FAŞŞ aa Gee a— Her parçası ayrı bir heyecanıa okunacak ınacera, SÜLEYMA Geçen kısmların — hülâsası Arsjan terbiyecisi Süleyman, Ka - hirede vereceği oyunda katil arslanın - ağzına başını koyacaktı. — Süleymanı çekemiyen Rumlö bir gece evvel aslan- larm içinden geçtiği parmaklıklı yo - lun parmaklıklarından birini devrile- cek bir şekilde söktüğü -için bir teh- Hkenin önünü güçlükle almıştı. 'Tehlikeli noktaları yeniden göz - | den geçitdikten sonra çadırıma gitti. WELÂKET, FELÂKET ÜSTÜNE: BEKLENİLMİYEN YANGIN Çıkan kurşunlardan biri, atlar paviyonunun yanındaki kuru ot- ları tutuşturmuş, fakat kimse far- kma varmamıştı. Aslan yerde, iki metreye yak- laşan boyu ile upuzun yatıyordu. | Saha oldukça boşalmıştı. Sirkin Bütün müstahdemini aslanın — bu- kanduğu yere toplanmışlar bir se- diyeye konarak götürülen ölüm! Balindeki arabın arkasından şaş- Km şaşkın bakıp duruyorlardı. K r.ol(lın ilk silâhı atanı 380-| raşturuyor, kırmeden, kat'i bir ce- wap almak imkânmı bulamıyordu. Murat, babasının yanma yak- Yaşmıştı: — Baba, dedi, aslanı kudurtan! tabancayı sen mi attın? Süleyman: — Hayır. Hayvan bana fenalık, T yapımadı ki silâh kullanayım. — O halde kim attı? X — Bilmiyorum.. Herhalde as- lanrı yaralıyarak zrvanadan çıkar- mak için atılmış olacak... Fılııı; 2, Bilmiyorum. Şuna akıl er - lyorum: Ben içerde aslanla | Boğuşurken nöbetçiler ne diye - si- Tâhlarımı kullanmadılar?. " — Süleymanm bu sualine Murat kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romam ASLANLI HÜKÜMDAR NIN OĞLU Tğ; ” “SE e Tefrika No. &6 /7 vanlar paviyonu yanyana idi. O - radan çıkan, herhangi — bir öteki bölmeyi de sarardı. Süleyman, bacaklarının butım kuvvetile koştu. Fakat, daha çadırın hpıımı gelmemişti ki, kulakları — paralı-| yan, yeri sarsan dehşetli bir infi- lâkla sendeledi. Bunu bir ikincisi takip etti. Artık olan olmuştu. Hiç, hiç bir şeyi kurtarmaya imkân yoktu. Patlıyanlar, benzin bidonları o -« lacaktı.. Vahşi hayvanlar paviyonuna geldiği zaman, bitişik tarafta — si- yah dumanların alevlere — karışa- rak çıktığını gören hayvanlar, ka- feslerinden kurtulmak için par- maklıklardan pençelerini — çıkarı- yorlar ve dişlerile demirleri kemi- riyorlardı. Bağırışları tahammül | edilmez bir şekil almıştı. Fillerden ikisi, ayaklarındaki kalm zincirleri kopararak ateşten uzaklaşmıya çalışryorlardı. Süleyman kafeslerin yan ka- paklarını kapamadan, fillere çek- tirtmeyi düşündü, Ateş, atlar paviyonunu tamami- le sarmıştı. Yüz yirmi attan bir ço- ğu iplerini kopararak vahşi hay-| vanlar paviyonuna akın etmişler- | di, İçeriden işitilen tiz kişnemeler, acı bağırışlardan, atların da yan - mak tehlikesinde olduğu anlaşılı- yordu. Aslan terbiyecisi kendisini, hü- cum eden atların ayakları altmda Tnekten güç kurtardı. O, hiç olmazsa bir veya iki ka- fes kurtarmayı ve hayvanlarınm gevap veremedi. Fakat saha âmiri “Alfons: — Silâhları tamamile boşaltıl- mış.. İçlerinde bir tek kurşun bile yokmuş. Neyi kullanacaklardı. Süleyman işin içinde gene bir Kast bulunduğunu anlamıştı: — Ohalde birisi boşaltmış.. A - ma, oraya vazife görmek için ge- lenler, silâhlarını muayene etme- den mi iş başma geçerler. Bunla- rımn hepsini tevkif' etmeli ve bu ci-, nayetin failini ortaya çıkarmalı- Polisler, zaten vazifelerini yap- mıya koyulmuşlardı. Sahada kum panyaya mensup kim var, kim yoksa herkesi toplamıya ve posta posta karakola göndermeğe hazır- hanıyorlardı. Bunlardan beş on ki-î şi de gönderilmişti bile.. Hatta bunlar içinde Rumiö de vardı. Seyircilerden bazıları ilk tabancanın bu adam - tarafından atıldığı da dolaşan şayialar ara- sindaydı. Bu srada, atlar paviyonun- — Yangın.. Yangın!... diye bir| ses duyuldu. Bir felâketi, ikinci, Bir felâket mi takip ediyordu. | Yangın her şeyden feciydi.. Bir aslanın yaralanıp ölmesiyle, — bir Arabın parçalanmasile mukayese edilemezdi. Bütün vahsi hayvanların alev- Yer arasında kıvrandıkları, Süley- manm gözü önünden bir şerit gibi geçti. At paviyonu ile, vahşi hay- gözü önünde, büyük bir — istırap içinde yanmalarına mâni olmayı düşünüyordu. Süratle kaçmak istiyen ve te- sadüf ettiği şeyleri yıkıp giden bir file yetişti. Hortumundan tuttu. Fil Süleymanı tanıyınca bir ço-| cuk sevinciyle haykırdı ve Süley-| manı takip etti. Duman paviyonum içini tamamile sarmıştı. Fil, ufak bir itiraz tavrından sonra, Süleyman, ihtiyar aslanla beraber 4 aslan ve bir Parsm bu- lunduğu kafese kadar sokuldu. Hortumunu Süleymanın yardı- mıyle halkalardan birine geçire- rek gerisin geriye çekildi. Koca tekerlekli araba, bir çocuk arabası gibi kolayca yerinden oynadı. İşte Süleymanla filin, bu cehen- nemden kurtarabildikleri hayvan- lar yalnız bu arabadakiler olmuş- tu. Bir daha, vahşi hayvanlar pa- viyonuna yaklaşmak kabil olma- mıştı. Yangın sahasından bilmecburi- ye uzaklaşan canbazhane müstah- demleri, geri kalan S fili Abbasi- ye meydanının tâ ilerisinde buldu-. lar, Bunlar, daha evvel davranıp| kaçmış olanlardı. Bozguna uğrayan atlar, deve- ler, kadanalar, meydanda başıboş dolaşıyorlardı. Yangının çıktığı at paviyonu ile, vahşi hayvanlar kısmı yanar- ken, canbazhaneden diğer mev- cutları mümkün olduğu kadar kur '»IRBER — lllıııın Poıtııı e İ gayet kısa bir müddet zarfında, : İYazan :i | 4 teli | vi p île | örd | in ! | İ A | tü | ola e ak | di | | Rıza İ ıyî Şekı ( lay | ge Al tarılmıya çalışılmış ve bunda mu- hu vaffak ta olunmuştu. da Kurtarılamıyanlar, işte hâlâ bü- tr tün dehşetile yanıyor, Kahirenin| açık semasını, bir burgu gibi ha-| . Ke vayı delip yükselen kara bulutlar tarafından veresıye satılan “ halinde kaplıyordu . ğ $ b e Mü Alevler bütün hızıyle sağı, solu | elektrik cihazları sayesınde - fo | ateş diliyle yalamakta devam udî-f . Di yordu. Vahşi hayvanların kafesle- SAYFIYEDE RAHA di ri tamamiyle tutulmuş olacaktı. e Çatırdılarla geniş Abbasiye 'YEDi SATIŞ MAGAZASI: ler meydanı kıvılcımlara boyanırken, p Ye aslanlarla kaplanların boğuk — ve ğ::;;u:;:t meydanı Ş:::âıu Tel:fon :% be insana ürpertiler veren istıraplr Necati Bey caddesi Salı Pazarı y 43439 & sesleri etrafı kaplıyordu. Elektrik Evi Beyazıt ü 24371 Süleyman bu seslerden birini Muvakkithane 'cad. No. 83 — Kadıköy pA 60790 e tanımıştı. Yanındaki küçük oğlulD — Şirketi Hayriye iskelesi — — Üsküdar . 081N B Yavuza: 23 Nisan caddesi No. 19 — Büyükada 55128 | Ve — Bora yanıyor, dedi, ı (Devamı var) n Kumb Sahipleri!? : umbDara anipleri l TT 1 Eylül 934 ihi - ylu «. tarıhine : kadar Bankada asgari yirmi beş İira yatırmış olmalısınız ! Senedle 10.000 İira mükâfat! — Türkiye Iş Bankası 'f 15 Agüstos 193£ A --- ğ —- 1 Teşrinievel 934 kumbara keşide” sinde talihlerini denemek istiyenle Bankada asgari 25 liraları bulunma? lâzım geldiğini unutmamalıdırlar.