19 Drfndteftfn 1 9 4 3 CUMHURİYET S Şarkta büyük savaşîar IhSariı bambardıman ngiliz radyosv Fransn halkına hitab ederek yaydığı bir ihtarda, Ingiliz hava kuvvetlerinin önümüzdeki günlerde Fransanın nerelerinl bombardıman edeceğini apaçık anlalmış ve tam on dört yer saymıştır. Saydığı yerlerüı hepsl de sanayi merkezleri ve askerî hedefler oldnğunu söylemeğe hacet yok! Fakat İngilfes radyosn acaba bu peşin ihtan niçin yaptı? Bize kalırsa bu nokta, üzerinde dunılmağa deger mahiyettedir. Çünkü İngiliz radyosunun h?defi bombardıman ediîecegini bildirdiği yerlerde mukabil tedbirler ahnması değildir. Yahud bo mnkabil tedbirlere ehemmiyet venniyecek derecde üstünlük idaîasmı üeri sürmek ve Almanyanın Işgal ettiği yerleri müdnfaadan âciz olduğunu anlatmak değildir. Belki onun bu ihtannda bütün bu manalar vardır Te bilhassa Almanyanın müdafaadaki aczile istihza etmck, hatta bu sayede Almanlann prestijini kırmak, Almanyanın askerî satvetini hiçe saydırmak gayesi de gözetilmiştir. Fakat asıl maksadm bu olmadıgı aşikârdır. Asıl maksad, bu sanayi merkezlerinde çaUşan elleri, felce uğratmak ve bunlan, kendi hayatlannı korumak endişesüe işten ahkoymaktır. Bunun da manası şudur: Fransızlar, Almanya besabma çalışıyor ve Fransız sanayiinin verimile Alman harb makinesini besliyorlar. Bunu istiyerek mi .istemiyerek mi yapıyorlar? Bunu bahls mevzuu etmck bile abestir. Çünkü Fransızlar, Almanyayı duşman saymış olsalardı, onnn hesabına bir damla ter dökmczlerdi. Kanlarını dökmekten çekinmezler, fakat duşman hesabına bir damla teri çok görürlerdi. Demek ki, Fransada, duşman hesabına, müstevli hesabına ter döken, güç veren bir millet var ve bu millet dunnadan, dinlenmeden Almanya lehine, Almanyanın harb şevketi lehine çalışıyor. Acaba niçin? Bütün dunyaya hürriyet aşkı aşılıyan Fransaya ne oldu? Bir sömürge vaziyetine mi düştü? Ve bir sömürge olmayı, istiye istiye, seve seve kabul mü etti? Yoksa Frar.sanın Almanyaya hizmetten, kendi gücünü Almanyar.m gücüne katmaktan umduğu başka bir şey mi var? Fransa isyan edemiyecek bir halde olduğu için ,baş egiyor ve istemiye islemiye duşman hesabına ter döküyor, güç sarfediyor, diyecek olursak, bunu Fransız milletinin şerefine uygun saymağa imkân yoktur .Bizce muhakkak olan bir şey varsa, Fransız milletinin her tazyika galebe çalacak kuvvet ve kudrette oldugudur. O halde Fransız mflleH acaba istiye istiye Almanyaya müzaheret mi ediyor? Ve onu bu müzaherete sevkeden bir takım sebebler mi var? Bnnlar hiç şüphe yok ki, tahlfle değer mühim meeslelerdir. Fakat bugün göze çarpan hakikat, tngilizlerin, Fransnlan, Almanlar lehine çalışmaktan vazgeclrmek için nereleri bombardıman edeceklerini apaçık ilân ettikleridir. tngilfeler, Fransrzlan ölümle tehdld ederek Almanlardan yüzçevirmeğe mecbur etmek yolunn tutmuştur ve böylece Fransızlan Almanlar hesabına çalışmakla bombardıman edilerek ölmek ve yaralanmak arasında mnhayyer bırakıyorlar. Çünkü Fransız milletini, Müttefikler lehinde nyandınnak Için başka çare kalmamıştır. Mısır, Allantik beyannamesini imzaladı Baştarafı 1 ind schifede B D Zitomir kesimindeki Alman karşı taarruzu Rusları durdurdu Baştarafı 1 ind sahıfeae gayretleri taarruz cephelerinin hepsinde düşmanln bir zırhlı tümeııinden 58 tank imha edilmiştir. Çerkassy'nin şimal batısında hararetli mevziî muharebe faaliyeti vukua gelmektedir. Kiyef batısmdaki savaş bölgesinde kıtalarımız Zitomir dolaylarnda düşmanın şiddetli hücumlarınl berlaraf eıtikten sonra şimale doğru ilerlemişler ve mü. him meskun yerleri ele geçirmişlerdir. Korost«n civarında düşmanın üstün kuvvetlerle giriştiği sava^lar elân devam etn.ektedir. Gomei bölges:nde şehrin renub batı jstikametinden düşmanın tank birlikleri himayesinde yaptığı taarıuzlar püskürtülmüştür. Bu arada mevzi! açılan gedikler kapatılmlştır. Şehrin şiır.alinde düşmanın yeniden yaptığı hücumlar, mukabil taarruzla püskürtülmüştür. Smolensk'in batlsında müdafaa meydan muharebesi azalmıyan şıddetile devam etmektedir. Bütün gün büyük kuvvetlerle salduan Sovyet kıt'aian, kısmen çetin savaşîar ve kanlı süngü muharebelerile geriye aülmışlardır. Duşman topyekun 94 tank kaybetmiştir. Vitebsk'ın doğu bölgesmde Sovyet kıtalarl müteaddid mırvaffakıyetsiz taar. ruzlarda bulunmuşlardır Nevel'in cenub batısradakl gedikten şimal ve cenuba sürülen diişman savaş gruplarile şiddetü muharebeler olraaktadır. akim kalmıştır. Hareketin gayesi gizli tutuluyor Berlin 18 (Da.D.) Aimanların Z.tomir çe\Tesİnde Sovyet ucuna karşı yaptıklan tazyik daha büyük bir şiddet kesbetmiş ve tesirini gösteraıeğe başlamiştir. Zitomir'in doğu ve batısmdaa şimal istikametine yöneltilen Alman karşı taarruzlan sayesinde tabiyevî önemde u.ühim arazi parçalarını gerl almak kabil olmuştur. Bu hareket'erir.in gayesi hakkmda Alman askerî mahüılerinde henüz hiç bir şey söylenmemektedır. Son günlerde bu savaş kesiminde göze çarpan gelişme, teşebbüsün yavaş yavaş tekrar Almanların eline geçmeğe başladığını göstermektedir. Fin resmî tebliği Helsinki 18 (T.P.) F:n resmî tebUği: Kareli berzahında ca.ılı bir keşif kolları hareketi kaydedümiştir. Sair keslmîerde harekât olmamıştır Doneç havzası nasıl tahrib edilmiş? Alman taarruzu geli|iyor Berlin 18 (E.P.) Askeri kaynaklardan elde edilen malumata göre Zıtomir Rusyaya İngîliz Amerîkan savaş sahaslnda Alman kıt'aian ilerlemeyardımları lerine devam etmisler, muhtehf piyade NewYork 18 (LP.S) Ödünc verm e ve zırhlı kuvvetlerile Rusların göster. ve kiralama hakkında ahiren neşredilen Baştarafı 1 incı schfcde dikleri anudane mukavemete rağmen Üe bir beyanata nazaran Rusyaya harb mal arasmda büyük ölçude ilk muntszam ri harekeü durdurulamam^tu. Bir çok zenesi gönderme İşlerİ birincıteşrin muharebe cereyan etmiştir. Hava kuvmeskun mahalleri işgal eden Alman kuv 1941 de başlamıştır. Bu hesaba nozaran vetleri tarafından kuvvetle desteklenen vetleri çevrilen bazı Rus kat'alannı im Amerikadan Rusyaya şimdiye kadar Alman kıt'alan daglarda bulunan 16,000 ha etırâştir. 6500 uçak, 3000 tank, 12,000 hr.fif makine vatansevere karşı taarruza geçmışierdir. Büyük tank meydan muharebesi litüfek, 145.000 kamyon, 25 000 sahra te Vatanseverler, Alman bombardıman tayBerlin 18 (T.P.) Doğu cephesıııin lefonu, çeh'k teller ve sair madenlerden yarelerile stukaların şiddetli hücumuna eenub ve orta kesimindeki mihrak rok. mamul eşya, infilâk maddeleri petrol ve maruz kalmalarma rağmen, yu'ssek rüttalarında yeniden tank meydan muha. fabrika tezgâhlan ve gıda malzenesi beli İtalyan subaylarının sevk vs idaresi rebeleri cereyan etmekteâir. Büyük gönderilmiştir. Sevkiyat miktarl art altmda Müctefik esirlerile berabar munDinyeper kavsinde, Gomel'in iki ta maktadır. 1943 senesinin beş ayı zarfinda tazam şekilde ulaşılmaz dağlara çekilerafmda, Smolensk'in batısmdaki taar. «vvelki on beş aya n'sbetle çok fazla mal bilmişlerdir. ruz cephesinde ve Nevel kavsinde Sov. gönderilmiştir. Büyük Bntanyanin da Torinoda baltalama hareketleri yetler her yerde kütle halinde tank te. ayrıca göndermiş olduğu malzeme şunAnkara 18 (RG.) Şimal Italyadn şekküllerini sürmüşler ve bu suretle Iardlr: 11.943 tarihine kadar 2600 tank ve 2000 den fazla uçak. Bu İki kalemi baltalama hareketlerinin devam ettiğji yağmurlar dolayısile her taraf çamur ol. madan önce, yüksek zayiat pahasına da zikretmek kâfidir; İngiliricr tarafmdan bildirilmektedir. Torinoda tethişçıler üc olsa, zorla bir yarma muvaffakıyeti elde Rus ordusuna gönderilen diğer müfredat gece arka arkaya Porta Susa'da asker: bir mevkie el brmbalarile taarruz etetmek istemişlerdir. Fakat Rusların bu dahi bu nisbette bulunmaktadır. mişlerc'ir. ııuıııınilUllüllllllllllllllinillIllllllllllülllllllHlllllllllllımıımmınum....... Stockholm 18 (TP.) «Times» gazetesinin Moskovadan istihbaratma nazaran, Doneç kömür ve sar.^yi havzasım İstikşaf etmiş olan Rus komisyonunun raporu bu havalisinin büsbütün tahrib edildiğini belirtmektedir. Ricat eden Alman kıt'aları tahnbatı o kadar esaslı bir surette yapmışlardlr ki, bu havalinin yeniden istihsal kabiliyetinden İstifade edebilmek için asgari on sene gibi uzun bir müddetin geçmesi lâzım geleceği raporda tasrih edilmektedır. muvaffakıyetle neticelenmiş ve bu ıkı Arab memleketi meşrutî hayatlanna ve millî hükumetlerine kavuşmuşlardır. Bununla beraber, bundan sonra Lüb nanda müellim vak'alar cereyan etınlş ve hüirumetim bu vaziyet karsısmda derhal şiddetü protestolarda bulunmuştur. lîükumetim, haksızlıklan kaldıran, haklan yeniden kuran ve harb yaralarmı saran ve lyi eden Bırleşmiş milletlerin insanî görüşmelerine iştirak için ele geçen fırsatlardan istifade etmiştir. Hükumetim, bu suretle Bırleşmiş milletlerin beyannamesine iştirak etmiş buhmuyar. Yardım ve kaîkınma için a Raştarafı 1 inct lınan tedbirlere de iştirak eden hüku kadar yapılan hafriyat «İstanbul Ünimetim bu âdil gayelerin tahakkuku için versıtesi Edebiyat Fakültesind« ders verAtlantik beyannames^ni de imza etmiştir. meğe memur C. îî. Ğmılie Haspels». Bundan başka hükumetim. SovTetlerl Küçükçekmece Rhcg'on sarayı «Türk de tanımış ve onlarla dipîomatık mıimes tarih kurumu üyesi, tsrcınbul arkeolojı siller teatisine karar vermistir.» müzesi müdürü Aziz Ogin». Lübnandaki vaziyet Türklerle diğer Avrupah'ann müsterek Londra 18 (BB.C.) İngüterenin TroieTrova menselnden oMuklanna Ortaşarkta bulunan nazın Spsars bu" dair ortaçağ efsaneleri «Türk tanh kugün Lubnan meselesi hakkmdakı raporunu hükumetıne gondermıştır. Hukumetin buna vereceğı cevaba intizar olunmaktadır. Bey.ruttaki tenıaslaruu bıtir Baştarafı 1 inci sah^eâe mek üzere bulunan General Catroux"nun da beyanatta bulunması kuvvetle varid ğunu Israrla beyan etmıştu Müteakıben Hariciye Nazırı. hakimigörülmektedır. yet ve müsavat prensıpli'.n sozü geçen Beymtta ve diğer Lübnan şehirlerinde arz çok sükunet avdet etmışse de srev teşekkülün temel taşını teşkil edsceğine ler hâlâ devam etmektedir. Sokaklarda daır sureti mahsusada tem>at vermistir. n Konferansın gayelerine gelınce, Mr. devriyeler faaliyettedir. Tevkit edı! n Ccrde'.l Hull bu gayelsrin hjdudlarm hükumet erkânı ve meclis azalan namına muvakkat bir hükumet kurulmuştur. tayini meseleleri de dahil olduğu halds Bu hükumet, memurları Fransızlara butün davaların büyük devletîer tarafm. karşı itaatsizl'ğe teşvık etmektedir. Bu Gan halledllmesi olmadljıpı söylemiş ve na mukabil golistler tarafından iktid.ir Birleşjk Amerika hükuaietinln birkaçmevkiine getirilen Enıile Edde henüz bir zamandanberi aldığı vazıvete göre. tophtikumet te'kiline rmıvaffnk oi'mimıştır. rak davalarmın, mahiyeUeri itibarile, harbin sonuna kadar musllâkta tutulması icab ettiğm: beyan »trristir. TARİH KONGREŞIj içtimada rumu üyesi, Reşid Saffet Atabinen», DU biliminde Türklerin yeri «Türk tarih kurumu üyesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültedi unıuml lengüstik profesörü, Prof. Ragıb Ozdetr.», Anadolunun takriben M.Ö. 1950/1850 yıllnrındaki tarihi hakkında en eski yazıh kaynaklardan çıkanhı bszl esash neticeler «Ankara D.T.C fskültesi iimî yardımcılarmdan Dr. Emin Bilgıç> Verin zavaihlsra! ünyada medeniyet ılerledikçg maalesef iusanlık hislcri zayıflamaktadır. Gerçi eskiden olduğu gibi insanlar birbirlerine işkence etmeği, kazığa vurmağı ve cngizisyon azablan vermeği şimdi terketmişteıse de buna mukabil hemcinsine karşı olan merhamet ve alâkası azalmıştır. Onun içindir ki, dünynın her tarafında yer yer hayır cemiyetleri kurularak hayır işleme hislerinin gelişmesine ve merhamete muhtac olanlara yardım etmeğc çalışa» rak bu noksanı telâfiye uğraşıyorlar. Bu hayır işleme duyşusunun koturümleşmesi, esefle soylerim; bizde de göze çarpmaktadır. Hele az çok refah içinde olan sınıflann apartıman hayatı sebebüe bazı muayyen ve fakirsiz scmtlere toplanmalan zenginin fakire yardon et mesi imkânlannı büsbütün azaUmıştır. Eskiden bir mahallenin zenginleri oranın fakirlerine bakmağı bir vazife, hatta dinî ve ahlâtî bir zarnret telâkkı eder ken, bugün yokluğu ortadan kalktıîı gibi onun alâkasııu ve merhamctini çekecek fakir dc ozakta kalrmştır. Halbuki bizde Türk ve islârn an'anesi hep bu yardımı emretmez mi? Malının kırkta birini fakire vermek farz değflmidir? İslâra dini her ycrde sosyal ynrdımı baş vazife olarak üeri surmrmi^ midir? Oreç tutamıyan adamların kudrpti nisbetinde fıkara doyurması emredilmiyor mu? Dedelerimizin açtığı imarethancîer, bugün güçlükle ve daha küruk olçüde açmağa uğraştığınuz aşhanelerin daha miikemmeli, daha muntazamı değil midi? Medrese tnlebesine, muderrislere ve hayrat hademesine verilen fodlalar onları ekmek kaygusundan kurtarmak için verilmiyor muydu? Şimdi maksada geliyonım. Harb hâdiseleri olır.asa dahi .İstanbul gibi dagııuk, içtimaj ve iktısadi düzeni bin bir sebeble bozulmuş bir şehirde binlerce fakir, yardı*na muhtac, sessiz sadasız yokluk çeken insan vardır. Bunlar için yarının e k . meği nereden geleceği meçhuldür. Hastası ilîcsız, kulübesi ateşsiz ve celimsia TÜcudü giyimsizdir. Bunlar bizim sade kan kardeşlerimiz değü, komşumuz ve hemşerhırizdir. Bir iki semtteki küçiik fıkaraperver cemiyctlcrinden başka bizde bu büyük küileyc bakacak bir tek müessese: «Kızılay» cemiyptidir. Dünya ölcüsünde ble şefkat kurumu olan bu insanî müessesenin geçen kıştanberi İstanbuldî yer yet aşhaheîer acmakta ve binîerce fakire sıcak y m e k vt?rmekte olduguuu çörüyoruz. ögTeniyoruz. Bu aşhaneler olmasaydı. bir kısım vatandasın açlıktan öhnosi, hir deflse l a yıf düşerek en ufak hastaîıŞa karşı koyamayıp bu fani dünyayı terkf tmesi nıuhakkaktı. Hâdiseleri olduğu gibi görmeğe alışmalıyız. Bu, böyle idi. Eger bagün bir kaç bin vatandaşm hayatı bo tedbirierle korunmuşsa bunn bu tşte çalışmış ve buna yardım etmiş olanlarla bu çaiışma ve yardımlan id.re ve takvlye etmiş olan Kızılaya borcluyuz. Lâkin, Kızılay cemiyeti geniş vazifeM bir kunımdur. Zelzeleden salgına, yangmdan seylâba kadar her felâketin yara sarıcısıdır. Elindeki irad kaynakları m a . lum ve masraf tahsisleri muayyendir. İstanbul gibi bir büyük şehrin, yok ve yoksullarını kendi normal iradlarüe karşılaması kabil deği'dir. Bunu ondan istemek muhali dilemek olur. Bize verilen malumata gore, İstanbul yoksullan için yılda bir milyon lira lâzımdır. Yani aşağı yukarı her İs,tanbullunun bir lira vermcsi lâzımdır. Bi» kundura on beş kuruşa boyandığı, bir kutu kibrit beş kuruşa ahndıgı, bir kilo fasulaynm yüz yirmi beş kuruş ettigl \ zamanda bilmem ki bir lira çoğumsanacak para mıdır? Buna mukabil bu bir lira ile binlerce yoksul, çocuk, ihtiyar ve alüin canı kurtarılacaktır. Haydi dedelerimiz gibi imaret açbaga, hayrat yapmağa kudretimiz müsaid değildir diyelim; bari Kızılayın bu insanî ve uîvî teşebbüsüne kudretimiz dahilinde yapacağımız yardımlarla onlann torunlan olduğumuzu, onlann iyi huylanm . tevarüs ettiğrimizi göstcrelirn. Sırası ge \ lince, bir büyük millet olduğumuzu iddia j edip dunıruz. Büyük milletler, küçük , nıhlu ferdlerden teşek&ul etmez. Verin zavallılara!. Birçok ilim adamîan, mühim tezlerini izah ettiîer Mr. Kull'e bakıSırsa... Dr. Goebbels diycr ki... Baştaraft 1 incı sahifcde Mussolini, Hiller m umumî karargâtanda Adapazarı felâketzede Saffet Arıkan Ber'İnden yola çıktı lerine hükumetin yardımı Ankara 18 (Telefonla) Adapazarı ve Hendek zelzelesi felâketzedelerine yardlm için hükumetçe Kızılaya 350,000 lira verilmesi takarrür etrniştir. Berlin 18 (a.a.) büyük elçisl Saffet det kalmak üzere hareket etmiştir. Fransaya ihlar! Avukatlık için müracaatlerde Devlet memurlarının yabancı bir karar dil imtihanları Ankara 16 (Telefonla) Avukatlık İçin müracaat edenlerden. herhangi bir sebeble barolarca taleblen reddolunanlarm vaziyetlerini düzeltmeden baroya aImmamalan bütün barolara tebliğ edilmiştir. Ankara 18 (Telefcnla) Devlet me. murlarmdan yabancı dil imtihanma girmek istiyenlerin imtihanları, 22.26 sonteşrin tarihlerinde Ankara Dil F a . kültesinde ve tstanbulda Üniversitede yapılacaktır. Bu husus Maarif Vekâleti tarafından bildirilmiştir. Baştaraft 1 ind nahifcde Fransada Gronoble'de Alman barut Türkiyenin Berlin fabrikasüe topaneyi tahrib eden infilâkArıkan kısa bir müd tan sonra tevkif edilenlerin ssyısı şimdi dün akşam Ankaraya 1500 ü bulmaktadlr. Gronoble'de saat 15 ten İtibaren gezrr.ek yasak edilmiş ve örfî idare ilân olunmuştur. General Giraud ktifa etti Cenevrre 18 (TP.) «Uniei Press. gazetesinin Cezayirden bi'dirdiğlne göre, General Giraud salı akşamı baskumandan'ik makammdan İstifisım vermiştır. İcra Vekilleri Heyeti Ankara 18 (a.a.) Icra Vekilleri Heyeti bugün Başvekâlette Başvekil Şükrü Saracoğlunun başkanlığı altmda toplanmıştır. Balta girmemiş ormanlarda bir mülâkat Madrid 18 (TP.) Buenos Airesten bildirildiğine göre, Bolivya devlet reisi General Penjaranda ve Paraguay devlet reisi General Morinigo, iki mem. leketin hudud bölgelerindeki balta gör. memis ormanlarda mülâkatta bulunduk. tan sonra merkez şebirlerine avdet et. mişlerdir. Fransız mületinta bu variyete duşmUş olduğu sırada, bir taknn Fransızlann, haricde, Fransız emperyalizmîni hortlatmağa uğraşmalan, çok sahte bir rol oynadıklarını ne kadar açıga vurnyor. Bakahm. bu ölüm tehdidi Fransizlan uyandıracak mı? Sofya boşaltılıyor ömer Rıza DOĞRUL Ticarel heylimiz Bükreşle Bükreş 18 (T.P.) Türkiye Harici. ye Vekâleti Umura Müdürlerinden Bur. han Zihnlnin riyaseti aVtmda bulunan Türk ticaret heyeti dün Romanyanın Ankara sefiri Cretzianu'nun refakatinde Bükreşe vasü olmuştıır. Heyet, şubat 1944 nihayetine kadar mer'iyette bulunan Türk Rumen ticaret ve ö. deme mukavelenamesinin tatbikatmda bazı değişikliklerin husule getirilmesi ve yeni bazı ticarî tedbirlerin alnıması için Rumen makamları ile lâzım gelen temaslarda bulunacaktır. Allahım halbuki orada ne rahattımDenız. güneş ne güzeldi!» ve gözyaşlarının göz pmarlannı yaktığını hissedi. yordu. Eve geldiği zaman öğle yemeği hazlr. dı Fakat yiyemiyeceğinı hissetti. Sabah parktaki sihir bozulmuştur. Ağzında bir tadslzlık hissediyor, başı ağrıyordu. Yalnız kahnıya da tahammülü yoktu. Münireye telefon etti. O gelinciye kadar kepılan kaldırılmış, birbirinin İçine açılan geniş, muhteşem salonlarda kâh bir biblonun, kâh bir tablonun önünde durarak, aynalardan aynalara giderek sinirli sıkıntılı do'.aştı. Mektubu, parkta tesadüf ettiği yabancıyı düsünüyordu. Şuraya buraya dağılmıs o'an geniş, İpek yüzlü divanlann üzerine uzanmak başmı yastıklarln arasına koymak ve ker.dinden geçmek istiyoıdu. Münirenin verdiği söze rağmen gelmemesini İstiyordu. Ona nasıl tahammül edeceğini düşünürken dişlerini sıksyordu Buna racmen Münire geldiği zaman b'rdenbire büyük bir yükün omuzlaTindan düştüğunü, adeta ferahladığını hissetti. Münirs memnun. neşeli salonlarl dolaşıyor, oraya buraya gidip gelıyor, aynaların önunden geçeıken kendisine bakıyor: Yarın bu boş salonlarm nasıl doL duğunu düşün dlyordu. Istanbulun en şık. en kibar kalabahğınl burada kar. şılıyacaksm. Ve garib garib gülüyordu. Sonra bir. denbire Zehranm karşısma oturup, me. rakla onun yüzünü tetkik ederek: Dün akjam ne yaottın dadi kocan neredeydi. Sofya 18 (EP.) Bulgar gazateleri, Münakalât Vekili şehrimîze Sofyayı terketmek istiycn ahaliye her geliyor türlü kolaylığın gösterilnıesi hskkmâa Ankara 18 (Telefonla) Münakalât hava müdafaa teşküâtınln bir ilânmı neşretmektedirler. Slovo gazetesi bu Vekili General Ali Fuad Cebe=oy bu hususta Bugaristanm hava taarruzuna akşanki ekspresle İstanbuia hareket etuğraması ihtimalinin bundan sonra da miştir. Münakalât Vekili Deniz yol!an mevcud olduğunu, bu sebeble bilhassa ve liman idarelerinde tetk''kıerde bulunÇindeki Japon taarruzu Sofya gibi büyük şehirler ahalisnin duktan sonra pazar günü Ankaraya döÇungking 18 (a.a.) Kuvvetli takviye. kendilerine muvskkaten başka bir yeı necektir. ler alan Japon kıt'alan YangTse'nin ce. bubnalan lâzım gelmed'.ğini yazmaktaAnkara lokantacılarının bir nubunda ve Tung Ting gölü bölgesinde dır. yenıden taarruza geçmişlerdir. 88 kilomüracaati metre uzunluğunda blr cephede şiddetli Letonya harbden sonra Ankara 18 (Telefonla) Rakı fiafana muharebeler olmaktadır. Burada Japonyapıîan zam dolayısile Ankarada içki istiklâlini istiyecekmîş lar Lihsien şehrini işgal etmiş ve Shiıcen satan lokanta ve kazinocuiar Belediyeye şehrinin dış mahallelerine varmışlardır. Washington 18 (EP.) Letonya müracaatle, tesbit edilmiş olan tarifenın harbden sonra tam istiklâl İstiyecek ve artırümaslnı İstemişlerdir Belediye vakSlovakyada Yahudilere Sovyetler BİrLğine ilhak edllmesine kar tile birinci smıf lokantalar için yüzde tarhedilen vergi şı duracaktır. Bu beyannt Letonyanın yirmi beş, ikinci sınıflar için de yüzde Pressburg 18 (TP.) 16 sonteşrin Amerika sefiri Alfred Bümanis tarafln yitmi zam yaptığmden dolay) bu talebi »ünü Yahudilerin yeni blr vergi ödeme. dan perşembe günü Washingtonda veril reddetmiştir. Sadece rakmın artmasırieri için kabul edilen kanun mer'iyete miştir. Bilmanis bugün de Amerikada dan dolayı İsabet eden miktan fazla olagirmiştir. Letonyanın meşru sefiri tanmmaktadır. rak alabileceklerdir. Bu son cümleyi öyle bir tavırla soy. lemişti ki Zehra onun asıl bunu sor. mak istediğini anladı. Fakat başka şey. ler de düsünüyordu, Onu dinler görü. nüyor, içinde sakin kat'î bir tavırla: Mektubu göndereceğim evet bu akşam göndereceğım diye, düşünüycrdu. Münire muhakkak adersi bilir. ona bunu soracağım. Fakat şimdi değil, hayır şimdi değil.» ve onun sualine yavaşça omuzlarını silkerek mukabele etti. Münire kaşlarmı kaldırıp müstehzi bir tavırla: Bunu merak etmiyor musun dedi. Fakat kızım kocalarmın sırtına asıl. masını bilmiyen kaduılar onları kay. betmeğe mahkum budaîalardır. Onu daima avucunda tutmak istiyorsan bL raz sinirli, kıskanç olmalı ve pejinden ayrılmamalısın. Bak Nıhal boyle de. ğildi. Fakat o baska türlü bir kadındı. oyle kadmlardan ki erkeği nekadar serbest burakır, lâkayd uzaklaşır . öbü. rü okadar onun peşini kovalar. Zehra: «Gene bu kadım methediyor!» diye, düşündü. Birdenbire içinde ko. nuşmak herşeyi anlatmak arzusu uyan. dı. Ona şöyle demek istiycrdu. Fakat o da öbürlerinclendi. Şu se. nin acı a d küfür ettiklerinden.. Koca. sını adattı. Başka sından bir çocuğu ol. du. Şimdi bu başkası öldü ve çocuğu yanına almağa onu mahkum etti an. lıyor musun? hafif, vicdansız bir. ka. dın.. Bana onu mu methetmek istiyor. sun? îçinde bağırmak istiyen sesi güglük. mekte olan harb dolayısi.e yalnız çabuk. lasmıştır. Bız bugün siyaseti gene bir milletin ölüm kalım rr.ücadclesinın sevk ve idaresmdeki yüksek huner ve ınarifet naanasmda alıyoruz. Siya^et, lehberımiz olacaktır ve küçük büjük her mücadelenin kazanıtaıaz zarjretins müstenid oldu ğu kadar kendi hakkımıza sağlam surette kani olduğumuz gerçeği üzerine İsti. nad etmektedir. Bu harbin arkasında blzım s:yasî bir göriH dünyamn vardu ki asıl şimdi nihaî metanetlni ispat edecektir. Bir milletin hayatım müdafaa için sarlldığı silâlılar nasıl seıtse, bu mücadeleyi idare eden ve yürüten'eria de kaleleri o nisbette metin olmalıdır. Bız WİHkie'nin nutku NewYork 18 (a.a.) Mr. YVandell Brinci Cihan Harbini, iadece siytsetle ; Willkie halk meydanında bir nutuk söy Tieşgul oluşumuz dolav'süe kaybett k. emistir. Harbden sonra dünyaya verll İkinci Dünya Harbini siyasî bir ınillet olmek istenilen şekilden l>'hseden ve Mos duğumuz için, ka7ınnca6 3.» kova konferansınm bu gay3yerdcğru atılmlş bu: adım olduğunu söyliyen Wirkie sözlerıne şöyle devam etrrıiştir: Baştarafı 1 incı sahUede < Eu bir kaç hifta ıçiide, Amerikslılarin istedıkleri şekilde tcşkilât'.anjjnla olmaktadır. Onıki adalarda yapüacak bir cak olan bir dünyaya çok yaklaştık ve sefer için Müttefik üslerinin uzsklığı buralarda senelerce yaşıvacağız. Mosko keyfiyeti üzerinde durulmakta ve her da harbi daha tnüessir bir surelte ya şeyden evvel Rodosun işg'alinin lâzım pabilmemızi ve sürekli b'r sulha var. geldiğinde ısrar edümekt^d'r. raamızı mumkün kllacak bir anlaşmanın General Wilson'un beyanatı çerçevesi çizılmiştir. Bu anlasmaiar yaLcndra 18 (a.a.^ Ortaşr.rk ba^kapncağımız insaatm teme.l.jridir.» mandanı H. M. Wilson beyanatta bulu. Hiç bir milletin diğer bir millste zorla n;rak Almanların Lçros ile Leros civa. kanun kabul ettıremiyeceği gün nihayet rmda denizde verdlkleri kiyıblarn Leros yaklaşıyor. Hiç kimsenm olmadıgı gibi adasında bulunan Insiliz garnizonunun bizim de herhangi bir milleto ksndini sayısmı geçtiğini söylemiştir. General idare etmesi irin usuller kabul ettirmefe \Vilson sözlerine şöyle dei'am etmiştir. hakkımız yoktur » « Yunanistanda, 1941 senesinde üs. tün duşman kuvvetleri karş'ısmda geri Emir Faysal ve Emir Halid çekilen ordumtızıın, harbin mukadderatı üzerinde ne şekilde müessir oldufu Londrada bugün anlaşllmıştır. Ege ada'armda simStockholm 18 (T.P.) Londradan bil. di muvaffak olamadığımız teşebbüsün e. dırildiğıne göre, Kral tbnussuudun oğul. hemmiyetini de tarih eö=rterecektir. ları Emir Faysal ve Emir Halid çarşam. ba akşamı, Amerikadan gelsrek, Loncra. Bir İngiliz denizaltısı battı ya vasıl olmuşlardır. Her iki Emır kra. Stockhoîm 18 (TP.) İngiliz amiralLyet mabeymcisi tarafi'idan ıngiltore Kralı namjna istasyonda karşılanmış. lığı tarafından kaybolduğu rcsmen bİMİrilen «Usurper» denizaltısı «Ursula» S'nı. lardır. fma mensub olup 550 tonilâto hacmınde Teslim olan çeteler ve 27 mürettebatı hâmil bulunmakta idi. Zagreb 18 (T.P.) Çetecıler arasmda Bir çocuk otobüs altmda bir dağılma basgöstermektedir. Teslim olanlarm sayısı mütemadiyen arınıatctakalarak öldü dır. Bunlar aldatllarak b'istrm çıkarılan Dün akşam Galatada ölümle neticeunsurlardan olup adodjj günden eür.e lenen bir otobus kazosı olmuştur. Galacağalmaktadır. tada Serçe sokağmda oturan Salıh isEskî Rumanya Kralı Ameri mınde birınin oğlu 4 yaşında Hüseyin, caddenın bir tarafından diğer tarafına kada propaganr'a memuru geçersen 29 numaraıı Belediye otob.üsüolrauş! nun altmda kalmış ve ezılerek olmuştur. Stockholm 18 (TP) «Dagens Ny Hâdiseye adlıye el koymuştur. heter» gazetcsinin istihbaratma nazaMussolininin nutkunu şarkı ran, Rumanya sabık Kralı Carol, Amerikan makamlan ile msvcud olan anlaşyapmışlar! mazhğı bertaraf ederek, naruf bir Ame. Beyoğlunda oturan Anastasya İlyada rikan propaganda ve ilânat şirketine ve Vasılıki İlyada admda iki kızkardeş, senede 35 bin dolar tutannda bir ücretle Mussolininin tevkif edild'ği ve Başvekilmsmur edilmiştir. Lkten atıldlğı sıralarda Beyoğlundaki ka zinolardan birine gıtmişler vs MussoUHindistanda aclık ve ninin Yunan İtalyan hsrbi sırasmda, koleradan ölenler bir nutkunda Yunanlılar için söyleoiği Kalküta 18 (a a) Dün şehir hastane «Ciğerlerini sökeceğim, canlarmı alacalerinde 59 hasta fakir ölmüştür. Dün has ğım!» sözlerini bir şarkı şekline ^okarak tanelere almanların sayısı 10S kişiyi bul yüksek sesle ve kahkahalaıla söylemeğe muştur. Pazartesi günü 57 hasta ve 106 başlamışlardır. fakir ölmüştür. 13 sonteşrinde biten iki Polis tarafından yakalanan ve haklahafta zarfinda sokaklardan 1113 fakirin nnda takibata başlarulan iki genc kız, cesedi toplanmış ve hast^rıelerde ölerfeadliyeye verihnişlerse de, MüddeiumurLi sayısı 1014 ü bulmuştur. , milik, Mussolininin hükumetçs tanınan Helsinkide kasırga bir devlet şefi olmaması ve dolayısile de Helsinki 18 (T.P.) Burada seneler. böyle bir suçu cezalandıracak maddenin denberi görülmemiş tarzda bir tayıun Türk ceza kanununda bulunmaması nokkasırgası vukua gelmiş; 3,000 ağaç kö. tasmdan iki kızkardeş hakkında men'i TTtuhakcme karan ver^rnisfir künden sokülmfistür Sisama Alman taarruzu B. FELEK Tevfik Borlu yeni vazifesine başladı OGUŞü ROMAN : 45 Yazan: PERİDE CELÂL Sen bu Nihalin şimdi nerede ol. duğunu biliyor musun diye, sordu. Ne. rede oturuyor, ne yapıyor merak edi. ycrum. Münire alnı parlıyarak kerıdisina böy. le bır fırsat verümesinden memnun, kımıldadı: Burada, nerede olacak diye, baş. ladı. Celâlden ayrıldı diye, memleketi terk edeceğini mi samyorsun. öyle ka. dın mıdır o?.. Maçkada, annesi ile be. raber oturuyor. Her zamanki gibi şık. güzel, her zamanki gibi zevkinde. eğ. lencesmde. Kulübe sık sık gıdiyormuş. Celâlle tesadüf ettikleri zaman ne yap. tıklarını merak ediyorum. Selâmlaştık. larnıa göre belki konuşuyorlar da. Zehra ayni sakin sesle; Maçkada mı dedm? diye, sordu. Maçkada mı oturuyor? Münire buna ehemmiyet vermiyor. muş gibi: Evet, diye, mırıldandı. Ve apartımanm ismini soyledi. Zehrft geniş bir nefes aldı. KuTtulmuştu. Mek. tufatt derhal göndereodıti. Şimdi renin anlattıklarma alâka duyuycr, hat. tâ başka şeyler de merak ediyordu. Fakat niçin ayrıldılar diye, sor. du. Mademki Celâl onu seviyordu. Münirenin dudaklarmda sinsi bir te. bessüm belirdi. Mütereddid etrafına bakındı, sonra söyliyeceği sdzlerin ma. nasını yumuşatmak istiyormuş gibi tat. lılastırmağa çalıştığı alçak bir sesle: Fakat yavrum dedi. Her güzel ka. dın gibi onun da fazla kaprisleri vardı. Aklma esenı yapmak istiyordu. Meselâ sonunda gidip altı ay yalnız başma Romanyada yaşaması gibi. Orada bir akrabası vardı bir teyze kızı. Onun yanına gıtmişti. Celâlm bütün ısrarla. rma rağmen dönmek istemiyordu. Ce. lâl birkaç kere gidip alacak clduysa da buna şiddetle itıraz eden mektublar al. dı. «Beni rahat bırak biraz uzaklaşma. mız lâzım. Yorgunum, senden yorgu. num. Beni büsbütün kendinden uzak. laştıracak hareketlerden sakin..» diye, yazjyormuş. Bunun üzerine Celâl kırıl. ra Nıhal avdet etti. Her zamankinden asabî hırçın bir hali vardı. Durmadan kavga ediyordular ve bir gün Celâl başını dinlemek istediğini, yanlış bir izdivaç yaptığını böyle güzel, beğenilen bir sosyete kadım ile evlenmiş olmaktansa cahil köylü kızım tercih ettiğmi söyleyince Nihal kızdı. Evi terketti, ayrıldılar. Zehra, Münire sustuktan bir iki sa. niye sonra içinden o son cümleyi oldu. ğu gibi tekrar etti: «Cahil bır koylü kızını tercih ettiğini söyleyince..» ve birdenbire o zamana kadar duymadığı keskin bir acı ile nefesinın daraldığını hissetti. Bu cümledeki iğneyi anlar gibi olmuştu. Birden dayanamıyacağmı. ken. dini kaybedeceğini sandı. Fakat yavaş yavaş vücudü gevşemeğe başladı. Şim. di yalnız garib bir kaybolma içindeydi. Her şeyin kendisinden uzaklaştığmı, acayib elle tutulur bir karanhğın içinde yüzmekte olduğunu hissedıyordu. Ye. rinden hiç kıpırdomamıştı. Hep öyle hareketsiz Münireye bakıyordu. Yalnız gözlerinde garib bulanma ve boşalma vardı. Münire fazla gevezelik etmiş bir insan gibi rahatsız bir gülümseyişle nihayet yavaşça: nı sersemletiyor, hep içinden ona, u . zak «giste, gitse» diye, düşünüyor. Münirenin sesini bir vızıltı gibi du3nıyordu. Nihayet Münireain ka'klp om. zundan tuttuğunu, yanağmdan öperek vedalaştığını ve gittiğini bir rüyada gibi grödü. Fakat gene etrafmda b:r gölge dolaşıyordu. Sonra bu gölge küçük, alçak maşalardan birinin üzerinde duran geniş mavi başlıklı bir lâmbaya d;kundu. Birdenbire lâmbanın bulunduğu yerin etraflnda ölgün mavi b:r ışık belirdi. Bu ışık Zehranm büzüldıiğü divanın köşesine kadar sokuldu. Ancak o zaman Zehra Kendine gelir gibi oldu. Bir İki kere geniş nefesler aldı. Boğazı yanıyor. du. Ağzımn İçinde garib yaklcı bir lezzet vardı. Üstüste gözleum açıp kapad; ve ılık bir şeyin yanaklarma süründüğünü, cildini ürprettiğini hissetti. içinden: «Ne oluyorum! diye. kuvvetsiz bir sesle mırlldandı, ne oluyorum!» B wetp*dn ge İşte böyle güzelim dedi. Sen bana baknıa, onu bazan methederim ama herhalde Celâl Tahsin seninle evlenmekle çok İyi yapü. Senin gibi saf, temiz bir klz bulmak bu zamanda kolay değJdir. Ve başka şeylerden konuşmağa başla. dı ve mektublan kesti. Tam altı ay dı. Fakat Zehra artık dinlemiyordu. böjde ajfM yaşadılar anladm mıî. Son Müslse faonuştukça kadının sesl kafası Yeni Emniyet Müdür mua\ini Tevökj Borlu'nnn zabıta üniformasile alınmış resmi Önünde birinin belirdi*;nı gördü. Ba. İstanbul Emniyet müdu r lüğü dördüiL, şım kaldırdı. Bu roadam Vera İdi. Kadır* heyecanlı, solgun bir yüzle eğil cü şube müdürü Te\rfik Borlunun ter« fian Emniyet müdür muavia! ğine tayia mişti: edildiğini yazmlştık. Te^flk Borlu yeni Fakat siz ağllyorsunuz madam! vazifesine dünden itibaren başİRrr.ıçtır, dedi, niçin, niçin ağlıyorsunuz siz? Ah Kıymetlİ bir idare âmirl olan Tevfik: yarabbim! Borluyu tebrik eder. muvaffakıyetlep j Ve oraya dizlerinin dibine çöktü. Zehra yüzünü saklamamıştı. Bunu yapamıyacak kadar kendini yorgun hisseHırsız çırak dıyordu. O sıcak damlalar ağır ağır Beyoğlımda Bekâr 'sokağmda terzilik yanaklanndan çenesıdne doğru süzülü yapan Yorgonun dükkânmdan kapıyj' yor, genc kadm İçinden sanki garib bir kırmak suretile dükkândan elbise, ayak. '. dolgunluğun Iboşaldığıni, duyuyordukabı, gömlek çalan çırak Vangel bir • sene hapse mahkum