15 Temmuz 1924 Bir N arkadaşım, karılarını niçin Ğ anlattı: ::&ı"'ll girdi birlik'!e .ıü;et;e- * Gittik. Orada bir kana:- Oturduk, amızı limana vermiştik. Ö- * sağlı sollu dağlar uza- l Onların ortasmda, mavi :'ı'*mp gidiyordu. Uzakta Mİ Tengi kocaman bir bulut N lıllindı—, (Kösten) adasını Orduk. Necmi yana yakıla Yordu; Eî.v'"lhî kabahatim yok! Ne 'Or, h: Ben? Aldanıyorum işte, ';: bir kadınla niçin l:ıirleş'ıı'?l , Madığımız bir şey var: Bir 4 “Alatmak kabil değil ve dün| , R.“]lhlmau kabil olmıyan 9 Varsa o da budur işte! l Uğu yerde sağ bacağını 5 _hüimm üzerine atmış, elle- Süne kavuşturmuş, biraz “_;: geçen bir kayığa bakıyor- , Yıkta sevimli bir kadın var- ;iN' ©0? Gene nereye daldın? ":C sordum., Toparlandı. Şi- Btti, eden bir sesle sözüne devam j i; Buhuyumu ben de hiç sev- Tum. Görünüşe bakarak ba - ercai,, diyeceksin. Fakat Yok, Zira öyle — olsaydım h'“_d'ilm genç kızla evlenmez * tğlenirdim. Şimdi, şu kayık- ö&çen sevimli kadına bakarken afamdan geçen düşünce, i - 'İildl' evlenmekten başka bir şey B '—HBu. bende sanki bir ihti - * Her defasında “İşte bu so- 'dur! Bunda aradığımı bula- » diyorum fakat ümitlerim ğ , y orum. Beni mtkıe;î:: tanıyorsun? U- 'N seneler beraber yaşadık. Huy Mi bilirsin! Öyle garip taraf- M yoktur. Orta zekâda, Yde Orta İyen hi dereceden aşağı ikar ç tuld, İ)'iıııı İ föya çocuktum. — Mektepten ikmaz, evlenmek merakma um, Eh! Babam sağdı. Yu - and hlîilu, balmumu gibi bir a- .p " Bir istediğimi iki yapmaz- Sramız da vardı. Yada, eşraftan birinin kızı- '.Nl lem beğenmiş. Onlar da ve - Tmişler, Resmini gösterdiler. İo*l'u hoşuma gitti. Kısa boylu, Odi p ” toparlak, sevimli bir şey- “adisini de bir kapı aralığın- ı.""! görür gibi oldum. l'lıı“l'" düğün gecesini ne derin Nih, Ve heyecanla beklemiştim. Rüçı Gt evlendik. İlk günler iyi Ryoy, akat içimde, kanmıyan bir d, d İnsan kendisine vade - d“ıl., İr yere gider de orada um- ,.nmd'_h en başlıcasını bula - t Ca birdenbire sorar: Yok> © Perde? Niçin burada l & ıî:_:"' de bu halde idim. Ken- Tüm, g Me böyle sorup duruyor- x B?ı"' şöyle söyleniyordum: xi“İı. draz bekle! Herhalde um - bulacaksın! Dur bakalım, Diş * oldu ki? Yordum, '“'du_z.m“ babam ticaret yapı- î:."'liız:yı gidiyor, * uyordum. — Hayat Yokma IZ geçiyordu. Bir başkalık b E'li bir adamın en büyük İıiıl: k!ını_ yYorgun dönünce l arısiyle konu,m.k son- zama |/ Uyumaktır. Fakat ben :.""". bunlardan bir tat r bşladım. Buna rağmen * h_k'*"eri Kadında aradığımız ?.. her| düş-| ©k seviyordum. —Onunla & Zzamanlarda haya - HABER — Akşam Postası tın en derin zevkini arıyor, ondan ayrılmamak, her an beraber yaşa- mak istiyordum. Fakat bütün ü- mitlere ve yorgunluğa rağmen a - radığımı bulamıyordum. Bir zaman geldi ki artık ümidi- mi kestim ve şu kararı verdim: — Umduğumuz şey kadında vardır. Olmasa bizi tabiat ona doğru sürüklemezdi, Fakat ben yanlış evlendim. Aldandım. Ace - le ettim. | Geçimsizlik başladı. Zaten ço- cuğum da yoktu. Bir akşam, hiç yoktan bir kavga çıkardım. İlk o - larak ayrı odada yattım ve rahat ettim, Bu, karımın tarafı için en büyük hakaretmiş. Hemen erlesi göün kızlarını aldılar: — Ayrı ev tutsun! Şunu yap- sın! Bunu yapsın! Diye haber yolladılar. Babam- la annem de zorladılar. Fakat ben uyuşmak tarafına hiç yanaşma- dım. — Karım evimi bırakıp kaçtı! Diyerek ayrılmak için mahke - meye gittim, Ancak bir ay uslu durabildim. Evli olmamanın ağrısını yeniden çekmeğe başladım. Gençtim, gü - zel ve zengindim, Neden vakit öl- dürmeli? Geçen günler bir daha dönmüyor! Düşüne düşüne şuna vardım: — İlk karımı almakta acele et- tim. Bana kısa boylu, yumuk, tom bul bir kız değil, orta boylu ince ve narin birisi l&zım! Sokakta böyle bir kız gördü- ğüm zaman arkasından bir müd- det bakmaktan, hattâ gitmekten kendimi alamıyordum. Boşandıktan sonra — tanıdıkla- ramdan birinin böyle bir kızını he- men istettim: — Düşünelim! Demişler, Düşünmüşler. Üç gün sonra cevap verdiler: — Peki! Verelim. Fakat şart - larımız var, Şartları bahse değmiyen şey- lermiş: Biraz fazla ağırlık istiyor- larmış. Üç aşağı beş yukarı uyuş- tuk ve evlendim. Karım cidden güzeldi. Bir be- bek gibiydi. İnsan karşısına otu - rup ta uzun uzun bakmaktan ken- dini alamıyordu. Fakat insan en güzel şeye bile baka baka usanır, Kadında aradı-| ğımız bu değildir. | — Aradığımı bugün bulurum, yarın bulurum; biraz daha sabır! Herhalde aldanmadım. Hislerim bu sefer beni aldatmıyacak ! Diyordum. Fakat — bulamıyor- dum. Vücut ve ten güzel- liğini temin ve mu- hafaza yolunda tavsiyeler Vücut ve ten güzelliği, kadının iti- na ile meşgul olacağı güzellik mevzu- larının başında yer tutar. Tenin gü - zelleşmesi için ne yapmalı? *” Her sabah, muayyen usüllere göre Şimnastik yapmağı ihmal etmemeli. Vücudün ince ve çevik bir halde bu - lanması için, bu, Jâzımdır. Sonra, sık sık yıkanmağı ve yürümeği de gözet- melidir. Bunlardan başka, sekiz saat uyku esasından ayrılmamalı. Bir ge - ce sabahlayınca, ertesi gün öğle yeme- ğini yer yemez yatmalı, Bol bol su iç- mek te, sıhhati korur. Alafrangalığa üzenen bazı kimse - ler, bizim çok sıhhi olan vücude kese sürmek âdetimizle alay ederler. Hal- buki, şimdi ecnebi memleketlerinde vücut, yıkanırken sert bir fırça ile ya- hut “Gan dö kren” denilen kıllı bir ke- se ile uvuluyor. Bu usulün kanın ce - velânına ve tenin yumuşaklığına çok yardımı dokunuyor. Ellerin güzel görünmesi için, te- mizlik şarttır. Bilhassa tırnaklar için.. Uzun tırnak modasına uymak istiyen her kadın, tırnaklarını her gün fırça - lamalı, ara sıra limondan temizleyiş hususunda istifade etmeli. Büyük el, küçük e&.... Ellerin küçük olmaması, bazı kadınlara üzüntü verir. Bu, bir ü- züntü vesilesi olmamalıdır. İyi bakıl - mış büyük bir el, iyi bakılmamış kü - çük bir elden bin kat daha güzel sayı- Plaj kostümü Onunla beraber bir yere gider- ken gözlerim etrafta, başka kadın larda kalıyordu. Neden? Niçin böyle oluyor? Ben hasta mıyım? Baktığım kadınların çoğu benim - kinden daha çirkin. Fakat gene bakıyorum. Bunu bildiğim halde bakıyorum. Neden bu? Günler, haftalar, aylar böyle geçti. Biraz tatlanır gibi olan ha- yatım, hiç bir zaman umduğum derecede tatlı olmuyor, hattâ git- tikçe ekşiyordu. Etraftakilerin: — Ne güzel karısı var? Ne mes'ut adam! Demeleri beni biraz kendime getirir gibi oluyordu; fakat işte o kadar, — Hayır! Bu da değil. Bunda da yanıldım! Bunda da acele et-| tim! diye düşünüyordum. | Geçimsizlik başladı. Kendimi| içkiye verdim, Kavgalar oldu ve (Devamı 8 inci sayıfada) Bu resimde, Hlivud yıldızların- dan Moreyn O” Süllivanı plâj kıyafe- tiyle görüyorsunuz. Yıldızın plâj kostümünün aşağı kıs- mı, kısa bir pantalonu andırıyor. Yu - karı taraf, iki renk yolludur. Aşağı ta- raf, yandan çizgili. Yıldızın lâstik plâj ayakkabılarının en son moda olduğu- nu da not edelim. “Tarzan” filminde Coni Vaysmüllerin eşi, daâima en son modaya ayak uydurur! . . Elbisede çiçek Akşam elbiselerinde çiçek modası çabucak benimsendi. Elbiseleri çiçek- lerin süsleyişi, iki türlüdür. Bu iki türlü süsleyişten bir türlü- sü, eski zaman elbiselerinde olduğu gibi, elbisenin muhtelif yerlerine yap- ma çiçeklerin iliştirilmesi suretiyle.... İkinci tarzda, doğrudan doğruya ku- maşların böyle olması. Yani, desen- Ter, muhtelif çiçeklerden seçilerek, ku- | maşın böyle dokunuşu.. | Kadın ve — — — ——— Tenin güzelleşmesi için ne yapmalı? hkel Ellerinin sertliğinden, kızartısın » dan şikâyetçi olanlar, her sekiz günde malı, sonra islenmiş badem yağını bir kâse içine döküp, elleri, beş dakika kadar, bu kâsenin içinde — tutmalıdır. Sekiz gün sonra, eller yumuşamış ve kızartıdan kurtulmuş olur! “Piyer Pons” denilen bir nevi taş vardır. Eczahanelerde ve levanta- | €ı dükkânlarında bulunur. Bu taş, e- den cigara zifiri izlerini, mürekkep le- « Meksika tarzı Ekzotik memlaketlerdeki giyiniş - Jerden mülhem giyinişler, bu sene mo- da sahasında fazlaca yer tuttu. En zi- yade de Çinden mülhem moda, tesiri- | ni gösterdi. Şimdi, yeni bir hareket var. Mek- sika giyinişinin tesiri altında kalış ha- reketi.... Bu moda, henüz şümullü bir halde olmamakla beraber, baş üzerin- de yer tuttu. Bir nevi delikli baş ör- tüleri, saçlar üzerine atılıyor, bu suretle yüze yeni tarzda bir çerçe- ve temin olunuyor. Çanta ve kemerler üzerinde de, ka- fes kafes süslerle tesirini gösteren bu moda, şimdiki halde daha ziyade şap- kaya bir rakip.. Avrupada bir çok ka- dın, Meksikalı kadınların baş örtüle - riyle, kızğın güneş altında da dolaşı - yorlar. Moda, bu! Plâj eğlencesi Plâja giderken, neler götürmeli?... Mayo, lâstik ayakkabılar v. s. deniz- de ve kumsalda işe yarayacak başlıca şeyleri Fakat, acaba başka bazı şey- ler de götürülebilir mi? güneşte yanmak, sahilde dolaşmaktan ibaret saymıyan ecnebiler, “Briç” de- nilen oyunu da, plâj eğlencesi olarak bu araya katmışlardır. Kışın salonlar. da oynanan “Briç” şimdi de kumlar üstünde oynanıyor! A* g Ce ' a Plâjda giyiniş Plâjda giyilecek Tâstik ayakkabılar dan ne türlü olanlarını tercih etmeli?.. Bu husustaki bir araştırmada, bun- ların hafif ve yum olduktan baş- ka, delikli olmasını da gözetmek mu « vafık olduğu neticesine varılmıştır. Çünkü, delikli olanlar, ayaklara hava ve kum temasını iyice temin etmekte- dir. Başa geçirilen lâstik başlıkların da içerisi kadife kaplı olanlar, tercihe de- | ğer görülüyor. Bu suretle, saçlara ya- pışmanın önünce geçilmiş oluyor. bir, ellerini limon suyu ile iyice uv - | Plâj safasını, yalnız yıkanmak ve | Moda kelerini ve başka lekeleri, derhal çı « karır. Lekelenen yeri sabunlayıp, taşı ıslatmalı ve o yere sürmeli. Bacakların da güzel görünmesi i- çin, temiz, yumuşak ve kılsız bulun - ması icap eder. “Piyer Pons” denilen taş, bu hususta da faydalıdır. Hamam- | da, bu taşla iyice uğuşturulursa, ba - caklar, kıl lekesinden kurtulduğu gibi yumuşaklık ta edinir. Bir çok sıhhi ve bedil tedbir arasında, bu tavsiye e- dilen tedbir, en ziyade müsbet netice | verendir. Plâj kostümü Bu resimde Holivud yıldızlarından Con Parkeri plâj kıyafetiyle görüyor- sunuz, Yıldız, sahilde bu kıyafetle dolaşı- yor. Bu, aşağı yukarı küçük kız elbi - sesi modellerine benzer. Kumaş, ufki hafif, şakuli bariz çizgili, göğüs düy- meli, kemer tokalı. Lâstik plâj ayak « kabıları da, âdeta şoşon gibi! Yünden bluzlar Yünden, örme bluzlara gene çok ehemmiyet veriliyor. Moda sahasında devamlı olarak yer tutan yünden ör - me bluzların şekillerindeki en son de- gişiklik, kolun, omuzla dirsek arasın- daki üst kısmının açık bırakılmasıdır. Bu moda, önce muhtelif kumaşlar. dan yapılan esvaplarda ortaya konul. du. Örme gömlek giyince de, bu kı - sımda tenin açık kalması, hemen be- nimsenilen bir yenilik oldu!