19 birinci tesrin 1934 nl.ın GDt . . ürl:w——s_ : gazetecisi | ve Jdatbuat hüriyeti —— tarafından — kalk - he diye Bit tabir verdir. Yani in ban B yi kara — Bütesiz, —abus olur. #&yi kötü görür. ğ rol” anlar.... e Hattâ değil, bile kızar, her | sine yaklaştıkları sırada, şoför N şılaşıyorlar. Müddeiumumilik kazayı çıkaran iki tarafın da cezalanmasını istemektedir On ay evvel Maslakta Al- ber Taragano Efendinin idare ettiği 590 numaralı hususi bir o - | tomobil ile, şoför Hakkı efendi - hnin idare ettiği 3315 numaralı o - tobüs çarpışmış, üç kişi ölmüş, bir I çok yolcular yaralanmıştı: Uzun zamandan beri devam eden bu muhakeme, dün, hararetli bir saf- ha arzetmiştir. Müddei umumilik mevkiini iş- gal eden Kâşif Bey, vak'ayı anlat- mıştır, Biz de hulâsa ediyoruz: 14 — 1 — 34 tarihinde Alber Taragano Efendi, dostu bulunan Anna yahut Aleksandra'yı yanına alarak, Büyükdere yolunda baş döndürüc bir süratle ilerliyor. Bu | sırada, fenerlerini göz kamaştırıcı | şekilde açıyor. Su terazesi ile Ayasağa çeşme- ; Hakk,ı Efendinin kullandığı ve ak | si istikametten gelen otobüsle kar aa “Kaza zamanı - Klişeci. Alaâettin bey Beyoğlunda mıydı? Maslak yolunda Hasan isminde : ] bir takım Sivar halkı, | meydana edip bir jandarmayı çiğnemekten - zan | sahana İ eralerknmec lti mekte olan klişeci Alâattin Beyin Mmuhakemesine dün üçüncü ceza Mahkemesinde devam edilmiştir. Dünkü celsede, Alâattin Beyin Müdafaa şahitleri dinlenmiştir. Müdafaa şahitleri, vaka gecesi A- lâattin Beyi Beyoğlunda gördük- lerini söylemişlerdir. Mahkeme, diğer müdafaa şahitlerinin çağı - rılması için başka bir güne bıra - uştır. Kd siğleüilği Cümhuriyet bayramına hazırlıklar devam ediyor Önümüzdeki bayramda, umu- mi meydanlarda hatipler söz söy- Tiyecektir. Esnaf cemiyetleri me- rasime ne suretle iştirak edecekle- rini şimdiden kararlaştırmak üze- re müzakerededir. Gene bu bayram münasebetiy- le, trenler yüzde 66 nisbetinde u- cuzlıyacak, yani yazın tenezzüh tarifesinde olduğu nisbete inecek- tir. — Kaya hanımın marifeti Lâlelide Kızılsultan mahalle- sinde Eşin sokağındaki 20 numa - ralr arsa, Hüseyin Hüsmen efen- dinin kızı Mediha hanrma ait iken, akrabasmdan Kaya hanım, bunü kendi üstüne geçirmiş ve satmak istemiştir. Takrir muamelesi es - nasında, memur Süleyman Bey Kaya hanımdan şüphelenmiş, ona sualler sorarak meseleyi zi jıhımqm. ü çapı i B MT Be tevdi e;l“!:t!;:ülfüddeıumumıh- adireye ait Çubultu Paris büyük elçimi î;:-:" bu,ümmüu USazde-| — Bir müd Mınbııı çimiz İ e el "“lııllkı'— tehrimizde bulunan Pariş büyük ” m[ 'H.mh Suat Bey dün ekspresl, Parisa hareket abniştir. presle Taragano Efendi, kendi araba- sını yavaşlatmamakla beraber, fe- nerlerini de kısmıyor. Hakkı E - fendi, projektörlerin söndürüyor. Yana çekilmek istiyor. Lâkin hu- susi otomobil, otobüse — çarpıyor. Ve otobüsün arka tarafı müvaze- nesini kaybederek kenardaki bir kaç ağaca çarpıyor ve içindekiler- den Kâzım Esat Beyin kızır Seniha Hanımla biletçi Mustafa, Müezzin Ali Efendi ölüyorlar. Gene Kâzım Esat Beyin oğlu Kemal Bey malül kalıyor. Kâşif Bey, bü vak'ayı anlattık - tan sonra, tetkikat neticesinde Al- ber Taragano Efendi gibi, Hakkı Efendiyi de suçlu bulduğunu söy- ledi. Bunlar, tedbirsizlik, dikkat - sizlik etmişlerdi. Binaenaleyh, 400 üncü maddenin 2 nci fıkrasile tecziyelerini istedi. Ölenlerin vereselerini ağır ce - za eski reisi Sabri Beyile oğlu Semih Bey temsil ediyordu. Se- mih B, ayağa kalktı.Vak'ayı bütün fecaatile tasvirden sonra - her iki arabayı kullananların ceza görme lerini istedi. Sabri Bey de otobüs sahibi Niyazi Beyle Taragano E - fendiden istedikleri cezada ısrar etmiştir. Söz sırası şoför Hakkı Efendi ile batronu Nivazı Beyin vekili Sami Beye gelmiştir. Bu zat, oto- büsün Niyazi Bey tarafından sağ- lam olarak teslim edildiğini, bu - nun raporla tespit olunduğunu söylemiştir. “Binaenaleyh, ceza alınamaz!,, demiştir. Sabri Beyin para cezasında 1:- rarı üzerine, Sami Bey, kazanın Taragano Efendi tarafından çıka- rıldığını ısrara uğraşmıştır. “Ni- zamlara o riayet etmedi.,, demiş POLİSTE Maşa ile Unkapanında Tekirdağ iskele- sinde oturan Haşimi uyku esnasın- da kahveci Mahmut maşa ile kafa- sından yaralamış, kendisi de ya- kalanmıştır. Kalem çaldı Tarlabaşında oturan — Murtat, evine giderken sabıkalı yankesici- Jerden Mehmet Ali cebinden dol- ma kalemini çalmıştır. Mehmet A- Ki yakalanmıştır. Başından yaralandı Cibali tütün fabrikası önünde ekmek satan Satılmış ile ayni yer- de kurabiye satan Cevdet kavga etmişlerdir. Neticede — Satılmış Cevdeti sandalya ile başından ya- ralamıştır. Satılmış yakalanmış - tır. Tamamen yandı Halıcıoğlunda Cezairli sokağın- da Sehak Mesrup efendinin e- vinden yangın — çıkmış, ev tama- men yandıktan — sonra söndürül- müştür, Çocuğa çarptı Vatman Nüzhetin idaresindeki tramvay arabası Gedikpaşalı bir çocuğa çarpmış ve ağır surette ya- ralamıştır. — Çocuk Cerrahpaşa hastahanesine kaldırılmıştır. Vat- man hakkında — takibata başlan- mıştır, ve müekkillerinin beraetini iste - miştir. Derken, Alber Taragano Efen- dinin vekili Kenan Ömer Bey söz alarak, müekkilini müdafaa et- miş, muhtelif misaller saydıktan sonra, otomobil fenerlerinin göz kamaştırıcı olmadığında ısrar et- | miştir, Müddei umumi makamını işgal eden Kâşif Bey gene söz alarak, kazayı müteakıp, Alber Taragano Efendinin nasıl kaçıp saklandığı - nr, otomobilin şeklini değiştirip tamir ettiğini ve boyattığını anlat- mıştır. “Belki fenerleri de değiş- tirmiştir!,, demiştir. Kenan Ömer Bey, çarpışmadan sonra, Hakkı Efendinin durmayıp muhtelif ağaçlara çarptığını ve ka zayı onun doğurduğunu ileri sür- müştür. O da, müekkilinin berae- tini istemiştir. Heyeti hâkime, kararır ayın 25 nde bildirecektir. Şüpheli ceset Marmarada yirmi naış hâlâ yüzmektedir Heybeliada açıklarında vuku bulan ve otuz üç kişinin boğulma- et ile moticolanon. kaza teahkikatı ; bitmiştir. Evrak, tahkikat yapan 3 - -— | Ne var, Ne yok .. .-. . .. Tütün nasıl içilir? Tütün nasıl kullanılır? — Ne garip sunl, gayet tabii ciğara, ve pipo sure tiyle diyeceksiniz, değil mi? Hayır! — Tütün yalnız bu şekilde kullanılmaz. Tütün kullanmanm bun. lardan daha orijinal tarzları vardır. » Filipin adalarının en büyüğü Lü « sön adasının yerlileri olan Negritos « lar yaprak cigaralarının yanar tarafı - nt ağızlarına getirmek suretiyle tütün içerler. Himalâya dağları eteklerinde yaşı- yan bir kabile halkı kar içinde bir ne- vi küçük tünel kazarlar, bu tünelin bir tarafına tütün ve bir parça odun kö - mürü ateşi koydukltan sonra tünelin öbür tarafında yüzükoyun — uzanarak dumanı teneffüs ederler. ; Avusturalyada Kay - York yarım adasında bir küçük mangal içerisinde yaktıkları tütünün dumanımı bir met- reden fazla uzunlukta bir bambu ka « mışının içine nefesle çekerek toplarlar ve kamış elden ele gezdirilerek esrar- keşlerin kabakla esrar içişleri gibi tü tün içerler. Paraguay kadınları tütünü sakız gibi çiğnerler. Eskimolar tütünün çıbukta bırak » tığı siyah mayüi yerler. Çubukla tü » tün, ancak bu mayll tedarik etmek i- çin, içilir. Cenubi Afrikada Moskan'lar o ka « dar çok enfiye kullanırlar ki, hepsinin burunları şekil değiştirmiş, kocaman bir hale gelmiştir. 'Tütün tiryakileri!.. Tütünü bu usul- lerde içmeği tecrübe edebilir misiniz? < Paçavradan geçinenler Pariste paçavracılık büyük bir kâr geltiren bir ticaret şubesi haline gel « miştir, Pariste bir günde toplanan pa« çavra 1.900.000 kilo, bir senede topla- nan paçavraların miktarı ise 434 mil- yon 350.000 kilodur. Gene Pariste pa- çavra toplamakla geçinen — 5500 kişi vardır ki, bunların beş bini kadındır. müddeiumum? — muavinlerinden Nurettin Beyin tetkikinden sonra müstantikliğe verilecektir. Boğulanlardan sekizinin bulun- duğunu yazmıştık. Dün akşam geç vakite kadar bulunan cesetlerin adedi on ikiye baliğ olmuştu. Bir de facia sabahı Kmnalıada sahille- rinde bulunan Emine hanımın ce- sedini ilâve edersek şimdiye ka - dar çıkan ceset miktarı 13 ü bul- maktadır. Marmarada daha 20 zavallının cesedi vardır. Bunların da bugün yarın lodos devam ederse yine bu sahillerde çıkacağı tahmin edil - mektedir. gün evvel çıkan cesetlerden birisinin bir kolu yoktu, Bu cese - din facia kurbanlarından olmadı- ğı anlaşılmıştır. Bunun için müd - deiumumilik dün Kartal jandar - ma kumandanlığına emir vererek çıkan cesetlerin fotoğraflarını al- dırtmıştır. Üzerlerinde hüviyetle - rini ispat edenler derhal gömül - mektedir. Diğerlerinin fotoğrafla- rı ailelerine gösterilecektir. Sovyet elçisi Sovyet Rusyanım yeni Türkiye | elçisi M. Karakan yarınki ekspres le şehrimize gelmiş bulunacaktır. M. Karahan itimadnamesini ver mek üzere buradan Ankaraya gi- decektir. — Tarihi mesçitler Evkaf idaresince seçilen bir ko- misyon İstanbuldaki — mesçitleri ayrı, ayrı tetkik ederek tarihi kıy- meti haiz olanlarla olmayanları ayırmıştır. Bu husustaki rapor ÂAn karaya gönderilmiştir. Tariht kıy- meti olan mesçitler tamir edilerek l muhafaza edilecektir. Bu paçavraları toplayanlar, yıka « yıp temizleyonler, satanlar, topladık- ları antrepolarda çalışanlar V, S. he- sap edilirse Pariste paçavracılıkla ge - çinenlerin yekünu 80 bin kişiyi bul « maktadır, Paçavra deyip te geçmiyelim! bey Morg hademesini tahkir etmediğini söylüyor Hafta gazetesinde Ensari Bü« lent imzsı ile Morg aleyhinde çı - | kan bir yazıdan dolayı, Morg ha » demelerinden Osman efendinin açtığı hakaret davasmıma dün üçün- cü ceza mahkemesinde devam e- dilmiştir. Nizamettin Nazif bey, yazıyı kendisinin yazdığını fakat, — baş- lıklarla alâkası olmadığını, haka- retâmiz denen nebbaş kelimesinin de hakaret şeklinde yazılmış ol « madığını, yazı dizilirken bir ter « tip hatası olarak bir satır kaybol « duğunu, müsveddesine bakılma » sını istedi. Muhakeme, bu noktaları tah- kikiı — için ayın yirmi dördüne bırakılmıştır. ——— 600 liralık bir iş Lâlelide Mimar — Kemalettin mahalesinde Lâleli caddesinde 101 numaralı kalayer dükkânı Ka- rabet efendiye aittir. Fakat bu a- dam ortada yoktur. Onun yerine biri zuhur etmiş ve sahtekârlıkla burasını, tapu dairesi önünde sey- yar mühürcülük eden Hilmi efen- diye satmıştır. Tahkikat deyam etmektedir.