Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
* h "ABER!; Hikâyes | H I| ıq,:* fakir bir kasabalı kızdı. P vor d.—Pı :end! hülinde yaşayıp düru- | Yerından tkat, Bursadaki halasının W Aayrılmış, İstanbula, büyük ı._,.':*h birine, tersilik etmek Üleri m—iıü. Diğer kızların tevgi- kümeşj O Onun da günün birinde biri Mâçıldı. Önüne Lütfi isminde Ye Dttti Evvelâ flirt edip gezmele- Üğtepn, * Dütfi, soğuk, donük, ihce- Ra, __'h'“"" bir çocuktu. Halide, v- # Tnyora Vet verini batsun diye bağ- M ı._m:ı%ü birinde, delikanlı Ş [,%. Halideyi yanına çağırdı. L.mhln ::ia;iık o zamandan sonrü, fbinde yerleşip kaldı, Has- .â;;'f*"üh bir hal ölmaştı. Halide, İat gi Va bakmağa başladı. Mükü- Ye, onu nikâhla aldı.. ÜN T sok, vezikeimi bitmiş ö Oordu. Halide için bütün ' m'l'_hu-amdı. Asık suratlı, ma- | Plr mevcudiyet sürüp duru- Ve K İşi olup ta sokağa çıksa İ k“'lı derhal: — Ş — Nereden geliyorsun? - diye fardı. - niçin böyle neşelisin? K Avaş yavaş gülmeği l yaslIr matemli bir hal takın- h Lütfi, hastalandıktan sonra, kuma, annesini de getirtmişti. yçAt, gelinle damat — nasıl bir ım z;ı!aşamadma, gelinle : â da, zeytin yağı ile su gi- ğ:ıl;ilıılrînden ayrt — dürüyordu. 5..“ rlerine kşrşı için için kin ' yorlardı. Halide, kocasmnın, :“ kadın tarafından “Doldu- Uğunun,, farkmdaydı. Hatta üunuttu. E: rul kere, ; İşitn işti Seçer — ayak, şu sözleri torün doğura,, bu — karı, bana bir ş H n #a İ ard alide, duraladı ve düşünceye Kabahat kendinde miydi? .. Of, artık bu evden, bu hayat- Üm bu kocadan, bu kaynanadan ,mlllıh demişti! Onun yeri, ebe - , bu hastalık ve dedikodu yu- Yasında mrı olacaktı? | ı—e.l'iıııı bora çıkar da, ansızın bir re camı kırılır... İşte, onun bi, büyük bir hızla, ediyordu. x * fikir hücum l.,Bğ"d“ kaçıp gitseydi... Aca- Bk. Ursada bıraktığı o ev, hala- D evi ne haldeydi?... ' htl:ğ,m Bel_enî de yaptı... Bursa- Yerme n “Gideceği — yeri haber ' kh dü'_m_!tl- Lütfinin — burasınt hlı iğinden bulmasıma da im- oîö"mîmrdu. : M artık mesuttu. İstanbulda %hngm duvarını seyret- ka meziyeti olmryan o Ü :::;î:ırdan kurtulmuştu. Bura- 'h:ı::îimk ı%ıi;ı“.“" hayat, kendisine gü- ""ınıîr gibiydi. Bursada ma- hfındq :İl:ı eden Sabri — efendi is- mmeıd » Halide daha İstanbula ]'nh'üe:iu' *_Vel. onu sevmiş, ev- N“n. lçı_n teşebbüste bulun - eu nc:hde' tam o aralık se- Sün, Yasımna kapılmıştı. İşte m!ıg abri efendi, gene, önüne Li dımağına, ler, hep, onundu.. Hep m Nİ SI de hfâ artık serbestseniz, Ha- i lnqh - dedi , | tü Maran Subiyetle önüne baktı. hîrp Boz, atelye açmıştı. Kü- On olmuştu. İşlerini de Terleteceğe benziyor- | Ntf'"'ı tali, Ha | ı-:'îîdi? lideye gülümsi- X !.t_:ı::dlltomım düşündü. b ._hünd'hlıqî 'lâkuı, sade, evlen- , "llmlğı adet edindiği biraz gülümsiyerek dönse, | bağlar, ovalar, bahçe- | -HABER — Akşam Postası e I gel, Halide...,, —| gazetede kalmıştı. Gene bir gün güzetesini eline aldı.. Hikâyesini, mizah sayıfasını falan okuduktan sonra, gözü bir (Gaip Aaranıyor) ilânına ilişti. Orada, şu basit cümle vardı: (Geri gel, Halide! Lütfi çok hasta!) Biçare, çok şaşırdı. Şimdi artık, ne yapacağımı bi- lemiyordu. Ya Lütfi ölüyorsa ve ölmeden evel kendisini — görmek istiyorsa? Bu fikir ona — kararını verdirdi. Eşyasını telâşla bavula doldurarak İstanbul yolunu tuttu. Şehre varır varmaz, derhal eve gitti. Zaten anahtarı vardı. Âçıp jçeri girdi. Burnuna derhal ecza kokusu çarptı. Lütfi, fena bakıl- dığı için zayıflamıştı. Kirpikleri hızlı hizİr açılıp kapandı. Fakat, Halide, alnını öpmek için üzerine eğilince, sabit sabit yüzüne baktı. Anne, köşede, sessiz duruyor- du. Düşmanca bir tavır takımmış- tı. İki taraf anlaşarak, bu kaybo- luş meselesini asla mevzuu bah- setmediler. Lütfi, yavaş yavaş iyileşiyor gi- biydi. Lâkin, asksiliği artıyordü. Halideyi tahkir edip duruyordu. Biçare kadıncağız, bu fena mua- melelere karşılık bile vermiyor- du. Geceleyin, yatağından süzülü- yor. Pencerenin önüne — gelerek yıldızlara bakryordu. Ah, Bürsa... Niçin buraya gelmişti... Merhamet hissi, saadetini mahvetmişti.. Bir sene geçti.. Bir sene daha... Bursadaki akrabasından bir genç kadm, önâ, haberler veriyordu: Marangoz Sabri efendi evlenmiş- ti.. İşlerini de büyütmüş, fabrika Halide, ağzı külle dolmuş gi- bi, garip bir tehassüse kapılıyor - du. Bu genç yaşında, şakaklarına ak düşmüştü. Bütün muamelelerden şunu an- Iryordu: Gerçi, gazete ile ilân ve- rerek onu çâğırmışlardı ama, Lüt- fi, karısının kaçtığını asla affede- memişti. Bir gün, ana —oğulun dürüş muamelelerire dayanamadı: — Ah, beni geri çağırmasaydı- nır.... dedi Lütfi ile annesi, hayretle baktılar.. — Geri çağırtmak mı? Ağlarcasma dedi ki: — İlân verdinizdi ya işte... — Ne ilânı? Ansızın, hakikati bütün fecaa- biribirlerine, tiyle anladı. Garip bir tesadüf ol- müuştu: Allahın Halidesiyle Lütfisi çok. İsim müşabeheti olmuştu!... Nakili: (Hatice Süreyya) Ihsan YAVUZ Kadın ve erkek terzisi Bütün şıklar hep orada gi- yinirler, Her keseye ve her arzuya uygun elbisenizi ancak orada yaptırabilirsiniz. İstanbul Yenipostahane kar- şısmda Foto Nur yanında Leta- fet hanında, DİŞ DOKTORU Übeyt Sait Fatih Karagümrük Tramvay durağı No, 4 ' (â F | ğğ,% h Fener- Beşiktaş maç îbitmedi DT 0-0 berabere devam eden oyun 10 dakika kala karanlık bastığından tâdi Şeref kupasının ikinci maçı — dün Beşiktaş ve Fenerbahçe takımları a- rasında oynandı. latasaray - Fenerbahçe — maçı kadar tatsız ve fena oldu. Türkiye birinciliklerinde 17 günde (6) maç yaparak yıpranmış bir halde bulunan Beşiktaş takrmının, dün Hüs- nü, Adnan, Hayati ve oyun başlayıp bir kaç dakika sonra terkeden Şeref gibi takimmm gözbebeklerinden mâah - | Fum Âdeta mâlül bir kadto ile öyna « mak mecburiyetinde olması, dün maçı büsbütün zevksitleştiriyordu. 25 inci dakikada, hakeme söylen - diği için dışarı çıkârılan Fikretin, Fe- kalkması ve bünda muvâffak olamıya- yak oyünün 13 dakika ihkitaa uğra « 'ması, sönra bazı tavassutlar ile Fene- Fin tekrar (10) kişi olarak oyuna de- vanit dünkü maçın tadımı tuzunu ka - çırmağa kâfi geldi. Taliin garip bir tecellisi olacak, Şe- ref kupası maçlarına — gelenler, dünde zevkli bir gün geçiremediler.. ..0 g'e 'Takımlar sahaya çıktığı zaman Fe- nerin het zamanki kadrosunu mmühafa- za ettiği, Beşiktaşım da — şöyle dizil- diği görüldü: Mehmet Ali — Nüri, Feyzi — Muh- terem, Fahri, Faruk, — Ali, — Hakkı, Bambino, Şeref, Eşref.. Hâkem Sup - hi Beydi. Oyün başlar başlamaz Beşiktaşın bocalamasından istifade eden Fener - bahçeliler, hâkimiyeti' aldılar. 15 dakika Beşiktaşı mütemadiyen sıkıştırdılar. 15 inci dakikadan sonra yavaş yavaş toplanân siyah « beyazlı- lar Fener kalesine inmeğe başladilar. Oyun sertleşmeğe yüz tutmuştü. Kristin 25 inci dakikada Beşiktaş bir favul yaptı. Hakem — düdük — çaldı. aralık — Feherli Fikretin hakeme yaklaşarak — birşeyler — söylediği — gö- rüldü. Esasen bundan evvel de hakeme itiraz eden Fikreti hâa- köm tahadân çÇıkarttı. Bünun üzerine Fikret bütün Fenerbahçe takımımı sa - hadan çıkmağa davet etti, sarı - lâci « vertliler de sahayı terkettiler. Hakem bir kaç dakika ortada bekledi. Her ka- fadan bir ses çıkıyor, seyirciler sızla- nıyordu. Patırdılar çoğalıyor, — hattâ küfredenler bile bulunuyördü. Bu sı - rada tertip heyeti rüesası — tarafımdan hakem içeri çağırıldı. İçerde müzakere epeyi uzadı. İnkitam 12 inci dakika - sında Beşiktaş ta sahayı terkediyordu. Bu arada mesele halledilmiş ve Fener- liler arkasında Böşiktaş sahaya Ççıktı ve tnağç tekrar başladı. Fener ön kişi le oyuna devam ediyordu. Beşiktaş - tâh da Şeref çıkımış yerine genç bir e- yuncu girmişti. Devre bundan sonra mütevazin devam etti. Beşiktaş ve Fe- nö“ tehlikesiz bir kaç âkm yaptılar. ikintli devre İkkinci devre başlar başlamaz Fe - şiktaş kalesini zorladıkları görülüyor- dü. Fakât ön beş dakikâa sonra Beşik- taş tekrar oyuna hâkim olmağa ve top Fener nısıf sahasında oynanmağa baş- ladı. Yirminci dakikâda Beşiktaşm &ıkı bir şütü Fener kalesinin direğine vu- rarak kurtuldu. GCünün yeğâne büyük fırsatı da böy- k tehlikesizce geçti. Top Fener ktale- sin önlerinden uzaklaşmıyordu. Oyu - nun en güzel, en heyecanlı dakikalarını işte bu zamanlar teşkil etmişti. Bu sı- Yada Beşiktaş muhacimlerinin boş ka- | leye göl atamâdıklart da görüldü. Ar- tık hava iyiden iyiye kararmağza başla- mıştı. — Öyuünüu bundan sonra görmek im « kânsizlaştı. Hakem de öyünü tatil et « ti. va yarıda kalan maç ta (Ü - 0) be- rabere bitti. » & & Dünkü oyunda her iki tarafında tam manasiyle mütevazin bir oyun oy- nadıkları görülüyordu. Takımlar iyi Bu | edildi takımımın karşılaşması hissini vermek- ten ziyade ikinci sınıf iki takımm o - yununu andırıyordu, izzet Muhittin İşin yakışık almıyan tarafı Dünkü maçın bir de Şjakışık almı- yan dedikodu tarafı vardır. Maçtan evvel başlıyan ve maçtaki tatsız hâdise ile biten aşağıdaki vaka: yı duyduğumuz zaman inanmâk İste- medik, Şimdilik ismini yazmak iste - mediğimiz Fenerbahçe klübü rüesasın- dan iyi olarak tanımmış bir zat oyun - dan evvel hakem Suphi Beye mürâaca- at ederek bu maçı İdâre etmemesini söylemiş... Tertip heyeti — tarafından iİntihap edilen ve bilâ kaydü şart bü mağçı idâre etmek için sahaya gelmiş bulunan Suphi Bey tabiatiyle bu tek « lifi reddetmiştir. Gene ayni zat Fe - nerbahçe takımının tekrar sahayı ter- ketmesi ile oyun inkitaa uğradığı ve mütavassıtların ara bulmağa çalıştığı bir &rrada Beşiktâaş kaptani Hüsnü Be- yet “Ben zaten bizim bü maçı oyna - mâmiz Beşiktaşa bir lütüftür” — gibi İlk haröketi ile hak&min maneviya- tmı sarsmaktan başka bir şey yapamı « yacağını düşünememiş olan bu zat ikin ci hareketiyle de Türk sporuna bir çok faydaları dökunan Şeref için bu küçük hizmeti yapmanm klüplerin vazifesi olduğunu unutmuş olacaktır. Biz şuna eminiz ki, bu zat bu hareketi sinirlen- diği bir anda yapmıştır, yoksa bu hâ « dise ile Mmensup büluüdüğü - klübün hassasiyetine teretüman olduğunu zan- netmiyoruz ve böyle müteselli öluyo - ruz. 936 oölimpiyatdına Türk takımı gitmiyecek Geçenlerde bir refikimizde 936 olimpiyatlarına iştirak ede- ceğimize dair bir havâdis vârdi. Mevsuk bit membadatn âldrğmirz bir habere göre şimdilik 936 o- limpiyatlarına iştirak edileceği hakkında bir fikir yoktur. Bu ci- het gençlik teşkilâtı kurulduktan sonra düşünülecektir . bir futbol, sistem, kömbinezon gibi şey- Hi lerden çok uzak kaldılar. Dünkü Be « | şiktaş « Fener maçı memleketin en iyi BERLİTZ Bu senenin en büyük muvaffakiyeti Kadın Asla Unutmaz Sevenlerin ve sevilenlerin filmi Milli Sinemada TT Mağaza ve ticarethane memurlarına _—..._. Saat 7 ve 9 dan sonra serbestsiniz. Bu firsattan bilistifade ASRI BİR LİSAN ÖĞRENMEĞE ÇALIŞINIZ MEKTEBi Sizin için her lisan için 2 kurs açılıyor 6 ay için 15 liradır. Tediyatta teshilât yapılır Ankara: Konya caddesi — İstanbul: lıtîklâl caddesi 373 | ; Filimlerin en aüzelidir. ı İ Ankarada AKBA kitap evinin birinci şübesi moödern “bir şekilde Maâarif Vekâleti karşısında açılmıştır. AKBA kitap evleri her dilde kitap, metmüua, gazete ihtiyaçlarına tevap vermektedirler. Gerek kitaplarınızı gerek - kirtasiye- nizi en ucüz ölaratk AKBA kitap evlerinden tedarik ede- - bilirsiniz.. Devlet Matbaaisi kitapları ve VAKİT' 1 mneşri yatının Ankarada sâtış yer AKBA kitap evleridir. AKBA Merkezi Telefon S197 Birinci Şube 1761 İinci Şube : Samân Pazar a HN e P ü : ee ddi 0 h h a AF yi ea GA