29 Nisan 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

29 Nisan 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Nisan 1934 » B Na MÜTRERARİBULİ Hakik? vesikaları tasnif eden ve birbirine bağlıyan | —20-4-934 Geçen kısımların hulâsası Mütarakeden sonra Istanbulda A-* nadolu lehinde ve aleyhinde çalışanlar ' wardı. Bunlar yorulmadan, bıkmadan mütemadiyen çalışryorlardı. — Leyhte çalışanlardan bir grupun içlerine aldık- ları Tlhami ismindeki genç Glatada Ariyan banma tercüman diye yerleş- mişti. Park eğlencesinde tesadüf et- tiği Fatma Nüshetle aralarında bir Be- wişme uyanıyordu. Diğer taraftan ev sahibinin oğlu Fatma Nüzhete Şahin kehyanın kahvesine giderek onunla ve arkadaşlarile temasa geçmiye çalış- mışti , Bu adam uzun bir müdavemetten sonta, Şahin ile anlaşmıya — çalışmış: fakat ,Kâhyanın arkadaşları tarafın- dan yüz verdirilmemişti. Kâhya atlat- muıya çalışıyordu. yordu. Kapının açılmasile içeriye hücum eden rüzgâr halka halka yükselen cigara dumanlarını karış- tırdı. Odada tam (19) kişi vardı, Kapımnın birdenbire açılmasile neye uğradıklarını şaşıran nefer- ler, bir an içinde elleri tabancalı üç adamı kapıda görünce silâhla- rına atılmak istediler. Fakat Kâhyanın: — Davranmayın, Eller yukarı.. Cümlesiyle birer puta döndüler ve hepsi de makine insanlar gibi elerini yukarıya kaldırdılar. Kâhya, iki üç adım ilerledi, ve daha sakin, daha emniyet. verici bir sesle: — Mustafa Kemal Paşanın em- riyle geliyorum. Bu depodaki si- Valları Ankaraya ç yakarım.. HĞ Nİ götüreceğim.. İçinizde benimle beraber gelmek istiyen varsa onu da götürürüm . , Dedi.. Neferlerden hiç birinden bir ses çıkmadı. Hepsi de birer | dilsiz gibi kâhyayı — dinliyorlar, gözlerini onun gözlerinden ayır - mıyorlardı. Kâhya tekrar etti: — Benimle beraber gelmek is- tiyen var mı? Gelmek istiyenler şu . tarafa in.. — Yüzbaşı nerede?. emriye geliyorum.. — Burada bazı | - Ğ mazsın, İsmailof! O, havad Dîyı'::l"unfmı işaret etti. Ne- | — — İçerdeki, ikinci odada?. levazım alıp Ankaraya götürece - nu;de "ll::o:lâ:: h;(_.hff’"' kuşları yere — indirir. Fevkt” ferlerde gene bir kımıldama görün | — — Çavuş?. ğim . "’B" la ha N :rılı»bı ge | Seösur bir nişancıdır. Ş medi. — Üçüncü odada!.. — Kimin emriyle geliyorsun ? duî ub-înıl hnr;iı.' 'ılînf n î “| z Ştanka için de öyle söy!” Nihayet bunların içinde, esmer, | — — Düş bakalım önümüze!, Se -| — — Mustafa Kemal Paşanın.. ti ığını ndeh e ğ mi$ | lar, g kısa boylu, kara ve uzun bıyıklı 6- | nin adın ne?. — Buraya nasıl — girdiniz.. Ev | "" ”A Aaboanlı — İki cambaz bir ipte oy ü lanı hafifçe hareket etti. -Bir şey| — — Mustafa... velâ onu söyleyin.. Sizin galiba ak- | — Bu sırada Petroviçin ayaklarını Elbette ikisinden biri mağlüP söylemek istediği anlaşılıyordu .| — — Haydi bakalım.. Imız başınızda değil.. Haydi baka- | biraz daha fazla sıkmışlardı. cak. Fakat, ben bu mücadı Kekeliyerek : j — Ben, gelirim amma bır_ Her bakkı mahfuzdur Kadri CEMiL Tefrika: 46 | la... — Nedir?. — Bana bir ay izin verirseniz.. — Bir aydeğil, sana altıay izin alırım.. — Gelirim. — Sen nerelisin?. - - — Ankaralıyım.. — İşte, doğrudan doğruya An- karaya gideceğiz.. — İzin verirseniz gelirim.. Zavallı Mehmetçiğin bu “izin, verirseniz,, cümlesinden uzun mu- harebe senelerinin üzerinde ne fe- na birtesir bıraktığını anlatıyor- du. Kim bilir ne kadar zamandır, anasını, babasını göremiyor; ni » şanlı veya evli ise — sevgilisinden gzak bulunuyordu. Kâhya, Meh - metçiğin bu cümlesinden en büyük hakikata erdi ve: — Benimle kim gelirse izin ve- receğim.. İstediği kadar köyünde ve evinde kalacak.. Kâhyanın bu sözü, bütün zarar- lar üzerinde bir eksir tesiri yap- tı. — Birer birer sol tarafa geçti - ler.. Kâhya işi daha kat'iye işi daha kat'iye bağlamak istedi: — Hep beraber çalışacağız, söz- mü?. v — Söz.. Söz.. — Ölümü göze almadan kimse ihanet etmeyi aklıma getirmesin.. Bizi, yalnız üç kişi zannetmeyin .. Arkadan daha üç motörle 60 kişi geliyor.. Dışarıda da kırk kişi var. İçlerinden, ilk muvafakat cevas bını veren nefer: — İçimizde ihanet edecek yok.. Ne isterseniz onu yaparız .. — Pekâlâ .. Burada sizden baş- ka daha kim var.. — Bir tane yüzbaşı var.. Bir de İngiliz çavuşu.. — Yüzhaşı ile bir yerdeler mi?, — Hayır, ayrı ayrı yerdeler.. İngiliz çavuşu Mustafa ilerledi.. Kâhya oda - Vd_aki neferlere: Ha MKi aRlzdır Aşk, macera, İ Müellifi : ( Geçen kısımların hulâsası Balkan misakı için Türk sefaretinde bir balo veriliyor. Genç diplomatlardan Muhsin Raşidin Yunan diplomatların- dan Erci Behzadise karşı beslediği müthiş kini, silâh fabrikaları mümes- sili Ert ot Sad körüklüyor... — Fakat, Muhsin, Erciyi öldürmeyince, Yunan diplomatı Atinaya otomobille gittiği sırada, Bulgar çetecileri ona — suikast yapacaklardır. Ellerinide kazmalar, kaldırımları çı- karıyorlar... Yolun üzerine bir - takım kütükler deviriyorlar... Hulâsa, ara- tedbirler alryorlar... Civarda tek tük evler var... Fakat bunların içinde oturanlar, — hâdiseden bihaberdir... Zira, sefarette verilen ba- kahramanlık ve siyaset romanı va - Nü )! loyu seyretmiş ve numaralar bittikten sonra evlerine dönmüş olan çocuklar, annelerine, babalarma, gördüklerini tekrarlıyorlar... En yakın evin pence- resinden, beş altı büyük adamın beş al- ti çocuğu ihata ederek onların oyunla- rını seyredişi gözükmektedir. Çeteciler, onların bu dalgınlığından istilade ederek, hummalı bir faaliyetle çalışıyor.. On dakika içinde, sokak tamamiyle bozulmuş, ortasında, büyük bir mania hasıl olmuştur. * Ercinin bindiği otomobil, dağ ve- lunu inmek için, büyük bir kavis çe- virmiştir. Bir buçuk saatten fazla bir zamandır yol alıyor. Neredeyse büraya yi aklaşacaktır. | Içinde, Erci Behzadis, direksiyon ba. Geçen kısımların hulasası Istanbulda Sultan Mecit ve Rusyada | Jeri ürperiyor, korkudan dizlerinin | dan vazgeçemezdi. Çar Nikola zamanında esirci Ali baba iki memleket arasında kadın - ticareti | yapmakla meşguldu. Alibaba Ferhat is- minde birini küçükken badım yapmış- tı. Büyüdüğü raman Istanbuldaki kız- ları bu delikanlıya teslim ederek, Kaf- kasyaya gidiyor. Tifliste valinin kona-, ğında (Fatma) isminde çok güzel bir Gürcü kızı vardır. Ali baba bu kızı kaçırmıya uğraşırken, bir gün Rüstem isminde bir gençle çalışıyor. Bu genç, Ferhadın arkadaşıdır ve Ali babadan intikam almak üzere 'İstanbuldan Tif- mak ve Ali babayı ele vermek için ter- tibat alıyor . Ruslar Ali babayı tevkif ederek Pe- tersburga getirmişlerdir. Ali baba sa- rayın. zindanlarında işkence görüyor. Bu esnada Rüstem Bey Tifliste Ça - rin gözdesile beraber yaşamaktadır. yesiy 5 öti Petroviç Petersburga gelince A- li baba geniş bir nefes — almıştı.. Petroviçin kendi lehinde ifade ve- | receğini ve bütün mes'uliyeti Ah- | medin üzerine yükliyeceğini zan- | nediyordu. Petroviç bir sabah Ali babanın yattığı zindana getirildi. Papas Si- las bermutat cellâtların başında bulunuyordu. — Siz dışarıda bekleyin.. Lâzum olursanız çağrırım.. İçlerinden biri: verdi: rek: — Yüzbaşı bu odadadır.. — Ya!.. Sen burada dur.. — Baş üstünc.. — Kâhya ve iki arkadaşı ya başladı: — Ben dedi, Mustafa Paşanım hım.. Çıkın dışarır .. (Devamı var) şında düşünüyor: ——— — Her halde, beni öldürecekti... Oldürmekte de haklıydı... Bu adamın yüzündeki yara... Bu adamın evi... Bu adamın saadeti, bütün hülyaları. Ve ni- hayet Feriha... Aman yarabbi Feriha... Feriha ismini düşünürken hassasla- şıyor.. Acaba, yaptığı — cinayetlerden dolayı pişman mı? Tekrarlıyordu: “— Feriha... Feriha... Beşpımar'... O mezalim.. Hezimet.. -Izmire kaçış. Pire.. Ve..y Birdenbire, muhakemesi sekteye uğradı. Frene bastı. Aşağıya doğru baktı. Balonun verildiği şehirden çıktık- tan sonra, otomobil, dağın — etrafında | büyük bir dirsek çevirmiş, bu minval üzere, bir buçuk seatten fazla yol al- mişti. Şimdi ise, büyük daireyi nihayete erdidererek Altıyol — denilen mevkie yaklaşmıştı. Dağ yollarının Nasıl olduğunu bi- lirsiniz; nasıl yılankavi yılankavi aşa- ğ doğru inerler-- İste, ton dönemece yaklaştığı zaman. 'ü—ıiı,_ tarafta, bir tepretmt bir hareket, bir © Karadeniz Korsanları © lise gelmiştir. Rüstem Fatmayı kaçır- | Ali baba papası gördükçe ce- YAR GAROKASN HN BNU SAE AD ARA LSAe Kaer AYA — Baş üstüne beyim, diye cevap | — Mustafa önde düçü arkada iler - lediler.. Odaya yaklaştıkları za - | manda Mustafa kapıyı işaret ede- kapıyı açarak içeriye daldılar. Söze kâh- | nryorum. Tifliste mağazası vardır. 29 Nisan 1934 Müellifi: /shak FERDI — hennem zebanisi görmüş gibi tüy- sına koymuştu. Ölse de bu V Papasa hitaben: — Ben çar hazretlerinin iti ve teveccühünü kazanmış bir babasıyım, dedi, eğer bu adam * esirci olsaydı, onu şimdi sizden ” vel ben parçalardım. Çünkü bef”" kızımı da vaktile bir Türk | dermanı kesiliyordu. Petroviç sarayda her şeyi inkâr etmiş, hattâ Ali babayı tanmmadı- ğanı bile söylemişti. Fakat zindanda esirciyi görünce | şaşaladı.. Ve papas Salis bu karşı- laşmadan onların tanıştığına hük- mederek, cellâtlara: Tiflisten kaçırarak İstanbula F — Haydi başlayın! türmüştür. Esircilere ben de $)| Diye bağırmıştı. kadar düşmanım, Yalan 3ö yorum, Bildiğim hakikat bunt” ibarettir. Ismailofu Tiflisteki ©| ğazasında bile kaç defa ziyarett” tim. O çok namuslu bir adam Papas Silas bu izahatı alıncâ lakayı çözdürdü. Ve Petroviçi babanın yanında bırakarak larla beraber zindandan çıktı. "| ziyeti çara söyliyeceği mul " tı. Zindan kapısı kapanınca Zavallı Petroviç te tıpkı Ali ba- ba gibi ne olduğunu - anlıyamadı. Birdenbire kendini yerde buldu. Ayaklarını mahut demir falakaya kıstırarak bükmeğe başladılar. Petroviçin bacakları demir men- gene içinde sıkıştıkça, can acısın- dan gözleri dışarıya fırlıyor, rusça küfürler savuruyordu. Papas elindeki İncili açarak, yüksek sesle bir kaç âyet okuduk- tan sonra Petroviçe döndü: meyhane dostu başbaşa kalmı!! — Sibiryaya sürülmek istemi- dı. İ orsan, Fatmanın bu saatte nerede | L ORE 4 :ldııiıuııı söylemelisin ! îl;î?nüı:b::. :lı:::'ı ; Petroviç haykırdı: yalıtı İszmallof? Ş — İşte bu adam da şahittir. Fat- |— — çi y e l layeli mayı kaçıran ben değilim. Onu | (g; Kağıran d.ı Sdür, Bisli Ahmet isminde bir Türk genci ka- tazyik ediyorlar? Aklrın ercülfli ç":q — Hiç merak etme, İsmalf Bu işkencelere yakında nibt' | verirler, Oğluma haber gönd! Ve bir iftira yüzünden zindat? tıldığımı bildirdim. Beni b kurtarmağa teşebbüs — ede zannediyorum. Ben kurtulur$” P elbet sen de tahliye edilirsin! — Oğlun şimdi nerededir? — Eskiden Volgada idi. F Karadeniz korsanlar reisi Ş 1 nın son günlerde Sivastopol 'atmayı Ahmet isminde bir Türk gencinin kaçırdığını nereden biliyorsun? — Sabahleyin jandarmalardan işittim. " K — Sen Ahmedi tanır mısın? — Meyhaneden tanırım.. Gece- leri beraber içerdik. — Ya bu adamı?.. — Ismailofu da ayni meyhanede içki içerken tanımıştım. — Hangi İsmailoftana bahsedi- | yorsun? | lerinde dolaştığı görülmüş. Petroviç yan gözle Ali babaya | lumu Volgadan Sivastopola baktı: dermiş. ! f ti — Ben adamı Ismailof diye ta-| — Oülun Ştankayı takip ef | öyle mi? y) — Yalnız takip değil. Y mağa çalışacak. Sen oğlumu " Deri ticaretile meşguldür. Ali baba dayandığı duvarın ö- aşağı | büyük vapur duruyor. Pireye uğra- | loda beni vuracaktı, cesaret yıp, oradan Avrupaya hareket edecek.. Petroviç inatçı bir rus köylüsüy- | lumun galip geleceğini umu dü. İsmailofa iyilik yapmayı kafa- varB! Zaten sinirleri bozuktu: “— Ne oluyor?... diye düşündü. Ne var?.. Sakın bir arızaya uğramaya- yAM? ei » Fakat, kendi kendisiyle alay etti: “— Buna imkân tasavvüur edilebi- lir mi? Civarda Balkan misakı şerefi- ne büyük bir balo verildiği için, hükü- met, elbette bu bavalide sıkı tertibat almıştır., Hani, çocuklar, karanlıkta meçhul | bir şeyden korkunca, bağırarak — koş- | muya başlarlar.. Erci Behzadis te, vi- | tesi açtı... Kornayı öttürerek, ötomoabi- le yol verdi, Kendi kendini cesaretlendirmek i- çin, şöyle töyleniyordu: “— Ayıp bana... Ben ki, hayatım- da bu derece mühataralı vaziyetlerde kalmış, korkmalı mryım? Fakat, korka- cak bir şey de yok... Sadece sinirlerim bozuk... O sebepten asabileşiyorum... Asabiyetimi de yenmeliyim.. Başkıa şey düşünmeli...,, Ve, başka şey düşünmek için, yan tarafa doğru bir göz attı: M Işte, denize yaklaştık... bir de enİZ, Son dönemeci de sapmış, vak Altıyola inen yola girmişti- Bütün haziyle ilerliyordu. — yf Birdenbire irkilip frene tekr#f y) tı. Zira, yirmi otuz metre ötesit * | pusu kurulduğunu farketmişti' —» çe | “— Eyvah... diye düşündü- /| tuğum başıma geldi. Acabir D hirsiz mi?.. Eğör hırsasalar, Sft f üzerinmde ne varsa alıp ııl"" a| kat.. Ya benim şahsıma yapık” | suikastsa?...,, # £| Bu endişesinin doğru olduk” — | lamakta güçlük çekmedi: li “— İşte Bulgar çew 4 larından tanılıyor... Tüfeklerif 'Şi görüyorum... Fakat, o da kim?9 Ö sız bir adamı, manianın »M dılar...,, ; Otomobilin iki projektörü: © fı, mükemmelen aydınlatığt S usrette görüyordu: H “— Bu adam... Bu adaft Ti Raşit... Evet, ta kendisi P! çetecilerin başında o var: tirmeden gelip yolumu k! Derini *

Bu sayıdan diğer sayfalar: