üyük HABER — Akşam Gazinin yetiştiği ocak (Baş tarafı 1 incide) yalarmı çok okuyunuz. Orada ihret lev- haları boldur. Size teslim edilen Türk Ülkesini çiğnetmeyiniz. Türk milletini refah ve saadet yolunda yürütmek için her zaman ölümü göze alınız. Hepinize yazifenizde — muvaffakiyetler diler ve sevgi ile selâmlarım asil Türk mille - tinin fedakâr zabitleri.” Rauf Bey sonra kendisi de bir nutuk söyledi, Ulu Gaziyi — saygı —İle andı, genç zabitleri ant içmeye davet etti. Bu davet üzerine zabit vekilleri şu andı içtiler: “Bu irfan kaynağından şimdi- za, biz de onlar gibi Türkün yük- selmesi ve yurdumuzun ve Cüm- huriyetimizin korunması için lâ- zım olursa kanımızı ve — canımızı seve seve vereceğimize ant içiyo- ruz, ant olsun.,, Anttan sonra Rauf Bey mekte- bin tarihçesini yaptı. Müteaki- 'ben Harp Akademisi Hava yüzba- şısı Tekin Bey bir nutuk - söyledi ve dedi ki: T . Bu kaynaktan yetiştiğimiz için öğünüyoruz. Türk zabiti ol- 'duğumuz için ne mutlu bize!...,, Tekin Beyin nutku hararetle alkışlandı, sonra 'sınıf mektepleri namma muhabere mülâzimi Sa- bih Bey bir nutuk söyliyerek dedi ki: * — Yüz senelik hayatı ile var- lığımızın köklerini dünyanın var- lığına perçinliyen bu ocak, her yüz yılda bir yaş daha gençleş- mekte ve gençleştikçe nur ve ir- fan, ateş ve alev saçan ululuğu ile bir kat daha yükselmektedir. Mu- hakkak olan bir şey varsa, ikinci, üçüncü, hatta yüzüncü yüz yılmı kutlulamak için burada toplanan- lar da bu ulu kaynağın ilk yüz yı- kr, yani bizim yüz yılımız içinde yarattığı bizim ve onların Musta- | fa Kemalin, varlıkların erişilmez | büyüklüğü olarak tanıyacaklar, anacaklar, kutlulryacaklardır.., Sabih Beyin nutku alkışlar ara- sında bittikten sonra Harbiye mektebi talebeleri namına Muhte- rem Bey kürsüye geldi, koca Har- biye diye söze başladı ve dedi ki: “— Harbiye! İstibdat yık- mında yumruklara hız veren sen, Cümhuriyeti kuran başa ışık sa- lan sen oldun. Senin şu mülevazı çatından fışkıran o alev Anafar- ta göklerinde şimşek gibi çakmış, İnönü ve Sakaryada yıldırım gibi akmış veen son Dumlupımarda köpüklü bir kan denizi zafer diye, güneş diye doğmuştur. O güneş, o Büyük Gazi bugün ulu bir millete baş, sen ona tan ye- risin.,, Muhterem Beyin nutkundan sonra askeri liseler namına Şükrü Galip Efendi, Deniz Harp mekte- bi namına Feyzi Hakkı, İhtiyat Zabit mektebi namma Cemal Arif Efendiler ve eski muharipler namına da Yüzbaşı Nafiz Bey bi- rer nutuk söylediler. Nafiz Bey, Ulu rehberin peşinden her zaman yürümeğe hazır olduklarını söyle- di., — Son olarak Birinci Ferik Cevat Paşa Hazretleri de bir nutuk söy- ledi. Cevat Paşa nutkuna başla- madan evvel en eski Harbiye me- zunu olan mütekait Kâzım Paşa- nın bu büyük merasime rahatsız- hğı yüzünden gelemediğini bil- dirdi. ? içinden | Cevat Paşanın nutkundan son- ra kürsünün karşısında hazırlanan ve altın yazılarla süslenmiş olan kütüğe yüzüncü yılın altın çivisi mektepten birincilikle çıkan za- bit vekili Suat Bey tarafından çakıldı. Sonra Harbiye marşı ça- lmdı ve söylendi. Kâzım Paşa ve diğer Paşalar müteakiben Harbi- ye mektebinin önündeki tribüne yeçtiler ve biraz sonra geçit res- mi başladı. Evvelâ yeni zabitler, peşlerinden yeni bahriye zabitleri geçti. Bunları Harbiye talebeleri, askeri mektepler talebeleri takip etti. Geçit resminden sonra içeri girilerek Gazi Hazretlerinin oku- dukları dershane görüldü. Bahçe- de oturuldu. Davetlilere Timona- ta, pasta,dondurma ikram edildi. Kutlulama merasiminden ev- vel saat ikide 600 yeni zabite Bi- rinci Ferik Cevat Paşa tarafından diplomaları verilmiştir. Yeni za- bitler üzerine Türk bayrağı seril- miş bir masanın üstüne ellerini | koyduktan sonra ant içmişlerdir. | Bu merasim sonunda Cevat Paşa ile mektep ve alay kumandanları tarafımdan birer nutuk söylenmiş- tir. Harbiyede yaprlan dünkü iki merasim de fevkalâde mükemmel olmuştur. Di TrERErTN e RLeERereraEaLaR a e Tehdit (Baş tarafı 1 incide) ğı ve hattâ Mösyö Ruzveltin bile hırpalanacağı söyleniyor.. Madam Ruzvelt adresine böy- le bir mektup geldiğini ifşa eden Cümhurriyaseti — memurlarından biridir. Madam Ruzvelte gönderilmiş olan bu mektubu, kendi açmış ve fakat bir tehdit mektubu olduğu - nu anlayınca Madam Ruzvelte vermiyerek lâzım gelen tedbirle- rin alınması için polis âmirini ha- berdar etmiştir. Haydudun niçin 170 bin ve 200 bin değil de 168 bin lira istediği herkesin nazarı dikkatini celbede cek kadar garip görünüyor. Nevyork zabıtası, böyle bir me- seleden haberdar olmazdan ev- vel, Zarn adında birini yakalamış bulunuyordu. Eskiden deniz tay - yarelerinde makinistlik yapan ve 33 yaşlarında olduğu tahmin edi- len bu adamın bir çok yerlere teh- Zarn olarağı tahmin ediliyor. Nevyork polis âmirliği geceli gündüzlü bu meselenin halli için uğraşmaktadır. (Rusyadaki |— Odesa, 30 (A.A.) — Menderek civarındaki yüzme — havuzlarında müsabakalar yapıldı, Tribünler - den başka havuzun — etrafındaki kotralar ve vapurlar halkla — dolu idi, 100 metreye 4 kişi girdi. Or - han 1—0, 8—4, ile ikinci, — Halil üçüncü, 200 metre kurbağlamağa iki kadın girdi. Leylâ üç elli beşle dokuzla ikin- ci oldu. 200 metre serbest dört kişi girdi. Hail, 2, 38—8 ile ikinci oldu. 400 metre serbeste dört ki- şi girdi. Saffan 5, 24 — 2 ile ikinci, Ih- san dördüncü oldu. 200 metre kurbağlamaya dört kişi iştirak et- ti. Alp 3, 9—2 ikinci, Adnan dör- düncü oldu. — Bayrak yarışını | | dit mektuba gönderdiği anlaşıl- | maş'ın şahsı etrafında temerküz rırştır, bu mektiübu da — yazanın | etmektedir. Mançuri ve sporcularımız. Postası Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat ramanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU $ Güneşin çekilmesi ile doğan ay, gene suyu gümüşlemiş, etrafı bir gündüz gibi aydınlatmıştı. Büyük ve çirkin hayvanların başı kayık- tan, on on beş metre kadar uzak larda görülüyordu. Yavuzu, dalgın halinden uyan- dıran, Süleymanın yüzüne tatlı bir sevinç veren bir hâdiseyi kay- detmeden geçmek doğru olr-:ya- cak. Nehir kenarma su içmek - için gelen aslanların dehşetli kükreme leri, onlara çoktandır işitmedik - leri aşina bir ses gibi geldi. Uzun uzun, hiç konuşmadan bu kükreyişleri dinlediler, Yavu - zun genç ve parlak gözlerinde, a- et bir hatıranın şeridi döndü — ve iki damla yaş, onları daha parlak, daha ateşli bir hale koydu. Artık yaklaşıyorlar, demekti. Bu msız, ve vahşi yerde kulaklarına — bir dost sesi gelseydi belki bu kadar heyecanlanmıyacaklar, bu kadar | zevk duymıyacaklardı. Hergül, Yavuzun gözlerinde- ki sevinç yaşını görmüştü. Ağzı sereceL LA CECANAKAMEKER AA SEERRCELLAA A Trene suikast (Baş tarafı 1 incide) Hâdise haber alımınca — vak'a yerine derhal bir imdat ve hasta- Aveniyle inzıbat kuvvetleri gön- | derilmiş, ölü ve yaralılar toplan- mıya başlanmıştır. Fakat bu sıra- da tufanı andırırcasına yağmur yağdığı için kurtarma işi fevkalâ- de güç olmüş, yaralıların bir kıs- mı da sellerde boğulmuşlardır. İlk kafile yaralr ve ölüler Harbine götürülmüşlerdir. Bu suikast burada, Savyetle- rin şarki Çin demiryollarında gü- ya tahribat yaptıklarını göstermek maksadiyle hazırlanmış bir ter- tip olarak tefsir edilmiş ve nefret- le karşılanmıştır. Bu noktai na- zar, bugün Harbinden gelen şu haberle de teeyyüt etmektedir: *“Japon ve Mançuko mahafili- nin Sovyetler aleyhindeki tahrik faaliyetleri Pogramiçnaya istasyo nundaki Sovyet konsoloshanesi - nin ve bilhassa konsoles M. Stel- Japon gazeteleri mumaileyhi Çin şark demiryollarındaki tahribat faali- yetine iştirak etmekle açıktan a- çığa itham ediyorlar. Demiryolla- rı memurlarının klübünde mezkür istasyon müfrezesi tarafından ya- pılan taharriyat bir netice verme- miş olmakla beraber klüp hükü- met tarafından gene kapatılmış- tır. Harbinin iyi malâümat alan mahafilinde söylenildiğine göre Sovyet konsolosuna yapılan taar- ruzlar Sovyet Rusya ile Japonya arasında vahim bir ihtilâf çıkar -» mayı istihdaf etmektedir. BAA a ea sanm İ 2, 2—7 ile Kiyefte — yapılan yeni 'Türkiye rekorunu tekrar — kırarak kazandı. Su topunu 2—6 kaybet - tik. 1500 metreye dört —hanım girdi. Leylâ Hanım, ikinci, Ca - vidan Hanım üçüncü oldu. İştirak eden dört hanım arasındaki me - safe çok azdı. ğ Bir eylâl sabahı kafilemiz saat Tefrika No. 21 Ügye 7? ——— | Yetg' kulaklarına kadar vararak, kuv - vetli kolları ile, Yavuzun omuzla- rından tutup sarstı ve: du. — Hayır. Onun sesine benze - miyor. TİMSAHLI GEÇİT Abdüssamedin yüzünde, tehli - keli yerlere yaklaşıldıkça, vahşi bir sevinç belirmeğe başladı. He- le Süleyman Cüneyneye kadar re- fakat etmek emrini almış olan (4) askeri orada bıraktıktan son- ra kendilerini daha nazik bir va- ziyette görüyordu. Şimdi kuvvetçe, kayıktakiler - den daha aşağı bir mevkideydi - ler, Süleyman, işi Allaha bırak- mıştı. Endişeli bulunduğunu - hisset- tirmemenin en mühim noktalar- dan biri olduğunu da aklından çı karmıyordu. Beyaz İrk (Baş taradı 1 incide) bir İmparatorluğun muhafazası güçtür. Doğumların azalışının, bir millet? nöreye"götütdüğünü Yarih gösterir...,, demektedir. Mösyö Musolini, buradan tek - rar Fransanın vaziyetine geçerek, “bugünkü hâdise böylece devam edecek olursa, 20 nci asrın sonu - na doğru Fransa nüfusunun İspan yanınkinden daha aşağıya düşe- ceği söylenebilir.,, diye bir tah- min yürütmektedir. İtalya Başvekili şöyle söylü - yort “Dünya, bugünkünden yirmi mis li daha fazla nüfus kaldırabilir; Amerika Birleşik hükümetlerinde Ki menabi, bugünkü nüfusun beş mislini daha koruyabilir. Kanada, bugünkünden yirmi misli yukarı a hali barındırır. Cenubi Amerika - da, bir çok geniş mıntakalar, el — Boranın seti mi? diye sor - F | | değmemiş bir vaziyette — bulunu- | yor. “Afrikada, Avustralyada, hattâ Avrupada ve şüphesiz Asyada da ha bir çok yerler vardır.,, Makale sahibi, bundan sohnra, bugünkü buhranın, daha ziyade sınai memleketlerdeki nüfus azal- masından doğduğunu ileri süre- rek münevverlere temas ediyor. Onların bir iki çocukla iktifa et- mesi, veya hiç çocuk sahibi olma- malarını tenkit ediyor. İtalya Başvekili, kendi memle- ketinde tuttuğu, nüfus arttırma si- yasetinin henüz neticesi belli ola- mıyacak kadar başlangıçta ve er- ken sayılabileceğini — söyledikten sonra:Sarı ve s*yah ırkın ham adet çe hem işgal etmekte oldukları a- razi we ktasından buşekilde inkişa siyah ırk 310,000,000, sarı 1rk medeniyetinin silinip ortadan kal- kabileceği endişesini ileri sürü- 'or. HABER — Dünyada bugünkü 91 Agustos 1984 — Düşünüyordu: n ü Abdüssamet, kendi — kendint — kendisi için de tehlikesi eksik ol" mıyan böyle bir işe girii | Onun harekete ıısçılı'ılllIIJ için, ya arkadan veya önden başka kayığın yardıma geçmiş ması icap ederdi. Süleyman, şimdiye kadar, “ düşüncesini kuvvetleştirecek bir emareye rastlamamıştı. O halde, Abdüssamedin, »* Gata, ne de Abdül Fakt ile alâkâ sı olmaması lâzım gelirdi. Fa | mesele böyleyse, niçin Mehme din yüzüne dik dik bakmıştı?. —— İşte bu küçük hareket Süleym? nı endişeye düşüren yegâne nok * taydı. R Ne olacaksa, timsahli geçitl? olacaktı. Burayı atlatabilirlerse bütüf üzüntüsünün boş olduğunu gört” cek ve bundan memnun da ol& caktı. Süleyman, bütün bu ihtimalle ri düşünerek Hergül'ün müteyak” kız olmasını temin etmek istedi | Bu münasebetle onu, yanına çâ * ğırdı ve: — Alfret, dedi. Sana bir endi şemden bahsedeceğim; fakat bu' — nu Blanşa hissettirmemek Jâzım: — — Emin olabilirsin. — Abdüssamedin, ben Abdül Faki ve Gata ile alâkadar oldu” | ğunu sanıyorum, Bize timsahlı 8? — çitte bir fenalık yapmalarında! şüpheleniyorum. — Bunu nereden anladın? — Mehmedin bana - ti geçitten ısrarla bahsetmesinde” ve Abdüssamedin de Mehmettef' şüphelenmesinden. Mehmet V* arkadaşları muhakkak ki — parf mukabilinde kayığa alınmış * damlardır. Mehmedin Abdüssa * metle kavgasından ben bu netict” yi çıkarıyorum. — Mehmet sana bundan bal' | setti mi? | — Hayır. Açıkça değil. Fakat İ böyle olduğunu anlamak büyük | bir zekâya ihtiyaç göstermez. | — Ohalde.. | — O halde tedbirli bulunma ” mız İâzım. Biraz sonra öl den veya arkamızdan bir kayığın yardıma gelmesi icap dĞa cek. Ne olursa olsun Abdü: böyle bir vazife ile muvazzaf$$ | bunu yalnız başına yıpıııııyıdy İ tır. ; — Ben de tahmin ederim. * — Bu gece uyumamalıyız” Abdüssamedi bir an olsun den kaçırmamalı. — Burası kolay. Fakat, u!'“: H keyi önleyebilmek için ne yapt rIZ. . | — Şimdiden silâhlarımızı 15 | beyaz ırk mevcudu - 725,000,000, | nımızda bulundurmalıyız. En j syah 1rk 310,000,000, sarı ırk 784,000,000 dur, çük bir harekette ateş.. (Devamı var)