Yurtdaş! Belediye seçiminde reyini kullan! Düttürü Leylâ sinemaya gidiyor! | Yaş on dokuzla yirmi arası.... | Kollar omuzlara:ve bacaklar diz | kapaklara yakın çıplak... Tı.bılı-; | yaklar da beşer oymalı iskarpin... | Sırtında pazardan alınma ala- ca bulaca bir kübik desenli, tül- | bent gibi gayet ince sulu bas- madan bir entari... , Entarinin etekleri kantocu kız- ların toz penbesi fistanlarının e- tekleri gibi yığın yığın kıvrım içinde... Saçlar, tam manasiyle a- Tagarson ve ense eski külhanbey- lerin enseleri gibi ustura ile ka- zmmış... Göğüs, iman tahatsına kadar apaçık... Zayıflıktan amuz ve kaburga kemikleri oldukları gibi meydan- da... Boy, uzuna yakım... Renk, nemli koyu — findıkt... Belde iki parmak eninde ve tesbih | böceği kabuğu renginde, muşam- badan kemer.. Sağ elde penbe gaz boyaması, vdeıı örme bir bere.. tam nar çiçeği... Bir şeyi eksik kaldı, onu da siz | bulun bakalım? Bulamadımız mı? Durum, onu Sağ omuzundan dolanıp — sol bl(ründe başı ile kuyruğu birbi - Fine iliştirilmiş kalımca — bir tilki kürkü... Pazardan almmış — sulu basma entarinin üstüne iliştirilen kendi de yan gözle. baka baka tramvaya arka kapıdan girdi, ka- labalığı yararak gelip en ön sıra- Dünyanım en işlek Hmanlarm- dan biri de İngilterede — Liverpul | şekilde boşatmaları, yük almaları limanıdır. Bu limanda gemilerin | için mükemmel tesisat vücude ge- tirilmiş, rıhtımlar yapılmıştır. Res- barmmasr, yüklerini en çabuk bir | mimiz Bu Hmanm kuşbakışı görü- müşünü tespit ediyor. Darısı İstan- bul limanmm başıma! it/ilh> Esnaflık ölecek; gtasda!ıal çapulculuk başlıyacak Gedikpaşa çarşı sebzeci İsmail Efendi divor ki: — Bu çarşıdaki ve daha civar- daki bütün semtlerin çarşılarımda- ki esnafr geziniz. Hepsinde ayni şikâyeti, ayni yanıklığı duyacak ve göreceksiniz: O da pazar der - İsrm orunmdaki boğluğun birine | T- oolmldıı.. BW — Nereye efendim? Şaşırdı, yahut şaşırır gibi yapa- tak: — Sinemaya! — Ne sineması? — Şey... Beyoğluna... — Beyoğlunun neresine? — Taksim... (Lirayr uzattı) — Ufak paranız yok mu? — Yok zannederim. — Hele bir bakım — çantanıza lütfen! İstemiyerek ve sıkılarak çan - tasma bakar gibi yaptıktan son - ra: İ — Yok ayol! Biletçi lirayı aldı, biletinin ar - ğ yürüdü. “Arka tarafta ayakta duran antikalar - dan biri biletçiye takılır: j — Galiba, çantasmdakiler hep bütünmüş... — Hangi bütün yahu? Zaten ©- Tanı biteni bir lirası varmış zaval- hlcığın... Ben çantanm içine dikiz ettim: Buruşuk bir mendille kü- çük bir dudak boyasından başka Seyyar Haberci Aksarayda piyango çekildi Aksaray, 30 (A.A.) — Yetim çocukları koruma kurumu tara - fından hazırlanan büyük eşya pi - yangosu çekilmiş, çoğu köylü ih - tiyacıma yarıyan mükâfatların ek- Göçen seneye kadar burada haftada bir sefer pazar kürulurdu. Halbuki bir senedir, hergün kurul mıya başladı. Sabahları üç beş ku- ruşluk iş yapıyoruz. Akşamları, en fazla iş yapmamız icap — eden bir zamanda, saatlerce boş oturuyo- rüz, Dosta, düşmana karşı şurada dişimizi sıkıp bekliyoruz. Yoksa, yemin ederim bizim için buralar - da bir dakikalık duracâk vaziyet kalmamıştır. Ve bu böyle giderse artık edemiyeceğiz. Gö receksiniz. Hepimiz dükkânlarımı zı kapamak mecburiyetinde kala- cağız. Ve işi seyyar satıcılığa dö- keceğiz.. Sonra ne olacak? İstanbul nasıl bir manzara gösterecek? Bir defa gözünüzün önüne getirin... Esnaflık' ölecek.. Göçebelik başlıyacak.. Belediyenin civarda hergün pazar kurulmasıma müsaa- de etmesine aklımız ermiyor.. — Belediye, nihayet, — varidatını daha ziyade bizden alıyor. Pazar- dakilerden ne alıyor? Her birin- den, ne satarsa, vene kadar sarfe- derse etsin, yalnız beş kuruş — yer parası alır... ŞŞ serisi köylülere çıkmıştır. Bundan biriken para ile ilk mekteplerdeki öksüz çocukların ihtiyaçları temin edilecektir. | Pazarlar hâftada Gedikpaşa esnafı- | birken hergüne nın dileği yerine getirilmelidir! Bugünkü esnaf ve işçi sayfasın- da, Gedikpaşa çarşı esnafmm, ya- mr başlarında kurulan pazardan şikâyetleri, şikâyet değil, feryat- ları duyuluyor... İki sebzeci, bir tavukçu esnaf birbirini tamamlıyan ayni derdi inliyorlar.. Bütün o civar esnafın- dan yalnız üçünün dediklerini yaz dık.. Fakat dert, yalnız üçünde, be - şinde değil bilâ istisna bütün Ge - dikpaşa — Kumkapı — Beyazıt çarşı esnafı ayni derdin kurbanı- dır. Bakkalından köftecisine kadar hepsi içinden yanık... Açıkçası: Çok eski bir çarşınım göz göre gö- re ölümüne bakılıyor ve koca çarşı muattal brrakılıyor. Bu vaziyetin acıklılığımı bütün açıklığı ile anlamak için bir defa orada esnafla görüşmek ve esnaf sayfasında onlarm dediklerini din lemek kâfidir. Zannederiz ki, belediye nizam- namelerinde, pazarların ne şerait- le kurulacağı tespit edilmiştir. Ge- çen seneye kadar, Çarşıkapmın bu Makasçılar mevkiinde pazar her gün kurulmuyordu da bu sene bu- na niçin lüzum görüldü? Belediye bundan ne gibi faydalar umuyor? Bizce, bu pazarın hergün kurulma sında faydadan çok zarar vardır: Buradaki satıcılar, nihayet, gelip geçicidir. Ne sıhhat tezkereleri vardır, ne de sıhhi şeraite uymak lüzumunu hissederler. Tabii, sıhhi şeraite riayet eden esnaf ta var. Fakat, hepsi öyle mi ya... Bilhassa, bu pazar yerlerinde kalabalık edenlerin ekserisi gelip bindi Gedikpaşa — Çarşı — Tavükçu İsmail Hakkr Efendi diyor ki: — Hükümetten ve belediyeden çok şükür lâzmm gelen kolaylığı görüyoruz. Fakat büyük, en bü- yük, belki yegâne derdimize de bir deva bulunmasımı candan isti - yoruz: Bu seyyar satıcılar bizi ne Ka - dar mutazarrır ediyor, tahmin ede mezsiniz... Bir defa seyyar satıcılar nerede topal, fena hayvan varsa onları satarlar ve onun içindir ki ucuza verirler. Malümya, şimdi herkes daha ziyade ucuza itibar ediyor... Sonra kurulan bu hergünlük pazar bizi pek fazla za- rara sokuyor. Pazar bizi tamamen işsiz brrakmıştır.. Bu pazar hafta- da bir gün, iki gün değil, hergün kurulur. Nerede ;ömlmuıtur bu usul? Pazardaki satılan mallar kâmi- Ten bozuktur. Oradaki yumurtalar gidilip muayene edilirse mesele anlaşılır. geçici köylülerdir. Bunlar köylerinde çiftlerini, iş- lerini brrakıp buraya geliyorlar. Ve rast gele bir şeyler alıp satmak istiyorlar, Üç buçuk kuruş sermayelerini de zavellılar burada - bitiriyorlar. Pazarda sergi kuran seyyar esnaf- tır. Onun için onların pazar kalk- tığı takdirde ziyanları olmaz. Çün küonlar - haftanm” altı gününde mahallelerde gezerler ve bir gü- nünde de pazarda sergi açarlar. Fakat her gün oturacak yeri bu- hunca tbit eski gezmelerini brrakı- verirler... İyi amma, dükkânları o civarda olan esnaf ne yapsın? Onlar da | Iktısadi icmal ( Baştarafı 7 inci aayıfada) Ham palamut fiatleri: (Kilo başına kuruş olarak) 1931 Haziran 4—6 1932 Gi e 1933 3—3 1934 is 21/2—31/2 Son sene fiatleri 1933 & — nazaran daha aşağıdır. Palamut hülâsası satış fiatleri de bir miktar daha düşmüştür. Bu düşme hâdisesi bu maddenin sa- nayi ham maddesi olmasına atfoluna- bilir. Son iki senelik ham ve hülâsa pas lımııt 1hvıaı_n şöyle mukayese e- Ham palamut 29.877.693 29.810.359 Hülâsa palamut 5.802445 - 7.049.687 Ağustos ayı içinde yapılan bir tah- mine göre İzmirde halen üç milyon ki- lo kadar palamut stoku bulunmakta. ş 1 H4 t v ARE T OTYEE OKUT Afyon mahsulü bu sene 1933 se « nesine nazaran bir takım hava şerai « tinden dolayt — daha azdır. 1933 te 3.000 sandak afyon — istihsal edilmişti. 1484 mahsulü 2.000 sandık kadar tah- min edilmektedir. Bir taraftan mahsulün azlığı, di « ier taraftan afyon inhüsariyle Avru - pa afyon sanayli — karteli arasındaki müzakeratm — son zamanlarda tekrar canlanması dolayısiyle fiatlerin bu so- me bir miktar daha yükselmesine inti- zar olunabilir. Son dört senelik afyon ihracatımız kıymet bakımından şöyledir: 1930 3.369.000 1931 pt EBTEDDO 1982 1.617.000 1933 3.000.000 Eğe mmtakasmım — laymetli ihraç maddeleri olan zeytinyağı, meyan kö- kü, Bakla ve emsali, arpa, — pamuk vereceğiz. — |) R. $. —— Bartında kasapların grevi Bartın, 29 (Hususi) — Beledi- yenin et narhını indirmesi üezrine kasaplar grev yaparak hiç et kes- memişlerdi. Bu grev bir hafta sürecekti. Fakat, mesleği kasap- Irk olmamakla beraber elinde kâ- fi miktarda hayvanı bulunan baş- ka birisi açık gözlük edip kasap- lığa başlayınca diğer kasaplar da bul etmişlerdir. Bu suretle grev, iki gün kadar sürmüştür. ülağanli Aksaray köylerine telefon Aksaray, 30 (A.A.) — Köyle- rin birbirine telefonla bağlanma çalışmasına devam edilmektedir. Mühim köylerle muhabere başla- mıştır, Pa ASAT KKK vatandaş değil mi? Hangi belediye isterki; bütün şehir esnafı dükkânlarını kapat- sm, işi gezginciliğe döksün? İstanbul Belediyesi de bunu is- temezse, yani şehri bir gürültü, karışıklık, intizamsızlık ve sıhhat- sizlik yurdu yapmak istemezse, ki şüphesiz istenilen bir şey değildir! O, daimi pazarı orada İnııdııhı- malıdır. Bu çok ehemmiyetli işin biran evvel hallini muhterem Belediye Reisi Muhittin Beyden ister ve bekleriz. A, Rı.