CUMHURIYET İdeal yıkıcıları • • Yazan: • SOHBET Bfiekteb kiiabları Geçen sene talebeden toplanan kitablar bu yıl tevzi edilecek Fazzf Ahmed Temiz ve cömerd bir idealin başma bir takım kazalar gelebilir; tıpkı n a . muslu bir insanın ksrşısına bir çok <*üşmatı çıkabileceği gibi... Fakat gerçek bir ülküyü, tehdidi altına alan hıyanetlerin en korkuncu hangisidlr? İrtica rru?. Bence hayır! Bilgisizlik, ihtiras, filân mı? Korkmadan söyliyeceğim ki gene hayır! Hiç şüphe yok; irtica bir engerektir, kıskanclık, hamiyetsizlik vesaire d e t i füs gibi, kolera gibi birer mikrob... Lâ. kin ileri bir idealin en büyük düşmanlannı oralarda değil, daha küçük şeylerde aramalıyız. Bunların tâ başma oy. naklık, riya ve vazife sevmezlik gibi bazı iç gevşekliklerini ve kafa çürüklüklerini koymak yerinde olur. C Celdikçe] Masa başları! . Sırası « ? ~ riler gibi! En ulu sğac gövdelerini delik Sadeddin Nüzhetin Fikir adamı da, bastlrdığı Fehlmi deşik eden kurtlar gibi!. yazdıklarlna canlı bir Kadim divanlnda şekll verebiliyorsa, Vakiile yazmıştım; cumhuriyetin, dedoğrusu, hoşuma gi o zamen yaşar: Ne mokrasinin en korkunc düşmanları bunden bir şey bulama kadar doğru, ne ka lardır. Çünkü böyle bir rejimin millete dım. Zavaill adam, dar derin olursa olsağlamr.k istediği tenıiz ve r.amuslu yasun bir fikir ergeç eskir; zamanla çürü İnanmadığm sesinden belli. Inansan böy gene yaşında öimüş. Ama acemi değü, şayışa karşı herkesin güvenini azalimak meyip gene doğru kalsa bile yayılır, her le yüksek sesle, nasıl buîuyorlar diye et soğuk bir ustalığı var. Yazdıklarından kadar hain bir cana kıyışı hangi sıradan kesm malj olur. Daha yüz yıl önce yep rafına baka taka mı söyiersin? Sesine anlaşılıyor ki daha yaşasaymış belki daha <mürteci» yapabiiir? Hatta daha İleriye Lise ve crta mekteblerde ders yılı so. gidelim; bir mürteci, alçak bir duygu runda talebenin elindeki kitablar top. yeni sr.yılan, yerleşmiş düşüncelerden kuvvet verişin, titrekliğini gizlemek ustalaşırmış ama o soğukluğunu gideremezmiş. Rabia Hatunun bir mısraı son nun kumandası altında hareket etrr.iyen, lanmıştı. Bu kitablar tasnif edilmiş ve büsbütün başka olduğu için zihinieri şa için, öyle söylemek lâzım diye söylüyorzamanlarda tütün diüerde dolaşıyor: bir kafa yoksulu İ3e, kend:?ine talihsiz talebe mevcuduna göre rsoisan olan ki. şırtan sözler bugün bize besbelli, herke sun, yaranmak için söylüyorsun. İnanBen ta teniv. yanfhda dahi hasrelim bir irfan düşkünü diye bakabiliriz. Ya, tabların süratle hazırlanması i£n Ma. sin kendi kendine de bulabileceği birer mamızı istemiyorsun, inanmadığımızı bisana gerçe diye gözüküyor. Voltaire'in, Dide liyorsun; biz başka türlü söylemekten herşeye aklı erdiği halde, yalan, ihmal, arif Matbaası faaüyetinl arurmıştır. Bu mazmun, Fehimin bir gazelinde de kuru gönüliülak ve vazife sevmeziik giMekteblsr açıidığı gün, "her talebe rot'nun kitablarını açın, dünyayı sars çckiniriz diye sen böyle söylüyorsun...> Bugünün yazan ile okuru birbirlerile var: bi sünepe bir dumm içinde devrimci ge mekteb idaresine verdiği kitaba nfUkabll, mış, bütün bir düzeni yıkmış olan o yazılarda sizin de kend? kendinize düşün anlaşmışlar; o yalanla dolu yazıların sa Yine firkattedir 4{ik olursa ydr ile çineniere ne diyslim? Bunların soysuz geç'.iği sınıfın kitablannı alacaktır. yeklen. ve suçlu dikkatsizliğinden hırpalan?.n Vekâlet, mekteb kitablarmm listesini düklerinizden, bildiklerinizden, çevreni tırları arasında onların birbirlerine göz Çoktanberi görülmüş ve anlaşılmıs yurcdaş haklarına ve kalblerine ne ya hazırlıyarak alakadarlara göndermiştir. zin size duyurmaksızın belletüklerinden ettiklerini görüyorsunuz. Aldanan yok: Rabia Hatunun muraı nerede, Fehitır; tarih milletlerin varlık kavgasmda palım?. Bu sene kitablarda bir değişiklik yapıl. başka herr.en bir şey bulamazsımz. O yazar da, okur da çıkarını arıyor, hoş minki nerede!... Birinde söyliyenin sanki kadar ki insanın: •Bunlan da ne diye gesinmeğe çalışıyor, işte o kadar. uğradığı sayısız kanh çarpışmayı anlasesini, ateşle bağırmasını duyuyoruz, öTe'ârar ediyoruz; yalmz bizim d€ğü, mıyacaktır. Yalnız orta meketeblerin her *** tırken bir çok cinayet de gösteriı. üç sm.fma aid olmak üzere gramer ki yazmışlar?» diyeceği gelir. Voltaire'in de, teki ise kupkuru bir söz. Andre Gide'in ciinyaaın her toprağmda, insanlığm en Bir İdeal adamının, hak bildiği dnva tablarile. tarih ve coğrafya kitabları ba. Diderot'nun da bugün gene okunmalan Şirrdi yaşİ8ndığım için değil, eskiden dediği gibi: .«karşıhksız çeke benziyor.> korkunç düşmanlan bu bölük mahlukdüşündüklerinin doğrulugundan, dsrin de öyle idi: «gene» sözüne pek tutulusılmaktadır. uğnında, kendisini ve kendisile beıaber Fehin^.i Kadim divanında bir mısra lardır. Ne ferd, ne de cetniyet, her günkü nice kimseyl ölümlere sürükiiyebüece. Basılan kitablar evvela uzak vilâyetle. liğinden değll, söyleyişlerinin güzelliğin yorum: «genc mühendislerimizden, gene dikkatimi çekti. Güzel değil ama Fehifenalıklan, en çekindigi düşmanlardan dendir. Her sayıfada insan: «Bildiğimiz şsirlerimizden, gene doktorlarımızdan...» min şüri anladığını, kendi iyisini yazağini pekâlâ biliyoruz. Gerçi bunlarm agörmez. Beşerıyet en z:yade kurbam, ne rim:ze gönderUece'^. ders yılı başma ka. Bir fıkra dinledim: rasında bayeğı ihüras gibi sapkmlıkdar bütün mekteb:erin ihtiyaçlarına gö. bir şey ama ne hoş söylenmiş!» der. Fazarda hayvan satar gibi, sanki ölme masa bile kavradığını gösteriyor: fcoğa yılanlarile timsahlara, ne de asGaliba geçen kış, memlekete erzak tclara rastlayınca büyük bir bulantı dure kitablar gönderilmiş bulunacaktır. Şimdi ten yaşta olanların kafa'.arımı si için daha büyük bir sebeb olfnadığıBen dftfc'ı dilrübdyi nazmım. lanlarla köpek balıklarına verıyor. Her yarız. Lâkin bu ağır tiksintiden daha za cn çok Abdullah Cevdet ile Ziya nı, satm alınırsa daha yıllarca içe yarıyaŞair duygularını söyliyen adam değil minile vazifell bir teşkilâtm merieBün yanıbaşımızda vızlıyan karasinekezici bir duygu vardır ki o da vicdan Gökalp'ın fikirleri işlemiştir. Ama bugün bileceğini söyler gibi bir şey... Mühen güzel nazım yaratmak için duygularını zinden, çark vilâyetlerinden birisindeki Havacılık haftası devam ler, gözlerimizin bile görmedigi mikrobjğrentisidir. İşte kızmaktan, köpürmekikisinin de kitablarını ckumuyoruz. Ziya dis, şair, doktor gencmiş, hana ne? İşi, daha doğniîu sadece duyguları bahane şubeye şöyle bir telgraf çekilmiş: lardır ki, milyonlarca canı durmadan ediyor ten ve kıvrılıp kıvranmaktan daha a«İîıtiyacımız olan 30 ton patatestn Gökalpın şiirlerini seviyorum diye ken bilgisi nasıl, ona bir bakakm. İnsanlann eden adamdır. Güzel şiir yazabilmek için yere sermektedir. Sosyal varlıkta işlerin mansız bir duygu! Çünkü ruh boralan Havacılık haftası münasebetile Hava dimi kandtrmağa çok çalıştım, olmadı. başka türlü olmadığına, bııgün hangi ikide bir yaşıru ileri sürmek ayıp şey coşkunlugun yeteceğini sananlar, Fehi ocele irsaH» uzun sürmez. Lâkin hilekârın, soytarmın Kurumu namma İsianbulu ziya,ret eden Nesri gibi şüri de sıkıntıh, biçimsizdir. min o mısraı üzerinüe düşünmelidir. Eakıl sahlbi kafanın şüphesi kaldı? Şu dir. Ertesi gün çu cevab gelmiş: korkak ve alçak bir ideal hokkabazınm uçak filomuz, dün de şchrimiz üzerinde Abdullah Cevdetinkiler de öyle: vet, coşkunluk, aşk ister, ama şiir coşhalde netice ortad3dır: Tekmil aydın *** «Maîumtı dîiîeridir ki bu Uesimd» ee::yeslz palyaçolugu karşısında gönlü. uçuşlar yaparak halkı yardıma teşvik Bir kalb olunım bin okla mecru/», Türkler bllmelidir ki vazifesinl tam görŞu «mütereddi» yahud frenkce karşı kunluğu, şiir aşkı... Öteki duygular her patates yetişmez! Fakat emirleri ilzemüze sald.ran tüyler ürpertici nefeden vecizeler atmışlardır. NumaraİJ'olan Bir kalbi niçon alan ok olmam, miyen, marereti yokkcn çahşmıyan, dogrine, çarşıda pazardaki bakkaV.arda, lığı ile «dejenere» sözünü, aklı başmda keste bulunabilecek şeylerdir. ret, canımıza saplandıkça derinleşir. vecizeleri Hava Kurumuna götürenler, ruluktan kaçan herkes suçludur. tster Evet, övülmeğe değer bir duygu; ama bir kimsenin ağzından duydunuz mu? Divanları okurken bir şey daha dik civardan getirilmiş 300 kilo kadar çüHele bu aşağılık ruhu, yüksek konumuhtelif hediyeler almaktadırlar. Havaresmî, ister hususî alanda olsun! Zira bir böyle mi söylenir? kati çekiyor ki işte o insanın gücüne gi rük çarıfc patates bulduk, «et Jcoydttk.'», Ben duymadım. lara el uzatmış gördüğümüz zaman büscılık haftası yarın akşam sona erecektir. demokrasi içinde bu gibilere (ideal yıSöylediklerine güzel bir şekil veremebütün taşarız! Demek ki tâ varhğımızın Bu müddet zarfında, tramvay, vapur biHoşlarına gitmiyen, yahud anlıyama diyor. Bizim şairlerimiz kendilerini hiç isterseniz gönderelitn?* kıcısı) demekten başka söz bulunamaz! dikleri için Abdullah Cevdetin de, Ziya kollamıyorlar; akıllarına ne gelir&e heBu cevabdan sonra, telgrafı çeken zat derinliğine doğru köklenen, en'geniş kin, letlerine japıştırılan Hava Kurumu puidıklan bir yenilik oldu mu, hemen «bobKendl yarımnı saglam kuruyorum sana. Gökalpın da, şiir, nesir, bütün kitabları men yazıyorlar. Bunun için bakıyorsu yalnız mahcub olmakla mı yetsinmiş, ideal kalpazanlarına karşı duyulan kinlanndan, mağaza ve ticarethane «h'blestil» diyorlar: füturistler bobstil, kübistrak bugünün iktısadl düzenini sarsan yü bir daha belki hiç açılmıyacaktır. Fikir nuz, çok güzel bir beyitle çok çirkin bir yoksa akhnın ermediği bu işten çekildir. Bundan güzel ve haklı duygu da rinin arzularile seve seve yaptıkları bazegülüctl muhtekir, bu smıftan bir boz. tarihimizi inceliyenler onları elbette o ler bobstil, surrealistler bobstil, serhest beyit bir gazelin içine girebiliyor. Meş mek faziletini mi göstermiş, tabiî bilmiclamaz! Mademki her devrin ve her ceğışlamalardan Hava Kurumuna epeyce guncudur, kısa görüşlü bir kurnazlıkla kur, üzerlerinde uzun uzun dururlar. nazımla yazanlar bobstil. Bir takım işle rutiyetin ilk yıllarında «Cem> de İstan yorum. Sadece şu hikâyeyi, yurdda her miyetin çeşidi ne olursa olsun bir tatir gelir temin edilmiştir. günür.ü gün etmcğe çalışan her hoca, Vesikalara bakar gibi... Bir kitab için, rin de sebeblerini göremeyince, özüne bul vasfmda bir kaside çıkmıştı, bir ye hizmet kıpırdanışını bir teşkilâta bağkım «mukaddesatı» vardır; ve mademki talebe, memur, muharrir. allm, gazetesadece bir vesika diye okunup incelen giremiyince hemen bir bilginük edası ta rinde şöyle deniyordu: lhtiyat tedbiri! lamakta keramet uman dostlarımıza itEoysol ahlâk, belli zaman kadroları kınıp mütereddilikten söz açıyorlar. ci, şu veya bu, gene aynl takımdan bir Bir saray bir külbe bir çerge otv.Ttn.ui baf etmek İstedim! Mahrukat Ofisi, ihtiyat tedbiri olarak mekten daha kötü bir talih mi olur? içinde, belli cetniyet umdelerine sadık Uzunca bir bilginlik... Öyle kelimeler yıkıcı sayılabilir ve milletin dikkati daima elinde 500600 ton mangal kömüŞekilsizlik yalnız Ziya Gökaip ile Abyan ycna *** bağlıhklar ister.. İşte bir ulusun en zabunlarm peşini bırakamaz. Zira bıra rü bulunduracaktır. Bu ihtiyat kömür, dullah Cevdetin yazılarında görülen bir kullanmakla, farkında değiller ama, asıl Bak Sitanbul'da tntisat'atın celi bürharsrlı unsurları bu nokta üzeriııde elçaGeçen gün biı tanıdık tacir anlatıyorkendileri hakkında ağır hüküm vermi? kırsa yazık olur. Hududlannı dört gözle ancak esaslı bir ihtiyac karşısında halka kusur mu?... Hayır; yüz yılı aşan bir zantna. du: bukluğu yapan gösterişçller alayidır. Arbekliyen aydın Türkiye yurdun içinl man bu ilin yazarları şekle hiç bakma oluyorlar. tevzi edilecektir. Divanlarımızda da işte öyle bir hal var tist kim olursa olsun: Memur, esnaf, hoBir gün biri, bilmem hangi genclere kemirecek çürütücü urisurlarla da de«Gazeteler gümrüklerde bulunan şu dılar, san'atm tam terji olan bir fikircilica, gazeteci, şu veya bu!.. Çünkü burtlîr. Şemsipaşa semt ocağı kızmış: «Bir milletin üç asırlık inhitatı Hem bundan en büyük şairlerimiz de kadar milyon liralık ithalât eşyasınm vamlı bir savaşa davetlidir. Evet bıitün ğe, bir duyguculuğa kapıldılar. Güzellik göze görünmez, bahse almmaz küçücük kurtulamıyor, Bakinin: İdeal yıkıcılarile, bıkmadan, ü^enmeJen aradıklannı sananlarınki de, kolayca nın mahaseli olan bu dejenere nesli Meddah olah çejm'i gazalanma Baki çıkarılması için Ticaret müdürlüğünca toplandı fenahklarınm yekuniledir ki bir cemilinç yapmalı» diyordu. Sorarım size, bu cenkleçmeliyiz; tıpkı, sıtmayla. tırahommal sahiblerine emir verildîğini ve yeti çürütür ve t i r ideali devirirler, büÜsküdar Şemsipaşa semt ocağı kon edinilecek bir bilgi olan keümecilik pe üslubda konuşan bir adamdan hayır Öyrendi gazel tarzını Rutntın fuarası la ve tifoyla uğraştığımız gibi! malların çıkarılmağa başlandığını yazşinde koşmaktan öte gidemiyordu. Dillün bir ideoloiiyi. halkm gözünde kepabeyti ne kadar güzeldir! Öyle bir beytir» gresi dün akşam saat 20.30 da yapılmi?dılar. Belk siz ve süphesiz halk öyl» lerde kalacak birer efsane de söyliyeme umar mısınız? zeye çevlrerek!! Yanl tamamüe balıteFazıl Ahmed AYKAÇ bulunduğu gazelde şu beyit de var: tır. »** sanıyorsunuz ki bu milyonluk eşya derdiler, şekilsiz gölgeleri birer fikir, birer Zîba yaraşır hil'ati nâz ol boyu serve Toplantıda muhtelif mevzular üzerinduygu sanıp kendilerini avuttuktan sonDivanlan kanştırmağa bayılırım. Eski îk\ kolumu kılsam ana bel dolaması. hal çıkmış, ve piyasada bir bolluk, ve de konuşulmuş ve Üsküdarda bir kız libolluğun tafciî neticesi olarak da ucuzra uykuya vardılar. şairlerimizin hepsi de, en unutulmuşlan İnsanın «haysiyetsizlik. diyeceği geliscsinin açılması, ihtiyacı karşılıyamıyan luk başlamıştır. bile, insana işliyecek üç beş beyit olsun yor. *** Halkevi binasının tevsii, lâğvedilen Halbuki işin içyüzü şöyledir: Al&kadar emektar Tapu muhafızlığınm yenicen «Ancak doğru olan güzeldir» sözüne, söylemişlerdir. Ancak bir yığın tatsız söz daire, Vekâletinin emri üzerine bankalaNURULLAH ATAÇ srasmda o üç beş güzel beyti bulup çı(Baştarah 1 inci sahifede) teşkili, mahallî elektrik lâmbalannın iyice anlamadığım için olacak, eskiden karmak zordur. Sabır ister, vakit ister... ra gelen ordinolan tetkik ederek eld« Lise öğretmenlerinden konması, yoUarın tamiri, Üsküdarın ma omuz silker: .Güzel başka, doğru başleaıediği büyük bir mukavemet bulmu?şu kadar milyon liralık mal mevcud oldenkömürü ihtiyacının ve ayaklan ka!» derdim. Yanılıyormuşum. Şimdi tur. Bu sebebden dolayı plânlarını degişUniversitede talebe kaydına duğu kanaatine varmış ve tacirlere, bunPara alıp bilet (Basmakaleden deyam) tirmesi ihtimal dahilindedir. Vukua ge kesik iki vatandaşın iaşelerinin temiıa ben de biliyorum ki doğrunun, inanarak lan sür'atle gümrükten çıkarmalarmı başlandı kesmiyorlarmış söylediklerimizin dışmda güzellik yokBu öğünülecek imtihanı harbe borclu len muharebelerin Kahirede tahmin e dileklevi ileri sürülmüştür. bildirmiş. Bildirmiş ama, tacirlerin çoKaza parti başkanı Lu'.fi Aksoy, söz tur. En ustaca san'atm da altından, yaUniversitede, bu günden itibaren tale. o'duğumuzu söylemekten niçin çeliine dildiği veçhile düşman zayiatmın b'.zim Keresteciler Eyüb arasmda işliyen oğundan da şu cevabı almiş: lim? Bir realite diye kabul ettiğimiı bu zayiatımızdan daha fazla olmasmı in'ac alarak dilekler üzerinde izahat vermış lan kendini belii ediyor, söyüyenin se tobüslerde yolculardan para aiınmakta, be kaydına başlanması İçin, cün fakül. «Emrinizi ald\k. Fakat evrakını oansine bir çirkinlik veriyor. dramda, Goethe'nin dediği gibi kö eden dikkate şayan hususiyeti, İngiliz tir. buna mukabil bilct kesiimemekte oldu telere tebliğat yapılrmştır. Liselerden ge. kada g'ordiiğünüz bu eşyo, nakil rasıtas» Bundan sonra kongre, gerek kaymaİnanmadıklan, gerçekten düşünme ğu günlerdenberi alâkadar makamlara len talebenin istediğl fakülteye girmek. olmadığı için şu kadar aydanbcri Bur~ tü taraflaT gibi bazı iyi taraflar tanklarının bilhasa bizim tarafimudan bulunduğuna da inanmalıyız. Bîr çc inlihab edilmiş olan km r velli mevziler kamîığı zamanmda ve gerek Belediye dikleri bir şeyi söyleyip de karşılarmda şikâyet olunmakta idi. Dün sabah bu te müşkülât çekmemesi için, Talebe Bir. gazda, Varnada veya. jilân ecnebt şehReis muavini olduktan Eonra kazaya kileri kandıracaklarını, hiç olmazsa: «Ne yi, kötü tarafları daha çok diye gör de düşmanm ilk sadmesine tahammül ethatta işliyen otobüsler anî olarak kontro liği bir rehber hazırlıyarak dağıımıştır. rinde bekiemekte buîunduğu cihetle.,,» yaptığı hizmetlerden dolayı kaza Parti güzel!» dedirteceklerini sananlara şaşaAyrıca birlik merkezinde kurulacak memezlikten gelmektense, o şeyin iyi meleridlr. edilmiş ve beş otobüste yolculara bllet Belki şu vak'a umuml değildir, lâkin başkanı Lutfi Aksoya teşekkürünü bil nm. Kelimelere bakrrakla kalıp sesi bir komite, bu gibi talebeye lâzım gelen Ve uygım taraflarından istifadeyi kaçırkesilmediği halde para ahndığı tesplt oAlman tankları, yedi kadem toprağa dirmiş'.lr. vakidir. Şu müdür veya bu daireyi ayıbyardımı yapacaktır. duymıyanlara, yp.ni «anlamıyanlara», lunmuştur. mamak akla daha uygundur. Milletleri gö.T.ülmüş olan tsnksavar topların ve Evvelce yazdığımız gibi, Tıb Fakülte. lıyacak da değiliz. Çünkü mesele tek t'r Müteakıben yeni idare heyeti seçimi yalnız onlara mı söylüyorlar? Demek yıpratan harb, ayni zamanda milletleri tank toplarından daha müessir olan baBir sandal parçalandı sine imtihanla talebe alınması hakkın. muamelenln sakatlığı hâdisesi olmaktan kamçılar. Onlarda ilerlemek, yetişmek, taryalann teşkil etmekte oldukları ba yapılarak saat 1130 da toplantıya son hep küçüklerle konuşacaklar... Anadolu Fenerinde bahçıvan Celâl, 50C dakl karar alakadarlara bildirilmiştir. çok uzak, büyük bir zihniyet davasıŞiirle hikâyenin de doğrusu, yalanı geçmek arrulan uyandmr. Harblerden raj sayesinde çok kuvvetli bir ateş kar verilmiştir. kilo fasulyeyi ayni köyden Hüseynin Şimdilik müracaat eden talebeler nam. dır. Çünkü iş görmek başka, kâğıd yazsonra medenî ve teknik şartlar daha çısmda kalmıçlardır. Kurtuluş Parti ocağının kongresi vardır. Yalan şiir, yalan hikâye bir ya sandalma yüklemiş ve İstanbula doğru zed olarak kaydolunacaktır. İmtihan mak başka şeylerdir. Çünkü bizim dayüksek bir seviyeye çıkar. Hatta mağŞişll naiıiyesine bağîı Kurtuluş Parti zarın, zaruretini kendi içinde duymadan yola çıkmışlardır. Sandal eski bir yapı şekil talim ve terblye heyetince tesplt irelerimiz realiteyi değil, evrakı görmeBu barajm gerisinde Grant tankları lublara galibltTden daha çok faydası do bulunuyordu, bunların tırtılları kum ocpgının kongresi dün akşam saat 18.30 yazdığı şiirle hikâyedir. ğe memurdur. Çünkü bizim bir çok teşedilmiş'.lr. Nesir, şür, bugünkü edebiyatımız ya ve yük de çok fazla olduğundan Rumeli kjnmuş harbler tarihte hesabsızdır. Bu torbalarile muhafaza edilmişti, Alman da Şişli Halkevinde akdedilmişir. Top. kavağı önlerinden geçerken suların ce Fenerbahçe kongresine davet kilâtımız umumî hayatı düzenleyip dönde, üç senedenberi harbin bize gelmemc tankları, hakikî bir ateş barajı içine gir lantıda azanın büyük bir ekseriyetl ha. lanla dolu. Çoğunu okurken insanın badürmeyi umursamaz, bu çarkın kendiroyanile sandal parçalanmıştır. Bahçıvan ısile millî kudretimizi ölçen bir imtihan mişlerse de nihayet mevzilerimize gir zır bulunmuş, yeni İdare heyeti seçimi ğıracağı geliyor: «Bu dediklerine inanFenerbahçe kulübii umumî kâtibliğin. liğlnden dönüşüne şahidlik eder. Celâl ile sandalcı Hüsejin akıntıda yüzverdik. Biz bunu yaparken harbden meğe ve bizim tanklarımızla temasa yapıldıktan sonra azanm dileklerl din. mıyorsun, biliyorsun ki böyle degil. den: meğe ga>Tet ederek civardaki şamandıIstırabımız, teşkilâtsızlıktan, kadronun lenilmlş ve toplantıya nlhayet verihnlştlr. kaçmadığımızı, bilâkis kapımızın. öntinde geçmeğe muvaffak olmuşlardır. Verilecek izahat üzerine idare heyetinl ranm üstüne çıkrnağa muvaffak olmuş ve onu beklediğimiri, harb, kendl fözlerüe tadil veya yeniden intihab eylemek üze darlığmdan gelmiyer. Realist Şükrü Bundan çu netice istihrac olunur: Bu Danslı çay ÇEŞİDİMİZİ SİZ DE muhakkak olan ölümden bu suretle kur. göıdü. re kongrenin 13 eylul 942 pazar günü Saracoğlu, Sıvas nutkunda, derdimize hareket, Almanlara çok pahahya mal olGÖRÜNÜZ! Yardımsevenler Cemiyeti Adalar şubetuimuşlardır. saat onda fevkalâde olarak toplantıya ne kesin ve keskin bir teşhis koydu: . Fakat harb sadece bir imtihan değil, muştur. si tarafından yarın saat 16 da Büyük«Masa bafiartnda yazma ve i/aztjDarülâcezede sünnet düğünü daveti idare heyetince kararlaştınldı|ın. Öyle zannediliyor ki iki tarafın tank adada Anadolu kulübünde danslı bir çay ayni zamanda bÎT derstir. Üç jlldır ortadan sayıa azanın o gün ve o saatte kulüb manın' hem işlerde, hem çaUşmida Dün Darülâcezede 40 kimsesiz çocuk lığı yakan bu fırtına, her şimşegi ve her kuvvetlerinden biri veya diğeri tamami verilecektir. Bu çay 20,30 a kadar devam uyuklama ve uyku. verdiğlntTe bir çok sünnet ettirilmiştir. Bu münasebetle bir merkezini tejrifleri rica olunur. yıldırımile, gözlcrini kırpmadan etrafı le tahrib edilmeden savaşın sona ermesi edecektir. ijlertn rıyonmıi/an uykuya daldığını eğlenti tertib edilerek yavruların güzel * Ocak kongreleri seyretmesini bilenlere unutulmıyacak ihiimali yoktur. gb'rmüş ve yaşamış bir nesiHz.» bir eün eecirmeleri temin edümistir. Her İki taraf, tank muharebelerinin dersler verip duruyor. Bu derslerden en C. H. P. Hüseyinağa semt ocağı Reis. Ve devam edebiliriz: Biz ne güzel hizırühimmi, yarınki cemiyette göreceğimiz hakikî mahiyetini pek iyi bildiklerinden liğinden: MEŞHUR 2 ROMAN met çağlarım, tatlı masa başı rüyalanna Bugünden itibaren ahlâk telâkkilerine dair olamdır. Kavga tanklara yardım etmek için bütün hava Ocağımızın 1942 senesi yıllık kongresi feda etmişizdir! Marcel Prevost Mihri Geray 1 PAULA WESSELY cı devletlerden her biri başka bir ahlâk kuvvetlerini ortaya atmışlardır. eylul 942 pazartesi günü saat 19 da Bu masalardan kurtulmak,' kapitüiasKahireye atılan bombalar MARİA İLLONA peşinde koştuğu halde karşılıklı top Bitaraflığımıza dayanarak Sellm Nüz. Beyoğlunda Sakızagacı caddesinde vâki yonlardan kurtulmamızdan daha az Kahire 3 (a.a.) Neşredilen resıı:l het Gerçek'ten aldıfımız mektubu ay. ramlulanndan fırhyan mermilerde biz 2 EMİL YANNİNGS kurağımızda yapılacağı cihetle ocağı. ehemmiyette bir inkiâb değildir. tebliğde dün gece Kahirede ve aşağı nen dercediyoruz: ayni ahlâkın tohumlarını görüyoruı. mızda mukayy«l bulunan bütün arka. *** Bu ahlâk nasıl şeydir, onu başka bir Mısırla yukarı Mısır bölgesinde bir hava Pazartesl günkü sayırazda bana hlta. Somersct MoUEham Nuri Eren daşların teşrifleri ehemmiyetle rica o. Şimdi eylülün ilk haftasında lçlmîztehlikesi işareti verildiği bildiriliyor. ben çıkan Kemal Emin Bara imzalı ya. yazıda beraberce gözden geçireceğiz. lunur. da, büyük bir davanm tesellisiz endiKahire yakınma bir kaç bomba düşrr.üş, zıya cevab vermiyeceğirnl okujuculan. *** Karne satan çocuk şeleri baş kaldırdı: Yaz geçip Güz girdi. beş kişi ölmüş, 29 kişi yaralanmış ve buzı nıza büdirmek kasdile, cevab hakkımı İlya admda bir gene, şehrin bir çok Kışlık ekim devri başlıyor. Gelecek yıl cvler hasara uğramıştır. kullanarak, yazdığım bu satırlann gaze. (Ölürne kar?ı savaş) Tanesd 100, cildli 135 kuruş, semüerinde ekmek karnesi satarken po için milletçe umud bağladığımız büyük tenizin ayni sütununda neşrini rica e. Muharebe sahası fiümlerinden mürekkeB cidden şaaî seferberliğin plânı, acaba masalarisler tarafından yakalanmıştır. Yapılan derim. Londra 3 (a.a) Müttefik tanklarile yani temaşa bir programa başlıyor. tahkikatta İlyanın bu kameleri Ermeni dan tarlalara atlıyatilecek mi? topçusu şimdi Hameynat'la Ruveysat teSELÎM NÜZHET GERÇEK hastanejinden çaldığı anlaşilmış'ır. Ferîdun OSMAN (Baş tarafı 1 incl sahifede) pesi arasında Almanlarla muharebeye İçinde bir yolcu tezliği, bu yolcuyu tutuşmuş bulunuyorlar. Amerikan tankAlmanya karada mağlub Evet Jale hatırlar ğibiyim. Küçük hlhâye bekliyenlerin sabırsızlığı kadar da ları eskisinden daha fazla miktardadır. edilecekmiş! İşte ben öyle kırmızı bir balonun Amerikan pilotlan Rommel kıt'alarmı darhğı vardı. Istırablan gözlerinde buWashinğton 3 (a.a.) Britanova: yarasım taşıyoram. Bir benzerlni a l Harbiye Nazır muavini M. John Mao. bombardımEn etmek için İngilizlere yar lutlanmış, bu bulutlar buğu oluvermazsan, rnadlaşan dudaklarımı o günkü dım ediyorlar. Almanların üstüne kor mişti. Biri şöyle bir dokunacak olsa !.. cloy, şu beyanatta bulunmuştur: gibi uzatmam bugün. < Almanyayı mühim miktarda uçak. kunc bir ateş yağmuru yağmaktadır. A gözyaşlarını bırakacak, sonra da dünİhsan, Jaleye sekizinl Leman AHıskal = < nüz bitirmiş olanbaktı. On özlenecek helarla bombardıman ederek ona aman de. merikahlar kendi bomba uçaklarını t n yayi verseler bu yaşları dindiremiyeJalenin bir Bütün gününü neş'e Ağabeyim benimle oynamak isteI kat hiç kimse sebebini aramak rah[ daklan tatlı bir ir.adla İleri uzandı. düşgünlükte siloeti, konuşmasmda göndirtmek mümkün olacağını biliyorum, ziyade zırhlı tümenleri yakından takib cekler gibiydi. içirfde geçiren, en ufak tebessümü kah m ı y o r k l ' fakat bizim karanmız, Alman ordusunu eden malzeme ve mühimmat kamyonmetine büe katlanmadı. Jale de, üzü Ve bundan sonradır ki aralannda he lü kandıracak ahengi vardı. DudaklaOdanın öte köşesinde haşarılığırjin cü acısına daldırdı kendini. harb meydanmda yenmek ve Almanya. larmı bombalamak için kullanmaktadır kahalaştıran bu uçarı yavrunun mutnüz sezemedikleri bağların buiunması rın kırmızılığmda gözle sezilecek kaErtesi sabsh Jale annesile beraber ihtimallerini düşündüler. yı işgal ederek ona sulh şartlannı dikte lar. Tayyareler Alman tanklarını bom lak surette bir üzüntüsü vardı. Vardı perdesi bir masumiyetle kıvrumış cdar sıcaklık, bir nemli >umuşaklık kue'mektir. Alenen söylüyorum: Zaferl ka. balamak için de çok gayret sarfediyoı ama, işte bu üzüntünün ne olduğunu turan İhsan, elindeki kırmızı balonu evlerine dönerlerken, bu bir gecellk O gece sinemaya gittüer. Eve dönüş caklaşmışlardı. ranmak için kara silâiüanna güveniyo., lar. Bir çok Alman tankı tam isabetlerle bulup çıkarmak pek de kolay değildi. nun ipini pencere pen'azının yanındaki mlsafirliğin Jalede bıraktığı kırgm his lerinde annelerini çoktan yatmış bulİhssn oturduğu yerden kalkarken zeHerkes afacanm derdini soruyordu. çiviye bağhyarak doğruldu: tahrib edilmişHr. leri gene kimse farkedemedi. Sokağın dular. Eski günlerin sedirli odasmda kâ taşan bakışlarının kıvılcımîandığı, ruz.» O; geniş beypzlı kestane koyusu bakış Ben senin ne İstediğini bilir mi kösesini dönünciye kadar Jalenin başı yanyana oturdular. İkisi de susuyorneş'eden gözbebeklerinin ojiıaştıklan Alman tebliği larını, kıvırcık kirpikleri arasmdan o yim kardeşim? geriye dönük, gözleri İhsana takıh kal lardı, ama gözlerile konuşuyorlardı farkediliyordu. Sürgüne gidecek muhtekir Berlin 3 (a.a.) Resmî tebliğ: dada dolaştırıyor, sıcak pembe dııdakDedi ve Jaleyi kolundan tutarak bah mıştı. İkisi de bakışıyorlardı, ama duyuşla*** Mısır cephesinde geniş mikyasta ke^if larını inci beyaz dişleri arasında ezi çeye doğru sürükledi. İhsanda beş altı tüccarlar *¥* rile anlaşıyorlardı. İkis^ de sevgiye suSabahleyin gözlerini açan Jale, odafaaliyeti olmuştur. Dün bildirilen hare yor, ısınyor, çiğniyor, sedef parlağı yaş büyük olmanın ve biraz da erkekîplik lhtikân yapmaktan tstanbui Bu ufak, hatta çok ehemmiyetsiz gibi samış dudaklarla tutuşmağa hazırdılar. nın tavanına yaslanmış bir çok, belki Birinci Millî Korunma mahkemesinde kât esnasında zayi olmuş olan İngiliz tırnaklarının cımbızına sıkıştırdığı ha lik gururu seziliyordu. durah hâdisenin üstünden on üç, on Jale birdenbire geri çekildi: de yirmi kadar açıklı, koyulu kırmızı * ** muhakeme edilen tüccardan Muradla tanklarının adedi elli bire çıkmıştır. Al va mavisi entarisinin eteklerini çimdikdört yıl geçtikten sonra bir gün gene Olmaz İhsan. Seni üzmek isterim balonlar gördü. Bunlar, Jalenin eski man ve İtaiyan av uçakları dün 21 İngiliz liyor da, içini zehirliyen derdinin damRamazanın ikişer sene Arabktre sürgün Jale bahçede oynuyordu ama, bütün Jaleler İhsenlara misafir geldiler. Bu biraz. Çünkü içimde beni hırpalıyan yarasını deşmiş, kanatmış ve sarıveredilmelerine, beçer yüz lira agır para uçağını düşürmüşlerdir. Bir Alman uçağı lasını mırıldanmıyor, söylemiyordu. Bu duyuşlarımn içeride, odada kaldığı mu teyze çocuklan şimdi büyümüş, öyle eski bir yara var. Bu yara senin ço mişlerdi sanki. küçük şeytanın, beş yaşmdaki Jalenin hakkakü. Fakat yavaş yavaş Jalenin ufak tefek üzüntülere aldırış edecek cukluğundan, hem de odadaki hatıracezası ödemelerir.e ve lpliklerin musade. üsrüne dönmemiştir. Bu sırada oda kapısı açıldı. İçeri 2 eylul gecesi Alman hava teskilleri gururu bir defa Nuh demişti. Kolay içindeki tezlik, yüreğindeki darlık si ve garib arzulan içlerinde gizliyecek resine karar verilmiştir. larından kaldı. İhsan girdi. Gözlerinin içi gülüyordu. Kahirenin îimal batısile şimal doğusun kolay da peygambere döneceği umu lindi. Şarkı ve kahkahalar başladı. Bu toyluk çağını çoktan geride bırakmış Nedir o yara Jale? Ben seni in Biraz sonra anlatmağa başladı: Bir katil davası bitti da bir çok İngiliz uçak alanlarını bom lamazdı. sevinc ve anlaşma İçinde Jale ile İh Urdı. citecek kedar İnsofsız mıyıtn yoksa? Geceyarısı köşedeki oyuncakçıyı Beyoğlu Bahkpazannda Duduodalar bardıman etmiç'eHir, Teyzesi Jaleye sokuldu. Seslni tatlı san akşam geç vakte kadar oynadılar, Fakat: Yıllardır ayrı yaşıyan bu iki Yok İhsan. İnsafsızlık veya yü uyandırdım. Balonlarını aldım. "çünkü; sokağında .Yaninirf Tcundura imalâtha. durdular. laştırdı: gencin çocukluk samimiyetini tekrar rek katıhğı arama bu yarada. Ssdece uzandıkça nemli yumuşaklığını, kırmızı resinde, kundu'ratı£ın çırağı Yani Anüzüm ve incir isteniyor Fakat ortahk karanp da tekrar o bulmaları pek de çabuk olmadı. Jalenin bir çocuk kaprisi. Hatırlar mısın bil sıcaklığını Haydi yavrum. Cnnm sıkıldı galiba. bütün benliğime damra drea: çırak Pavliyi 'oldürmüştü. Yani Yeni üzüm ve incir piyasası henüz » Kalk da İhsan sğabeyinle bahçede oy daya döndükleri zaman Jalenin gene çekingen durusu, İhsanın sokulgan humem. Son defa bu odada buluştuğumuz damla emdiren bu bir çift dudağı çok Andrea'nın iki buçuk sene hapsine. öle rılmamış olduğu halde bir çok memlenayın. sahncakta sallanın. kaşları çatıldı, dudaklan Utlı bir i | yunu bile tereddüde düşürmü?tü. Ni zaman senin koyu kırmızt bir balonun özlemiştim Jalr: Gurbetten özlenen tin varislerine altı yüz lira ölüm taz. j ketlerden müracaatler yapılmakta ve Jaîe; nar çiçeği almdaki dudaklavmı nadla ileri doğru uzandı. Bu değişik hayet söz döne dolaşa çocukluk haya vardı. Ben onu senden istemeğe çekin yurd gibi. Çölün kızgın günîşi aîtnıda minatı ödemesine karar verilmi§tir. ' yüksek fiatlar teklif edilmektedir. ı tatlı bir horsla İleri uzattı: liğin böyle jabuk oluçuna jaştılar. Fa1 tına uzandı. İşte bu sırada Jalenin du miştim de saatlerce kırgın kalmıştım. bedevinin özlediği bir avuc su gibi. Nurutlah Atdc Yazan Hayat yerine nazariyeye uymaktan ne büyük acılar çekiyoruz? Umumî kültür seviyemizin düşüklüğünüe rağmen kitaba, söze düşkünlüğumüzün derecesı şaşılacak şeydir. Yağmurda ıslanıp da üşüyünce, soyunup kurunacağımıza, ve daha iyisi ıslanmamağa çalışacağımıza, acaba neye üşüdük? diye titriye titriyedoktora dsnışmağı tercih ediyoruz. İş yerlerinde, pencerelerden, kapılardan içeri taşan hakikî hayatın velvelelerine kulak vermeği efendiliğimize yaraştıramıyoruz da, bir nevi resmî metafizik sayıklamaları olan hurda talimatnamelerden doğan hırıltı ve hışırtı seyrü îeferini koca bir miUetin hayat ahengi sanıyor ve en hazini bundan vicdan huzuru duyuyoruz. Yurdun coğrafyası, iklimi, millatin varlığı ve verimi hakkında her medent vatandaşa fsrzolan bilgileri, ilkmekteb çocuklanna mahsus dersler sayıp öğrenmeğe tenezzül etmiyoruz. Bereket ki mektubları, talırirat ve telgraflan yurda tevzi eden t i r posta teşkilât kurulmuş imiş. Yoksa Hanya neresidir, Konya neredir? Farkında bile olrmyacakmışız! Harbden almacak dersler Afrikada ekât ı I PERİ kunduraları ŞARK Sineması Selçuk Tiyatrosu münakaşası Rus Haberler Biirosu Şefi DOKTOR KOCH Bakir Adam Renkli Peçe Ahmed Halid Kifabevi Esk i yara