden a * | şağı fırlatmıştır. Bunun üzerine Tevfik, Kirko- ra (Yazık değil mi, benim dört | cocuğum vardır. Şimdi çocukla - rım — ne jle ısınacak?) demeğe kalmadan Kirkor, Tevfige bir to" kat atmış; bunu Kirkorun diğer | hemşehrilerinin tekme ve yum - rukları takib etmiştir. Bunun üzerine Tevfik bıçağı- mt çekerek Kirkorun evvelâ kor hana sonra da sol boş böğürüne sap'lamıştır. 'Tevfik, hâdiseden sonra kaç. mış, fakat çabuk ele geçirilmiştir. Kirkor Beyoğlu bartehanesine kadlırılmıştır. Tevfik te yaralı | olduğundan zabıtaca muayeneye sevkedilmiştir. Dilenci mevsimi geçti (Baştarafı 1 inci de) cuklu kadım dilenciler de yüzde seksen azalmıştır. Bu dilene'lerin kamyonlarla yakalanıp geldikleri yerlere grup, grup gönderilmelerinin bu azalış- ta mühim tes'ri olmuştur. İstan - | bula geçen senelerde olduğu gibi akın, akın çingene dilencileri gel- mes'nin önü bu suretle alınmıştır. ı Yakalanan bazı çingene adm- / ları haklıında kocaları oldukları - | nr idida eden bir kaç kişi karıları- | nn sokaktan geçerken — yanlışr Lidla dilene!? diye yakalandıkları- n iddia etmişlerdir. Bunlardan mıyacaklarına dair senet isten- mişse de verememişlerdir. Yaka- Tanan küçük çocuklar da ana ve babalarma tesl'm edilmekte, ba » balarından; çocuklarını dilendir » miyece'lerine dair, senet alınmak tadır. Ru şihi çocuklar tekrar di « İenirse babaları cezalandırdacak- tır, karılarının bir daha dilenc'lik yap | mühim bir yeküna baliğ olmuş * bar. İngiltereye yapılan kaçakçı * lık tütün, zaharin, keyif verici zehirler, elmas ve diğer mücey - herat olduğu yazılmaktadır. Memlekete tütünler tuğla ta » şıyan vapurlarla, keyif verici ze" hirler ve mücevherlerse, dolma kuşlarla, hindiler içinde sokul - maktaymış. Geçen yıl İngilterede üç bin üç yüz kaçakçı yakalanmıştır. Bunları yakalamak için çoğalma- sı lâzım gelen muhafaza kuvveti 12.000 e çıkarılmıştır. Gene geçen yıl bu adamlar * dan alıman para cezası 20.000 Sterlini bulmuştur. Daha önceki yıla nisbetle bu miktar 5.000 Sterlin fazladır. Fakat bu, kesilen cezanın ele geçmiş olanı çok ayrıdır. İngilterede şimdi kaçakçılığı tecziye odan kanunun — küvvetli olmadığı ileri sürülmektedir, Altmış yıldan beri tatbik edi- len kanuna göre kaçakçılık ceza- 51 altı ay hapistir. Halbuki son zamanlarda bu işler daha ehemmiyetlenmiş ol * duğu göze alınarak, yeni bir çare düşünülmesi terviç edilmektedir. Şimdiki ceza, kaçakçılığın a- zı veya çoğu için de hemen ayni- dir. İngilterede kaçakçılık, yat * lar, teyyareler, — çok defa unvan sahibi yahud maceracı kadınlar- la yapılmaktadır. — * Londranın göbeğinde, bir fab- rika olduğu ve bu fabrikanın ka* çak tütünle sigara yaptığı zanne- dilmektedir. Ve büyük mağaza - lardan bir çoğundaki lüks eşya * nm da Paristen (Kurye) ler va- sıtasiyle içeri sokulmuş kacak eş- ya olduğundan şüphe ediliyor. - Bunun önüne geçmeğe memur muhafaza memurlarının, son ta * rifeler dolayısiyle bu işleri de lâ- yikiyle takib edemiyecek kadar fazla meşğul olduğu ileri sürül - mekte ve cezasının hafif olması, | bu işin tam manasiyle önüne ge çememenin ikinci ve esas sebebi olarak gösterilmektedir. Geçenlerde yapılan bir muha- kemede toptan kaçakçılık için 106,000 Sterlin vermeleri lâzım gelen bir kaç suçlu altı ay hapis yatmağı tercih etmişlerdir. Kaçakçılığın büyük ehemmi - yet peyda etmesi, buna mani ola* gak kuvveti beynelmilelleştirme- ğe mecbur etmiştir. Ingilizler şimdi muhtelif Av - rupa kuvvetleriyle birlikte çalış” maktadır. Nöel zamanı çok sıkı bir vazi- yet hasıl olmuştur. Çünkü bu za- man yenmesi mütat olan bir çok hindiler bu işe âlet edilmektedir. İngiliz muhafazası hariçten getirilmiş, içerisi dolma, bir çok yalancı kuşlarda eroin ve kokain yakalamıştır. Hindilere de elmas ve diğer mücevherler yutturmaktadırlar, sonra onları Londrada bir tanı * dığa göndererek hemen kesip İ- çerisindekiler alınmaktadır. Bu yüzden hindilere bu çesit diğer kanatlı hayvanlara - fazla dikkat edilmiştir. İngilterede kaçakçılık İşi çok mühim bi rmücadele safhasında- dır. DİŞ DOKTORU übeyt Sait Fatih Karagümrük tramyay durağı, No. 4 öçaliçi Tüsdiler İsîânb a ' merakı , (Baştarafı 1 inci de) * Istanbuldaki avcılar bayram ' münasebetiyle muhtelif yerlere gideceklerdir. — Otuz kişilik bir kafile de bayramdan bir gün ev- vel Vezirhanda avlanacaklardır. İstanbul civarındaki köylerde av merakı günden güne artmak * tadır. Köylüler «ık sık büyük av partileri yapmaktadırlar, Geçen hafta Yalova köylüleri üç büyük ayı vurmuşlardır. Domuz avı da rağbet görmektedir. Köylülerde av merakının art - masına karşılık İstanbuldaki av - cılar günden güne azalmaktadır. Eskiden İstanbulda — 6000 avcı warken bugün ancak 1500 kal * mıştır. Avlanma ruhsntiyesi a « Janların gittikçe azalması bunun delilidir. Barut inhisarı İstanbulda av - — cılığı teşvik için önümüzdeki yaz mevsiminde şehrin dışımnda bir a" tış poligonu yaptıracaktır. Ceçen yaz Ankarada yapılan poligon « dan bu hususta hayli istifade e - dilmiştir. İstanbuldaki eski avcılar tara" fından yeni bir birlik kurulmasına da teşebbüs edildi. Birliğin mü « satdesi verilmiştir. Yakında ilk umumt toplantısını yapacaktır. Şeker (Baştarafı ! inel de) binesinin sanayileşme plânmın ilk merhalesi olacaktır. Bu yılba- şından itibaren Türkiyeye bir g- ram bile şeker girmesine ihtiyaç hasıl olmryacak, ve dahili fabri- kalar Türkiyenin 800 bin vagon- luk şeker ihtiyacmı temin edecek- tir, Bu suretle şeker gibi Türk pa- rasını ehemmiyetli surette harice çeken bir madde ithalât eşyamız arasmdan eksilmiş olmaktadır, İki resim sergisi (Baştarafı 4 üncü de)y olmak üzere, yakında Moskovada bir Türk resim sergisi açılacak. “D,, grupunun Rusyadaki sergisi, hususi bir şekilde alelâcele tertib edildiği için oraya yağlı boya tablolar gönderilememişti. Bu se - ferki sergide bu da olacak., Sovyet ressamlarının eserleri « nin asıllarını daha görmedim. Bu husustaki görüşlerimi — tabloları gördükten sonra yazacağım. Yal nız fotoğraflardan aldığım intibaa göre, yeni Rus resmi, içtimat! ha « yatın bir aynası olmaktadır, U « mumiyet itibarile orla bir resim kültürü seviyesinde olan bugünkü Rus resminde, telâkkileri itibarile yükselen birkaç tane var. Meselâ Deyneka, Gerasimov, ve gibi. H YA 'Tekrar ediyorum. Peşin bir hü- küm vermiyeceğim. Yalnız şunu ilâve etmek istiyorum ki, uzaktan veya yakından resim ve içtimali - yat ile alâkadar olanlar evvelâ *“D,, grupunun Beyoğlunda Gala - tasaray mezunları cemyetinde aç - tıkları, sonra da, Sovyet Ruslarmı açılacak olan resim sergilerine git melidirler, Hem muakyeseye ze » min olur, hem de şimdilik yalnız alâka, bir parçacık alâkadan baş- ka bir şey istemiyen genç ressam » Tarmmızın sanatlarma karşı bir tep wik, ne dyoruzm, bir borç ödenme. si olur, a Fa,