d“!*tol' Kemal Ce- daba açık mektup Muhterem üstadım, , Vaktile çalıştığım gazetelerde ğ bsana dair birçok yazılarını- Vâsrtamla neşrettirmek şerefini ':"' VYetmiştiniz. Bir kaç sene ev- * Gönebi ismihasların ve bey- u:hikl istilâhların asli imlâlariy- müy'îllmııı etrafında âdeta bir Herek mücadele açmıştık. "u_Flhı. maalesef, hâlâ müsbet ice elde edilemedi. Bari aksül- 'f“l uyandırsaydık da, herkes, Ylediğimizin aksini yapsaydı... da olmadı... Kimi öyle yapıyor, N ü böyle... Aynı şehirde çıkan Ürk matbuatı, ayrı ayrı yollar ]lkî“rînuş_. Dahası da var: Karşı- - t sütunlarda başka başka imlâ- Ve Haoş, bir satır yukarda - öyle, | bir Satır aşağıda böyle kalem oy- Palın muharrirler de eksik değil... da haşka... | Dün, Bayoglou unvaniyle - bir | Favızca rofikimiz intişara başla- Rî' Başmakalesinde, Reşit Saffet | *Y, gazetenin ismini bizim gibi #ozmakta; Boyağlu... İmzasını da İ"îı'.ııı;ı.. atmamış: “$,, ile yaz- yi “Kooja- rfleri kabü- | kelimelerin nde de bir itti- W uhalif olan bir dos- | —— Kemal Cenap Bey, yeni ke- | “melerin ahaliye kulak vasıtasiyle | kat âlimlere göz tarikiyle ma- Üm olduğunu söylüyor. (Zira, mü Beyver sınıf bir kelimeyi ilk defa *Okrak bir kitapla yahut gazetede *kuyarak öğrenir. -diyor.» Binde ir ihtimalle işitir. Fakat, ozaman “nasıl yızılır! diye sorar., Hat- dini tanıtan bir Avrupalı | söyle yazılır!,, diyerek harf sayar.,. Kitapta yahut Avru- Pa gazetelerinde rastladığımız bin ir ecnebi iamin telâffuzunu nasıl | fayin ederek yazabiliriz ... İşto, *mahConap Beyin istinat ettiği | bi'hç mühim noktadan biri bu- ür, ..) Fakat, muhterem doktor, âdyo denen mühim neşir vasıta- tinı unutuyor... Simdi, ecnebt is- Bihasların ekserisini, bu âlet sa- .,O.Iindı. ilk defa olarak kulaktan Hitiyoruz. Meselâ: Vörsk diye te- Mifay edilen bir Norveçli.:Bunu Rıdyudı işitince gazeteye nasıl '_'îıcıığız?... İmlâsını nasıl ve imden tahkik edeceğiz... İşte Tminci asrın en mühim neşir va- Ması bizi yepyeni bir vaziyet kar "'_"hdı bırakıyor.., İkiliğe düşme- Miz Pek güçtür... Bunun - içinden ha çıkacağız?... | H « ken a lez Kemal Cenap Beyefendi... ü Ben, şimdiye kadar sizin fikri- 'zde olduğumu muhtelif — vesile- isbat ettim: Mademki Garp | Eniyeti ailesine dahil bulunu- | *ruz ve mademki bu ailedeki bü- 9 diğer milletler asli imlâya vi- ediyorlar; onlardan ayrıl- aklığımız abes olur. L_Sıi.. harflerini kabul edip de Tmlâ kaidesini herhangi bir suh:'e Mmüstesna tutmak, bence, u k." Mahmudun Avrupa kılığı- bî'll ederek şapkayı müstesna * iyle, onun yerine fesi mille- İ ğ ina giydirerek, bizi, şekil _y'_-'nıne. diğer Avrupalılardan '? Etmesile eştir. âtin harflerile çıkan gazete- Ut yeniden beyanatta bulundu — | “Akalliyet mektepleri arzularile kapanıyor. Ilkmektep muallimlerinin maaş meseleleri halledilmiştir.,, ! Maarif Vekili Abidin Bey dün | yeniden şu beyanatta bulunmuş - tur: “— Son zamanlarda birçok akalliyet mekteplerinin kapan - ması kendi arzulariyle olmakta- dır. Kapanma keyfiyeti idari ve mali sebeplerden - ileri — geliyor. Bu mekteplerin halk tarafından rağbet görmemesi de şüphesiz bu sebepler meyanındadır. Haydarpaşa lisesi bu sene ba- şında — faaliyete — başlıyacaktır. Tedrisatta — İstanbul — lişesinden farklı olmıyacak fakat İstanbulda mevcut bütün Hiselerin leylt tale « vesrerasececen yervacSEYE AELADDLANİTLER LAi HrAYLADENDEK Macar gazetecileri gez'yor Birkaç gündenberi şehrimizde makta olan Maçar gaxeteçi- leri dün refakatlerinde Türk n.at- | buat mümessilleri olduğu halde Yalovaya gitmişlerdir. Gazeteci - leri Yalovada kaza kaymakamı ve Akay idaresi namına Ziya Ze- ki Bey karşılamıştır. Misafirler kaplıcaları gezmişler, saat yarım- da Akay idaresi tarafından bir ziyafet verilmistir. Yemekte kap- hecalar müdiri Fazıl Bey misafir- leri selâmlamış, — ziyaretlerinden memnun kaldıklarını söylemiştir. Gazetecilere riyaset etmekte o - lan M. Bereş mukabele ederek kardeş milletin misafiri olmaktan duyduğu memnuniyeti anlatmış, Türk milleti ve onun büyük Sefi Reisicümhur Gaiz Mustafa Ke- mal Hazretleri şerefine kadehini kaldırmıştır. Ziyafetten — sonra kaplıcaların müştemilâtı gezilmiş tir. Bundan sonra Gazi çiftliği zi- yaret edilerek akşam üstü vapurla İstanbula dönülmüştür. Bugün misafir gazeteciler bir deniz gezintisi yapacaklar ve Flor ya plâjına da gideceklerdir. Mi- | safirlere plâjda Matbunt Cemiye- © tarafından bir ziyafet verile - cektir. —ii ae Seyyah gelecek Önümüzdeki hafta zarfında U- | seana vapuru ile şehrimize bir - çok Alman seyyahları gelecektir. Bunlardan başka Arantos vapuru ile de 250 İngiliz seyyahının gele- ceği söylenmektedir. lerimizde kendi isi: başka yazıldığını görüp — şaşıran- lara: — “Lloyd George,, un Türkçe- si “Loyt Corç,,tur, amma icabında Luitcorç yahut Loyut Corç da olur ve başka şekilde yazılmasında mahzur tasavvur edilemez! -mi diyeceğiz? İkinci di! kurultayının arife- sinde bu bahsi tazelemeği, Kurul- tayın bizi bu ikilikten kurtarması- nr istemeği vazife bilirim. Zira hil hassa biz gazeteciler bu İşin için- den çıkamıyoruz. (Vâ-Nü) beleri buraya toplanacaktır. Eğer kadrosu müsait olursa nehari ta- lebe de kabul edecektir. Yeniden birçok ikmal mektep- lerinin açılması mevzuu bahis de- gildir. Evvelce açılmış fakat ge - rek muallim kadrosu ve gerekse vesaiti tedrisiyeşi itibariyle bir orta mektep halinde idamesi ka- bil olmıyan bazı orta mekteplerin | (İkmal mektebi) haline — ifrağı derpiş edilmiştir. Bu mektepten çıkacak olan çocukları derhal ha- yata tetabuk ettirecek programlar hazırlanmıştır. İkmal mekteplerinin hocaları gene mev- cut muallimletden ve kursları- mızda tecrübe edilen ilkmektep muallimlerinden müteşekkil ola - caktır. Üniversitenin bugünkü meycut kadrosuna ilâveten yeniden ecne- bi profesör celbini düşünmedik, Yalnız evvelce mukavelesini yap: tığımız iki profesör vardır ki bun- lardan M. Frank henüz gelmiş- tir. Belki herhangi bir sebepten dolayı bugünkü kadroda münhal- ler olursa, onun yerini doldur- mak için yeniden ecnebi profesör celbolunabilir. Yerli profesörle - rin çıkarılıp yerine çenebi profe- | sörlerin getirileceği hakkında çı- kan haberler doğru değildir. Üni- versitemiz artık istikrar devresine girmiştir. İlkmektep muallimlerinin ma- aşları meselesi de halledilmiştir. 'Büyük Millet Meclisinin son yap- tığı kanunlarla idarej hususiyeler Nara atarlarken Aptullah, Feyzullah ve Rıza i- simlerinde üç kafadar dün gece rakı içip sarhoş olmuşlar ve 30- kakta nara atarlarken yakalan - mışlardır. Tramvaydan düştü Topkapıda Kamber, dün ak- şam üzeri tramvaydan — atlamak isterken yere düşmüş ve kalçasiy- le ayağından yaralanmıştır. Galatadan geçerken Yenişehirde oturan Ligor efen- di Galatadan geçmekteyken A - | rap Bedri isminde biri cebi-' paraşını çalarken yakalanmıştır. Ders veriyordu Şehremininde oturan Sofya isminde bir rum kadını yedi şe - kiz yaşında bulunan 16 çocuğu evine toplayıp ders verdiği için yakalanmıştır. Bir çift iskarpin Gedikpaşalı Hami — efendinin dükkânma gelen sabıka'ı Şükrü, bir çift iskarpin çalmak istemiş, fakat dükkân sahibi tarafından görülerek ele geçirilmiştir. Adilin otomobili Fındıklı caddesinden geçmek. te olan sekiz yaşlarındaki Refika bil çarparak yaralamıştır. Adil şoför Adilin idaresindeki otomo - yakalanmıştır. surette | bütçesine fazla miktarda yardım- | lar yapılmıştır. Bugün ilkmektep muallimlerinin alınmamış müte - rakim maaşları kalmamıştır. Avrupaya bu sene hükümet bütçesinden tam 27 talebe gönde- receğiz. Bunlar bugünkü kanuna nazaran lise mezunu olacaklar ve muhtelif teknik işler için gönderi- leceklerdir.,, Bir Fransız muhar- riresi geldi Dünyanın en fazla satılan ga- zetelerinden biri olan Petit Pari- sien'in sahip ve müdirlerinden o » lan Madam Dapuis dün Patris va- puru ile şehrimize gelmiştir. Mat- buat Cemiyeti namına istikbal e- | dilmiş olan Madam, yirmi beş sene evvel İstanbula gelmiş oldu- ğunu söyliyerek demiştir ki: — Yeni Türkiyeyi yakından görmiye geldim. Bir müddet kala- rak tetkikat yapacağım. — Büyük Reisiniz Gazi Hazretleri tarafın- dan kabul buyrulmak şerefine mazhar olmıya — çalışacağım, 25 sene evvelki gördüğüm memleke- tinizi çok değişmiş buldum. eee Gizli nüfusun kaydı Gizli nüfusun yazılması hak- kında 2576 numaralı kanunun tatbikatı dolayısıyle dün vilâyet- te vali muavini Ali Rıza Beyin ri- yasetinde kaza kaymakamları top lanarak bu husus üzerinde görü- şülmüştür. 1 eylâl 934 ten 15 teşrinieyele kadar tatbik edilecek olan bu ka- nuna göre her aile reisi evindeki veya emri altındaki gizli nüfusu, her veli, vekâletindeki ,her vasi vasayetindeki nüfusa yazılmamış kimseleri, evli olup da kaydedil- miyenleri, ölenleri, ölmüş ve kay- bolup da nüfustan silinmemiş o - lanları, köylerde muhtar, ihtiyar heyetlerine, kasaba ve şehirlerde belediyeye bildirmeğe mecbur- durlar. Bunların aksine hareket edenlerden 1 lizadan 10 liraya ka- dar para cezası alınacaktır. Bu ce- zalar tahsili emval kanununa gö- re almacaktır. Vilâyette birçok memurlar bu İşe bakacaklardır. -—n Sümerbank heyeti gitti Dün Helain vapuru ile şehri- mizden, Sümer Bank Umum mü - dürü Nurullah Esat Beyin viya- setinde bir heyet pamuklu men- sucat sanayii üzerinde t yapmak üzere hareket etmiştir. Bu heyetle beraber Hereke | fabrikası müdiri Reşat, umum mi * dürlük mühendislerinden Şevke! Turgut, ikinci şube müdiri mü - hendis Celâl beyler de gitmişler- dir. Bu heyet evvelâ İtalyada men- sucat sanayii hakkında tetkikatta bulunacak, sonra Almanyaya ge- | cecek, oradan du Moskovaya gi- decektir. Moskovada, yeni kuru - lacak fabrikelarımız için hazırla- nan makinelerle meşgul oluna - " çaktır. Yugoslavya Avus- turya imparatorlu- ğunu istemiyor Avyusturya Başvekil muavini — Star hemberg, demiştir ki: “Evvelâ devletin hudutları dahilin- de nizam va asayişi temin edelim. On- dan sonra bükümdarlık meselesini mü- | talea ederiz.,, Bu ifadeden anlaşılıyor ki, Avustur- yada Habesburg hanedanının ihyası, vaz- geçilmiş bir iş değildir. Ancak şimdi- Tik tehir olunmuş bir bahistir, Diğer taraftan, tahta namzet olan | Arşidük Otto, faaliyetle ortalıkta fır dö- nüyor, Avusturyanın mühim erkânın. dan kimisi, eski imparatorluğu ihya et- menin nası| kahil olabileceğini Macaris- tan rüeşasiyle konuşuyor. Diğer erkân ise, bu ihyayı en fazla arzu eden M. Musolini ile müzakerede.., M. Musolini, evvelâ, askeri kuvvetle Avusturya toprağını İşgal etmek, ora- da, nazilerin hakkından gelmek istedi. Lüâkin, Yugoslavların mukavemetiyle karşılaştı. Sırpları “Eğer siz Avusturyaya girerseniz, biz de size karşı nskeri harekete geçe- rizi,, diye açıktan açığa İtalyanları tehs dit ettiler. Şimdi, talya, bütün kuvvetiyle, A- vusturyayı dahilden kuvvetlendirmek, kendi füli müdahalesi olmadan Habı- burgları başa getirmek jistiyor. Lâkin, küçük itilâf, bu vaziyot kar- şısında: “—- Almanyanın Avusturyayı ilha- kını Avusturya ve Macaristanda İtalya. ya müstenit bir Habsburg saltanatına tercih ederiz!,, diyorlar. Zira, başta Sırbistan olduğu halde bütün civar devletlere, Avustürya — Macaristan imparatorluğu vaktile nefes | aldırmamıştı. - Ancak onun yıkılması ü zerine, küçük devletler büyüdü; bugün- kü vaziyetlerine ulaştı. İmparatorluğun yeniden doğması, hepsinin eriştiği maz- hariyetleri birer birer ellerinden alacak- | tr. Fakat, ne hanedan dirilir, ne de İtal. ya müdahale ederse, Avusturyayı nazi- kerin ele geçirmeşine ihtimal vardır. Başta Fransa olmak üzere bütün devletler büyük bir muamma karşısın- dadır: Almanyanın büyümesi işlerine gelmiyor. İtalya ile küçük itilâf arasın. da boğuşma çıkması ise hiç gelmiyor. Fransız siyasileri, M. Muzolini ile Sırp- ların arasını bulmağa uğraşıyor. Nete- kim bu imparatorluk doğduğu takdir- de bile civar devletlerin menafiine aslâ halei — gelmemeğe gayret — edileeğini Strahemberg şdaha şimdiden — vadetmi tir. Fakat, bu teminat ta küçük itilâfı teskin etmemektedir, Avusturya mese'esi, Biyle berdevamdır. Hüseyin Faruk —— —- ——— ——— Bir dükkân yandı Dün saat 13 te, Yemişte, Zin- | dankapıda süpürgeci Mecit efen - | dinin dükkânmda süpürgeler kü - | kürtlenirken ateş çıkmıştr. Mecit efendi söndürmek için uğraşmış, bu esnada muhtelif — yerlerinden yaralanmıştır. Ateş büyümek istidadını gös- terdiği sırada, itfaiyenin yetişme- siyle tehlikenin önü alımmış, dük- kân kısmen yancıktan sonra âteş söndürülmüştür. Mecit — efendi, | Cerrahpaşa hastanesine kaldırıl- | mıştır. 9 bütün çetinli. — Polonya Konsolosuna hemşehrilik verildi Polonya konsolosu M. Vegne Boriç bir müddet evvel dostlar- nın tavsiyesi üzerine iştirahat et- | mek için Şileye gitmişti. Mumal- leyh Şilede bir ay kaldıktan son- ra dün avdet etmiştir. Kendisi Şileyi ve Şile plâjlarını çok sev- miştir. Konsolosa Şilelil>» fahri hemşerilik unvanını vermişlerdir.