öifirskikir lez ima iğenin ar Mi e yy ğimnşa Postası 21 Temmuz v34 O şema Korsanları © Müellifi: Ishak FERDİ — Nereye emrediyorlar?. — Musahip Cafer ağanın oda- sına.. — Pek âlâ. İkbal, Nuri Beyin yanından ay» rılırken: — Evvelâ ben geleceğim, dedi,| siz beni görünce ağanın odasına| girersiniz! Benim arkamdan da Zerefşan hanımefendi gelecek. O akşam Mabeynci Nuri Bey, gündüz verdiği söz üzerine doğru- ca Cafer ağanın odasına gitmişti. İkbal odada Nuri Beyi bekliyordu: — Buyrunuz Beyefendi, dedi, tam vaktinde geldiniz, Hanımefen| diye gidip haber vereyim. İkbal dışarıya çıktı.. Ve biraz sonra başı örtülü genç bir hanım- Ja tekrar gelli. Bu hanım Abdül- hamidin yeni gözdesi Zerefşan Hanımefendi idi. Abdülhamit Zerefşan Hanımı nikâhla almağa karar vermişti. Sarayda bu kadar güzel ve cazip bir kadın yoktu, Zerefşan, kadın Efendiler sırasına geçeceğinden memnundu, Fakat, her nedense Rüstemi de himaye etmek istiyor. Ve bunun için evvelâ Nuri Beyin fikrini alacaktı. — Beyefendi, beni mazur görü- nüz! -diyerek söze başladı.» Rüs- teme bir iylik yapmak niyetinde- yim. Acaba tevkifinin sebebini an layabilir miyim? Nari Bey kurnaz bir adamdı. Müstakbel Padişah zevcesinin gö- züne girmek için, elinden gelen iyiliği esirgemiyecekti. — Sultanım! dedi; Rüstem Bey memleketimizde nadir yetişen kah Fenerbahçe-W. A. C. (Baş tarafı 5 inci sayıfada) | dı, göremezdi de.. Top sağ köşe- | den içeri giriverdi. Herkes ve muş kalmıştı. Avusturyalılar, 3 dakikada mağlübiyetten kurtul - muş ve galip vaziyete geçmişler - di, Artık Fenerin müthiş bir hezi- mele uğrıyacağından (korkanlar bile çoğalmıştır, Fakat hiç de böy») le olmadı; Tam 8 dakika iyi bir Avusturya takımına yakışacak bu! güzel oyunu oynadıktan sonra, W| A. C. oyuncuları tekrar vasat o- yunlarına başladılar.. Fakat buna mukabil Fener daha güzel ve can- İr oynuyor, Ne çare ki Viyana ta- kımının müdafaası bilhassa Sesta nın çok mükemmel idaresi ve o - yunu bunları neticesiz atlatabili- yordu. Maamafih bu devre oyun birinci devreye omazaran yüzde seksen denecek kadar daha gü- zel ve heyecanlı oldu. İki taraf da Türkiye rekoru) ikinci Galatasa- | raydan Halil 400 metre serbest: Birinci Galatasaraydan Halil 15, 58 (yeni Türkiye rekoru) ikinci Beykozdan Saffan. 200 metre kurbağlama: Birin- ci Beykozdan Sadi, 3,29 (yeni Türkiye rekoru) ikinci Beykozdan Necdet. 100 metre sırtüstü: (Birinci Beykozdan Agâh, 1,29,1 (yeni Türkiye rekoru) ikinci Galatasa- raydan Orhan. 1500 metre serbest: Birinci Beykozdan Saffan 25,31 (yeni Türkiye rekoru) ikinci Fenerden Selim. Umumi tasnifte Beykoz 88 Galatasaray 74, Fener 27 puvan almışlardır.” ramanlardandır. Fakat, Ferhat is- mindeki arkadaşı onun “Karadeniz seyahatinde iken-- Padişaha sui- kast yapmak fikrinde olduğunu bildirdi. Bu meselede Efendimizin kabahati yoktur. Tevkifine sebep Ferhat Beydir. Zerefşan şaşaladı: — Rüstem Padişahın gözüne girmeğe çalışıyordu. Ona fenalık| di yapacağını zannetmem. — Bu fikrini kayıkta gelirken) bendenizs de ihsas etmiştir, Sulta- nım! Maamafih kulunuz Zatışa- haneye bu hususta bir şey söyle- medim. Rüstemi çok seven ve ce- saretini takdir edenlerdn biriyim. — Şimdi kendisine hiç bir iylik yapmıyacak mıyız? Nuri Bey tekrar süküt etti. Ce- vap vermedi. Cafer ağa söze ka- rıştız — Ferhat Bey biraz evvel gene gelmişti. Baş Mabeynci vasıtasile Zatışahaneye (Eesirci Ali babanın! denizde Rüstem tarafından asıldı- ğını) arzetli. Efendimiz büsbütün! hiddetlendi; “Kendi kendine #- dam asan bu haydudun derisini yüzdüreceğim.,, dedi. Mabeynci Nuri Beyin bu son hâdiseden malümatı yoktu. Ferha- dı Padişaha verdiği malümat üze-| rine Nuri Bey korkudan titremeğe başlamıştı. — Aman Efendim, beni mazur görünüz! Zaten buraya sırf güzel hatırmız için kellemi koltuğuma alarak geldim, Müsaadenizle gidi- yorum. Başka bir hizmetinizde bu- lunmayı vadediyorum. Fakat, Rüs- Hanım birdenbire i bücumlar yaptı ve fırsatlar kaçır- dı, Fener takımında gene bazı ta- dilât yapıldı, Namığın yerine Na- ci Cevadın yerine Mehmet Reşat girmişti. Oyunun sonlarına yak- laştıkça, Fener açıldı, son dakika- da herkesi yeni bir ümide düşüren W. A, C. ye verilen bir korner a- tulamadı. Hakemin düdüğü de | oyunun bittiğini ilân ediyordu. »#» Avusturya o takımında şunlar nazarı dikkati celbediyordu. Takım, vücut itibariyle tama- men bize faik, bilâiştişma bütün o- yuncular tam bir futbolcü cesa- metini haiz. © Merkez muavin, sağ açık, sağ iç, ve bilhassa Sesta takımın en iyi oyuncuları, Fakat her halde Sesta, daha çok (fevkalâdelikler gösterebilirdi. Ne çare ki, dünkü oyun öyle çok mükemmel, seri bir sistemle oynanan; (oyuncuların kabiliyetlerini o gösterebilecekleri bir maçtan oldukça uzaktı. Buna rağmen, yukarda yazdığımız gi - bi, bizi ve bizim gibi birçoklarını tatmin etmemekle beraber, dün - kü oyuna fena bir maç demek doğru olmaz diye düşünüyoruz. Çünkü bu Avusturya takımı, Er kalâde değilse bile, son zaman- larda şehrimize gelen ecnebi ta- kımlarını çoğundan iyi oynadı.. izzet Muhittin ikinci maç Beşiktaşla İkinci maç'dün öğrendiğimize göre, bu maç filhakika Beşiktaş takımımızla yapılacaktır. Beşik-. taş takımının merkez: muhacim| mevkiinde Bambino enli tem hakkında hiç bir tavassutta bulunamam. .”.. Zerefşan odasına döndüğü za- man vicdanen hiç de mustarip de- ğildi, Kendi kendine: — Denizde adam asan bir bar- barı zindandan yalnız ölüm kurta» rabilir, Diyerek soyundu.. Yatağa gir- di.. Gece sabaha kadar uyudu. Zerefşan Hanım Padişah karısı olmaktan başka bir şey düşünmü- yordu. Ferhat saraydan dönerken, Pa- dişahın silâhşurlarından olan ak- rabası Mehmedi bulmuştu. Meh- met ogün zindanda yatan Rüste- min kapısında nöbet bekliyordu. Ferhat yüksek sesle. Mehmede anlatıyordu: — Sen bü canavarı tanımazsm, Mehmetciğim! Bu herif Karade- nizde önüne geleni gemi direğin- de sallandırmaktan zevk duymuş bir katildir. Çok şükürki Efendi- mizin eline düştü de memleket bu canavardan kurtuldu. i Mehmet bu sözleri büyük bir safiyetle dinliyordu: — Sahiden herifin gözleri kap- lan gözüne benziyor. Ben bile yü- züne bakamıyorum. Bu sırada zindandan sesler işi- tildi: — Alçak... Beni buraya düşüren sen değil misin? Şimdi her şeyi anladım, Benden intikam sare sun, değil mi? (Devamı ” Ecnebilere verilen mühlet bitti (Üst tarafr 1 inci sayıfada) Bu gruptan maada 21-5-935 te biten daha üç grup san'at ve hiz- met erbabı bu tarihlerde işlerini birakacaklardır. Bugüne kadar işlerini birakmı» ya mecbur olanlara ayrı, ayrı teb- ligat yapılmış olduğundan bu gi- bilerin işlerini bırakmış olmaları muhakkak görülmektedir. Deniz konferansı (Üst tarafı 1 inci sayıfada) draya gelecekse de kendisine bu mesele hakkında bir söz söyleme ye, ne talimat, ne de şalâhiyet ve- rilmiştir. Japonyanımn talebi üzerine her türlü müzakerat sonbahara kala- caktır. Konferansa iştirak edecek dev- letlerden hiçbiri yekdiğeriyle an- laşmaksızın bir iş görememek, bir karar alamamak vaziyetindedir - ler. Teşrinievelde de ( Japonyanın istiyecekleri malümdur. Deyli Herald politika muhabi» | ri şunları yazıyor: “Japonyanın teşrinievelde vu- kubulacak metalibatı aynen su üç esasta hulâsa edilebilir: 1) Japonya, Amerika ve İngil- tereyle bahri kuvvetten yana mü- savat istemekte musırdır. 2) Japonya, kendisinden daha kuvvetli olan bu iki devletin, kuv- vetlerini, kendi seviyesine kadar indirmesini istiyor. 3) Yahut muahedeleri münfe- sih addederek istediği gibi hare- | ket edecektir.,, 1 mışlı, 21 Temmuz W Köprü üstü cinayeti Bundan sonra Süzanla konuş mamaya, hattâ bir aralık nikâhsr: bulunduğu karisiyle bir kaç güne! kadar nikâh kıydıracağını söyle - miye başlamıştır. Süzanla Ali Fedai Efendi a- rasında bu gerginlik devam eder - ken bir akşam Ali Fedai saat beş- te Süzanım peşini takip ederek A- janstan çıkmış, Köprü üzerinde yetişerek tabancasını çekmiş, Sü - zanı beyninden vurarak yere ser- mişti. Süzan cansız bir halde yere serildiği esnada Ali Fedai de tram vaya atlryarak Ajansa gelmiş ve| hiç bir şey olmamış gibi cıgara ve kahve içmiş, sonra da yakalan (Üst ER 1 inci sayıfada) | Muhakemeye bu sabah saat on! buçukta ağır ceza mahkemesinde! devam edilmiştir. Maznunun avukatı Etem Ruhi Bey mahkemeye gelmemişti. © Ali! Fedai tarafından vekil oltnadığı için bir şey söyliyemiyeceği Ve muhakemeye başka gün bakılma - sını istiyen bir istida verildi. Bu istida okunduktan sonra reis, müddei umuminin o mütaleasını sordu. Müddei umumi Kâşif Bey vekilin üç celsedir mahkemede bulunmadığı için Ali Fedai Efen - dinin isteğinin kabul edilmemesi- ni ve muhakemenin devammı is- tedi. Mahkeme heyeti bir müddet müzakereden sonra iddia maka - mınm isteğini yerinde bularak mu hakemeye devam kararı verdi. Sonra müddei umumi Kâşif Bey, Ali Fedai Efendinin cinayeti ne süretle yaptığını o iddianamesile teşrih etti ve cürümde tasmim ve tasavvur bulunduğu için suçlunun Türk Ceza Kanununu" maddesinin dördüncü bendi re cezalandırılmasını ist©*” dan sonra orta ekiz” bir müdafaa yaptı. dafaasmda ezciimle deil “Ali Fedai bir arada © rı Ajansta Matmazel vişmişler ve sonra da ©“ karar vermişler, Ali Fedai” di maktul Süzanm beş Yüz” almış, Beyoğlunda bir #P kiralıyarak .buraya ye nihayet burada maktul bir kaç lirasmı yedikten ni de çaldıktan sonra di rülen kardeşinin karısı *$ Hanımı Süzanla tad partmana getirmek suretil? lı kızcağızı sokağa atmış reis beyefendi ırz ve psrâ* tan çekinmiyen Ali Fedai * bunlarla da kanmıyarak 5” nımı “bilâ rahm ve şefkat üzerinde tramvaydan inip sından yetişmek ve be kurşun sıkmak suretile yert mek canavarlığını irtikâp tir.,, Bu aralık maznun Efendi ayağa kalkarak ediyorlar. Hukukum sıyandi rulsun,, dedi. Verese av züne devam ederek şöyle “ Fedai Efendi tah. ler, zavallı masum kızın. göz önüne getirsinler, Zir& "| leri zalim ve gaddar in bir nümunesidir.,, : Sonra da suçlu a lunmaması yüzünden m 25 Temmuz Çarşamba kaldır. Türk Ceza Kanunuf nci maddesinini dördüncü ile istenen ceza, idamdır. Fransa karışıyor (Üst taraf: 1 inci sayıfada) Paris, 20 (A.A.) — M. Tardi- yönün tahkikat komisyonundaki şahadetine kesbi ittila ederetmez M. Heryo, hadisenin ne gibi aki- betler tevlit edeceğini tetkik et - mek ve icabeden kararları ittihaz eylemek için kabulü lâzım gelen usulü araştırmaktadır. M. Her- yo, radikal fırkanın bu bapta tak- dirde bulunmak ve hüküm vere - bilmek için lâzım gelen anasırı ancak kabinede yapılacak müza l kerattan sonra elde edebileceği mutalâasında bulunmuştur. Radikal fırkası rüesası M. Şo- tan ile mutabık kalarak bu kara- rı vermişlerdir. Radikal nazırlar kabinenin yarın toplanmasını iste mişlerdir. Bu toplantıda tabiatiyle M. Heryo da hazır bulnacaktır. Ka - binede yapılacak müzakereler ra- dikal fırkasını tatmin etmediği takdirde mebuslardan ve ayan - dan, fırka icra komitesiyle başlı - ca komisyonlar azasından mürel- ep bir komite âcilen içtimaa da- vetedilezek ve bu komite lâzım gelen kararları kemali . :Ihiyetle ittihaz edecek ve icabında radi - kal nazırların hükümetten çekil - melerine karar verecektir. Ma - amafih, ya M. Dumergin mesele- de hakemlik yapması ve yahut ra-! dikal fırkanm * tatmin" ve teskini| suretiyle bu son tedbire müracaat edilmiyeceği ümit olunmaktadır. | Nazırlar, varın öğleden sonra 4m»* 17 de M, Saronun rivasetin- İşte, 1935 bahri'anlaşmasma giden yol budur: Ve Japonvanın hu diğe» iki devi değillerdir. isteklerini de kabule taraftar de toplanacaktır, Telefonla kendisine m edilen M. Dumerg yorgut ğundan dolayı bu müz hazır bulunmak üzere Psi lemiyeceğine müteessif b ğunu bildirmiştir. Kendisine bu mü neticeleri, saati saatine bi cektir. ği Radikal nazırlar, a ile beraber şimdiki ahval it altında milli birliğin m sı mümkün olup olmadığı edeceklerdir. Paris, 20 (A.A.) — kabine içtimar dolayısiyle nazırlar hükümet Doumergue olmaksızın fa' müzakere yazmayi Li lemişlerdir. M. Tardiyont' kikat komisyonundaki $3' ortaya atmış olduğu hü selesinin hükümet reisi ol” halledilmiyeceği mutale: lunmuşlardır. “Bu nazırla” meselenin başvekilin ri yapılacak müahhar işim kedilmesini istiyeceklerdi" diseyi kapatabilecek olan! şahsiyet, M. Doumergus'dÜ; Paris, 20 (A. A.) -- v cu'nün şehadeti yüzünd veli düs eden mesele, kabin” edilecek izahatla kapat” olursa M. Doumergue'in deki hafta bidayetinde ille'den Parise gelerek hakemlik etmesi muhte i lâhiyettar o mahafil, gus'in M. Tardieu' > komisyonunda bu tar? te bulunacağından ii ğu suretindeki şayiayı mektedirler.