4 Mayıs 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

4 Mayıs 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çaasrin T — Habeş — Resmi sekizinci sayfadadır— | İstanbulda bulunan mama dadı- lar, Türkçeyi çok fena konuşurlar. Fakat, Karanfil Hanım, onlardan değildi. Sizin benim gibi, her fik- rini mükemelen anlatabilirdi. Ken- disi, saraylıydı. Fakat, halinde de- li halayıkların yılışıklığı yoktu. Kibar bir hanımdı. O iceri girince, herkes hürmet eder, ayağa kalkar- | dı. Bilhassa sesi çok güzeldi, şar- kılar söyler, hattâ bazan da, coş- tuğu zaman oyunlar oynardı, Fa- kat bütün bu hareketler itibarını düşürmezdi, Bu güzel Habeş kadını, şayet Istanbulda değil de Pariste yetiş- miş olsaydı, şüphesiz ki, Jozefin Bakerden daha çok evvel meşhur olur, alkışlanır, servet kazanırdı. Maamafih, servetsiz değildi. Bulunduğu sarayda, efendileri, ©- na bir çok mücevherler, kıymetli eşyalar vermişlerdi. Bunları muva- fık fiatlarla satabilmiş, bir ev, bir apartıman yaptırmıştı. İradile ya- şıyordu. Hayrete lâyıktır ki, aslâ evlen- memişti. Kendisine, hattâ paşalar- den, beylerden talipler zühur etti- ği halde, hepsini reddetmişti: — Teehhül etmiyeceğim!.. mişti. Akrabamızdan bir genç, ona â- şık olmuş. Pek zorlamış, evlenme- mesinin sebebini anlamak istemiş. Karanfil Hanım da hikâyesini şu | suretle nakletmiş: de- Ben, Habeşistanda, sekiz yaşın- da iken kaçırıldığım zaman, on bir yaşında bir nişanlım vardı. İşte, bu sebeple . kimseyle evlenmiyo- rum, ; Kendi kendimize nişanlanmış- tık, İki köyün ortasındaki manda otlağı yüzünden babalarımız ara- — sımda kavga çıkmazdan evvel, ben, -—© köydeki Bilâl isminde bir çocuk- ..İı sevişmiştim. İkimiz de, evlenme /— yaşına gelmiştik. O sene düğünü- müz olacaktı. Gülmeyin! Güneş nebatları na- sıl çabuk yetiştirirse, olgunlaştırır- sa, İnsanlara da ayni suretle tesir eder. Bu kaidenin istisnası olmı- yarak, ben de, sekiz yaşında mü- kemmelen gelinlik bir kız haline gelmiştim. Bilâl ise, on bir yaşında bir güveydi! Fakat, tam o sene, otlak yüzün- den, iki köy, biribirile darılıştı. Bizde, darılışmak, fena şeydir.. Hani, “Babası tutmuş Arap!,, der- ler... Bu söz, beyaz yani hakiki A- raplara değil, bizlere, Habeşilere aittir. Babamız tutunca müthiş oluruz. Sözde intikam almak için, bizim köylülerden bir kaç avare, tutmuş- lar efendim, Bilâlin köyünden üç beş çocuğu çalmışlar... Esircilere satmışlar.. Bunu haber alan kom- şu düşmanlar erkeklerimizin ça- JTışmakla — bulunduğu bir sxatte atlara binip silâhlarcını kuşanarak, | kulübelerimizi kuşattılar. Hepimi- zi dışarı çıkardılar. İhtiyarları kı- lıçtan geçirdikten sonra, bütün kız ve erkek çocukları tabur haline ge- tirdiler. Memedekileri de anneleri- le beraber aldılar. Köye ateş verdi- ler.. « İki yanımız düşmanlarımızla ku- şalr olarak günlerce yol aldık. Yürümek istemiyenler, yorulanlar, hastalananlar, insafsızcasma tepe- leniyor, öldürülüyordu. Bu meyan- — da iki küçük erkek kardeşimin de — kanıma girildi. Nihayet Şap denizi kıyılarma <H Aeedan Kit Aeltnlilara cariye ile köle bindirdiler. Karşı tarafa, Hicaz | kıyılarına çıkardılar. Burada, oğ- | lanları bir yana, kızları öbür cihete | ayırdılar. Oğlanlar tarafından feryatlar yükseliyordu. Meğerse, bunları ha- dım edip yaraları üzerine tuz dö- küyorlarmış. Neyse, efendim, biz, oralırdıl Fazla alıkonmadık. Bir vapura bindirildik. Istanbula gönderildik. | Çerkes Hasan Paşa denilen bir | zat, beni seçti. Evlenen Sultanlar- dan birine çeyiz halayığı verdi.. Tabiü, sekiz yaşındaki çocuklar, İstanbulda kadın addedilmiyordu. Onun için, senelerce, bana kız ni- yetine bakan olmadı. Ön altıyaşıma geldiğim zaman beni oğluna almak istiyen saray mensubini kadınlar zühur etti. Fa- kat, sultan efendiye yalvardım. Ona sadakatimden bahsettim, Çi- rağ edilmemek istediğimi söyle- dim. “ — Ölünciye kadar sizin yanı- nızda kalmek istiyorum!,, dedim. Hakikatte ise, sadakatten ziyade aşk hissediyordum: Nişanlım Bi- Tâli unutamıyordum. Onu, dima- | ğımda, gaye haline gelirmişlim. İçimden bir ses: | “— Sabret... Hayatta karşılaşa- caksınız!,, diyordu, Filhakika, bu ses, beni yanıltmadı, karşılaştık! Amma, nasıl?.. İstanbula, Mısır prenseslerinden Hudadat Hanımefendi gelmişti. İşte, o sarayı ziyaret ettiği sırada, yanında Bilâli gördüm! Evet, ni- şanlımı... Nerede bulunduğumu unutmuş- tum. Derhal, boynuna sarıldim.. 1- ki yanağından öpmeğe, sevinç yaş- ları dökmeğe başladım. | — Bilâl... Nasıl oldu da Allah | bizi kavuşturdu, Bilâl .. Artık, bi- | ribirimizden ayrılmıyacağız, değil mi? Bu coşkun tezahürlerde bulun- duğum sırada, bereket versin ki, efendilerimiz yanımızda yoktu. | Biz, koridorda idik, Yanımızda ka- | pı yoldaşlarım vardı. Hepsi de, acıklı maceramı biliyorlardı. ı» Bir an bile, Bilâlin ne vaziyette burada bulunabileceğini aklımdan geçirmemiştim. Tekrarladım: — Bilâl... Artık biz biribirimiz- | den ayrılmıyacağız, değil mi? Ev- | leneceğiz, değil mi? Nişanlım, hazin hazin boynunu büktü.. İncelmiş sesile şunları an- Tattı: — Bizim köydekilerin sizi ka- çırdığı gün, sizin erkekler, hâdise- yi haber almış., Onlar da sıcağı sı- eağına intikam almak için, bizi gafil avladılar.. Dört nala kalkmış atlarile kulübelerimizin önüne gel- diler, Annelerimiz, bizi sakladı. fakat sizinkiler, ekserimizi bulmak ta güçlük çekmedi.. Meselâ, beni, evdeki — kadınlarbir. — zembile- çinde, sessiz sadasız, titriye titriye oturuyordum, Evimizi basan adam sordu: — Bunun içinde ne var? Annem: — Ekmek var., diye kekeledi. Adam, mızrağını yavaş yavaş sapladı: | — Acaba'taze mi? Kaba etlerimde duyduğum acı üzerine haykırdım. Bittabi, yaka- | landım., Adam, kılıcını çekerek, beni hemen orada hadım etti. Son- ra, kanlarım aka aka, atınm terki- sino aldı. Nasıl ölmedim, hayrettir. Başımdan ne maceralar geçti. An- Tatmakla hitmez.. | HABER — Akşam Postası En iyi, en güzel fıkraları bize gön- dereceklerin yazıları; burada neşredi- lecektir. Yalnız bu fıkrâların uzun ol- maması, seçme olması ve - okunaklı yazılması lâzımdır. 258 — Sağırın ziyareti Sağırın biri hasta olan bir dos- tunu ziyarete gitmiş. Yalnız karşı- sındakine sağır olduğunu bildir « mek istemiyormuş. Bunun için yolda şöyle düşünür: “— Karşılaşınca ilkönce nasılsı- dündenberi kendinizi daha iyi hissediyorsunuz ya? Zaten bu: DU renginiz de gösteriyor, derim. Bana her halde evet, daha iyiyim.. cevabını verir. Memnun olduğumu söyledikten sonra doktorunu sora- rım. Elbet bir isim söyliyecek, Ben de onun hazakatir liğini met- hederim, En nihayet doktorun kendisine hangi yemekleri yeme - sini tavsiye ettiğini sorarım. Tabi atİyla Çörba, yöğert pibi bir sim söyliyecek. Bunun üzerine ben de afiyet olsun der, çıkarım. Böy- lelikle hem ziyaret etmiş olurum. Hem de karşımdakine sağır oldu- ğumu bildirmem.,, O esnada dostunun evine gelir, kapıyı çalar. Kendisini içeriye a * hırlar. Hastanın yanına çıkarırlar: — Nasılsımız? Dündenberi ken- dinizi daha iyi — hissediyorsunuz ya? Zaten bunu renginiz de göste- riyor. — Yanılıyorsunuz. Bilâkis çok hastayım. Günden güne fena olu- | yorum, Artık öleceğimi kat'i su - rette anlıyorum. — Oh, oh. Vallahi memnun ol- um, Peki, doktorunuz kim?. Hasta bu söze fena halde kızar fakat ses çıkarmaz. Etrafta bulu- nanlar da çok hayret ederler. Hnj ta cevap verir: — Bu gidişle Azrail.. — A,, Bak ona sözüm yok.. Çok hazik, çok iyi bir doktordur. Tam size lâyık.. Peki, ne yemenizi diyor? Hasta sabredemez: — Ziftin pekini.. — Afiyet olsun kardeşim.. Ba- ri bol bol - - de çabuk iyi olasın. Bunun i zine etraftakiler sağ- rı kaldırıp sokağa atarlar. kert q Gidilebilecek eğlence yerleri SİNEMALAR : IPEK: — Vals muharebesi MELEK: Lüi sinemacı ELHAMRA: Yavrum ve deli gönül $t SARAY: İÜSUMER: — Uçan Şeytanlar TURK: Ankara Türkiyenin tavsiye e- Insan avcısı ati bidir.| ASRİ: ŞİK: — Kız misin, erkek mi? ŞARK: — Hayat budur. ALKAZAR: Vahşi orman esrarr HILAL: — Çin geceleri ALEMDAR: Karım beni aldatırsa YILDIZ: Altın arayan kızlar | | Kayarak iple tavana çekmişlerdi. 1 ( Sarışın tüya küdar) Boğaziçi şarkısı KEMAL BEY: Insan avcıları. B FERAH: TAN: — (Şi Acıkara postası ide) Saygon isyant TETTERLEREETETEDNED ETEÜNEETİN MNMKUN İşte, nişanlım erkekliğini kay- betmiş. Fakat ben, onu hâlâ deli gibi seviyorum.. Başka erkeği ne yapayım? Ne yapayım?., Karanfil Hanım, çok vakur, çok ağır başlı bir kadım olduğu halde hikâyesinin bu noktasında ağlamağa başlamı$-. _W Fıkra müsabakası | 4 May:»s 1934 Nakıl ve tercüme hakkı mabfuzdur ei Cuma, Pazar ve Salı günleri çıkar Azot Azot veya Nitrojen — havanın beşte dördünü teşkil öden basit bir cisimdir. Bu cisim havadan başka uzvi ve gayri uzvi bir çok cisimlerin terkibinde bulu- nur, Istihsali: Içinde su olan bir kabın ü- zerine bir fenus örler ve fenusun altırda biraz fosfor yakarsak fosfor yanarak ha- vanınm öksijenini alır. — Fosfor sönünce hava da oksijen kalmamış yaz dumanlar suda erir ve fenusun al- tında yalnız azot kalır. Azot kızıl derecede — ısıtılmış bakır rendesi üzerinden hava geçirilerek de istihsal olunur. Azotu muhtevi cisimler. den ve en basit olarak azotiyeti amon- yaktan da istihsal edilir. Bir balonda bu madde mahlülü ısıtılırsa azot şöyloce çıkar: NH*NO' — 2H'O * N2 Evsafız Azot renksiz, kokusuz, lezzet- siz bir gazdır. Havadan hafiftir. Bir lit. ve azot 1,25 gram gelir. — Suda pek az münhaldir. Buhran noktası — 146 dır. Yakıcı değildir. Teneffüse de salih de- ğildir, Doğrudan doğruya pek az cisimler- le güçlükle imtizaç eder. — Elektrik kıvılcmları tesiri altında oksijenle bir- leşir. Ve NO — humzu ahiri azot ha- sıl olur. Azotun mürekkepleri azotiyet — nit- Tür ismini alır. Nitrürlere su ilâve olu- nursa amonyak elde edilir. Faydaları: Azot hava dahilinde ok- sijen'in şiddetini azaltır. Hayvan ve ne« bat uzviyetlerinin teşekkülü için lâzam bir cisimdir. Son zamanlarda havanmm azotundan istifade ederek amonyak, a- zotlu gübreler, ve hamızı azot yapıd- tmağa başlandı. Amanyüler TAN:. Faşmtlü, Yo7 Tekül vözni,, YağImlrlu Ve Hırtinak manlarda amonyak mürekkebatı hasıl olur. Azotlu maddelerin tefessühünden de amonyak hasıl olur. — Meselâ idrar cevberinin tefessühünden de amonyak çıkar. Tstihsali: Halk arasından ruhu,, derler. Ticarette su ile mahlül bulunur. Mahlülü tenksiz, lezzeti ya- kıcı, kokusu keskin olur. Teneffüs e- dilirse göz yaşları akıtır. Mahlâlü ha- fifçe ısıtılırsa gaz tayaran eder, geride için Klorkalsiyom ve asid sülfürik üze- için Klorkalisyom ve asid sülferik üze- rinden geçirilmez. Çünkü bu iki cisim amonyağı massederler, Halk arasında Kloru amonyak'a ni- şadır derler. — Eğer bu madde sönmüş kireçle karıştırılıp isıtılirsa amonyak elde edilir. 2.NH,*CI — Ca (OR) — 2 NH? 4 Ca C' 4-2H20. Amonyak sanayide idrar ve gazhane sularından elde ediliyor, Idrarın terki- binde “idrar cevheri,, denilen CON4A' NH” vardır. — İdrar cevheri su ile te- fessüh eder atideki muadeleler hasıl o- lur: CONH: NH? 4 NH Karboniyeti amonyak kireçle karşı- laşınca Karboniyeti kalsiyom, sud ve a- monyak husule gelir: CO, NH NH* 4 Ca (OH) 2 — Ca CO? 4 2HO - 2NHE. Evsafı: Amonyak renksiz, lezzeti ya- * 2HO — CO*' NH kıcı, kokusu keskin bir gazdır. Hava- | | ya mazaran kesafeti 0,6 dır. Suda ziya, | desiyle münhaldir. Sair gazlardan fazla nisbette inhilâl eder. — Sifir derecede — birlitre suda 1149 litre ve 15 derecei hararetteki su- da 750 litre amonyak gazı hallolur, O- dun kömürü hacminin-90 misli amon- yak gazı masseder. Klorür darjan ise hacminin 300 mis- li amonyak masseder. Amonyağın buh- ran noktası — 131 dir. Kolayca mayi olur. Mayi amonyak buz imalinde ve soğuk hava mahzenlerini soğutmakta kullanılır. Uzvi maddelerin tefessühünden hu- sule gelen amonyak mikroplar ve hava tesiriyle azotiyete inkılâp eder. Amonyak hamızlarla birleşerek a- "Nîhyı-k dedikleri milihleri husule ge- demektir. | Fosforun yanmasından husule gelen be- | “Nışadır | Yazan: M. Gayur Amonyak kuy vetli bir madde olarak kimyahanelerde kullanılır. -Kumaşlar üzerindeki yağ lekelerini yok eder. Ya“ pağın yıkanmasında kullanılır. Bir ka” deh şekerli suya beş altı damla amon- yak damlatılıp bir sarhoşa içirilirse #* yılır. Ancak kesif mahlülü şiddetli bir zehirdir. KLORU AMONYAK — “Nışad'Tır sanayiinde amonyak asid kloridrik üze- rine sevkederek mahlülü tebhir etmek- le elde edilir. Nişadır sulptur. Tesa'ut eden yanı sulpten gaz olan bir cisim" dir. Bucisim leklanşe pillerinde ve le- himlenecek demir ve sair madenlerin pasının alınmasma kullanılır. GUERCİLE — “Na NO3,, veya “KNO3,,: Arotiyeti potasyom ve azor — tiyeti sodyom beyaz mütebellir cisim * lerdir. Birincisi Mısır Hindistan sıcak memleketlerde, ikincisi -Ameri* kada Şili ve Peru de kesretle bulunur. Azaotiyeti potasyom siyah barut ima linde odun ve kükürtle mahlât halde kullanılır. Siyah barut şule tema” sında yanar ve silâhları kirletet Sülfür dö potasyom hasıl eder. — 100 — gram siyah barutta 750 gram azotiyeti potasyom, 10 gram kükürt 150 — gram söğüt kömürü vardır. İyi bir barut «" fır derecede ve adi tazyık altında hat m;.u.ı._,iıııiıüh.:'—.ıı..uırj sıl eder. Gazların yanmasından dere * cei hararet 1000 ni aştığından bu hacifi 1500 zü bulur. Azotiyeti sodyomdan barut yapılı — maz. Fakat azotiyeti potasyoma tahvil edilebilir. Düsturu: Na NO3 -- KCI — KNO3 -- Na Ck Tabiatte serbest bulunan gühercile" ler azotlu uzvi maddelerin mikropları? tesirinden azotiyete tahavvüllerindet husule gelirler. Bu file gühercileleşm? — nittifikasyon denir. # “HAMIZI AZOT: “Formülü: ş O",,4 Molekül vezni,,:63 tabiatte ıırhll: bulunmaz. Azotiyeti sodyomdan istil” sal edilir. Bunun için Azotiyeti sod' yom, hamızı kibrit ile muamele ediliri — 2Na NO' - H SO' — 2 HNÜ * Na? SO Sanayide bu muamele büyük F dahilinde yapılır ve hamızı azot ları gre taşından bonbonlar j linde toplanır. Hamtzı azot — asid # tik ve diğer azot mürekkepleri sana$f kimyeviyede, kükürt hamızı mühitf'” mat ve şun'i gübre imalinde kullani " — hırlar, Evsafı: Hamızı azota halk ıı—ıı) kezzap denir, Ticarette birisi adi, diğ? ri dumanlı olarak iki nevi vardır. ziyade adi hamızı azot kullanılır. Ret* siz yahut hafif şarımtırak — renktedi” Sanayide satılan mahlütlarda yüzde & HNO' ve yüzde 32 su - vardır. 120,5 derecede galeyan eder, T sü tehlikeli gazlar neşreder. Kesaftt' 1,42 dir. — Dumanlı hamızı azot kol” sart renkte ve hava temasında £ lar neşreden bir cisimedir. Patlayıdi ? — simler imalinde kullanılır. Hassaları: Teshin edilmiş cam P rudan idrojen gazı ve hamızı azot harı geçirilirse azot ve su husule 'J' 2 -HNO' —- SH? — N? 4 ol—l'o" Eğer burada katalizör vazifesini 'e ren mesamatlı bir cisim meselâ Pli' süngeri olursa amonyak gazı ve $U & sıl olur: HNO' * 4H? — NH' 4 Hf 0: Kükürt bamızı azotla ı.ıııııı-ı-J mıizi ahiri azot ve hamızı kibrit gelir. Fosfor, cit homiz - | anetle MT fosfora inkılâp eder, der Mamızı azot şibih ıudmll'h_ K risini tahmiz eder. Ne kadar kesif ©,, sa tesiri o kadar şedittir. Madenler” 4 — dlrlnlek süRüyülen -ıdr'l lihleri ile azot humuzları ve husule gelir. Idrojen intişar ı";' hallettiğinden dolayı madenleri için kullanılır, x Hamrızı ryot sıcakta ve d&/ nide tesir etmez. — Fakat W la, asid klaridrikten mürekkep M 07 altın varak Betırılırsa altın varak Üi lâl eder ve koyu sarı renki j

Bu sayıdan diğer sayfalar: