tevkif edildi (Baştarafı | inci de) k Dünkü duruşmada Dimitri As- — lanidi, Tpostol Kriyakiris, Yorgi | bsakidi, Kemal, Tatar Ömer, İbra- î him, Yorgi Koço, Cemal, Villi, Sa- © ra, Frosso, Nazimestan, — Kadir, — Lambo, Militiyadi, İtolya, Alno ve Kâmil dinlenilmişlerdir. Suçlularım dünkü duruşmala - rındaki ifadelerinden anlaşıldı - ğına göre şebeke oldukça büyük « tür; şebekenin ortaya çıkarılan bir fabrikası, ayrıca Yunanistan - da mühim bir kolu bulunmakta - dır. Dünkü duruşmada ilk olarak iddianame okunmuş, bundan son- ra Kemal dinlenmiştir. Kemal şunları söylemiştir: “— Bundan dokuz ay evvel ev- de oturuyordum. Apostol ile mat. mazel Frosso geldiler ve kainbi- raderim kamarot İbrahimi sordu- lar. İbrahim seferdeydi. Adresle- rini bırakıb gittiler. Bundan onbeş gün evvel evde yazı yazarken ka- napenin altında bir paket buldum. Paketin üstünde bir baş ve iki kol. Ju ölüm işareti vardı. Paketi aç- tım. İçinde beyaz bir toz bulunu- yordu. Tadına baktım. Zehir gi- bi aerydı. Bunu arkadaşım Öme- re pönderdim. O da tadına baktı. ve hosta olan arkadaşı Mehmedin bundan Aanlıyacağını söyliyerek paketi benden aldı. — Arkadaşı Mehmede gönderdi. Mehmed pa- keti beş Hiraya satmış ve satarken yakalanmış, benim bildiğim bu...,, “Kemalden sonra Tatar Ömer sorguya çekilmiştir. Ömer, Kema- lin getirdiği pakette heroin oldu. " gunu bilmediğini ve bunu arkada- şı Mehmede, gönderdiğini, Meh- medin paketi heş liraya satarken poliş tarafmdan yakalandığını ve bunun üzerine polisin kendisini a- radığımı, fakat üzerinde hiç bir şey bulamadıklarımı, bulunan - heroin paketinin kendine aid olmadığını söylemiştir. Ömerden sonra kamarot İbra- him dinlenilmistir. İbrahim ifa- desinde demiştir: “— Ağabeyim ve enistem as - ker olduklarından aileme ben bak- mak — Mmecburiyetinda idim . Bunun için paraya — jihtiya . cam vardı. Yunanistandata. nıdığım — Sotiri isminde bi. ri, İstanbulda birisinin bazı ema- netler vereceğini ve onları kendi. sine gönderdiğim takdirde bana para verceceğini söyledi. tstanbul- da Apostol ve matmazel Frosso i- le görüştüm. Bana paketler verdi. ler. onları Sotiriye gönderdim. Ba- — ha dokuz lira verdi. Bu şekilde bir kaç kere heroin götürdüm. Fakat Dilk defalarda heroin götürdüğümü /| hiç bilmiyordum. En nihayet So- Otiri söyledi. Ben de bizim evde bulunan heroinleri kanapenin altı- na sakladım, Polise müracaat ede- medim. Cahillik ettim. Evdeki heroini kainbiraderim Kemal bul. muş ve satarken yakalanmıştır... Bir kere de madam Sara bana So. tinn.uı ahbabı Yaniye verilmek ü- |zere bir kaç paket emanet vermiş- İir.., Sııdı.ıhrdın Villi de ifadesinde | demiştir ki: “— Bu heroincilerle hiç bir a. lâkam yoktur. Madam Saranm kızı Dora ile nişanlı idik. Sekiz Ay evvel ayınldık. Apostol ve Fros- soyu madam Saranın evinde tanı- |dım. Bunlarla hiç bir alâkam yok- Eroindeh Örkişi *” Everst'e çıkan beyazlar (Baştarafı I inci de) Bütün dünyanın rasathanele . rindeki zelzele aletleri müdhiş bir sarsıntı kaydetmişlerdir... Yı— pılan hesab, bunun Katmanduda | olduğunu göstermektedir. Bombay rasathanesi büyük zel. zeleyi sabaha karşı ikide kayd etmiştir. Sonra 7,5 da, daha şid- detli sarsıntılar çizmeğe başla - mıştır. Tam beş dakika sismoğ- rafın iğnesi çılgınca iki yana sal- lanmış, fakat sarsıntı o kadar şid- detli olmuştur ki sismoğraf bir a- ra, hareketten kalmıştır. Bu zelzele, 18 temmuzda Ok. yanus denizinde vukua gelen zel- zeleden daha kuvvetli, fakat ge- çen kânunusanide Hindistanda o- lan büyük ve felâketli zelzelenin yarı kuvvetinden az görülmekte- dir. Katmandunun zelzele ile sar- sılışı bu yıl ikinci oluyor. Geçen kânunusanideki büyük zelzele dolayısiyle şehir münaka. leden tamamen kesilmiş, korkunç felâketler olmuş, yüzlerce insan ölmüştü. ©O zaman ölenlerin sayısı 2500 olarak tesbit edilmişti. Bu yerde gayet az Avrupalı bulunmaktadır. Ecnebiler mih- racenin izniyle girip çıkabilmek- tedir. Yerliler rasımdaki şu garib ina- nış, son zamanlarda gene yayıl- mıştır. Dünyanın en yüksek dağı olan Evereste beyazların çıkmak iste- yişi yüzünden dağ allahlarının zannetmektedirler, kızdığını, e. Geçen büyük zelzelenin bun.- dan çıktığına kanidirler. Güya dağ allahları da onları zelzele göndermek suretiyle cezalandırı- yormuş. Bu haberi veren bir İngiliz ga- zetesinde şöyle okunuyor: “Şimdi hailevi bir hakikat, hu- rafeye inanan bu insanların der- dini ikiye çıkardı...,, Türk vapurları (Baştarafı | inci de) Türkiyeden alacakları — eşyaları Türk vapurlarile get'rtmeği tercih etmektedirler. İhracatçılarımız da vapurları - mızın ecnebi limanlara bir an ev - vel sefer yapmasını dört gözle beklemektedirler. Çünkü — ecnebi vapur kumpanyalarının keyfi ha - reketlerine kalmış olan ihraç eş - yamızın nakli meselesinin ancak bu suretle düzeleceği kanaati var- dır, yRaae ee SeN eee sorguları yapı'mıştır. Bunlardan, heroin yapıcısı Dimitri Aslanidis, ifadesinde demiştir ki: “— Bundan iki sene evvel, Yor- gi İsakidis ile birlikte Adadaki e- vimde bir heroin fabrikası açtık. Ben heroin imal etmesini bilirim. Bana morfin getiriyorlardı. Ben de bunu heroin yapıyordum. Fa- kat hundan bir buçuk sene evvel fabrikayı dağıttım ve elde kalan hercini 480 lira mukabilnide A - postola sattım.,, Duruşma bittikten sonra müd- delumumin'n isteğiyle, mahkeme, Kemal, Tatar Ömer, İbrahim, Vil. li, Dimitri ve Apostolun duruşma- larına meykufen ve diğerlerinin serbest olarak devamma, Şahidle- Vinidan sonra diğer suçluların | rin getirilmesine karar vermiştir. B ' Bütün kuvvetler Sarda (Baştarafı 1 inci de) rını çalarak oturacakları yere gitmişlerdir. Sardaki Nazilerin kendilerini | gösterişli bir surette faşist selâ- mı ile karşılıyacakları zannedi - len büyük bir kalabalığın istas . yonda toplanmış olduğunu İn - gilizce “Deyli Herald,, gazetesi muhabiri yazıyor. Fakat bu çeşid bir hareket görülmemiş, hiç bir tezahürat ya- pılmamıştır. İngiliz askerlerinin son kısmı- na kale'de Fransızlar - tarafın- dan bir yemek verilmiş ve bun « dan sonra, Sara hareket edilmiş- tir. Diğer taraftan, yollarını şa - sırtarak Alman erazisine soktuk- larmı söyledikleri Sar Sosyalist fırkasından iki kişi hakkında, Sar hükümetinin Alman hükü - meti nezdinde yaptığı protesto - ya henüz bir cevab gelmediği yazılıyor. Her 'kisinin de, Almany da hâlâ mevkuf olarak saklandığı zannedilmektedir. Diğer bir habere göre, Sar komlünist partisi reisi Fritz Fort da Fransız hududundan 12 mil içeride yakalanmıştır. Üzerinde rovelver taşımak suçu ile itham edilmiştir. ingiltere (Baştarafı I inci de) “Amerka, Avrupadan 30090 mil ötededir. Bizse, bu kıt'anın hemen bir top atımı ilerisindeyiz.. Bunun la beraber, Amerika, bir Avustur- ya Arşidokunun öldürülmesiyle başlıyan bir harbe sürüklendi. “Lort Beyverbruk yakında ye- ni bir harb çıkabileceğine ihtimal veriyor. Ben onun bu kara görü- şüne iştirak etmiyorum..,, Sir Östen bundan sonra, İngil- terenin bu günkü vaziyetinden çevrilmesi, müahedelerini boz- masiıyle ne gibi haller olacağını anlatmış, belki bir harbin yakm- laşmasmı burada gördüğünü söy- miştir. Sonra, diğer bir hatip olan Mister Çörçil'in, bu günkü karar. sız vaziyetin izah ederken Al - manyaya işaret edişini haklı bul- muş ve Almayanım “sulh için ha- rekete geçmesini, — umduğunu bildirmiştir. Daha sonra diğer tehlike nok- talarına dokunarak hudut mese- lelerini ileri sürmüş ve" şifayı harpte arayacak herhangi müte- cavizin,, böyle bir hareket anın- da, kuvvetli ve mani olucu — bir kalabalıkla karşılaşacağını, bu yüzden muvaffakiyetin güç oldu- ğunu önceden bilmesi lâzımgeldi- gini söyliyerek bunu bu sahada biricik sulh teminatı olarak gös- termiştir. Silâh ticareti ile mücadele Vaşington, 27 (A.A.) — Si . lâh ticareti tahkik — komisyonu | reisi Bay Nye, Bay Ruzvelt ile görüştükten sonra, hükümetin komisyona tamamiyle müzahe * ret etmeğe söz verdiğini bildir - miştir. Bay Nye, tahkikatın ilerile .» mesini temin için — lâzım gelen tahsisatın verilmesini Reisicüm * hurun hıvıb ettiğini ilâve etmiş- tir. Bu tahsisat, 50.000 dolardır. 'Daruşşa aya teberru Bir karı koca iki büyük ev verdiler Hayir sahiplerinden bir karı koca Darüşşafakaya iki büyük ev teberrü etmişlerdir. Bu karı koca memlekete — çok kıymetli gençler yetiştiren Darüşşafakaya bu evlerini “Şair Nigârbent Os - man,, namiyle tesis ettikleri bir vakıf suretiyle bırakmışlardır. Kendileri hayatta iken evler- de oturacaklardır. Ölünce evler Darüşşafakanın vakfı olacaktır. tır. Evler Ortaköyde — muallim Naci caddesinde Defterdar Bur- nundadır. Bu vakıftan — dolayı bütün Darüşşafakalılar hayir ha hiplerine sonsuz teşekkürlerini bildirmişlerdir. Beykozda (Baştarafı 1 inci de) Salâhattin son günlerde köy civarındaki ormanlarda domuz avma çıkıyordu. Akşam gene a - va çıkmış, fakat bir daha köye dönmemiştir. Bunun üzerine a - raştırma yapılmışsa da Salâhat * tinden eser bulunamamıştır. Aradan — beş on gün geçmiş, jandarmalar da araştırmağa baş lamışlardır. Bundan iki gün ev - vel bir köylü Beykoza yakın or - manlar arasında bir dereden ge" çerken derenin suları içinde bir çuval görmüş, fakat açıp baka « mamış, vaziyetten Beykoz jan - darman kumandanlığını haber * dar etmiştir. Kumandan, dereye giderek çuvalı açtörmış, çuvalın i- çinden büyük taşlarla — birlikte Üsküdar müddeiumumiliği de hâdiseden haberdar edilmiş ve doktor tarafından yapılan mua - yenede Salâhattinin av tüfeği ile öldürüldüğü anlaşılmış, bu iz ü zerinden yürünerek suçlu yaka - lanmıştır, Yakalanan suçlunun adı Ha - lildir. Beykozda Said Halim ko * rusunda bekçidir. — Halil, sorgu neticesinde cürmünü itiraf ede - rek şöyle demiştir: — Gece avlanıyordum. Do « muz — bekliyordum. Karanlıkta ormanda ağaçların arasında bir hışırtı işittim. — Yavaş yavaş bir domuz geliyordu. Biraz daha yaklaşınca ateş ettim. Fakat son” ra ah! diye bir insan sesi işidince yanlışlıkla bir adam vurduğumu anladım. Hemen yanına koşarak imdadına yetişmek istedim. Fa - kat tanımadığım — adam çoktan ölmüştü. Korktum; bağdaki çu « vala cesedini taş da koyarak de“ reye attım. Öldürdüğüm adamı tanımam. Bir kinim de yoktu. Fa- kat korku ile dereye attım.,, Ihsan Yavuz Kadın ve erkek terzisi Bülün şıklar hep orada giyin rler Her keseye ve nıııyı'nygnıı el bisenizi — ancak orada — yaptıra- bilirsin'z. İstanbul Yeni- postahane kar- şısında Foto Nur yanında Letatet hanında. Su ve mektep Su İşi hallediliyor, fakat mekteb... Bakırköylülerin iki — büyük dertleri vardır. Bunlardan birin- cisi Bakırköyünün suyu, ikincisi Bakırköyünde bir orta mektep açılmasıdır. Su meselesi nihayet halledilmek üzeredir. Belediyenin sular idaresinden yaptığı tetkikat neticelenmiş, Bakırköyüne su veril mesi kat'i surette kararlaşmıştır. Edirnekapı — Eyüp sifoninin in- şaatı da bittiği için Edirnekapı istikametinden Bakırköye doğru boru döşenip su verilmesi artık yakın bir zamanda hakikat ola- caktır. Bakırköylüler artık bu yaz tenekesi 8 — 10 kuruşa su al- maktan kurtulacaklarından dola- yı memnundurlar, Su meselesi halledilmiş olma- sıma rağmen Bakırköylülerin se- nelerden beri istedikleri orta mek tep işi hâlâ bir neticeye bağlan- mamıştır. Bakırköydeki ilk mek- tepleri bitiren talebeler orta mek teplere ve liselere devam etmek için her gün İstanbula gidip gel- mek mecburiyetinde kalmakta- dır. Talebeye tenzilat yapılması- na rağmn çacukların karda, kışta Istanbula gidip gelmeleri çok müşkülâtı mucip olduğu gibi bir çok Bakırköylüler de mali vazi- yetleri noktasından çocuklarını okutamamaktadırlar. İlk senesini okutup sonradan çocuğunu orta mektepten alan aileler vardır. Bir kaç gün evvel yapılan Halk fırkası kaza kongresinde bin ka- dar Bakırköylü bulunmuş ve bun lar Bakırköyde muhakkak bir or ta mektep açılması lehinde söz söylemişlerdir. Kongrede konu- şulan başlıca meselelerden birini mektep işi teşkil etmiştir. Bakırköylüler bu yoldan baş- ka yollarla da alâkadar makam- lardan Bakırköyde bir orta mek- tep açılmasını istiyeceklerdir. Marten Insül Banger Insülün kar- deşi de tahliye edildi Şikagodan bildirildiğine gö - ve, banger İnsülün ke-deşi Mar- ten İnsül de tahl'ye edilmiştir. Marten İnsül 68944 - sterlin- Kk bir sutistimal suçu ile itham olunuyordu. Jüri heyeti, karardan önce, 6 saat kadar odasmda kalmış ve meseleyi görüşmüştür. Martin İnsül, herkesin elini ayrı ayrı sıkmış ve kardeşi Samu- el İnsülü kucaklıyarak mahke - meden ayrılmıştır. Samuel İnsülün de geçen ay yakası P« tılmastı. Noel Hem bayram Hem felâket Nevyork, 27 (A.A.) — Nöel günü Amerikada vukubulan ka- zaların bugüne — kadar sayılan kurbanları 166 kişiyi bulmuştur. zi Gemi inşaatı Glasko, 27 (ALA.) — 1834 yılı içinde — Klayd gemi yapısı tezgâhlarında tutarı 268,121 ton hacminde 67 gemi yıpı.lııııtn Bu sayı,