b b i6 ai e diş or n? Do . H bi D he e gt İr— Yoksa — yemin ederim ki, derhal öldürü - ivt — — Bu vahşt adam bizene ya- İ 'de T R A Üf e a a — Rüya değil, hakikat... — BSon sayıfadaki resme bakı-! nız| — [ Hintli mecusf uşak Hinteru, &- fendisi Sir Henson ile Sirin zev- cesi Ledi Merinin kendi aralarında konuştukları mühim muhavereyi işiderek alâkadar oluyor. — Derhal kendi karısı Pimirayı Sir Henso - nun yatağına gönderiyor: Kendi de inde ip, öbür elinde bıçak 1 veriyor.. T Daima hürmet — ettiği, önünde rükü ile iğildiği bu adamın üzeri- ne yürüyen Hintli uşak: — Davranma.. —diye haykır - seni mahvederim ., “On iki büyük ilâhimizim — namına Tüm.. Yakur lord, zıngir zıngır titre - meğe başladı. Hintli uşak, hançe - rini dişleri arasına almıştı: — Kımıldama.., —diyerek tek - yarladı.. Sı: Henson ile Pimirayı, kendi yatağına kıs kıyrak bağladı.. On - ları bu vaziyette gören cürmü — meşhut halinde yakalandıklarıma kani olurdu, İngiliz: " Dkıl_:?... Diri diri yakacak mı?. Üunm'ııe gaz mı bulayacak?.,, di- Ye düşünüyordu. p Lâkin, Hintli, gaz bulamadı... - Yakmadı da.. Vakit kaybetmek istemiyordu... — Belki İngiliz bir kolaymı bulup ip- — lerden kurtulurdu.. Gerçi, o, sağ- n büğlamıştı. Fakat, ya kurtu - lursa,... Doğruca Ledi Merinin odasına koştu; — Aceleyle kapıyı vurdu.. — Kimo?. — Hanımefendi.. Açınız.. Ben geldim... Ben sizin sadık uşağınız Hinteru.. Kadın, kitap okuyordu.. Allah, allah.. Bu saatte, uşakla- rın, hizmetkârların hepsi — yatmış / bulunmak iktıza etmez miydi?. O, Uyumaları için izin vermişti.. Sa - kın bir yangın çıkmış olmasın . — Gir bakalım.. Ne var? Hay - ola?. Hintli yerde diz çöktü; —A, efendimiz, felâket.. Fe - lâket... —diye inildedi..— İkimi - zin de başımıza büyük bir musibet geldi. . — Ne gibi?, Ledi, hiç bir #ey anlamıyordu.. — İkimiz de aldatıldık, efendi - zniz... — Kimin tarafından?, — Siz kocanız, ben de 9 yere ba- tasıca zevcem tarafından!.. — Çıldırdın mı sen?, — Çıldırmadım, efendimiz, Sir Henson, sizi, benim zevcemle a| - dattı.. — Rüya görmüş olacaksın.. Ayni hakikati size de gösterebilirim.. Bir dakika kaybetmeden, — lütfen arkam sıra geliniz, ledi.. Kadım, tereddüt ediyordu.. Buna rağmen, yürüdü.. Olabilir miydi . İhtimal var mıydı? — Hem, böyle vaziyetlerde cürmü meşhut çok güç iştir.. Fakat, işte, kocasının odasına varmıştı.. Buraya hiç — girmezdi.. Kırk yılda bir girmesi lâzım gelse- —| Aacorta ) | Kadın ve Moda de, kapıyı vurur, müsaade isterdi. Halbuki, kanat, arkasına kadar a - çıktı., Hinteru içeri daldı., Artık, uşaklığını unutmuş gibiy- di.. Âdeta efendi kesilmişti: — Buyurun, madam!, —dedi.— İşte günahkârlar.. Şimdi, İngiliz kadmı, feci lev - hayı hakikaten görüyordu.. — Ya., —diye kocasının yüzüne hiddetle baktı.— Böyle ha?. Sof - rada söylediğimi unutma.. Bunu mutlaka tatbik edeceğim.. Sir, söyliyecek — lâf bulamıyor - du.. Kadm, Hintliye döndü; onu te- peden tırnağa kadar süzdü.. Bu a- dama, ilk defa olarak erkek naza - riyle bakıyordu.. Zihninden: “— Fena değil..,, diye düşündü. Sonra, yüksek sesle: — Kacam beni hangi kadınla aldatırsa, ben de o kadının yakı - niyle kendisini aldatacağımı bil - dirmiştim... Hattâ bugün sofrada bu tehdidimi tekrarlamıştım.. Birdenbire aklına geldi: — Ay, o esnada sen de oraday - dın galiba.. Güldü: — Seni gidi çapkın.. Sir Henson, bu Hintli uşak tara- fından bağlandığı ve tahkir edildi- ği için kplere biniyordu.. Onun ille tardedilmesini istiyordu. Fa - ]“.t' bir İngiliz kadını, kendi evin- de yegâne hâkimedir.. Dediği de- diktir!. Hintli uşağı bütün işlerden azat etti.. Onu kovdurmadı.. Kendi hususi hizmetlerine tahsis etti. Az zaman sonra, — Hinteruya o kadar alıştı ki, kocasiyle Pimira - nın dostluklarına da — ehemmiyet vermemeğe başladı.. Esasen bun - lar da, yeni hayatlarından mem - nundular.. Aradan yirmi sene geçti.. Hin - distan İngiltereden nasıl ayrılamı -« yorsa, bu Hintlilerle İngilizler de, öylece hep beraber oturup kalktı - lar.. (Hatice Süreyya) Kotra yarışı Almanyada, Kiylde bir deniz ya - rışları haftas: yapıldı. Yat, kotra, mo- tör v.s. bir çok deniz nakil vasıtası, bu hafta içerisinde yarışlara iştirak etti. :ihıvu kazananlara mükâfatlar veril- Bu yarışlara, Alman donanmasına mensup futalar da iştirak ederek, mu- vaffak neticeler almışlardır. Yarışlar için hava da müsait gitmiştir. Resim- de görülen yarışa iştirak eden kotra- lardan biridir, 4 d SUFT —8 Temmuz 1934 — — Uzun saç modası Kısa saç, yerini uzun saç modasına - bıraktı Saçların yapılış tarzı, kadınm güzel görünmesinde baş- hıca rol oynar. Saçı iyi tanzim edilmemiş bir baş, göz: çimsiz görünür. Tanzim edilişin çehreyc uyğun düşürül- mesi de, ayni neliceyi ortaya koyar. Yüzün görüşünü ile saçın yapılışımın iİmtizaçlı olması zaruridir. Bu cihet, aşağı yukarı çok eski zamanlardan beri bili - nen bir şeydir. Meselâ, “Aman, o saçlar ne acaip hal almış başında..... Hiç te çehresini açmamış, zavallı tazeyi çirkin- Yolunda sözleri, bizim çocukken işittiğimiz gi- bi bizden evvelkilar de işitmiş ve bizim bu yolda söz söyle- leştirmiş!” yişimiz gibi, onlar da söz söylemiştir! Herkesin yüzünün görünüşüne ve başının biçimine uyğun olarak yapılması icap eden saçlar, zaman zaman e - sastan bir modaya tâbi olmuştur. Bu uyğun düşürülüş de, esastan modaya uyulmakla beraber, teferrüattan bazı de- yapılmak suretiyle yerine getirilmiştir. Za- mana göre saçların yaptırarak, modern, güzel görünmek istiyen her kadın, saç modasımım sırrını takip etmeği unut- gişiklikler mamalıdır. Dünya tarihinin ilk zamanlarından beri, her devrede saç modasına ehem- miyen verilmiş, devir devir, türlü tür- lü örnekler göz önünde - şekilenmiş, nihayet son devrelerde daha evvelki devrelerde örnekler, bazı noksan ve ilâvelerle benimsenmiş, son senelerde ise, kadın saçları da erkek saçları gi- bi kısa kesilmiştir! Kısa saç modası, hayli uzun sür - dü, denebilir. Her sene yapılan deği- şiklikler hep teferrüata münhasır kal- dı, Esasta moda olan saç, kaç senedir kısa saçtır. Lâkin en son moda haber- Klara Bov Saçların tekrar uzatılmasına, Hali- vudda başlanmıştır. Bir çok tanınmış yıldız, bu eski tarza dönüşü, benim- seyişle karşılamıştır. Şimdi, hemen bü- tün dünya, filmde gördükleri yıldızla- ra bakarak, onların peşi sıra moda ce- reyanlarına ayak uyduruyor. Bu iti - burla, uzun saç modasının her halde ve çok geçmeden her tarafta şümulle- neceğine hükmetmek, yerindedir! Dolğun vücutlü ve boylu poslu | yıldız Mey Vest, filmde ortaya çık - | tıktan sonra, zayiflik, ince uzunluk itibardan düşüp aşağı yukarı şişman - hık moda olmadı mı?.. Şimdi yıldızla- rın moda cereyanlarına hâkim olduk- larına, bu en kuvvetli bir delildir! Yenileşen eski saç modası hakkın- da Holivudun en meşhur kadın ber - beri bakmız, ne düşünüyor: — Kısa saç, muhakkak ki, kadınla- rı daima olduklarından daha yaşlı göz- teriyor. Bu, uzun tecrübelerle anlaşıl- dı. Zengin bir tarzda ve mahir bir el tarafından tanzim olunan uzun ve yu- |omuşak dalgalı saçların - çerçeveleyişi, yüzde hem güzellik, hem de gençlik ifadesini tebarüz ettiriyor. Dolayısiy. le, saçları uzatmak zamanı gelip çat- miştir! Yeni yıldızların en manalı yüzlü ve bakışlısı olmak üzere dikkat uyandı - ran İren Bentley, uzun saçlarını, alnı- ni tamamiyle açık bırakacak bir şekil- de arkaya doğru tarayarak, yukardan düz bir örğü halinde başı üstünde top- hyor. Biraz kalkık bir tarayışla, bu sadeliğini pırlantalı bir tarağı, saçları üzerine yandan sokarak cazipleştiri - yor. Bu saç tuvaleti, bir bakıma Mar- len Ditrihin tercih ettiği saç tuvale - tini hatıra getirir! Klara Bov, kırmızıya çalar kumral renkteki saçlarını uzatarak, — kabarık | we dağınık bir tarzda arkaya doğru taramakta, böylülikle yuvarlak yüzü - larını ensesi üzerinde kabarık ve da - ğnık birakıyor. 1910 tarihinde oldu- ğu gibi! Yıldızlardan Madlen Karol, arka- ya doğru taradığı uzun saçlarını ba - şınim yukarı tarafında kalkık bir bi - çimde bağlamakta ve ensesine doğru bol bukleler halinde — sarkıtmaktadır. Ayni zamanda çiçek ve elmas katışla da süsliyor. İşte, saç modası esasta ve teferrü- atta, şimdi bu yeni safhadadır! Yazlık iskarpinler Yazlık iskarpinlerin, eski Roma ka- dınlarının sandallarından mülhem bir tarzda yapılanları moda.... Atmaların ayak bileğinde tutturul. ması süretiyle ayağın üst ve yan l2 - farlariyle topuk kısmı açıkta bırakılı - yor. Bunların parmakları açıkta bıra - kanları da varsa da, bu vaziyet, göze hiç hoş görünmiyor. Bu tarzdaki iskarpinleri, Burada topluluğu temin ettikten sonra, bunun | nü halelendirmektedir. Arkada da, saç- kır gezintilerine gidenler de ayakları- na geçiriyorlar. Fakat, Bu doğru de - gildir. Bunlar, daha ziyade şehir vo - kaklarında, yahut sahilde, plâjda fa - lan giymeğe elverişlidir. Uzun yol yü- rüyüş için, hiç te pratik sayılamaz! slkeiğrek Iskoç desenleri İskoçyalıların - mahalli desenleri, ilkbaharda elbiselik kumaşlar, ceket ve eteklikler üzerinde tesbit edilmiş, moda olmuştu. Biraz sonra bu tarzda santıraşlı eşarplar orlaya çıktı. Şimdi Moda sahasında iz bırakan İskoç desenleri, hem muhtelif renklerin im- tizaçla bir araya gelişi suretiyle, hem iki venkte yapılıyor. Bu desenler, taf- ta üzerinde daha yakışık alır sayıl « maktadır. ——— f Dantele rağbette Evki zamanlarda, elbisede süs o - larak danteleden bol bol istifade edi- lirdi. Hem elbisede, hem de iç çamaşı- rında... Son zamanlarda ise, dantele hemen tamamiyle ihmale uğramış, her halde moda olmaktan çıkmıştı! Bu sene dantele ilk baharda hazır- landı, yazın da moda.... Hem şümullü olarak, gerek elbiselerde, gerek iç ça- maşırlarında yer tutuyor. Bilhassa ak- şam elbiselerinde iri ve kenarları kıv- vamlı kıiymetli danteleker, süs olarak fazlasiyle kullanılıyor! vamaliyandını Çantalarda inci İnci, hemen - hiç bir zaman moda olmaktan çıkmaz. Ve sade gerdanda, kulakta taşmmaz. İşte, şimdi de el çantaları üzerine yerleştiriliyor. Beyaz ve siyah incilerle süslü el çantaları, bu yaz pek modadır. Sahici- si pahalıya mal olduğu için, çok zen- gin olmıyanlar da, kendilerini yalancı incilerle avutuyor, ne de olsa incili ıçıntı taşımaktan mahrum kalmıyor - lar! H, Yünlü ve ipekliler İpekli kumaştan yapılan elbiseler, bu yaz her tarafta göze çarpaçak de- recede bezenmiştir. Son yazlar içeri » sinde, ipekli kumaşın bu yaz olduğu kadar benimsendiği görülmemiştir. Yünlü kumaşlar da rağbettedir. Ve daha ziyade, ipekli kumaşla bir a - rul'ı .olırık giyiniş, bu yazın hususi - yetini temin ediyor. Meselâ, ipekli el. bise üzerine yünlü mantolar giyiliyor.