HABR'in ikâyeleri — Sekizinci sayıfadaki resme bakmız! — Gece vakti, karı koca, evlerin- de oturuyorlardı. Tüccar, çok asa- bi ve çok düşünceliydi. Karısı, e- lini omuzuna koydu: — Nen var kuzum?.. — Hiç... — Hele hele.. Söyle.. Sende bn şey hissediyorum.. — Düşmanlarımdan korkuyo - rum., - diye tüccar karısının göz - leri içine baktı. — Peki, korktuğun nedir?.. — Ne bileyim ben?.. Bize, hiç ummadık bir fenalıkta bulunabi - lirler.. Bu esnada, kapı çalındı. Tüccar, asabiyetle yerinden fır- ladı. — Ben gidiyorum.. — Nereye?.. — Her halde, şeriklerim gelmiş olacak.. Sen sakın merak etme.. Çıktığımı da kimseye söyleme.. Evde bilinmeliyim.. Anlıyor mu - sun?.. Bu cihet çok mühimdir.. — Peki, peki.. Fakat, şimdi kocasının asabiye- *i kadına geçmişti.. Kapı kapan - dıktan sonra: — “Şeriklerim!,, dedi; fakat sakın yanılmasın.. - diye düşün - dü. - Sakın, bu gelenler, düşman - ları olmasın?,, Pencereye yaklaştı. Bahçeyi gözetlemeye başladı.. | Dışarsı karanlıktı. Yalnız, genç kadın, üç gölgenin yürüdüğünü ve insan büyüklüğünde bir şey taşıdı. ğını gördü. Gölgeler, pelerinlere bürünmüşlerdi. Başlarımı geniş ke| narlı şapkalar örtüyordu. Kadımın endişesi arttı: “— Kocam, bu kılıkta değildi.. Her halde, pelerinli adamlarım bir | tanesi o olmıyacak.. Fakat, eve dönmedi.. Nerede?. Birdenbire son derece ürktü: “— Sakın, taşıdıkları cisim o olmasın?.. Sakın, korktuğu başı -| na gelmesi: Gidenleri gözetledi. Bahçenin sonundaki ambarlara doğru ilerle- mişlerdi. Kapıyı açarak, taşıdıkla- rı cismi içeri soktular.. Biraz son- ra, dışarı çıktılar.. Korulukta kayboldular.. Tam | bu esnada; genç kadın, ambardan bir alevin yükseldiğini gördü. Hemen telefona koştu. Kara - kolu açtı. Bütün olup biteni anlat- tı; — Kocamı ambarda yakıyor - | , lar., İmdat! - dedikten sonra, â -| leti kapattı. Biraz sonra, askerler, ellerinde baltalarla yetişti.. Bir kısmı kapı - yı kırarlarken, ötekiler de korulu- ğu çevirdi.. Üç caniyi yakalamak için bütün tertibatı aldı. Kadın: — Ah, kocam.. Kocam.. - diye inliyordu. - Acaba, ona sağ kavu- şacak mıyım?.. Alevler, depoyu ne de çabuk sarmıştı. Maamafih, askerin balta- | sı kapıyı kırınca, talaşların üstü - ne kocaman bir kundak konuldu- ğu görüldü. Zabit: — Buraya getirip bıraktıklarını söylediğiniz, meğerse bu kundak - imiş! - dedi. — Peki, kocam?.. —Kocanız?.. Koruluktaki askerler: lnrıılıiu | yeni diktatör idaresinin Ök ue lll Filhakika, birkaç dakika sonra, tüccar ve şerikleri, yakalanmış o- larak getirildi.. Kundağı bunların koydukları- na hiç şüphe kalmamıştı. Bahusus, hesapların tetkikinde de sigortadan büyük bir para al - mak için bu işi yaptıkları anlaşıl - dı. (Hatice Süreyya) | S;fya kabinesi Yeni Bulgar Başvekili M. Georgiet. Sofya, (Hususi) — Bulgaristan- da son ihtilâli yapan ve bugün ik - tidar mevkiinde bulunan (Zve - no) grupu (İzgref — yani güneş doğuşu) isminde yeni bir gazete çıkarmağa başlamıştır. Bu gaze - te yeni diktatör hükümetin proğ - ramını gayet açık olarak ilân et - miştir. Proğramın Yugoslavyaya taallük eden ciheti bilhassa şaya- nı dikkattir. —Zira Bulgaristan proğramın bu maddesine göre a - kalliyetlerin hukuku meselesinde israr etmekle beraber — Make - donya cihetinden arazi istemek « ten vaz geçiyor. Binaenaleyh Avrupada muahe - delerin tadilini istiyen — devletler grupundan ilk defa olarakresmen ayrılıyor ve Yugoslavya ile itilâf yolu arıyor. Yeni Bulgar hükümeti Fransız politikasını mı, yoksa İtalya poli - tikasını mı takip edecek?. Haki - kat halde İtalya yeni Bulgar hü « kümetinin Yugoslavyaya yaklaşma siyasetinden memnun değildir. Fa- kat orta Avrupadaki başlıca dev -« letlerin siyasetleri son zamanlarda bu — suretle teressüm etmektedir. Şimdikihalde Balkanlarda umumi fikir cereyanı şu merkezdedir: — £ Deniliyor ki: “Biz bütün bdyılk z devletlerle sulh içinde yııııııık isteriz. Fakat bu devletler de bi- & zi kendi halimize bırakmalıdır . Umumi harpten evvel Avusturya, — Macaristan ile Rusya arasında- ki rekabetler Balkan milletlerinin felâketini mucip olmuştur. Şim -' di Avusturya — Macaristan yok -| tur. Fakat onun yerine diğer ba-| zı devletler arasındaki - ihtilâflar | gene Avrupanın bu kıt'ası üzerin- de rahatsızlıklara sebep oluyor. ,, Yaşayan görecektir: Fakat öy-; le zannediliyor ki Bulgaristanda' ihtilâl ile iktidar mevkiine geçen | hedefi| Balkanlarda sulhu muhafaza et - mektir, Bilhassa bu kıt'a üzerin - de şimdiye kadar en büyük ihtilâf J'uttull' Tuttuk!.. - diye hay| mevzumnu teşkil eden Makedonya fip,., Bür meselesini esasından halletmektir. | dayken şimdiye kadar biriktirmiş H ELHAMRA: Şen mülâzim. Ü SARAY: R TÜRK: — Hulyalı dudaklar. K ŞIK: Hayatım sana feda. Y Fıkra müsabakası | En iyi, en güzel fıkraları bize gön- dereceklerin yazıları; burada neşredi- lecektir. Yalnız bu fıkraların uzun ol- maması, seçme olması ve okunaklı yazılması lâzımdır. 284 — Nerde kalmış Kürtler pek seyrek olarak yı - kanırlarmış. Böyle kürtlerden bi- ri bir gün arkadaşlarının müte - madi ısrarlarına dayanamıyarak hamama gider. Fakat ertesi günü bakarlar ki kürdün suratı bir ka - rış.. Biri sorar: — Nasıl, dün hamama gittiğin- den dolayı memnunsun ya?. — Bırakın siz de.. Sizin aklını- za uydum da başıma bu felâket geldi. — Hayrola, ne felâketi?. — Ne felâketi olacak?. Hamam olduğum yüz altını kaybettim. Bunun üzerine arkadaşları bir şey söyliyemezler. Gel zaman, git zaman kürt fe- an halde hastalanır. Kendisini mu ayene eden doktor, mutlak surette hamama gitmesi lüzumundan bah- seder. Ve kürt de bütün yeminle - rine rağmen zorla hamama gider. Ertesi günü kürdü görenler fev- kalâde hayret ederler. Çünkü kür- dün ağzı kulaklarında, gayet mem nun. Hayretle sorarlar: — Ne o7. Neden böyle mem - nunsun?, — Hani bundan on sene evvel hamama gittiğim zaman yüz altı- nı kaybetmştim ya? İşte onu bul- dum da.. — Haydicanım, öyle şey olur mu?. Hiç on sene evvel hamamda kaybedilen çey aymi — yerde kalır| mı?, İ — Yok sanım, hamamda kay - betmezişim, para kesesi giyinir - ken gömleğimin arasına sıkışmış. O zaman farkında olmamışım. Eyüp: Aptullah Müstakil Kiralık Ev Iki odadır. Kumkapı Nişancası Havuzlu Mühre sokak No. (5) DİKAT: Saat üçten sonra ay- Yi numaraya müracaat. Gidilebilecek eğlence yerleri SİNEMALAR : IPEK: - Tehlikeli yollar. MELEK: Hüküm gecesi HABER — Akşam Postası | biz içer bir kadeh çay ve yer biraz. Beyaz şeytan, ASRİ: HİLÂAL: Şeytan kardeşler. Ankara Türkiyenin kal-|İ bidir. ŞARK: Kongre eğleniyor. ALKAZAR: İstanbuldan geçerken f ALEMDAR: Ankara Türkiyenin kalbidir. MİLLİ: Deli gönül. YILDIZ: Niçia öldürdüm. KEMAL BEY: Şehvet adası, HÂLE: Ben ve İmparatorise. FERAH: — Sandu. Ingilizce 1 Haziran 1934 dersleri Perşembe ve pazartesi günleri çıkar Müellifi: ömer Rıza —13 — İşimiz yoksa ve güneş te parlıyorsa, 1f we have work we do it first. At five | ©' clock. | if vi hav vork vi du it ferst. et fayv ©' klok. şayet biz. malik iş biz yapar onu| evvelâ te beş saat. İşimiz varsa evvelâ onu yaparız. we drimk a cup of tca, and eat somce vi drink € kap ov ti, end it sam Saat beşte bir kadeh çay içer, biraz bread and butter. At seven (p m.)*) we bred end botter. et seven (pi, em) vi ekmek ve tereyağı de yedi (öğleden sonra) biz | ekmek ve tereyağı yeriz. have our supper, and not long after| that. hav âver sopper, end not long ofter| Pzat malik olur bizim akşam yemeği ve değil çok sonra bu we go to bed. By nine ©' clock at night vi ge tu bed, Bay nayn ©' klok et nayt Long before nine a. m. Long bifor nayn e, em. uzun evvel dokuz evvel öğleden, a. me: Lâtince ante meridiem (öğle- den evvel) kelimelerinin ihtisaridir. p. m.: Lütince post meridiem (öğ « leden sonra kelimelerinin ihtisarıdır.. Dozen — dazen (dyzine) Sometimes (bazan), often (ekseri « ya), always (daima) 1 — Okuyunuz: Does, cousin; all, walk, guarter, dau ghter; noon, good, room, cook; third, giri, work, learn; eat, brend, clean weather, 2 — Cevap veriniz: (1) What is a half of twelve? (2) a guarter of eight? (3) How many hors are there in a day? (4) in half a day? | (5) When do you eat your breakfasi? (6) What do you drink at five ©' clock? (7) When do you go to bed? (8) How long do you sleep? (9) Does the sun shine when you are asleep? (10) Do you sömetimes work in the aftermoon? — () Who alwaya plays then? (12) Do you often eat butter with your bread? biz gider a yatak ile dokuz sant de gece| Öğleden sonra saat yedide akşam yemeğimizi yeriz, bunun üzerine çok geçmeden hepimiz uykudayız. We are all asleep; but we are gulte awake vi ar ol eslip, bat vi ar kuvayt avek biz hep uykuda fakat biz bir tınıı-ylı uyanık, Fakat öğleden evvel, dokuzdan epey ce zaman önce tamamiyle uyanık olu -| | (16) Where is (13) What do you do from ten till eleven? (14) What tells you the time? (15) İs there a big clock İn Ehis roam? 3—Şu loelııııktııı karşılığını söy - leyiniz: (1) awake; (2) long, (3) young, (4) clean, (5) To work; (6) answer; (7) cold; (8) asleep; (9) short; (10) hot. *) ve (* işaretli harfler peltek oku- nacak, Bir kuzu kesilmesi yü- zünden cinayet işlendi Kasap Mustafa arkadaşlariyle rakı içerken Süleyman Efendi yanında kuzusıyle meyhaneye gelmişti İzmir (Hususi) — Sineklide dört sabıkalı tarafından çıkarılan bir kavğa da Habip adlı biri ağır surette yaralan- mıştır. 'Tahkiket, müddeumumi — muavini Şevki Bey tarafından ikmal edilmiştir.| Vaka bir kuzu meselesinden çıhıııı tır. Sineklide Ali Bedri Efendi ismin - de birinin kahvehanesi vardır. SıHunı h Arnavut Ali, yanımda Ördek Hasan, | kunduracı Ragıp, kahveci Sıtkı, Bedri oğlu Ali, kasap Mustafa adındaki ar -| kadaşlariyle bir kahvede bir masada ra kı içerken ayni semtte oturan Süleyman efendi isminde birisi kahveye gelmiş ve yanında taşıdığı bir kuzuyu sabıkalıla- rın içki içtikleri masaya yakın bir yera bağlamışltır. Bundan hiddetlenen A. Ali, verdiği kararı tatbik etmiş ve bir bıçakla ku - zuyu boğazından kesmiştir. O sırada kahvenin iç kımmda bulunan Süley - man bunlara çatmış ve kavga çıkmıştır. Arnavut Ali, kendisini takip ederek ya kalamış, ayakları altına almış dövmüz- tür. Arkadaşları da tabancalarını çeke- rek Süleymanı korkutmak maksadiyle bir kaç el ateş etmişlerdir. Süleyman, Arnavut Alinin elinden kurtulmuş ve kaçarken tabancasını bunlara doğru a* teş$ etmiştir. Arkadaşlariyle birlikte rakı içen kunduracı Ragıp hareketlerinin çirkin | olduğunu söyleyince sabıkalılardan Ör dek Ali, bıçağını çekmiş, üzerine sal - dırmıştır. Rağıp kaçmağa başlamış, ÖF dek Ali yetişerek üç yerinden ağır su- yette yaralamıştır. ) Vakadan sonra kaçan Arnavut Ali, — © civarda bulunan bakkal Osman Efen- diye tabancasını teşhir etmiş ve dük * kândan üç şişe rakı gaspederek kaçmış" tır. Ördek Ali ile diğerleri yakalanmış” tır. Arnavut Ali henüz tutulmamıştır. Yakalanması için zabıtaca tedbir alın * | mıştır. Ördek Ali suçunu itiraf etmiş * tir. “Müstantiklikçe — istievaplarındat sonra Ördek Ali hakkında tevkif kara” rı verilmiş, ötekiler hakkındaki takibü* tin gayri mevkuf olarak devamı muvâ” — fik görülerek kendileri salıverilmiştir. — Izmirde vapur ücretleri indirildi İzmir, (Hususi) — Hazirandan iti. baren Karşıyaka bilet tarifesinde ten - zilât vardır. irket, zararlı hatların ilgasından ınüışnellıl tasarrufla bunu temin et - mektedir. Tenzilât nisbeti ve esası şudur; Birinci mevki biletlerde gidip gel - me ve eskisine göre yüzde 25, ikinci mevki yüzde 22, zabit ve talebe bilet- lerinde yüzde 25, amele - biletlerinde yüzde 35.. Bu hesapça birinci mevki yalnız git me veya gelme 8,5, gidip gelme 16, i- kinci mevki 7, gidip gelme 12,5, zabit, dört, talebe 3, amele gidip gelme 7 ku-| Satılık irat Galatada altında üç dükkân! bulunan on üç — odalır kârgir bint satılıktır. Galata rıhtımında Selâ* nik kıraathanesinde Sabita Efen * diye müracaat (2386) ğ aaEmeeaDaRdaDa aa n ea F ruştur. 60 yapraklı birinci meyki karnelefi — 460 kuruş olacaktır. Yani beber bilet |) 7,8 kuruştur. Karşıyaka için aylık P& ” | solar 600 kuruşa indirilmektedir. fiatlerde nakliye vergisi de dahildir- Körfez şirketi, bilhassa ikinci me'”” ki bilet ücretlerinde daha —ııı. ven Ğ zilât yapmak suretiyle halkın arzusut! ımi N yerine getirmek gayesini takip kanaatindedir.