19 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

19 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yunan Reisicüm- huru bugün seçiliyor Yukarıda resmini ya getirilmiş fevkalâde kıymetli bir tah ttır. gördüğünüz taht İngilizler tarafından Seylân adâsın'dan 1815 senesinden almmış ve Londra- Seylân adasının hüktimdarları evvelce bu milyonlar değer tahtta otururlardı. Fakat son zamanlarda Seylânlıla r bu tahtı İngilizlerden geri istemeğe başlamışlardı. İhtilâf © raddeye gelmişti ki, Seylânlılar bu taht: kendilerine iade et medikleri takdirde isyan edeceklerini 'İn gilizlere kâti bir İisanla. söylemişlerdir. İngilizler Seylân adasm: fâhta tercih Gt tikleri için bu arzü yetine getirilmiştir. 'Tahtın Seylânsarayının eski ye rine konması Üzerine orada büyük bir hâdise olmuş “ESNAF VE | ÇI , Esnaf mürakabe ' Mutahassıs ismile yapmıştır. / Lâstik tekerlek ve yük arabacıları | Fatihte Yük arabacısı Fahiti E- | fendi söylüyor: — Araba tekerleklerinin lâstik olması mecburiyeti geldiği gün a-| rabacılığı bırakacağım. Fakat yal | | nız ben mi? Benim gibi daha bir çok arabacılar.. bürosu ve bir mektup Esnaf teşekkülleri Kadri Bey imzasiyle dık: baş mürakibi şu mektubu al- “15 - 10 - 934 tarih ve 866 sayılı İ gazetenizin 12 inci yaprağmın ikinci Buna da sebep, lâstik parası. Bir arabanın dört tekerleği az pa | ra ile lâstiklenmez.. Bizim gibi gündelik ekmek parâsı kazanan arabacılar için bu lâstik hikâyesi bir hayaldir. | Sonra, Allah için söyleyin: Ki- İ lolarca yük taşıyan dört lâstik te- | kerlek; şu bozuk kaldırımlarda ne kadar dayanır? Para oluktan ak- mıyor bize; alnımızın terinden damlıyor... İ İşi olmıyanlar okusun! Marangozlar Cemiyeti altı marangoz çırağı arıyor, Kendi- lerine hemen iş verilecektir, Ar zu edenler Galatada Hezaran caddesinde Adalet Hanmda Marangozlar Cemiyetine müra Caat etsinler! sırasında (Hasbihal) © başlığı altında Esnaf cemiyetlerine dair yazılan ya - rım sütunluk yazıda bahsolunan yer; yirmi esnaf cemiyetinin birleşik mu - hasebe bürosudur, Kayit, tescil, tah - sil ve tediye gibi vazifelerle meşğul - dür. Mürakabe bürosu orası değildir. Teşekküle dahil her zatın gerek şifa- hi ve gerek tahriri samimi müracaatı alâka ile kabul olunmakta ve imkânm müsaadesi dairesinde müracaata çare bulunmaktadır. Hastalarını muayene ve tedavi, | muhtaçlarına az, çok yardım dilekleri- | N | nebi bir işci kullanılmıyacağına nin lervicine delâlet gibi hizmetler - den de geri durulmamaktadır. Marangozların tervici merami bah- sinden (bir şey anlaşılamamış isede Mürakabe bürosu müsbet ve makul müracântleri samimiyet ve alâka ile ve İkazkâr yazıları hürmetle karşıla - mağa her zaman âmadedir.” i çalıştırılmaktadır. Bunlara i zarında bir dükkân vardı. ve ahali günlerce bayram çalışan ecnebiler Aksarayda Sofular caddesinde İ marangoz Hilmi Efendi diyor ki: — Burada dükkân açtığıma gok pişmanım. Evvelce Tavuk pa- Bir gece dükkânımdan takrmlarım ça lındı. Bilâhare orada barınmak kolay olmadığı için bu ücra yere geldim, Fakat burada da bu sefer rağbet bulamadım, Bu semtin hal- kı bir (aşağı) öğrenmiş, bütün si- parişlerini aşağıdaki esnafa yaptı- rıyorlar. Halbuki elimde gül gibi | san'atım vardır. Bu sebeplen ge- çinmek pek güç oluyor. Burada bulunduğum müddetçe kendimi besliyemediğim gibi tabii o hükü- mete de vergi veremiyeceğim. Ba- zı fabrikalara müracaat ettim. O - ralardani da kabul etmiyorlar. Ec- dair bir kanun vardı. Halbuki bir çok müesseselerde hâlâ ecnebiler birer mütahassıs namı vermişler, böyle- ce çalıştırılıyorlar. Acaba bizim gibi esnafa hükümetin bir yardımı dokunamaz mı? | görmemişti. Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, Tefrika No. 65 Gl , SİHİRBAZIN İKİNCİ FALI Çok kısa bir zamanda, aslanlı adam dört bir tarafa korku salmış tı. Hiç kimse onun bulunabilece- ğini umduğu yerlere uzanımıyor, gidemiyordu. Her dilde bir hikâye vardı. Yerliler, geceleri artık ku- lübelerinin kapıları açık uyuyamı- yorlardı. Adı civar kabilelere ka- dar yayılmıştı. Amma kendisini hiç kimse de Vandu ile beraber giden izbandut nöbetçiler bile ©- nu görmedikleri halde görmüş gi- bi anlatmışlar, herkesin kafasında aslanlı adamr insana benzemiyen bir mahlük gibi tasavvur etmişler- di. Aradan bir aydan fazla zaman geçtiği halde yamyamlar kralı, Monito Vilâyetinin şanlı hüküm- darı haşmetlu Manza falın fena çıkmasından dolayı bir türlü bha- İ rekete karar verememişti. aşk ve seyahat romanı EZ Rıza i Şekip A İ — Bana, dedi. maânza'yı çağırlım.. vi remde görmek istediğini verin, i Havaşa, kocasının esiri ne getirmek için çekildi: Maşama ile yalnız yal Manza: — Maşama, dedi, pil lerim içinde en çok sef”, en çok seni sayarım. ni saymanı ve benim intel! rine getirmeni istiyoru” | — Nedir?, Elimden 4 maktan geri durmam. z / — Oğlum Başiyaman# i den istediğim, sihirbazâsj fal açtırmanız ve bu fal çıkmasını temin etmeni Kâsinin sözleri cesaretini kır- mıştı. Hele bu fal, tebaası arasm- !i dada şayi olunca iş tamamiyle değişti, Şimdi harekete karar ver- miş olsa.bile, askerleri gitmekten İ çekinecekler ve ısrar edetse belki kendisihe karşı geleceklerdi. Manza o gündenberi, rahatını lâmâmiyle kaybetmişti; Elindeki hazinesini kaybettiği gibi nufuzu- nu da kaybetmek tehlikesinde bü» lunuyordu. Bu işde ancak on beşinci karı- sından olan sevgili oğlu Başiya- manza ya güvenebilirdi, Başiyamanza gençti, kanı kay- tabilecek yalnız onu görüyordu. Irkınm bütün bususiyetlerini kendisinde toplamıştı. Kulübesin- deki insan kafa taslarının çokluğu | Kendisinden sonra sözü dinlenen yegâne adamdı, Manza, kati kararmı vermek ve muradına erebilmek için Başi- yamanza'yı çağırmayı düşünüyor- du. di. Zevceleriyle sarayın harem kıs mındaydı. Onlar, sevgili zevçlerinin üzün- tüsünün neden ileri geldiğini bil- miyor değillerdi. Fakat, erkek işi- nıyordu. 19 oğlu içinde yerini tu- | bir ihram teşkil edecek kadardı. | Daha sabahm erken bir saatiy- | baz, bunu kabul etmezi türlü hareket etmemiz zinemiz elimize geçme kabileler arasmda halin lur ve onların esiri hali bulunuruz. Maşama, Manzanm rini birdenbire kavrıya© — Anlamadım. Falm ru çıkmasını istiyorsun.. * tan maksadın ne? — Maksadım şu.. Asi — mın üzerine yürümekle # du. Şimdi sihirbazın ikin*ğİ la muharebenin lehimz€$ neceğini bildirmesi lâzım” ; bu sefere ancak bu şeki debilir ve hazineyi yeni ze geçirebiliriz. — Başiyamanza ile nuşacaksın?.. — Evet., j İ —Fakat sihirbaz bizi vi — Dinlemezse öldür Maşama cevap vermeli Havaşa, büyük kralı haber göndermişti. Ger” miyeceğine daha bir © mışlı. Fakat babasınm ne karışmak ne olup bittiğini sor- mak âdetleri olamdığı için ağızla» rını bile açmıyorlardı. Manza; sabah yemeğinden son ra süslenmesiyle meşgul oldu. Ken disine son zevcesiyle sondan be- şinci zevcesi yardım ediyordu. Birincisinin adı Maşama, ikin- cisinin Havaşa idi, Maşama cid- den güzel bir kadındı. Hele bun; dan dünyaya gelen kızı ırkınm bü tün inceliklerini.ve güzelliğini ü- zerinde toplamıştı. Bir bebekten farksızdı. Bunu gören, onun bir yamyam kızı oldu ğuna inanamazdı. Maşama, kocasının bilezikleri- | ni takıyor Havaşa saçlarmı tarı- yordu. Her şey hazır olup bittikten son | ) ra kral Havaşa'ya; görüşeceği haberini iyi ğından ve hemen gel mindi. i İçeriye girdiği zama — Haber gönderdi — Gelecek mi? No. 43 Hacı Süleymi” trmanında kabul ediy0” #4 si, Pazartesi, Perşemb a leden sonra. si! | an li

Bu sayıdan diğer sayfalar: