tUMHURÎYET EyîuT TÜRKOLOJİ BAHİSLERİ ı | Hava harekâtı 1 3 harb yılında 4 esaslı sürpriz (Baştarafı 1 inci sahifede) hâdiselere vesile teşkil etmiştir. İngiliz havacılığımn bu limana ve bu limandaki havuzlarda bulunan Iviihver donanmasınm iki parça ana gemisine karşı yaptığı dört bine yakın hava taarruzu ve on binlerce ton ağırhğmdaki bombardımanı müspet bir netice verememiş ve buradaki Şomşort ve Gnesyo adındaki iki zırhlı gündüz gözile Manşı geçerek ve kendisine taarruz eden ingiliz donaniEa ve havacılığile çarpışarak sığmacağı limana erişmek imkânına kavuşmuş ve muvaffak olmuştur. Buradaki sürpriz, Brest yer müdafaasının tertib ve dehşeti, zırhlıların havaya karşı gizlenmesi ve nihayet Manşı geçiş sırasında Fransa sahillerinde bulunan Mihver av ta^areciliğinin programlı himaye ve müdafaalarıdır. 2 Şark cepheslnde kullanılan metodla hasım tajyare meydanlarfflın sıslenmesi cephenin ilk sürprizidir. Mihver bombardımancılarmın taanuzlarından önce, hedef olarak ele alınan mıntakada mevcud Sovyet tayyare meydanlarını öncülük vazifesini gören yarduncı tayyarelerle sisliyerek, Sovyet pilotlannın ufjşlanna mâni olmak ve Mihver taarruzlarmın müdafaasız ve mukabelesiz olarak serbestçe yapılmasıru temin edebilmek cidden bir muvaffakıyettir. Ancak; alelâde bir sisle dumanlanacak ve kalkış sahasında görüşü tahdid edecek bir metod, rökorlar peşinde koşmuş, gece uçuşlan yapmış ve sis içindeki' uçuş taümlerile tekemmül etır.iş bir harb pilotunu hiçbir zaman ve kolay kolay faaliyetten geri bırakamaz. Nerede kaldı ki; mahdud bir saharun, ve ancak meydan ve civarmın, kahnlığı az bir sis tabakasile örtülmesi en ufak bir engel bile olamaz. Büyük bir lhtimalle, kullanılan duman maddesi içinde, motörün çalışmasma tesir edecek ve meselâ, manyatoları nemlendirecek, benzinin karborasyonunu güçleştirecek veyahud da benzinin terkibini bozarak yanmaktan alıkoyacak diğer maddelerin mevcrudiyeti düşünülebilir.. Sovyet pilotlannın tayyarelerini harekete getirememiş bulunmalarını ancak böylece izah etmek mümkündür ve bu suretledir ki, yeni bir silâh olarak ileri sürülen sisin, Büyük Harbdeki benzerinden başkahğı tahakkuk eder. 3 Pike bombardıman tayyareciliğinin; vazife aldığı her cephede ve her çeşid tabya çerçevesindeki muvaffakıyeti, bu cins silâhlann daha bol sayida hazırlanarak, icab eden cephelere gönderilmesini biraz da mecburi bir vaziyet olarak göstermektedir. Mihver havacıhk sanayii, düz uçuşlu bombardıman tayyareleri üzerinde yaptığı ufak bir tertible Do: 217 tayyaresini ortaya çıkarmış ve ağır yüklü tayyarclerin pike uçuşlannda kullanılması hususunu temin etmeğe muvaffak olmuştur. Bu da 942 yıknın ve ajmi zamanda harbin üçüncü senesinin ihtiyaclanndan doğmuş bir buluştur. Bu sayede, elde mevcud pike bombardıman tayyarelerinin cephelere dağıtılması takdirinde ihtiyatlann ihtiyac'ıan karşılıyamaması takdirinde, düz uçuşlu bombardıman tayjareleri kısa zamanlardaki tadillerle iş görebileceklerdir. 4 Sürprizlerin en büyüğünü, taktik vasıflar üzerinde durmadan önce diyebiliriz ki, teknik değişikliği ortaya çık«ran gayrimütenazır tayjareler yapmışlar dır. Tayj'arecilikte ve havacıhk inşaatmda muvazenet işi incelenirken tayjare uzunluk mihverinin ayni zamanda bir tenazıır mihveri olduğu göze çarpar ve esasen busayededir ki, uçuş nazariyeleri tekemmül ederek tayyareciliğin bugünkü ileri durumu meydana getirilmiştir. Şimdi ise, sağ kanadın üzerinde bir şahıslar kabinesi ve dolayısile uzun bir kanad, "ortadsn blraz sola doğru kaydınlmış bir gövde ve motör sehpası, sağa nispetle % 10 : % 15 nispetinde kısa bir kanad ve nihayet kuyruk takımında sadece sol ve tek taraflı bir «Stabilize» bulunmaktadır ki, heyeti umumij'esile bir tayyarenin üzerinde bulunması zararlı olan kanad uzunluk farkları ve tek taraflı stabilize bu tayjare üzerinde muvazenet esası olmuştur. Şekil ye teknik inşa sistemi ve aerodinamik hesablar için tamamile bh: başkalık olan bu tayyarenin, BV. 141 tipinin taktik vasıflan henüz gizlidir. Sadece belli olan tarafı, bir av tayjaresi kadar oynak ve sür'atli, bir bomfcardıman tayyaresi gibi de uzun menzilli uçuşa sahib ve ağır yük taşıyabihnesidir. Böylece BV. 141 tayyaresi, (bütün vazifeler) için elverişli gösterilmektedir. Elemanı bol, malzemesinin evsaf ve keyfiyetini ileri götürmek yolunda çalıştığı görülen Mihver havacılığı karşısmda her türlü İmkânlara sahib Demokrasinin harbin üçüncü yılı için ne vadediîmiş ve ne de verilmiş bir sürprizi yoktur. Ancak yeni ve dördüncü harb yılı sırasmda tahakkuk etrr.esi bek'.enen bazı dev rakamlarla şimdilik intizar devresi geçirilmektedir. Bakalım, Demokrasinin yeni harb yılmdaki sürprizleri nelerden ibaret olacaktır? Ve acaba Mihver havacıhk sanayii karşısma çıkacak sürprizleri nasıl bir mukatele ile önliyecektir?. Yoksa böyle bir mukayeseye lüzum bile kalmıyacak mı? Bütün bir cihanın temennisi de bund:n başka birsey olmasa gerektir. Miioasara başlıyor 6 Yazan : Hasan Cemil Çambeî Çok becerikli bir mahkeıtıe kâtibi! Hâkim izinli iken kendi kendine hükümler vermiş, cezaları tecil etmişL Her Iki taraf 1452 yılınm sonbahar vs lile doluydu İhtiras humması ruhunu kış aylannı ölesiye bir harbin ciddî tutuştururken, serin muhakemesi otıa hazırlıklarile geçirdi. İstanbulun ıpuha daima, kendi İmparatorluğunun asıl pasarası gelecek yılın en büyuk hâdisesi yitahtı olan İstanbul başka ellerda bu. olacaktı. lundukça, Osmanlı devletinin tehlikeli Sultan Mehmed, İmparatorun Mora ve çürük bir temel üzerinde duracağuıı daki kardeşinin İstanbula İmdad gön ihtar ediyordu. dermesine meydan bırakmamak için, Sultan Mehmed, bu büyük teşebbüsü Tesalyadan, Rumeli Beylerbeyi Turlıan gerçekleştirmeğe yetecek miktarda kı I Fatih Sulh Ceza mahkemesinde kStib Paşayı yarımadanın İstilâsına memur I tayı kolayca toplıyabilirdi, fakat top ! Beraet adliyenin yaz tatili devresrade etti. Kendisi harb levazıınını ve muha I îanmasını emrettiği muazzam kara ve ' ve hâkimin izinli bulunduğu sırada \Msara topçusunu toplamak üzere, E d j deniz kuvvelerinin erzak ve levazım zifesir.i uiistimal mahiyetinde bazı haj reketlerde bulunmaktan Sultanahmed nlyi kendine merkez yaptı. ambarlarma gerekli İaşe ve harb levaKonstantin de, şiddetli bir müdafaa zımmı tedarik için, kendisinin bütün Üçüncü Sulh Ceza mahkemesinde scrtemini için, elinden gelen her hazıriığı faaliyetine lüzum vardı. Fakat • Sultan guya çekilmiş ve hakkmda tevkıf nüyaptı. Büyük ylyecek ambarları teşkıl llehmed. harb malzemesini, sadece. eski zckkeresi keilmiştir. Tahkikata göre, etti, askerî malzeme topladı, ve İstan şark hükümdarlarma has gösterişli bir Kâtib Beraet, zamanında beyann^me bulun yerli ahalisi arasmdan tophya bollukla toplamıyor, bilâkis her şeyi vermemek mevzulu bazı davaları hâkım bildiği askeri süâh altma aldı. Fakat kendisi tertib ve tanzim ediyor, ve Ce sıfat ve salâhiyetini haizmiş gibi çbzden bu şehirde oturanlar ya harbe yarar sarta, Napoleon seferlerinde hayrarılık geçirmiş ve karar vermiştir. Verdiği bir şeyler değildi, yahud nüfuslan nispetin. la gördüğümüz o üstadca ahenk ve ter kararda para cezasma, muhakeme masde asker vermek istemiyorlardı. Vatan kibi veren cür'etli ruhla, her şeyin doğru rafı ödemeğe hükmederek dava olunalan uğrunda dövüşmeyi arzu ederJer ve yerinde kullamlmasım tcmin edi nıa cezasını tecil etmiştir. Kâtib Beraet, sorgusunda, kendisinin kalem işlerio kadar azdı ki, bütün muhasara esna yordu. The Historian's History.» ne aid muameleleri yaparken hâkimin sında silâh altında görünen bizans kıtSabah erkenden, gece gsç vakte kadar, izinli bulunduğu sırada bu işleri de yaalarının mevcudu altı bini geçmiyordu. saraymda ve odasında, genc Sultan. ysk pıvermekle kendi sıfat ve salâhiyetinin Ordunun adedce zâfı İstanbul gibi bülaşan muhasaradan başka hiç bir şey hududunu geçmediğini söylemiştir. yük bir şehrin müdafaasından onu âciz konuşmuyordu. Elinde kamış kalem, ve Müddeiumumilikçe tahkikata devaın obırakıyordu. Bu sebebla İmparator İbir tomar kâğıd, sık sık, İsUnbul istih lunuyor. talyan cumhuriyetlerinin harbcı halkın. kâmlarının plânmı çizerken, ve bunlara rian yardırr. istemeyi düşündü. Orada iyi karşı tasarladığı hatlan, batarya mevzisubaylar ve tecrübeli kıt'alar çoktu. Peşte elçimiz geldi Ücretli asker tutacak kadar parası ol lerini, ve cepane depolarmı işaret ederken görülüyordu. Kıt'alarmdan her biriBudapeşte elçimiz Ruşen Eşref Üna5Tmadığı için, ancak Papanm nüfuzundsn istifade edebilirdi. Papa Beşinci Nicoîas'a nin işgal edeceği yerlerin plânlarma, ve dın, dün Peşteden mezunen şehrimize bir murahhas göndererek, çabıık yar bu kıt'alarm muhasara esnasır.da bütün gelmişLir. Ruşsn Eşref bir kaç gün kadım istedl, ve Papanın emredeceği tarz ihtiyaclarını ve eksiklerini gerid^n mü dar istirahat ettikten sonra tekrar vada katolik ve ortodoks kiliseleri arasın temadiyen kendilerine yetişürmek için zifesi başına dönecektir. da tam birlik yapmağa razı olduğunu inşa edilecek çeşid çeşid amb?rlarm anlattı. İstanbulu ancak ecnebi yardımı mevkilerine ve genişliklerine aid her kurtarabilirdi. Bizanslılar için, ya Roma mesele onun huzurunda münakaşa edikilisesile birleşmek, yahud Osmanlı liyordu. O kendisi kıt'alan bölgelerine devletine tâbi olmaktan başka çare yok tevzi ediyor, ve dcaanmanın teçhizine aUmumî hizmet müesseselerile devlet tu. Acaba Grek İmparatorluğunun ve id emirleri veriyordu. Gedik açmak, en dairelerinde kömür sarfiyatmm tahdidi milli Grek istiklâlinin korunması, kilî. büyük tesirle işliyecek lâğımları atmak, için dün Vilâyette Vali muavininin rieeden ve akideden fedakârlıklar yapma ve duvarlara merdiven atmak için teklif yasetinde bir toplantı yapılmış, Toplanğa değer miydi? Geçirdikleri buhran, edilen çeşidli metodları o hep kendi mü tıya DenizyoUan, Limanlar, Elektrik, Grekleri, bu kararı vermeğe çağırıyor. nakaşa ediyordu. Onun heyecanı bir Tramvay ve Tünel, Şirketi Hayriye, Hadu. kahramanm sürükleyici ateşi idi. vagazi, Sulaj İdaresi ve diğer müesseseSultan Mehrnedin biricik kaygısı ge ler müdürleri ile İktısad müdürü bulunİmparator Konstantin 5 blrincikânun 1452 de, Ayasofya kilisesinde, dini bir rekli topçunun vücude getirilmesi idi. muştur. Kömür sarfiyatını tahdid için âyinle, Bizans kilisesinin Papa kilisesi O İmparatorluğunun en iyi kıt'alarını E bazı kararlar tespit edilerek Dahillye le birleştiğini İlân ve tes'İd etti. Saray dirnede toplamıştı. Bu mükemmel ordu, Vekâletine gönderilmiştir. V2 kıliso erkânından büyük bir heyel, mihanikî bir emniyet ve isabetle tam güKış gtinlerir.de her hangi bir kömür âyinde hazır bulunarak, bu hareketi tas nünde İstanbul duvarları allmda kendi darhğma n.eydan verilmemek üzere tesdik ettiler. Fakat manastır papasları ve ni çösterecckti: Fakat, zan.anm teknik pit edilen bu kararlar Vekiller Heyetina halk birleşmeyi reddetti. Bunların içti icablarını ve derslerini gözönür.cle tut arz«dile»ektir. hadınca, Ayasolya kilisesi bu âyinle kir. mak kabiliyeti kendinde yüksek olan letilmişti. Bu günden itibaren ortodoks Sultan Mehmed, Osmanlı padişahları a Üsküdar Yerli Mallar Pazarlar kiliseye ayak basmadılar. Papaslar Msında ilk olarak, pek iyi anlamıştı ki, ları menıurları mahkum ve halk birleşmeye karşı nefretlerıni barutun kullanılması harb san'atının ilân ettiler. Bunların muhalefetini ra gelişmesinde, yeni, başka bir devir açoldular hib Gennadius körükledi. Bu adam, fe mıştı. İstanbul gibi büyük ve kuvvetli Gcçenlerde Üfküdarda bir kumaş sııitihten sonra, Sultan Mehmed tarafından bir şehrin zaptı için, nekadar disiplinli İstimali yapıldığı ve hâdisenin ayni zaİstanbul patriği nasbedilmekle tarihte çünkü Osmanlı ordusunda şiddetli dimanda ihtikâr mahiyetini aldığı noktnt?nır,mıştı. Gennadius, şimdiki buhran sip'in ve bunun eğilmez kanunları hâsından Üsküdar Yerli Mallar Pazannda da. en mutaassıb partinin lideıi oldu, kimdi, ve muharebe Yneydanı için sişef Mehmed Arifie satış memuru Ali ve en şiddetli muhalefeti açtı. Bunlar, lâhlandırılmış da olsa, sade ordunun ave diğer bazı kimse!er hakkında tabirl?şme taraftarlannı (ünyonist'ıeri) dedce üsiünlüğü kâfi değildi. Sultan kibat açılmıştı. Mehmed Arifie A'iuİn hr.k dini İsyan siyasetinin aldatjcı hul Mehmed eski kahramanlık zihniyetinin mevcud kumaşları el altmdan dışan çıyalrrına feda etmekle, Allahı Papanm istediği parlak şecaatin yanmda, nıüeskartıp te^a fiatla satt.rdıkları iddia ohizmetine sokmakla, ve cisrr.aru mynfa sir bir topçu bombardinıanüe, bir kaç lunuyordu Diğer kımseler de, bu işle Etlerini ruhlarmın selâmetine tercih et gün içinde, kuvvetli ve yüksek iç duvarı derecc derece elâkalı görülüyorlardı. mekle tahkir ve tekfir ettiler. Taassub ve bunun burclarını değilse bile, hiç olÜsküdar Millî Korursma mahkemesi; şef lan her türlü vatan duygusunu o dere mazsa daha alçak dış duvarı yıkmağı ve Arifie satış memuru Alinin dörder sene, ce söndürmüştü ki, halkın gözünde hücumculara yol açmagı istiyordu. mutavassıt sıfatile hareket eden Reşadm tGreklerİn direği» sayılan, ve Lâtin'eOsmanhlar top kullanmağa alışkmdı üç sene, seyyar satıcı Yorgi İle tacir re karşı saraym en kudretli adamı olan lar. İkinci Sultan Murad, 1422 de, İstan Mehmed Şerif, seyj'ar satıcı HalOin ve büyük Amiral Notaras İstanbulu PapaBünyanla Habibenin üçer ay hapislerine, nm üç taclı şapkasından ss, Padişahm bulu muhasara ettiği zaman kullanmışü. diğer dava olunanların da beraetine sarığma tâbi görmeyi tercih ettiğini ifa Fakat Türk topçusunun asü ktırucusu karar vermiştir. de etti. Akide taassubu, Bizanslıları, sayılan Fatih, mevcuddan daha kuvvetli müşterek düşman önünde, ikiye ayır ve korkunc bir bombardıman topçusu Et fiatları gene 145 kuruşa teşkiline karar verdi, ve şimdiye kadar RllŞtl. görülmedik büyüklükte döktürdüğü bir çıktı Müdafaa hazırlıkları topu Yeni Hisara koydurdu. Güllesi BoBir aralık bazı kasablarda 9 0 1 0 0 İstanbul duvarları ve tahkimat! harab ğazı aşıyordu. İstanbulun muhasarası için kuruşa kadar satılmakta olan koyun etı bir haldeydi. Tamirlerine memur edi'.en döktürdüğü ikinci top, büyüklükte, bu yeniden yükselmeğe başlamış ve tedriiki Rodoslu papas tahsisatı aşırarak top devi geçiyordu. Ağzının kutru iki buçuk cen artmak suretile 140 145 kuıuşa rağa gömdü. Yetmiş bin altın fetihten kadem kadardı, taş gülleleri 12 kantar kadar fırlamıştır. Dün, kasablarda besonra meydana çıkanlmıştır. Millî mü ağırlığında îdi. Bu topu elli çift manda yaz karaman 135, dağhç 140, kıvıreık Bundan 150 kuruşa satılmaktaydı. Kasablar, et dafaa işlerine iki papasın memur edil yerinden kımıMatabüiyordu: mesi resmî Bizans makamlarmda hüküm daha az mehabetli büyüklükte, fakat fiatlarmın yüksclişi koyun müvaredabelki tesiri daha fazla bir çok başkaları, tının azlığmdan İleri geldiğini söylesüren ahlâksızlıkla izah olunabilir. Bizanshlar vatanlarma karşı bu kadar ve bütün diğer bir çok eski sistem top mektedirler. alâkasız olduklan halde, şark ticare lar, hepsi birlikte, İstanbula taşınmak üFiatların artması üzerine Mezbahadatinin bu mühim deposunu müdafaa için, zere, arabalsra bindirildi. Büyük ölçüde ki et kesimi de nispeten azalmış ve pobir çok İtalyan İstanbula koştu. Lâtin toplanan taşıt vasıtalatile kalkan bu rakende satışlar eski hararetini kay'oetlerin yardımının ehemmiyeti şunun!a korkunc topçu treninin ve b'jnun hizmemiştir. sabittir: Şehirde Lâtin imdad kuvvet tine gerekli muazzam miktarda cepane leri en iyi kıt'alar olduğu gibi, Kons ve mühirr.matm nakli hiç de ufak bir aOcak kongreleri tantin tahkimatı on iki askerî bölüme meliye değildi. Cumhuriyet Halk Partisi Beyoflu kaayırarak, bunlardan yalnız ikisinin kuzasl İstiklâl nahiyesi Firuzağa semt omandasını münhasıran Bizans subaylarıcağmm senelik kongresi, bugün saat 18 Bi MEŞHUR 2 ROMAN ^ na vermişti. Öbürerinde Bizanslılar kude yapılacaktır. mandayı payîaşıyor, yahud yalnız ecneTagore Bedri Tahir Şaman biler kumandayı idare ediyordu. Biletçi ve vatman buhranı! Müdafilerin miktarı 9 bindi. Djnanma Tramvay idaresinde vatman ve biletyalnız on iki kalyondan ve iki Veneçilerin bir kısmı hususi işleri dolayısile Mnrcel Prevost Mihri Geray dik kalyonundan ibaretti. Fakat îMic İdareden aynlmak mecbunyetinde kallimanınm ağzı bir zincirle kapalıytiı. ve mışlardır. Bu vazi}'et servislerde vatman ucu, Galata tarafmda kuvvetli bir isve biletçi darhğı ihdas etmiştir. İdar». tihkâmla emniyet altına alınmıçtı. ^ bu darhğı önlemek üzere bazı tcdbirler Somersct Mougham Nuri Eren Sultan Mehmed, bir hamlede şıddetTi düşüıımektedir. Hali hazıru bu vaziyet, bir muhasaraya başhyabilmek için, kış malzeme ve bandaj buhranmdan çok aylarıru, bütün tedbirleri almak ve büdaha ön safta bulunmaktadır. tün hazırlıkları bitirmekle geçirdi. Bütün aku fikri, Roma İmparatorluğunu, Üsküdar Halkevinde «Kafa Tanesi 100, cüdli 135 kunıs, ve 1150 yıldan fazla bir zarr.an jarkm Ahmed Halid Kitabevi Tamircisi» temsil edilecek ppyitahtı oian, ve «Fethi hasritüımüluk oian» istanbulu fethemek şanımn nyaÜsküdar Halkevi yeni bir temsil faaliyetine girişmiştir. Önümüzdeki pazar günü saat 10 da proîesör Baltacıoğlunun «Kafa Tamircisi» eseri temsil edüeceıcıir. Bu temsilde şimdiye kacar çogu Yazan : PANAİT İ s l h A T İ Ceviren : YAŞAK NABİ NAYİR sahneye çıkmamış olan Halkevi gencleri Rumnnyall bir ana İle Yunanll kaçakçl bir babanın oğlu olan rol aldıklan gibi, tiyatro tekniği, sahnePanait İstrati Çağdaş Franslz edcbiyatında kendisine yüksek bir mevki ye konuş vs oynar.ış bakımmdan esaslı temin stm'ş halis bir Balkanll muharrirdir. yenilikler de gösterilecektir. Daha önce Yaşar Nabinin kalemile dilimize çevTİlmiş olan KİRA Birinci tablo sahnenin dışında seyirKİRALİNA ve ANGEL DAYI isimli eserleri, Türk okuyucularl tarafından cilerin arastnda oynanacaktır. Bütün lâyık olduğu alâka lle kaışllanmış ve müellifini memleketimize tanıttemsil müddetince aktörler suflcrü mıştır, Şimdi gene Yaşar Nabi ayni muharririn A K D E N İ Z isimli takıb etmeksizin piyesin maksadına uyen güzel e^erini dilimize çevirmiş bulunuyor. Akdenizin Çark sahillegun olarak konuşacaklardır. rince muhteşem bir tabiat dekoru İçinde İnsan sefalet ve Iztırablarlnl, duyan ve duyuran bir kalemle anlatan muksrrir, bu kitabile beşerî senProvalarda bu yeni tekniğe uygun bir fonilerin en güzellerınden birini ortaya koymuştur. Kjsmen Osmanlı şekilde hazırlanmaları emelile üstad İmparatoıiugu topıaktarında geçen vak'ası bizim için ayrlca bir alâka Baitacıoğlu bizzat provalarda hazır bumevzuudür. lunmuştur. Dürtya JVIi'harrirlerindcn Tercümeler Serisi : 62 Halkevinin bu yeni teşebbüsü Baltacı210 sahife 50 knrtış. oğlunun öz tiyatro adını verdiği anlayışın meraklı bir tatbikatı olacaktır. REMZi KİTABEVİ Könıiir sarfıyatının tahdidı için bazı kararlar alındı YURD ve DÜNYA Bakir Adam Renkli Pece Ilmî vesikaları hâlâ tetkik edilemediği için henüz tedvin edilemiyen Türkiye tiyatro tarihinin belm iibaşlı devirieri şöy**^^^^^* ^*^*' le tespit edilebihr: 1 .Osmanlılaıdan evvelki ilk devir..: Anadolu Selçukîlerinde tiyatro san'atmm mevcudiyeti hakkmda Milâdm 1112 nci asırlarında yaşıysn muâsır Bizans prerısesi ve imparator (Birinci Aleksiyos Komninos) un kızı (Anna Korr.nini) nin «Aîeksias/Aleıiade. ismindeki tarihiyle On sekizinci asrın meşhur Fransız müverrihi (Charles Lebeau) nun «Histoire du BasEnıpire» ismindeki büyük Bizans tarihinde mevcud izahatı bundan evvel «Selçukîleıde tiyatro bEşlık.U etüdümüzde i!k defa olarak aynen terceme ve neşretmiştik (1). 2 .Tanzimaitan evvelki ikinci devir»: Bu devre aid ecnebi ve millî vesikaların bazılarını da bu yazılarımızda gözden geçiiTnek suretiyle Tanzimattan ev\'el milli bir Osrr.anh Türk üyatrosunun mevcudiyetini tespite çahşacağız. 3 .Tanzimattan sonraki üçüncü devir»: Tarihi malum olan bu son devir tiyatrcsu bundan evvelki iki devrin devamı demek değildir: İlk iki devirle bu üçüncü devir arasmda ittisal yoktur. Tanzimat tiyatrosu Avrupa tiyatrosunun Türkiyede taklidi mahiyetindedir. Bu vaziyc'.e göre, Selçukî ve eski Osmanlı devirlerinde millî bir temaşa sanatmız mevcud olduğu halde, Tanzimattan sonra menşe iübariyle ecnebi bir tiyatro san'atı başlaaıış demektir. *** <Eski Osmanlı tiyatrosu» nun ne olduğu anlaşılmak için her şeyden evvel bir kere bu ctiyatro» kelimesinin ihnî mânâsmı anlamak lâzım: Bu güzel san'atın tarihi hakkmda en iptidaî bir fikre bile sahib olabilenlcr bilirler ki tarihte «tiyatro» demek, meselâ bugün İstanbul «Şelıir Tiyatrosu» nda veyahud Parisin «Comedie • Française» inde olduğu gibi bir bina, bir sahne, bir perde, bir dekor ve icabına göre bir çok aksesuarlarla ve bilhassa bugünkü san'at telâkkilerine göre yazılmış bir piyesi münasib kıyafetlerle temsil san'atı demek değildir. Bütün bu saydıklanmız, bugünkü yeni tiyatronun zaruretleridir; fakat düııya tiyatro tarihine bakacak olursak, bu yeni teknik zaruretleriyle şartlarmdan bir çoğunun eski devirlerde mevcud olmadığını ve bütün bunlaun bilâistisnâ bütün memleketlerde uzun tekâmüllerden sonra tedricen ortaya çıkmış bir takım yeniliklerden ibaret olduğunu görüriiz. Onun için umumiyetle «tiyatro» dcnildiği ve tiihassa herhangi bir kavmin hcrhangi bir tarih devrindeki «tiyatro» san'atından bahsedildiği zaman, bu kelimeyi yakıız en umumî ve en mücerred mânâsıyla <temaşa san'ah» şeklinde anlamahdır. Bu umumî ve mücerred mânâlı «temaşa» san'atırıda ne tbina» şarttır, ne «sahne» şarttır, ne «perde» şarttır, ne «dekor» şarttır, ne «aksesuaT» şarttır, ne «kıyafet» şarttır ve hattâ ne de yazılmış bir <piyes» şarttır: Yâni binasız, sahnesiz, perdeiiz, dekorsuz, aksesuarsız, kıyafetsiz ve hattâ piyessiz bir oyun da tiyatro olabilir. •Tiyatro» ismîni alabilecck bir oyunun ycgâne şartı hakikî veya hayalî bir vakayı temsil edebilmesinden ibarettir. Böyle bir temsil ister sokakta, ister meydanda, ister avluda, ister oda içinde ve isterse mckineli bir sahnede verilmiş olsun, işte böyle bir oyun «tiyatro» dur. Herhangi bir oyunun «tiyatro» sayılabilmesi için aktör adedinin de hiç bir kıymcti yoktur: H*attâ iki kişilik oyunlar bile vardır. Tarihî, dinî, ahlâkî, ağlatıcı, güldürücü, hisseli kıssah veyahud hissesiz kıssasız, taklidli taklidsiz, ça'igıh çalgısız, danslı danssız ve hattâ sözlü ve sözsüz «tiyatro. olabilir ve işte bütün bu hususiyctlerine göre tiyatro san'atı ayrı ayn isimler taşıyan bir çok nevilere ayrılır. Yalnız «Opera» cOperaComique» «Comedie», «Vaudeville» «Farce», «Sotie», «Moralite», «Feeries., «Mystere», «Co. racdie ballet», «Pantomime» ve «Balletpantonıime» gibi isimler taşıyan bu neT vilerin bir çokları tij atro tarihirin son devirlerinde teşekkül etmiştir. ' Bütün dünya tiyatro tarihi bu san'atı işte böyle gösterir: Meselâ eski Yunan ve Lâtin medeniyetlerinde tiyatro dam altında değil, açıktadır; hattâ Yunan taklidi olan Roma tiyatrosu tam altı asır binasız kaldıktan sonra, ancak inhitai devrinde «anıphitheâtre» tarzındaki taş binalar yapılnııya başlamıştır (2). Eski Yunan komedisinin ilk zamanlarında ne muayyen bir mevzuu, ne entrigi vardı: İik Yunan komedisi gümbürtüden, ' patırtıdan, mukaliidlikten ve rcaskara'ıktan ibaretti (3)! Ortaçağ Hıristiyan tiyatrosu da küiselerde papaslarm temsil ettikleri dinî mevzulardan doğmuş (4) ve On beşinci asırda kiliseden kaldırıma ve şehir meydanlanna düşmüştü (5). Onun için Fransada «hourt» denilen dermeçatma sahne açıkta kurulur ve meydanlara toplanan halk ayakta tiyatro seyrederdi! Hattâ bu hal On yedinci asra kadar devam etti! Bazan bir kaç gün ve hattâ bazan da bir hafta süren temsiller veriiir, aralıklarda çalgılar ve danslar olur ve jemek zamanları tellâl çağırtılarak analiye ilân edih'rdi! On dördüncü asırdan itibaren İngiltere ile İspanyada ti Eski Osmanlılarda namussuz sayılırdı. *" Yazan: +**ı****^^****i"* Hattâ meşhur (Cic* 1 İsmaîl Jitsmi Danişmend ron) bile çok sevdiği dostlanndan bir san'atkâr için: «O kadar mükemmel ak yatro oyunları han avlularında verilmiye ] tör ki ondan başka kimse sahneye çıkbaşladı. Fransada «Farce> denilen kaba nıaraalı ve o kadar namuslu adam ki hiç ve müstehcen halk komedileriyle «Ope. sahneye ayak basmamah:, demişti. Bu ıa • comiguc» tarzı ilkönce panayırlarda zihniyet asırlarca hüküm sürdü. vücude geldi; «Farce» On yedinci asırda Eski Avrupa oyunîan mutlaka yazıh •ıComedic» ile birleşti ve «Operaco bir piyes temiili şckiinde değildi: ilesenıique» de On sekizinci asır sonlarına lâ İtalyada «Commedia dell'Arte» denikadar panayırda kaldı! Parisin şimdiki lsn ve bizdeki «Tuluat» oyunlarına benrcsmî «Opera . Comique» tiyatrosu an ziyen bir oj*un vardı ki eski Lâtın komecsk On dokuzuncu asrın başmda kuru disinin menşei sayılan «Atellana» isminlabildi (6). Fransa, İngiltere, İtalya ve deki küçük temsillerin Rönesans devIspanyaoa On altmcı asırdan ve Rö rinde inkişafmdan ibaretti. Esld Ronesanstan itibaren sâbit sahneli ve üstü mada umumî eğlencelerin sonlarında oykspalı tiyatrolar yapılnuya başhyabildiği nanan «Atellana. larla Rönesans İtalhalde, panayır ve sokak temsilleri daha yasmda inkişaf eden «Commedia dell' uzun zaman devam etti (7). Bu ilk ah Arte» piyessiz oyundu: Bu irticalî tiyatşab binalarda halk oyunu ayakta sey roda muvaffakıyetin bütün sırn aktörün rederdi!... çenesindeydi! «Pantomime» denilen sözsüz tiyatro nev'i de işte bu tuluat oyuAvrupa tiyatrosunda cina ve sahne ginunda aktörün sustuıaılmasından doğbi dekor da pek yenidir: Sahnede vakmuş sayıhr. Hattâ Fransaya örnek o;an anm nasıl bir yerde geçtiği dekordan deİtalyan komedisinin de menşei budur. ğil, münasib yerlerle asılan yaftalai'daki On yedinci asırdan itibaren Fransada yazılardan anlaşılırdı! Bu muhayyel demoda olan ve krallarm saraylarıyla asilkorun hayalen değişmesi îâzım geldikje zadeierin konaklarında çok rağbet buorlaya bir garson çıkıp yalnız yaftayı delan «Ballet. veyahud «BalletPantomime» ğiştiriverirdi (8)! Hattâ (Shakespeare) in nev'i de gene ayni menşeden ayrılmışb. şâheserleri biio işte böyle temsil edilmişBallet. demek, danslı bir pantomim deü! Zaten saiır.eler de pek iptidâiydi: Inmekti (10): Bu oyunun aktörleri işaretgilterede (Shakespeare) ve İspanyida ler, hareketler ve çehre ifadeleriyle 2200 piyesinden bu^ün ancak beş yüîü maksadiarıııı anlatarak vak'ayı temsil elde kalan (Lope de Vega) devirlerinde, ederlerdi. Fakat (On üçüncü Louis» yâni Rönesans tiyatrosunda bile bu dedevrinde bu çetin san'atın iptidaihğinden korsuz sahne bir kag tahta parçasından dolayı vak'anın umumî çizgileri seyirciibaretti. Bu sahnenin etrafna asilzadejer lere «üvret. ler dağıtılarak öğretilirdi. o;urur, ortasuıda aktörler oynar ve aşa(Moliere) in zuhuruna kadar Fransa sağıda da halk ayaküstü seyrederdi!.,. rayında işte bu sözsüz temsiller rağbet Kiyafet de dekor gibi sonradan ortaya görürken, Paris halkının en sevdiği tiçıktı: Eskiden aktörierin elbiseleri tem tayro şekli de bazan tuluâta bile kaçan sil ettikleri vak'ayla alâkadar değildi; kaba «Farce. lardan ibaretti. Bu «Farce. dekor gibi kıyafet de seyircinin hayalino piyeslerinin çcğu kaybohnuş, bazılarının bırakıardı! Dekor için olduğu gibi bazan da yalniz isimleri kalrnıştır. oyun için de yafta kullanıhrdı: Meselâ Tanzimattan ev\'elki Osmanlı tiyatroOn j'edinci asır pantomimlerinde aktörsunu tetkik ederken, işte bütün bu sözlü ler işaret ve hareketle anlatrmıyacakları sözsüz, sahneli sahnesiz, piyesli piyessiz, fıkirlerle maksadları birer kartona yakıyafetli kıyafetsiz, kadmlı kadınsız, çalzarlar ve icabında bunları bir cebleringılı çalgısız ve danslı danssız tiyatro taden çıkanp halka gösterdikten sonra rihinde bizimkinin de muhtelif nevilere öteki ceblerine aktarıverirlerdi!,.. aynlan rr.ühim bir san'at teşkil ettiğini Eski A\Tupada aktörlük meslek halin göreceğiz. de değildi. Meselâ On altıncı asırda Isman Hami DANİŞMEND ccry> denilen tellâl çağırtma usuüyle (1) Bk.: «CumhuTyet», 17 Haziran halk arasından istekliler gönüllü aktörlüğe çağınlırdı! Scn zamaniara kadar 1942 çarşamba nüshası, S. 2. (2) Bk.: (Andre Boll), «Theâtre, specbizde olduğu gibi orada da kadın rolleri umumiyetle erkeklere ve bilhassa erkek üıcles et feies populaires dans lTıistoire», çocuklara yaptırı'.ırdı (9). Kilisenin 1941 StAmand tab'ı, S. 24. (3) Ayni eser, S. 27. • Mystere» ismindeki dinî oyunlarını temsil eden papaslar lâik oyunculara a(4) (G. Lanson et P. Tuffrau), «Ma. mansız bir rekabet açrr.işlardı: Mese'.â nuel iliustre d'histoire de la litterature Fran;a panayırlarındaki «Farce» aktör française», 193S Paris tab'ı S. 89. lerinin halktan gürdüklcri rcğbet karşı(5) (Boll), «Theâtre», S. 39. sında papaslar da «Mystere» den başka (6) Ayni eser, S. 4546, 47, 50, 70, 73, ••nhJakî muhavcre» lere müstenid güîdü 76, 78, 80 ve 82. rücü oyunlar temsil ediyorlar ve bir ta(7) (Georges G. Toudouze), «L« raftan da lâik aktörlüğü halka istihfaf Theârre», 1931 Paris tab'ı, S. 2022. ettirecek vaızlar veriyorlardı! Zaten hı(8) (Boll), ayni eser, S. 50 ve (Touristiyan Avrupaya bu zihniyet eski me douze), ayni eser, S. 21. deniyetler devrinden kalmıştı: Meseiâ (9) (Boll), ayni eser, S. 52. eski Romada aktörlük namu^suzluk sa(10) ("Emile Magne), «Les fetes en yıldığı için hür Romalıların bu mesleğs Europe au XYIIe siecle», 1930 Paris girmeleri yasaktı! Sahneye çıkan kadın tab'ı, S. 7374. I Şehzadebaşı T U R Â N Sineması BUGÜN matinelerden itibaren YENİ .SİNEMA MEVSİMİXE baslıyor. Bu sene en büvük ve güzel ve tanlnmlş artistlerin filmlerini T U R A N Sinemasında göreceksiniz. BU SEN'ENİV 2 BÜYÜK ŞAHESEB FİLMİ BİRDEN: 1HİCRAN 2DENİR YOLU l LER tarafından yarablan senenin en büyük hissî vre Içtimaî sinema romanı. Mevsimin en heyecanlı, en dehşetli ve şimdiye kadar Rcrdiiğünüz seri fimlcrin en güzeii: İSA MİRANDA PİERRE BLANGHARD PENÇELİ Charîes Quîgley Herman Brix İntikam Cinayet Kanlı mücadelcler 1001 heyecanla doln salıneler. 11 den itibaren devamlı matineler. Bİ^H^^^^^HI YARIN AKŞAM SARAY SİNEMASI Yeni Sinema Mevsimini OHARLES BOYER ve JEAN ARTHUR Smadet Gecesi TÜRKÇE SÖZLÜ Kuvvetlt, A?k, Macera ve Lüks filmile açılıyor. İki gündenberi BEŞİKTAŞTA binlerce halk emsaisiz Türk San'atkârı gibi iki büyük dehakâr artist tarafından yaratılan Prof. ZATİ SUNGUR tav?fından j'apllan hüner ve marifetleıi seyretmek İçin AKDENİZ BEŞİKTAS Bahçesiıte koşuyor Bu Aksam TEPEBÂŞI Beiediye BÂHÇESINDE MEVSİMİN Kanıınî AHMED EN BÜYÜK ÜÜ MÜSAMERESİ san'at hayatının 3 0 uncu yılı A. AHISKAL YATMAN'ın Yeni şeker mahsulü piyasaya çıktı tlk şeker kampanyası piyasaya çıkmış ve tevziatı yapılmıştır. Diğer taraftan bugün de Eskişehirden külliyetli m&tarda şeker gelecektir. İlk mahsul piyasaya çıkanlırken kara borsacılar da ellerinde bulunan toz şeiıcrini artık piyasaya çılcarmak mecburiyetinde kalmışlardır. . BÜTÜN Mİ'.TİSYENLERİN" İŞTİ!V\KLERİT.E SAAT o c KADAR DEVAM ETAfEK ÜZERE KUTLANACAKTIR. A IJ A B Jk M H A 30 kişilik KÜME SAZ Büyük Revü HEYETİ TELEFON: 42690 Birçok oyunlar Danslar Varyeteler ve Sürprizler. Fiatîara zam yoktur.