e Ye) O şe ea e arasında (Baş tarafı 1 inci sayılamu.dadır) da bazı risalelerinYahudi düşman lığı üzerinde bilhassa durarak yap tıkları neşriyat Türk ve Yahudile- rin birbirine karşı nazarlarını ve hislerini ehemmiyetli surette teş- viş etmiştir. Türkler ile Yahudi - lerin birbirini nasıl gördüklerine dair dahiliye vekili beye her iki ta- rafın söylediklerini hikâye etme- ği vatandaşlar arasındaki geçim - sizliği behemehal tedavi etmek va zifesinde ve kararında olan hükü- met muvafık bulmamaktadır. Bu karşılıklı şikâyetlerde beynelmi - lel semitizm ve antisemitizm ede- biyatının bütün siyasi, iktisadi ve milli anasırı görülmekte olduk - tan başka Türkiyeye ait bir husu- siyet olarak Yahudilerin yabancı dil ve harsta kalmakta israr ettik- leri ve içlerinde demilitarize mın- takalarda memleketin emniyeti i- çin zararlı ve caşus adamlar bu - lunduğu hakkındaki zanlar mev - cuttur. Diğer taraftan (Yahudi münevverleri milli hars meselesi - nin imparatorluğa ait hatalar ol - duğunu haklı olarak söyledikten sonra Türk kültürü ile kaynaşma gösterdikleri arzunun hakiki o ve ciddi olduğunu ve memleketin em niyeti için sadakat ve vatandaşlık vazifesine riayet hisleri aleyhin - deki şayiaların haksız ve isabetsiz olduğunu samimiyetle bildirmek- tedirler. Haziran ortasından iti- baren halk arasında bir de hükü- metin Yahudileri Trakyadan kal- dırmak istediği ve fakat bu hare- ketin açıktan açığa değil, hususi tertipler ve tazyikler ile yapılma» sm terviç eylediği işaa edilmiştir. Bu şerâit altında Haziran 24 ten itibaren Çanakkalede © ve 30 Hazirandan itibaren Tarkyanın diğer muhtelif yerlerinde hesap - larını ve muamelelerini keserek İstanbula nakletmek hareketi baş- İamış olduğu anlaşılıyor. Hükü - met merkezi, 3 - 4 Temmuzda va- tandaşlar arasında dedikodu mev- zuunu âşan filiyat ve teşebbüsleri farkederek kat'i emirlerle müda - hale ve vaziyeti durdurmağa te - şebbüs etmiştir. İlk gelen haber - ler ve şikâyetlerden o 100 kadar Yahudinin mahalli tazyikler yü - zünden İstanbula hareket ettik - leri öğrenilmiştir. Gerek bu ilk haberler ve gerek- se temmuzun üç ve dördüncü gün- leri birdenbire genişliyen cereyan- Jar üzerine 4 temmuzda hüküme- tin aldığı müessir tedbirlerle hadi- seler kat'i olarak durdurulmuş tur. Şimdiye kadar olan vukuat şu suretle hulâsa edilebilir: A — Trakyadan ve Çanakkale- de mevcut olan yerli ve yabancı 13 bin kadar Yahudiden ceman 3 bin kadar nüfusun İstanbula hareket ettiği tahmin olunuyor. B — Kazalarda ve Edirnede boykot teşebbüsleri olmuş ve bu teşebbüslere mektep çocukları ka- rıştırılmak istenmiştir. C — Kırklarelinde 3 - 4 tem- muz gecesi çapulcu anasır hareke- te gelerek Yahudi evlerine teca » vüzle hırsızlığa ve soygunculuğa! koyulmuşlardır. Soygunculuk çar- şıya ve dükkânlara sirayet etme - den bastırılmış ve bu esnada 65 ey soygunculuğa uğramıştır. D — Bütün bu hadisat esnasın-! da bir janlarma şehit olmuş ve| bir Yahudinin yaralanmasından! buşka nüfusca zayiat veya yarala-' A AZAM ŞE e aa İrakya yahudileri * casusluk ma vukutı olammıştır. Yukardaki vukuat üzerine hü - kümelçe alman tedbirlerin bugün kü vaziyeti de şudur: A -—- Her yerde memurlar her türlü propagandalar tesirinden zi- hinlerini kurtararak vaziyete e diyetle hakim kılınmışlar ve hadi-| sat esnasında faaliyetleri kifayet-| siz ve halütavurları müsamahakâr | görülenler idari ve adli muamele-| lere maruz tutulmuşlardır. B — Kırklareli hadisesi şiddet-| le takip olunmuş ve devam edil- mekte bulunmuştur. 33/4 temmuz! ve 4 temmuzda Yahudi evlerinden! alman ve çalınan eşyanın şimdiye kadar yüzde yetmiş beşinden faz- lası idari ve adli tedbirlerle mey- dana çıkarılmış ve sahiplerine ia- de ettirilmiştir. MMüddetiumumi müşevvikleri ve mütecavizleri cü- rümlerine göre tevkif ederek adli takibata başlamıştır. Hadiseden heyecana düşüp korkularından çe- kilen Yahudi vatandaşlar avdet et mekte bulunmuştur. C — Diğer taraflardan hesabını keşerek veya korku ile çekilmiş o- lanların avdetleri için hiç bir ma- ni olmadığı herkese anlatılmış ve anlatılmakta bulunulmuştur. Kırk- lareli soygunculuğu haricinde her türlü alım satım ve alacak verecek muamelelerini hükümet münhası- ran adliyeye taallüâk eden sahada görmektedir. Hadisatın bugünkü vaziyeti yukarda söylendikten son ra hükümet atide takip (edeceği hattı hareketi hiç bir mahal vermiyecek surette tekrar ve tasrih etmek vazifesindedir. 1 — Hükümet her ne sebep ve şekil altında olursa olsun © hicret tazyiklerine ve boykot hareketle- rine mani olacaktır. 2 — Adliyenin el koyduğu bü- tün suçlar süratle intaç edilecek- tir 3 — Yerlerinden çekilmiş olan © HABER — Akşam Postası Tarihi Tefrika: 104 Rüstem, Ali babanın son mace-, rasımı dinledikten sonra: — Alçak herif.. Sen ölümü yir- mi sene evvel hak etmişsin! Diyerek, kapının önünde duran gemicilere bağırdı: — Alınşu katili... Ali baba ağlıyarak yalvarma» ğa başlamıştı: — Beni bülbül gibi söylettikten sonra, şu perişan halime hâlâ merhamet etmiyor musun? Allah aşkma kollarımı çöz de geniş bir nefes alayım, Benimle çok eğlen din! Ben bu kadar tahkire lâyık bir adam mıyım? Rüstem kulaklarını tıkadı. Ge- miciler Ali babanın kollarıma $a- rılmışlardı. Rüstem Bey zaten sa- bahleyin erkenden gemicilere icap eden talimatı vermiş ve Ali baba- nm baş direkte asılacağını söyle- mişti, Kapıda Ali babanın hikâyele- rini dinleyenlerin tüyleri ürper- mişti, — Bu ne canavar adammış! Diyorlar ve mütemadiyen esir- cinin ensesini yumrukluyorlardı. Geminin kaptanı Arslan Bey Ali babanın asılacağını bildiğin- den gemide kurulan bu kanlı sah- neyi görmemek için kamarasına kapanmıştı, Arslan Bey: — Midemden mustaribim... Diyor ve güverteye çıkmıyor- du. Zaten çıksa da ne yapacaktı? Fransızlarla münasebatımız (Baştarafı 1 inen sayıfada) Tevfik Rüştü Beyefendinin Tür - kiyeye, Avrupada büyük bir mev- ki bahşeden gayretleri, içinden umumi emniyetin çıktığını göre- Yahudilerden istiyanlerin avdet -| ceğimiz büyük misaklardan bir lerine mani olunmasına mahal ve-| kaçmın husulünü temin etmiştir. rilmiyecektir. Türkiye ile Fransa arasındaki si- 4 — Hükümet için en mühim| yasi münasebatın daha samimi mesele vatandaşlar arasında iyi geçinme ve emniyet içinde yaşa - ma havasınm iadesidir. Dahili ha- rici sebeplere ve propagandalara| maruz olan bu keyfiyette hükü- met muvaffak olacağına ve müş - külâtı iktiham edeceğine kanidir.! Türklerin ekseriyetle Yahudi va -! tandaşlara gizli ve aşikâr yardım etmek ve müfrit zehirli propagan- dalara karşı Yahudileri korumak için sarfettikleri gayreti ve teca -! vüz teşebbüslerine karşı hissettik-| leri nefret ve istikrahı vaziyetin süratle salâhr için esaslı âmil ad- detmektedir. İ 5 — Türkiyede vatandaşlar a - leyhinde tahriklere ve düşmanlık! telkinlerine hükümet müsaade et- | miyecektir. Hükümet, matbual «| tan, vatandaslar arasma nifak ko- | yacak salgınlara karşı müteyakkız ve basiretkâr olmalarına intizar e- der. | 6 — Memurlar, hükümetin hat- tı hareketini tahakkuk ettirmek i- çin bütün kuvvetlerini sarfedecek- lerdir. C. H. F, kâtibi umumiliği, vazifesini iyi yapmamış olan ida- re heyetlerini tahkik etmektedir. Fırka bakımından vazifelerini sui istimal etmiş olanlar hakkında fır- kaca icap eden muamele yapıla- caktır. Fırka teşkilâtı, hüküme- tin noktai nazarı ile tam bir muta- m ind AR ek ik ki a 4 ağ bir surette sıklaştığını o görmekle memnun oluyoruz.,, Kurtlu çukulata (Baş tarafı 1 inci sayıtamızdadır) olan bu gibi çukulatalarda kurt bulunabileceğini ve bunu kendisi- ne getirmekle talebenin maksadı- nın ne olduğunu sormuştur. Mecit Bey de bunun üzerine çukulatayı Sıhhiye müdürü Ali Rıza Beye gö- türüp vermiştir. Sıhhat müdürlü - ğü meseleye ehemmiyetle el koy- muştur. Tahkikat başlamıştır. Resimli Hikâyeler Yarn, öbürgün ve hergün, Hatice Süreyya Hanımla Vâ - Nü Bley, gazetemize eskisi . gi- bi resimli hikâyeler yazmak» ta devam edecektir. bakat halinde memurlara kendi sahalarında her suretle yardım e- decektir. Hükümet hadiseleri ve tedbir- leri olduğu gibi naklederken, va- tandaşlar için endişeyi mucip bir vaziyet ve mesele kalmamış oldu- ğunu beyan eder, aelhekile kü mid © Karadeniz Korsanları © 15 Temmuz Y3 Müellifi: ZJshak FERDİ başka kim vardı? Bütün gemici- | ler Rüstemi tanıyorlar yalnız © nun sözünü dinliyorlardı. Ali babayı sürükliyerek arka kamaradan baş güverteye götür- müşlerdi. O güne kadar deniz tarihinde bu kadar korkunç ve tüyler ürper- tici bir sahneye tesadüf edilme- mişti, Ali baba artık ölüm tehlikesini gözile görüyordu, O dakikaya ka- dar şaka gibi dinlediği ve pek ©- hemmiyet vermediği asılma sözü- nün tahakkuk etmek üzere oldu- ğunu anlaymca çocuk gibi hiçki- rarak ağladı: — Beni öldürüp eline ne geçe- cek, behey zalim? Beni bırakda sana dünyanın en güzel bir kızını hediye edeyim! Rüstem: — Kulaklarım işitmiyor... Diye mırıldandı ve gemicilere şiddetle bağırdı: — Haydi, ne duruyorsunuz? Direkteki ipi şu haydudun boy- nuna geçiriniz! Gemiciler Ali babanın boynu- na ilmikli ipi geçirdiler. Ve tay- falardan biri bu ipin bir ucunu di- reğin üstüne çıkarak sancak yeri- ne sıkıca bağladı. Ali baba yarım metre yüksekte bir halat yığınmın üstünde duruyordu. Rüstem gemicilere döndü: — Bu herifin kim olduğunu size senmisin) Gemide hâkim olan Rüstem'den bu sabah anlatmıştım. Sayısız in- sanları öldüren esirci Alİ benden ziyade vatanımın ! nı idi. Çünkü o, senelerce ! let arasındaki dostluk €*! ihlâl etmek için re mü yapmıştı. Türkiye ile Rus9' #mr açan ve kadın kaç gizliden gizliye yapmakta eden Ali baba benim kari! basını da öldürmüştür. Azi nımda onun mülevyes YÜ bir karış toprak bile verme değilim. Onun cesedini an nizlerdeki balıkların mide bul edebilir. Çekin mel'unt nBi..! Rüstem bu sözleri $ö Ali babanın gözleri kaymii leri kesilmişti; Gemiciler hep bir ağızd — Alçak... Diye bağırdı! Ve Rüstem elile işaret Esircinin ayağının altın ran halat yığınlarını birdet ler... Ali babanın iri vücud sallanmağa başladr.. Çenet tü.. Ve birkaç defa silkil sonra, çarçabuk boğuldu. Ali babanın dili bir kaf rıya sarkmıştı. Rüstem başmı önüne yavaş yavaş yürüdü.. Ve k bir şey söylemeden kam döndü. Biraz sonra suyun üstü hışırtı işitildi. Ali babanm ni denize atmışlardı. (Devam Manitacılık (Mter Salemin 1 (Baş tarafı 1 inci sayıfamızdadır) Hüseyin Avni efendi Gül hane (hastanesine yaklaştığı bir sırada önüne temiz elbiseli bir adam çıkmış ve nereye diye sor- muştur. Hüseyin Avni o efendi hastaneye diyince, temiz elbiseli adam: — Gitme.. Ben de oradan geli- yorum. Numaralar kapandı kim» seyi kabul etmiyorlar, demiştir. Bunun üzerine Hüseyin Avni efendi dönmüş ve beraberce yü » rümeğe başlamışlardır. Bir aralık meçhul şahıs yere &- ğilerek bir şey almış ve cebine koy muştur. Bunlar yollarına devem ederlerken arkalarından biri ko - “şarak gelmiş: — Aman, ben burada bin lira kaybettim, ve Hüseyin Avni efen- diye hitaben, parayı sen buldun.. Çıkar, zira bu paralar şirkete ait- tir. diye yalvarmıştır. Neye uğradığını anlıyamıyan| Avni efendi derhal elini cebine at mış ve doksan sekiz lira kadar © lan parasile bazı evrakını meyda-' na çıkararak aramasını söylemiş- tir.. Para kaybeden adam elini Hüseyin Avni efendinin paraları- na sürdükten sonra bunlar değil, demiş, savuşup gitmiştir. Avni e- fendi yol arkadaşile (1) beraber! bir kaç adım atmış atmamış uzak- laşan adam gene gelmiş, bu defa yanındaki arkadaşına, seni birine teşhis ettireceğim demistir, Bun - lar böyle konuşurken Avni efen - di de yoluna devam etmiş, para sahibi gene yanma gelmiş ve kar- deşim sen artık git, ben onu poli- se vereceğim, demiştir, Avni efendi hayli uzaklaştık - tan sonra elini cebine atmış. 98 li- rası yerine, üzerine bir tek lira sa- rılı gazete kâğıtlarından yapılmış — hakemesi (Baş tarafı | inri © zatın bir an içinde cemiyel riye araama giremiyecek namusunu lekedar edecek be ile kirlenebileceğini ak' bul edemiyeceğini ve Meti min üç rubu asıra yaklaşa! tında böyle bir leke görül ni söyliyerek mtekkilin'i | ni istedi. Bunlan sorsa Galip | Bey söz 3' 3 », müekkilirs İunan filin mahiyetini v2 de birinci rol oynıyan Rüş yin komisyordaki hukuki €ni ve tutulan zabıt vara! uzun uzadıya tahlil etti. : rin şehadetinde yanılma'ai imalini ilmi m'atller getiri sir etti. Muhakeme devam Leon Faraci Efendin'n vo m't Şevks! Bey de iddiam okuyacaktır. bir paket görmüştür. Avni efendi derhal E merkezine müracaat etmif nönü, mın'akası olmadığı İ lemdar merkezine yollam!$ dan ikinci şubeye gönderi! kinci şubede gösterilen 9 lara a't fotoğraflar içind” efendi failleri teşhis etmiş” İşin garip tarafı; Avni on iki gün evvel polise gi ve Avram, Hacı Mehmet if ki fsil'eri teşhis ettiği b manitacılar henüz meyi karılıp yakalanamamışl Zabıtaca taharriyata de dilmektedir. Avni efen: akile kazandığı bu paralar” dana yakın zamanda çıka" nı ümit ederiz.