15 Temmuz 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

15 Temmuz 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v u 15 Temmuz 1934 M Trüsiüne e Sokaklarda yersiz yurtsuz insanlar ' | Hemen hemen her gece, saba- ha k_"ıl. köprüden geçiyorum... €mi yanılan müribba sütunun | ahşap kaidesi üzerinde, sekiz on içare serseri birbirlerine — sokul- Muş, yatıyor... O ayazda uyumağa çalışıyor... Üstlerinde başlarında tlbise denecek bir şey yoktur... Tek gömlekleri bile lime limedir... ürüyorlar... Mevsimin yaz 0"; Masına rağmen, vücutları titri- Yor... Birbirlerine sokuluyorlar. Köprünün altında da aynı man-| Zaralar eksik değil... Bundan bir. kaç ay evvel, havalar soğukken, İeyollundı apartıman kapıların- da da aynı nevi tablolara rastla- dim, Hattâ bir kere, biçare bir köylü kadınının Tepebaşı bahçesi karşısındaki bir kapı içine soku- lup uyuduğunu gördüm. Heybesi- ne başını dayamış, içi geçmişti. :lpıu, tekmeliyerek onu kaldır- e — Başka yer bulamadın mı?... Zavallıcık safiyane dedi ki: — Burası aydımnlık idü de... El erkekleri saldırmazlar diye yat- tım dı hani... Dünyanın her büyük şehrinde olduğu gibi, İstanbulda da, yersiz Yurtsuz insanlar bulunduğunu ni- çin saklamalı?... Fakat, her yerde bir dereceye kadar tedbir alınmış- tır... Bizde alınmamış... Meselâ, Çarlık — zamanında, Meşhur bir zengin, Petresburğda, ü bin insanın barmabileceği bir bina yaptırmıştı. Buranın ka- Pisindan içeri girerken insan bü- tün elbiselerini soyunup çırıl çıp- lâk olmak mecburiyetinde - idi... taklar; gibi, bir mahfuz| Yer veriliyordu. Diğer büyük şe-| irlerde de, sefil insanları koru-| P_l tesisatı vardı... Kiminde dahe | iyi, kiminde daha fena... Eskiden, ı’fldı de, Evkaf namı altında, bu gibi hayır işleri yapılırdı. Şimdi ise, ıırkıı.lı,ürd'ığinıiı' © kurunu vüsta tesisatını, itiraf e- delim ki, henüz asri bir hale sok- mağa — vaktimiz kâfi gelmedi. Garp mânasında hayırperver - ce- Miyetler, nufus kesafetimize naza | ran devede kulaktır... Ferdi yar-| :ımı.ı. hissedilecek derecede az- hr... Gene bu işin önüne geçmeği,, devletten, Belediyeden beklemek ır... Köprü üsştünde, köprü altında, apartıman aralığında uyu Yan insanları görmek, hem bizi Mâanen üzüyor, hem de bu yetiş- Miş vatandaşları oralarda bırak- mak, muhtaç olduğumuz — nufusu kırar... İInsan kolay yetişmiyor... “Avrupa memleketlerinde ol- ::'h gibi muntazam karyolalar 'Nalar yapılam!,, Diyecek olur- sak, iş uzar... “Ölme eşeğim — öl- Me... Yonca bitsin!..., Masalın”| :t"'- yapmış oluruz... Fakat, Ev-| a ait nice boş binalar vardır.... ) yıkılması, harap edilme L:Hl olmayanlarının münasip- M şehrin her semtinde, bu gi- Blıi““n adamlara açmalıdır.. vE açık havada yatacaklarına A uyusunlar... Ehveni şerdir... -— (VâA-Nü) ; Rozet günü bayrama tesadüf eden Ti ö günü Himayei 2:.!' IC—“'*î Mrıfındı:.n rozel | torlarına müracaat edebilirler. ( Mu “Ben Muhittin Beyin bu davasını bir matbuat davası olmaktan ziyade bir politika ve hınç davası şeklinde HABER — Akşam Postası ——— hittin B. tardan Ethem İzzet B. aleyhine açılan davaya bakıldı telâkki ediyorum.., Esnaf Bankası meselesi — etra- fındaki bazı neşriyattan Vali ve Belediye Reisi — Muhittin Bey tarafından Milliyet gazetesi| aleyhine şahsı nammna açılan da- vanın muhakemesine dün saat on betşe İstanbul ikinci ceza mahke- mesinde başlandı. Muhittin Bey namına vekili eski adliye müste- şarı Kenan Ömer, belediye vekil- lerinden Feyzi, Rami, Nazım İz- zet Beyler bulunuyordu. Etem İz- zet Bey de vekilleri eski ağır ceza reisi Sabri, Abdülhak Kemal, Ha- şim Rafet, Bahir Beylerle geldi. Gemata LA T ati serereterseieare YeraesAA e cerK KA cenEAr U Ar Yerli mallar sergi- si hazırlıkları Sanayi Birliğinin Yerli Mallar sergisi altıncısı önümüzdeki Çar - şamba günü saat on altıda açıla - caktır. Sanayi Birliğinden üç kişilik bir heyet, Dolmabahçe — sarayına giderek Büyük Millet Meclisi Re- isi Kâzım Paşa Hazretlerini ziya- retle sergi hakkında malümat ver- miştir, Başvekil İsmet Paşa Haz- retlerile İktisat Vekili Celâl Bey, LA ve serginin küşadında hazır bulu: nacaklardır. —— Ihtikâr komisyonu toplandı Dahiliye Vekâletinin emrile be- lediyede teşekkül eden ihtikâr ko-| misyonu dün ilk toplantısını yap- mıştır, Dünkü içtimada toptan eş- ya fiyatlarının temevvüçlerini gös | teren statistikler tetkik — edilmiş-. tir. Komisyon Çarşamba günü tek rar toplanacaktır. —HĞ Tifo vak'ası görüldü Pangaltı, Şişli ve Karaköy ta- raflarmda bir kaç tifo vak'ası gö- rülmüş olduğundan sıhhiye —mü- dürlüğünce buralarda aşı tertibatı alınmıştır. Bu hususta sıhhiye müdürü Ali Riza Bey demiştir ki: Bu semtlerde oturan'ar kendi menfaatleri namına derhal kendi- lerini aşılandırmalıdırlar. Aşı ol - mak istiyenler mevki doktorlarile Beyoğlu belediye ve hükümet dok K R Tepebaşı bahçesinde Şehir Tiyatrosu opereti — önü-| müzdeki Cumartesi gününden iti- baren Tepebaşı bahçesinde tem-| sillere başlıyacaktır. Biletler iki sınıf üzerinden 50 ve 75 kuruş o - Tacaktır. peaaağaema Bir tayin Hazine vekillerinden avukat Suphi Bey, Beyoğlu maliye vari- dat müfettişliğine tayin olunmuş- tur. İsim ve hüviyetlerin tetkikin *l İ dolayı| den sonra Muhittin Beyin davası- | tik bir şekilde bahsetmişlerdir. na ait dosyadaki istida okundu. Dava, ceza kanununun 480 ve 482 nci, Matbuat kanununun 34 ncü maddelerine göredir. Muhit - tin Bey hakarete maruz kaldığı iddiasile 20,000 lira tazminat is- tiyordu. Etem İzzet Beyin vekili Sabri Bey usule ait bir itirazda bulundu. Kabul edilmedi. Mütea- kıben Etem İzzet Bey açılan dava hakkında dedi ki: — Ben, Muhittin Beyin bu da- vasını bir matbuat davası olmak - tan ziyade bir politika ve hınç da- vası şeklinde telâkki ediyorum. Davaya, matbuat davası diye ba- kılırsa ortada hiç bir suç yoktur. Hâdise olmuş, havadis verilmiş- tir. Banka meselesi her tarafta a- lâka uyandırdı. Hattâ bizzat id - dia makamı da meşgul oldu ve o - luyor. Vekâletler tahkikat yaptır- dılar, Öğreniyoruz ki verilen ra- porlar neşriyatımızı teyit eder ma hiyettedir. Bundan sonra davacı vekille - ryinden Kenan Ömer Bey dedi ki: — Etem İzzet Bey açtığımız davayı bir politika ve hınç davası Taybif etti. Öyle bir. maksat yoktur. Biz, neşriyatta samimiyet ve sadakatin fikdanından dolayı dava açtık. Hâdisenin merkezi sikletini Muhittin Beyin şahsında temerküz ettirmek için sürekli o - larak neşriyat yapmışlardır. Bankada yüksek zatların senet- leri bulunduğundan, borcun ö- denmediğinden müekkilimin va - zifesini hüsnü ifa — etmediğinden ve nihayet evinde kapanıp müda- yevamne e enealö LA Ha ŞAndNaaEkEnsaaatakmeeacamaİLecen. LAY Demirle yaraladı Tophanede oturan şoför Meh- medi otomobil tamircisi Yuvakim bir demir parçasile başından yara lamıştır. Kavgaya sebep, bir nö - bet meselesidir. Yuvakim — yaka- lanmış, Mehmet hastaneye kaldı- rılmıştır. Hizmetçinin marifeti Fenerde oturan Madam Sofya- nm hizmetçisi Yorgiya evde kim- se bulunmadığı bir sırada bir ce- | ket ve bir fistan çalıp kaçarken yakalanmıştır. Üç dükkân yandı Beşiktaşta Hasfırın caddesinde Hacı Ahmet Efendinin manifatu- ra mağazasından yangın çıkmış ve bir dükkân ile yanmdaki üç dükkân kâmilen yanmıştır. Hacı Ahmet Efendi dündenbe- ri meydanda yoktur. Tahkikats devam olunmaktadır. Balık tutarlarken Anadolukavağında deniz ke - narında balık avlamakta olan Durmuş ile arkadaşı Ömer bir kü- rek meselesinden dolyı kavga et - mişlerdir. Neticede Ömer, Durmu şu kaşından ve Burnundan yaral? mıstır. Suclu vakalanmıstır. #ni faasını hazırladığından - sistema- | Netice itibarile, biz hınç beslemi- yor, politikaya âlet olmuyoruz. İstediğimiz şey sadece kırılan hay siyetin tazmin ve telâfisidir. Her iki taraf vekilleri arasında bazı münakaşalar oldu. Neticede Mahkeme reisi Sakip Bey dava mevzuunun esaslı surette tetkik e-| dileceğini söyledi, Nihayet bu da-| va belediyenin gazete aleyhine aç | tığı dava ile birleştirildi. Muhake- me 24 Temmuz Salı gününe kal - dı. Mahkemelerin yaz tatili 20 temmuzda Mahkemelerin yaz tatili 20 Temmuzda başlıyacaktır. Beş Ey-| lüle kadar sürecek olan bu bir buçuk aylık tatil devresinde, ağır ceza, üçüncü ceza, birinci ticaret dördüncü hukuk mahkemeleri nö- betçi kalacaktır. Müddei umumilik istintak dai- releri ve diğer adliye teşkilâtı fa- aliyette bulunacaklardır. YELAL UDU YURER L EBELESE Ka bepAn Ce yese ers “YAllak benim diye bağırıyordu Dün öğleden sonra adliye ko- ridorunda herkesi koşuşturan bir feryat işitilmiştir. Feryadı basan katil cürmünden mahküm olup de liyim diye iddia ettiği için Tokat - , tan şehrimize gönderilmiş ve tıbbı | adliye verilmek üzere müddei u -| mumiliğe teslim edilmiş olan biri- dir. Maznun Allah benim diye ba- ğirmakta ve arasıra da Muham - met, benim ümmetimdir diye hay- kırmaktadır. Bu adam tıbbı adliye gönderil- miş ve yapılan muayenede deli ol madığı anlaşılmıştır. Yarm mem- leketine gönderilecektir. Yenileme müddeti biti yor z Adliye yangınında yanan dava dosyalarının yenileme müddeti o- larak altı ay kabul olunmuştu. Bu müddet Temmuzun 19 ncu - Per-'Yugoslâv talebeler geliyor şembe günü bitmiş olacaktır. ST .. Güzel sanatlar sergisi Güzel San'atlar — Akademisi mimari, resim, heykel ve tezyini san'atlar şubesi talebelerinin bir senelik mesailrinden mürekkep sergi bugün açılacaktır. Akademi talebesi bu — sergide gerek ders senesi esnasında yap - mış oldukları ve gerekse muhtelif konkurlardaki kazandıkları işleri teşhir olıın_acıklır. —i Eski eserler getirildi Zonguldak ve havalisinde bu - hlunan 20 parça eski eser İstanbul müzelerine getirilmiştir. Diğer taraftan Bozca — Adada bulunarak kaymekamlık tarafın - dan muhafaza altına alınan bir| heykel de yakında getirilacektir. M. Hitlerin nutku Dünkü nüshamızda — bildirdiğimiz — zibi, M. Hitler, Rayştagta bir nutuk söyliyerek, son ihtilâl teşebbüsü hâdi- Malüm olduğu üzere, bu hareke - tinden sonra, Hitler, ya sahiden yahut ta siyaselen rahatsızlanmış; nutkunu düne kadar tehir etmiştir. Nihayet, dün, Röhm, Von Şlayher ve arkadaş » larrnı niçin muhakemesiz kurşunlattı- gini anlatıyor: — Zira, ben, Alman milletinin ba- şında bulunuyorum... En büyük hâ » kim ben'im.. - diyor (1). “Hâkim,, sözünün iki mânası var» dır. Biri, “vaziyete hâkim”, diğeri de “hüküm veren” demektir, f Hitler, vaziyete hâkim olan, hükü- met başında bulunan kendisinin, hini hacette, insanları adliye huzuruna sev- ketmeden idam ettirmek için hüküm vermek salâhiyetinde bulunduğunu id- dia ediyor. Sade iddia etmekle kalma- mış, tatbikata da girişmiştir.. Eski sadrazamların, valilerin, ba » ronların, kontların yanlarında cellât » lar bulunurmuş. Münasip bulmadıkla- rını öldürtürlermiş. Fakat sonraları 4 onlardan bu salâhiyet alındı idi. Ka » — nunlar ve muhakemeler tesis edildi is — di. Devlet ve eyalet reislerinde ikirci manada “hâkim” olmak hakkı kalma- — dı idi. Hitlerin bunu yeniden ihdas et- Hği anlaşılıyor. 4 Gerçi ecnebi memleketlerin dahili işlerine karışmak âdelimiz değildir. Lâkin, bütün dünya matbuatını işğal ! eden bu meseleyi kaydettikten sonra, Hitlerin, kendi karakuşi karariyle ö » | dürttüğü adamların listesini hâlâ neş- | reylemediğini de hatırlatalım. Bütün dünya, sabırsızlıkla Histeyi bekliyor. O, bunu, neşrettirmemekte ayak diri. yor. Böylelikle, Hitler, kendisinden su- — al sorulmaz, her istediğini yapan müt- hiş bir devlet reisi olduğunu anlatmak mır istiyor? * Filhakika, son nutkundaki eda, 0- dur... Hüseyin Faruk — (1) Hitlerin sözleri aynen dir — Eğer her hangi bir kimse ben- den asilerin âdi mahkemelere — sevka- dilmediklerini sorarsa, vereceğim cee vap şudur: “O dakikada, Alman mil- letinin mukadderatından — mes'ul ve — buna binaen milletin yüksek hâkimi — bulunuyordum.” ğ Haydar Bey geldi Belgrat sefiri Haydar Bey dün- kü konvansiyonelle şehrimize gel- miştir. HAŞ A Açıktaki profesörler — Üniversite tasfiyesinde u kalan profesörler henüz m - rınr alamamışlardır. Buna sebep te, kendilerine bir sene tam m: Vekâletin iş'arı mucibince hare- ket olunacaktır. esllldeme Yugoslavya teknik mektebi pro fesörlerinden Mösyö İstanenin yasetinde ayni mektep talebesin - den 24 kişilik bir kafilenin bu, lerde İstanbula gelmesi beklen yor. ——— Ticaret mektebi mezunları Yüksek iktisat ve ticaret mek tebi sön sınıf talebeleri bu seneki imtihanda muvaffak olmuşlar ve diplomalarımı almışlardır. 4 Bu sene mektebin şehbender » lik kısmından Müfit, Reşat, Saim, Necmi, Orhan, Sabiha, İzzet, Şe - hap, Mecdi, İrfan, Enver, Ga; , Ihsan, Ahmet Şerif Beylerle, barm kacılık kısmından Mihriye, Saliha Hanımlar ve Kemal, Enver, Şün Azmi, Muhtar, Mustafa, Lütfi Sahir Beyler m d n

Bu sayıdan diğer sayfalar: