Telefon 23872 | “Yarıgıniın uyandırdığı katgaşalık tasavvur edilemiyecek bir derecede idi. Onu söndürmek için baş vurulması icap eden bütün yesaitten Dbaşka, alevlerin karşısında dini merasim bile yapıl gıydf du. En büyük kilise adamınm kendisine uygun gür ve tok sesile okuduğu dualar yangını söadürmeğe çalışanlar üzerinde derin bir tesir yapıyordu. Kızr kaçırmağa buudan daha münasip bir zaman hinadmazdı. Ali baba...,, (Baş tarafı 3 Necü sayıfada) basmın mülküne tevarüs etmiştir. Bu sülâle, Hindistana 17 nci asır- da gelmiş bulunan — Pathan bira- derlerin ewâtlarıdır. O sıralarda, Hindin yarısına hâkim bulunan İmparator Mojhela tâbi idiler. Küçük Rampur devleti, Hindin şimalinde kâindir ve 947 İngiliz mil murabbar araziye maliktir. Bu mesaha kâmilen ekilidir. Nüfusu 471,000 kişidir ve bunların yarısı Müslümandır. Devletin — varidatı, senede 330,000 İngiliz lirasıdır. “Genç nevvap, hükümete geç- tikten sonra, bir Arap koleji aç- mıştır. Buraya, Hindin her tarafın dan talebe gelir. Bundan — maada, | bir de kütüphane tesis etmiştir. “Nevvap ,dokuz aydan beri seya hat etmektedir. Bombay, Aden, Portsait, Napoli, Cenevre, Milân, Venedik, Berlin, Viyana, Buda- peşte de dolaşmıştır. Şehrimizde iki gün daha kalıp Parise, Londra- ya, oradan da Amerikaya gidecek- tir. “Zevcesi Begum — beraberinde- dir. Dört çocuğu Viyanada kal- mnıştır. Bir tanesi tedavidedir. İki Bu tarihi tefrikamızı takip etmek için daha vakıt kaybetmiş sayılmazsınız. Baş tarafındaki hülâsayı okumanız tefrikanın bundan sonraki kısımlarını takip etmiye kâfidir. de kardeşi vardır. Maiyetinde, başvekili, bir iki nazırı, saray er- kânı, hususi doktoru ve allı — hiz- metkârı vardır. Bunlar, umumi malümattı. A- sıl öğrenmek istediğim şeyleri kı- sa, resmi ve ihtiyatkâr davranan bu beyetten anlıyamıyacağımı keşfederek, içlerinde, gözüme kes- tirdiğim bir gence yaklaştım, Bu da, aksi gibi, benim bildiğim üç Avrupa dilinin hiç birini bilmi- yor .Ne sorsa, beğenrsiniz: — Taarif arabi? -demez mi? Cesareti ele aldım. Üç sene ev- vel, Cebeli Lübnanda seyahat e- derken, meramımı anlalacak ka- dar Arapçayı sökmüştüm... Der- hal: — Ey nzam! Ve'lâkin muş ki- tir... (Yani, evet, lâkin çok değil!) cevabını verdim. â Heyettekilerin kollarımda —hi- ristiyanların taktığı gibi— — birer matem şeridi vardı. Parmağımla göstererek: — Eş haza? (Bu ne?) dedim. — Şehrül muharrem.., -diye ce- vap verdi. Hazreti Hüseyinin — öldürüldü- azartesi 1934 Istanbülda bir. himt nevvabı ğünü, bugün, (yani dün) Muhar- remin sekizi olduğunu söyledi. Gerçi, meşhur şair (matem bu- gün şeriate bir ihtiramdır!) der a- ma, ben, gene tecahülde buluna- rak: — Mafi matem fil'islâm ! -diye | ortaya bir lâf attım. — (İslâmiyette | matem yoktur.) — Nahnu Alevt... (Biz yiz!) Hulâsa, bu mükemmel arapça ile, bir mülâkat yaptık. İşte öğren- diklerim: — Seyahatte, şimdiye kadar, yarım milyon rupya — sarfettik. (Dört yüz bin Türk İirası.) on se- kiz kişiyiz. Perapalasta otuz oda | işgal ediyoruz. alevi- — Sitte, zevcetül nevvap? Yani, “bu hanım, Nevvabın zev cesi midir?,, diye sormak istemiş- tim. Muhatabım, Arapçadaki “al- tı,, ve “hanım,, sözleri arasındaki lâfız müşabehetinde yanıldı: —L4'll... Zevce Muş — Şitte, Vahide.. Vahide., -dedi. (Zevcesi, bir tanedir,) (Vâ-Na) Kaos Ercüment Behzadın yeni şiir kitabı,bugün çıktı 40 kr. PEKTE UNK İstanbul asliye mahkemesi 6 m- cı hukuk dairesinden: Hamparsom E£f, tarafından Ge- | dikpaşada yokuşunda İngiliz mek- tebi karşısında Fırmsokağındar 11 numaralı hanede mukim iken ikametgâhının "meçhul olduğu an laşılan Hermine H. aleyhine bo - | şanma davasının icrayı mahkeme- si 14—5—58934 pazartesi günü saat | ona tayin ve bu bapta imlâ kılınan | davetiye mahkeme divanhan | esine talik kılımmış ve on beş gün müd « | detle ilânen tebliği karargir olmuş | bulunduğundan yevmi ve vakti muayyende İstanbul asliye mahke- mesi altıncı hukuk dairesinde hey- eti hâkime huzuruna — gelmediği takdirde gıyabında mahkeme ic- ra olunacağı tebliğ makamına ka- im olmak üzere ilân olunur, Sene 3 Sı!ı: 38 den cinayet oldu Elâziz, 18 (Hususi) — Azeri mü* hacirlerinden peri Mehmet oğlua Kasılff ve Azeri muhacirlerinden Süleymüt oklu Isfendiyarı Nail Bey mahallesind? müsteciren ikamet etmekte olduğu F” ikm evinde gece saat 18,5 ta leyh Kasım ile aralarında geçen bir Kf meselesinden dolayı asabileşen Katiff' İsfendiyarı bıçak ve tahanca kurgi” nu ile mütcaddit yerlerinden yarali” Taıştır. Yarelahi'pek uğır olün Telektli yar efendi hastaneye kaldırılırken Y da vefat etmiştir. Katil yakalanmi? tahkikat başlamıştır. Pamukculuk mütehâssı*' Elâziz, 18 (Hususi) — Fırat havf” Hisinin pamuk ekimine çok musait d) mast Hasebiyle, tohumun ıslahr ve B” muk zıraati üzerinde — çiftçilerimit tenviri için ziraat vekületince şel ze gönderilen pamukçuluk müt M. Klark ile hükuk müşaviri Sakit * gelmişlerdir. Elâziz ticaret odası klübünde misfi fir edilmektedirler, yakında odü reğ Ahmet Şükrü ve ziraat müdürü ME” met Ali Beylerle birlikte vilâyetimiğ” pamuk ekim mıntakalarını tetkike Pt İ hyacaklardır. Bu vaziyetten ;İM | (2290) 1 miz pek memnun olmuşlardır.