I DENİZCİLİK lus'ta Ankara ValiKğinin şöyle bir tebliğini okudunı: «Gıda maddelerinin satışlarmdaki fiatlar, alelitlak serbest olmayıp her malm menşe ve maliyet fiatlarına Yedi grupa ayırseslerini başka türîü ve memlekette müteamel olan toptancı • • • ^ ^ • • • ı Yazan: » * ^ % » » w • • •^• • • ^ » dığımız ArabAcem telâffuz etmeledn ve perakendeci kâr hadlerinin nazarı kelimelerinden Türk den mütevellıd bir itibara alınması suretile yapılması Millî diline mal olmayıp netice şeklinde gös Korunma kanunu hükümleri iktızasmyalnız şiir ve inşa teren bazı Avnıpa dandır. malzemesi olarak müellifleri de var Millî Korunma kanunu hükümlerine Divan ve Tanzimat devirlerinde kulla | Meselâ türkçe biimiyen bir Araba biz dır; meselâ (Henri Mathieu) işte bu aykın olarak muhik bir sebeb olnılmış clanlarla arabca ve acemcedeki i deki «kalfa» kelimesinden babscdııecek fikirdedır (8): maksızın fazla fiatla mal satan veya saBazı muhterem okuyucularım, ge. zarak içeri giren sular gittikçe yükselşekil ve mânâîarını muhafaza ettikleri j olsa, bunun ne şekünden, ne mâııâsın«Ayni harflerin (arabcayla türkçe a üşa arzedenler hakkmda yapılacak herçenlerde, bir yazımda bahsettiğim diğinden mürettebatın bir çoğu ıslandı. halde muhtelif sebeblerd«n dolayı Türk dan arabcanm .halîfe» kelimesile alâ rasında) başka başka kıymctler ifade hangi bir şikâyet Belediye Encümeninde Japon Yüzbaşısı Sakuma'nın nüce Kuvvetü bir rutubet buna inzımam etdiline mal olan ikinci grup kelimcle kasını kat'iyyen anlıyamaz! Bir Acem ( e ( m e s j 0 gerekii tetkikat yapıldıktan sonra, mürası ve vasiyetnamesi hakkmda daha tiğinden çok üşümektedirier. rini bundan evvel gözden geçirmiştik. için de thoca nın «khâce» ve «may ! m i S ( i r t : teamel kâr hadlerini aşarak satış yapbir Türk fazla tafsilât vermemi istedıler. Bu yazı «Ben, denizaiucıların metin ve tam Bizim tasnifimizde yedinci grup itibar t a b s kelimesinin «mehtâb. la alâkaiinı' açık sesle okuyacakolsa Arablar hiç bir tıklarına kanaat hasıl olanlar hakkmda ile o arzuyu yerine getüir.eğe çahşa manasıle dikkatli olmaları lâzımgeldikettiğimiz islâm medeniyet ve kültürü keşfetmek bir nevi bilmece haüeimek mezkur kanunun 31 inci ve 32 nci madanlıyamazlar.. cağım. ne aid Arab ve Acem keümelerinden demektir! Aynj vaziyeti tersine çevirjp ten başka, cesaret ve cür'etle tereddüdBiraz mubalâğa^ı bir lisanla inlatı delerine tevfikan takibat yapılmak üzede daha sonra bahsedeceğimize göre, • arabca ve acemce biimiyen bir Türke süz hareket etmedikleri takdirde, delan bu fonetik ihtilâfı, (Mathiau) nün re Miılî Korunma müddeiumumiliğine id kik d i l k dört t a t b i k e d e c e k o l u r s a k şimdi ö ü ü d önümüzde tetkik edilecek dö Denizaltıcılık henüz emekleme dev nizaltıcılığın kolay kolay îlerliyemıyekanaatince Türk dilinde bir çok ecnebi tevdi edüeeeğinden şikâyeti olaniann Şehrimizde kok kömürü tevziatına grup var demektir. Bu gruplşrın dör j k e I i m e i ı n d e n , k a l f a , m â n â s ı v e . rindedir. Rüşdünü ve kuvvetini isbat ceği kanaatindeyim. Bu sebeble fazla | kelimelerinin tahıifine sebeb olmakta Belediye İktısad Müdüriüğünde Fiat etmemış, her yeni silâh için ulduğu gibi, ihııyatkârlık yüzünden korkarak âtıl fasılasız olarak devam edilmektedir. dünde de Türk fonetik ve semantik tâb» kelimesinden de «maytab» met dır. Murakabe Bürosuna veya Belediye Reis denizaltı gemisinin leh vs aleyhinde bu kalınmamasıru tavsiye ederim. Bazı Temmuz sonuna kadar 23,500 ton ma kanunlarının büyük tesirleri vardır: humu çıkaımak ihtimalinin keramete Bu fonetik tahavüllerile beraber, bir Muavinliğine ve aşağıdaki telefon nuA) Hem telâffuz, hem mânâ itibarile, bağiı kaldığını görürüz! lunanlar arasında da münakaşalar cere kimseler, belki de, bu muvaffakıyetsiz den kömürü, 30,200 ton da kok kömürü işte oundan taraftan da semantik bakımından çok nıaralarına bildirmelerini sayın halkın yan etmektedir. Onun heniız tamamile lık karşısında istihza edeceklerdir, fa saülmıştır. İstanbulun bu seneki taş yani gerek fonetik, gerek semantik ba dolayı bu grupa mensub oian kelimebüyük değişiklikler hâsıl ederek ayni ıttılaına arzederiz.» meydana çıkmamış olan kudretine ina kat ben yazdıklarımda ve kanaatlerim kömür ihtiyacı, geçen seneki sarfiyat da kımlarından tamamile türkçeleşmiş ke lerin hiç biri ıisaniyat bakımııı.'ao ar^bbir kelimenın şekli gibi mânâsını da Ankara V'aliliği, ikinci bir tebliğinde nanlar vardır. Onlar, bu cıhz çocuğun de kat'iyen hata etmediğime enıinim. nazan dikkate alınarak, tamamen kar limeler; ca ve acemce değil, hepsi türkçecMr: başkalaştıran muhtelif âmillerin Türk de «Bazı ticaret crbabımn ellerinde tıuileride yaman bir genc olacağmı, DaB) Yalnız telâffuz, yani sırf fonetik Yâni Iisaniyat esaslarma göre fonetik ve dili bakımından ayrıca tetkikiııe lüzum lunan emtiayı fazla fiatla satmakta ol«Kumanda kulesindeki derinlik müş şılanmış, bu nıaksidla şehre 65.000 ton vud Calut dövüşünde nahif Davudun ı iri 52 kademi gösteriyor. Suyu boşalt maden kömürü. 80.000 ton da kok kö bakımından türkçeleşmiş kelimeler; semantik itibarile türkçeleşmiş kclime görmüyoruz: Çünkü bunlar, öütün dü duklarından bahisle vilâyet makamına artığı sapan taşile dev Calutu cansız ı mağa çok çalıştıksa da saat 12 ye kadar mürü talısis edilmiştir. Bu mik;ar, teşC) Yalnız mânâ, yani sırf semantik demek, türkçe kelime demektir. ler arasında müşterek bir takım ka adressiz ve imzasız mektublar yollanrinievvel ortalarına kadar tamamen tev bakımından türkçeleşmiş kelimeler; yere serişine nazire yaparak koca zırh I gemi hiç kıpırdamadı. Burada 11 kuArabca kelimelerin türkçede uğradığı , nunlara tâbidir (9). Lisaniyat sahusın makta olduğunu. söyledikten sonra, .Bu zi edilmış olacaktır. canevinden vurup denizin dibine lac kadar su varsa, müşir doğru gösÇ) Arab dilinde esasen mevcud ol fonetik tahavvülleri ilmî surette izah ' da bu âmıller umumiyetle içtimai, ta gibi ihbar ve şikâyetlerin tahkik mevzuu Halkın, kendi ihtiyacına göre dolduindireceğini söylüyorlar. Denizaltıya teriyor demektir. madıkları halde arabca köklerden A edip Türk dilinde Arab .tecvîd» ine e I «hî, ruhî ve edebî müessirler şcklir.de olması için gerekii izahatın alınmasma inanmıyanlar ise onun kör ve kötürüm «Denizaltıcı olarak subay ve erler a rup halk birliklerine tasdik ettirdiği be rab İFÜkakına göre ve .kıyas» suretile Iıemmiyet vermemek lüzumunu ilk defa tetkık edilir. Netice itibarile Türk, A lüzum hasıl olduğu» cihetle, bu çeşid olduğunu, büyük işler başaramıyacağı rasından en mümtaz olanları seçmek yannameler de yazılı olan kömürü bir Türkler tarafından Türk dili için ııy ! olarak açıkça müdafaa eden müellif, rab ve Acem fonetikleri arasındöki te* mcktublaruı imza ve adreslerinin tam nı, bu silâha güvenilemıyeceğini iddia lâzımdır. Bu gibi hallerde, sıkıntı çek anda tevzi etmcğe maddeten imkân bu durulmuş calque = taklid kelime. lcr. bizim bildiğimize göre, (Diyarbakırlı halüfler Türk dilindeki Arab Acem yazılınasını istemekte, aksi takdirde bunediyorlardı. Fakat, hafif yağ yakan mo memek için, bunun kat'iyetle lâzım ol unamıyacağı ve bunlarm bir sıra takib telâffuz iarın muameleye konulmıyacağını ilân Bu dört grupun Iisaniyat itibarile en Said Paşa) merhumdur. Paşanın izakelimelerinden bir çoklarımn edüerek verileceği şüphesizdir. Bu sıra törlerin 1890 da icadı ve 1900 e kadar duğu kanaatindeyim. Allaha şükür, geitibarile türkçeîeşmesine sebeb olduğu etmektedir ki bunda da tamamile haksınıfı, en genişi «C» gru hına göre Türk dilinde Arab kelimeusulünün tatbik edilmekte olması, halk mühimı terakkisi, denizaltı taraftaılarma kuv minin mürettebatından hiç biri bir an lerinin fonetik itibarile tahrifi, Arab gibi, semantik kanunlarının teöiıi de hdır. arasında bazı şayiaların çıkmasına se pudur. vet vermişti. 1900 ile 1910 arasında bir bile vazife başından ayrıimadı.» seslerile Türk sesleri arasındaki (mah | ç o k d e f a a y n i kelimelerin ınânâ bakıŞimdi bunlann sırayla tetkikine e,ibeb olmuştur. Bazı neşriyat da bu.şayitaraftan bu motörlerdeki muhtelif tehKumandan Sakuma bundan sonra, aları kuvvetlendirmekte âmil olmuŞtur. rişmeden evvel, en mühim grup say rec» ihtilâfındandır. Meselâ Arab alfa mından da türkçeleşmesile neticelenmişAnkara Valiliğinin bu tebliğlerini okutir. Hattâ bundan dolayı garb !:,ımus duktan sonra, İstanbulda da ayni şeyin likeli kusurların izalesine çahşıhrken her zaman evden çıkarksn ölümü düBize verilen malumata göre, maden ve dığımız «A» sımfının mahiyetini bir kaç besinde üç noktalı «se = t h . ve bir 1904 de ağır yağ yakan bugünkü mo şündüğü için, evvelce hazırlamış olnoktalı «zel = dh. harfleıfle ifade edi çuları bu gibi keümeleri Türk dilin yapılmasını Vali ve Belediye Reisimiz kok kömürü yakmakta olan hiç bir ev, misal üzerinde tavzih edelim. deki mânâlarile Türk kelimesi şeklinde tör icad olundu ve ondaıı sonra de duğu hususî vasiyetnamesinin yerini kömürsüz bırakılmıyacak, herkes, kenMeselâ arabcanın «halef» ve «vekil. len sesler şımdiki Türk dilinde mev kaydetmişlerdir (10). Yalnız Osmanlı i doktor Lutfi Kırdardan istemeği münanizaltıcılık daha terakki ettı; fakat 1910 yazdıktan sonra kardeşinden bu vasi dine lâzım olan kömürü alacaktır. Ancud olmadığı için arabcanın «kıymetli» müellifleri bu umumî telâkkiye iştirâk sib gördünı. mânâlarına gelen «.halife» kelimesi Türk da hâlâ tamamile emin bir silâh te yetnameyi zavallı babasına götürmesini cak, bu tevzia'.ın bir haftada, bir ayda dilinde hem fonetik, hem semantik ta mânâsına .themin» kelimesi türkçede etmezler: Onların nazarında îonetik ve Çünkü, Lstanbulda \"urguncular, şu iki lâkki edilmiyordu. Nitekim Almanlar rica ediyor. Sonra şu çok feragatkâr yapılmasına maddi imkân yoktur. Tevhavvüllerine uğrıyarak «ustabaşı» ve .şişman» mânâsına «5611110» gibi ve çe semantik bakımından türkçeleşmiş ke sebeble Ankaradan daha çoktur: 1906 ile 1909 arasında denizaltı yap sözler vardır: ziat, sırasile yapılmaktadır. başcariye» gibi mânâlarla .kalfa» şek kinilecek şey. mânâsına.mahdhur. ke limeler «galati veyahud «galat 1 meş 1 İstanbul Ankaradan daha büyük makta tereddüdlü davranmışlar ve an «Resmî vasiyetim: İmparatorumun Kömür havzasında istihsal nonnal ıni almıştır (1). Tıpkı bunun gibi, a limesi de •memnu» mânâsına •mahzur» hur. demektir! Bundan sonra şozden ve daha kalabahk olduğu için, cak 1910 da 8 gemi siparij etmişlerdi. huzurunda hürmetle iğilerek arzederim: seyrini takib etmektedir. Direk meselesi rabcada «huy tabiat., c.mahluk, ve j gibi telâffuz edilir. İşte bundan dolayı I g eç ireceğimiz .galatât. kitabları işte bu 2 İstanbulda çok eski zamanlardan la Japonya, o zaman, kendi tezgâhların Maiyetimin geriye kalacak olan aile ve tamamen halledilmiş olduğundan geçen ıkuyu» mânâlarına gelen «khalîka. ke | Türkler Arab kelimelerinin > mânâlarına çoğunda I zihniyetin mahsulleridir kalma fena bir gorenck ve gelenek ile da modern harb gemileri yapmağa he ebeveynini sefalete düşmıyecek şekilde seneki vaziyetin tekerrür etmesine ihti imesinin cemi şekli olan «khalâık tâ .aslına tamamile muhalıf telâfiuza aIsmail Hamı DANlŞMEND yalnız kendi nıide ve keseleıini düşünea nüz başlamış olduğu için, denizaltıcı himaye etmenizi istirham ederim. Bey mal verilmemektedir. Nakliyat mese'esi biri de türkçede «halayık* tahavvülile j l , ş . olduklarından dolayı .hadrat. ştm açıkgöz vurguncular bol olduğu için. hk bakımından Avrupa devletlerine, nimi yakan yegâne endişe budur.» (1) Âsım Efendi, «Kamusülmuliit»r de, alınan tedbirler sayesinde yoluna gir müfred olarak «cariye. mânâsına kul , yerine hazret», «ıdtırâb. yerine .ızBu habis ruh. şimdi, etrafı kollanıakbilhassa denizaltıcılığa en çok ehemmiGenc ve kahraman Yüzbaşı, böylece miştir. Suvat vapuru, İstanbul için 2700 lanıhr (2). Gene bu suretle acemcenin tırâb, «darb. yerine .zarb., Arab al C. 2, 1305 İstanbul tab'ı, S. 755. Mustadır; yeni başlıyan serbest ticaret biraz yet veren Fransaya nisbetle çok geri iendi ailesini değil; yalnız arkadaşlı tou kok kömürü yükliyerek Zonguldak ağa efendi scyyid hükümdnr |fabesindeki .hâ» sesile »hamd> tafa Efendi, «Ahterîi kebîr». 1309 İsgcliştikten sonıa, şeytana pabucunu ters idi. rının ailelerini düşünmek gibi bir fera tan şehrimize hareket e;miştir. zengin ihtiyar» mânâlarına geJen •he» sesile «•hamd» ve «ayn» sesile ' tanbul tab'ı, C. 1, S. 360. Şemsüddin giydiren bir ustalıkla her fırsattan istil gat ve fazilet gösterdikten sonra, bütün * * * Kömür tevziatı, Kuruçeşmede ci, Eti khâce» kelimesi de türkçede mual | •âdet» yerine «â» sesile .âdct te:âf Sami, .Kamnsı Türki». 1317 İstanbul fade etmeğe çalışacaktır. Lmumi ve milmeslekdaşlarına ve başta Bahriye Na Bank kömür satış ve tevzi müessesesi lim> ve tsarıklı âlim» mânâsile .hoca. ] fuzunu tercih ederek Arab kelımelerini tab'ı, S. 588 ve 1079 1910 nisanının 14 üncü günü, Yazbaşı lî nıcnfaat bir halk tabivile ona vızgeSakuma'nın kumanda ettiği 6 numaralı zarı olmak üzere isimlerini yazdığı A | depolarmdan yapılmakta olduÇu gibi, şeklini aldığı gibi (3), acemcenin «ay ionetık bakımından tahrif ederler. Paşa (2) «Kamus, C. 2. S. 897. .Ahferî», lir. Bu gibilerin, son alınan tedbiıleri, mirallere ve diğer âmirlerine selâm ve | müessesenin kontrolu altmdaki bayiler ışığu ve «hava fişeği» mânâlarına denizaltı Kure deniz ussü civarında merhum bu gibi kelimelerin aıabcada C. 1, S. 361. .Kamusı Tü.ku, S. halkın zararına ve kendi kârlarına istisbarış dalış vaziyetinde tecrübeler ya saygılarının bildirilmesirıi diliyor. vasıtasile de satılmaktadır. Kömür ba .mâhtâb mehiab. kelimesi de Türk j arafc, fonetiğine göre, fakat Türk dilin 586. nıar etmelerine meydan vermemek için Sonra şu satırları yazmıştır: pıyordu. Fakat biraz fazlaca dalması üyilerinin, baa müşterilerden ia?la para dilinde «maylabî. tahavvülile rankli ıçık ' d e A r a b fonetiğine göre degil. Türk (3) Âsım Efendi. sTercemei Bürhanı Ankrada alınan tedbirleri İstanbulda da veren cdonanma kibriti» ve «alay is fone'.iğine göre okunmasını ister (7): «Saat 12,30 da teneffüs fevkalâde ıs istemekte olduklanna dair şikâyeMer vazerine motörünün hava borıısundan ikatı». 1251 Mısır tab'ı. S. 253 ve Şem alnıak, kat'iyyen lâzımdır. çeriye sular dolmağa; den'zaltıcı dilile tırablı bir şekil aldı. Benzin gazlarını ki olmaktadır. Kömür satış ve tevzi mü tihza» mânâlarına kullanıhr (4). İlerâs «Işte Arablarca her birisi islen ve süddin Sami, «Kaınıısı Türkî>. S. 590 bir çok misallerini gözden geçireceğiBu işte, halk da hükumete ve beledigemi «nakıs sephiye» alarak batmağa j dışarı atmanın çarelerini aradıksa da ! cssesesi, bu gibi haller vukuunda, keyzevkan tenâfürdcn sâlinı olan eKâzı (4) «Tercemei Bürhanı katı'^ S. 557 ycye yaıdım elıneli, yalnız dedikodu miz bu kelimeler gerek telâffuz, şerek başlamıştır. Mürettebat suyun girmesi çok gec. Gazlardan sarhoş olduk. fiyetin derhal müesseseye bildirüaıesini fasilıai mezkurevi ibârâtı arabiyye a v e .Karausı Türkî». S. 1264^ mânâ itibarile arabcayla acemcedek: şeşeklinde şikâyette buluumakla kalmama«Saat 12,45 e geldi...» halktan rica etmektedir. Fazla para isne mâni olmuşsa da, bu nrada gemi dikillerile meflıumlarını temamile değiş rasında tecvîde riâyctle haıflcri ınalıâ j (5) J. Vendryes. .La mort des lan lı; bu şikâyetleri alâkalı resmî makamBundan sonra yazdığı sorı cümlelerin tiyen bayilerden, derhal bayilik hakkı tirmiş olduklarından dolayı, buniarın rîce bittevfik okumak zevkan bize ne ' bs inmiş ve «zaid sephiye> temin edilegucs., Conferences de l'Instilut de Lin lara bildirmelidir. Bu ihbar ve şikâyetmediğinden yüzdüriilüp suyıın yü?.üne okunamıyacak kadar karışık olmysın geri alınacak ve kendileri milli korunyabancılıkları ancak kadar lâtif gclür ise, ibârâtı türkiyye guisıique de l'Universite de Paıis, 1933 lerin cıvımaması ve favdasız bir yola ma kanunu hükümlerine tevfıkan Ad ! »f» 1 "* i t i b a r ] l e arasında tecvîd ile malıreci aslîsıne dan artık can çekiştiği ve buna rağmen çıkarılamamıştır. serisi. S. 12. doküımemesi için de, Ankara Valisinin ilmen isbat edılebııir. Ecnebılikleri ken tevfık ve kııâat edecek olsak o kadar 56 tonluk olan 6 numaralı denizaltı, yazmağa devam ettiği anlaşılıyor. Kah lıyeye verileceklerdir. diliğinden anlaşılmayıp işte böyle ilmen (6) J . Vendryes, «Le Langage». 1921 istcdiğı gibi, bunları yapanlar, imza ve sıklet ve tenâfürü hâvi söıünüp zevki Diğer taraftan Mahrukat Ofiîinin de sığ suda batmıştı; fakat o zamanm ve ramanın vasiyetnamesi bu karışık ve i isbat ve tesbit edilebilecek keümeler Paris tab'ı, S. 227. adreslerini açıkça bildirmelidirler. husıısimiz âdetimize ıııuvâfık tcUpHiime şehrin odun ve mangal kömürü ihtiyasaiti gemiyi çabucak yüzdürmiye kâfi okunmaz yazılarla bitiyor. Iisaniyat âlimlerince milliyet değiştirTiiş (7) Diyarbakırlı Said Paşa. MizaDoktor Lutfi Kırdarın bu mesele ile Bütün Japonya, bu kahraman subayı cını karşı'.amak üzere faaliyetto bulun ve yeni girdikleri dile tamamile mal o tesadüf etmedikçe cl.'âzc'a fasâiıat hisgelmemiş; ve denizaltı, ancak mürettenüledeb», 1305 İstanbul tab'ı, S. 1819. ciddî surette meşgul olmasını dilerira. takdis etmiş; onu Japon milli dininin ması, bu sene şehrimizde odun ve %ömür lup temessül etmiş sayılır. Büyük Fra.ı scdemez». batı havasızhktan öldükten sonra, 17 (8) Henri Mathieu, «La Turqtıie ef Bu izaha göre (Diyarbakırlı Said Panisan günü suyun yüzüne çıkarılabil azizleri sırasına yükseltmiştir. Sakuma sıkıntısı olmaması için ayrı bir teminat sız dilcisi (Vendıyes) fransızcanın lâses differents peuplcs». 1857 Paris tab'ı, miştir. Ölüler muayene edilirken gemi Japon denizaltıcılarırun mabudu adde olarak görülmektedir. tinceden gelen kelimelerini eğer iâtince şa) merhum türkçede Türk fonetiğine C. 2. S. 79. kumandanı Yüzbaşı Sakuma'nın ccbin dilmektedir. Vasiyetnamesi, fotograflan telâffuzlarile okumak lâzımgelse hiç uydurulmayıp «fasâhat» e riâyet İçin (9) Bk. : A. Meillet, «Linguistique his Kazino ve bahçelerde % 10 den, gemi battıktan sonra, hatıra şek alınmak suretile defalarla basılmıştır. bir şey anlaşılamıyacağını söyler (5): olduğu gibi bırakılan Arab kelimelerini Muallimlerin mesken linde yazdığı bir vasiyelname bulun | Her Japon denizcisinin kütübhanesinde Meselâ chicn ^ köpek. yerine .canem.., gayri fasîh» sayıyor ve bu telâkki torique et Lingııistique geneıale. 1926 garson hakkı verilmiyecek bedelleri veriJtyor muştur. Genc Japon subayı ölürken bile i bu eserden bir tane variır. Japonyada • lire = okumak» yerine «Iegere», «ete ; = sindc eski Osmanlı müelliflerinden ve Paris tab'ı, «Coramcnl les mots chanKazino ve bahçelerde ötedenberi alın. meslefini ve vazifesini düşünmüş; de j onu biimiyen kimse yoktur. Onun kah j İlk mekteb muallimlerinin mesken yaz. yerine «aestatem», «cendre ^ küU hattâ bir çok muâsırlarından ayrıhyor gcnt de sens^ faslı, S. 230 271. (10) Bk. : Prince Ale*. Hendjeri, «Dic makta olan yüzde on garson hakkı Benizaltı aleyhdarlannın kendi tezlerini j ramanlığı için destanlar yapılmış,. şiir bedelleri 942 yılı bütçesinde vanlmiyerek j yerine «cinerem» ve «voir ^ görmek; demektir. Bu vaziyeti cfeha umumî bir bakım tionnaire Français Arabe Persan ledijece kaldırılmıştı. Fakat bazı büyük müdafaa için bu kazadan istifade etme ler yazılmış, mersiyeler söylennıiş, şar kıdem zamlarına karşılık tutulacağı ya | yerine .videre. denilecek olsa, İâtince dan görerek Türklerin yalnız muayyen T u r c , 1840 Saint Petersbourg tab'ı, kazinolarda hâlâ yüzde on garson ücreti deniz k lerine mâni olmak emelile geminin ne kılar bestelenmişlir. Etajima d i mek zılmıştı. Fakat bütçeye :lâ\e edilen tah i biimiyen bir Fransız hiç bir şey analmmakta olduğu yapılan teftişlerde Tıpkı bunun gibi, fran.,ızca bazı sesleri değil, Arab dilinin bütün C. 1, «Mukaddome», S. 2. den battığıru anlattığı gibi, gemi mü tebinin müzesile Tokyo deniz müzesin sisatla muvazene temin edildığinden 942 lıyamaz! görüîdüğünden başta Suadiye kazınosu rettebatının ölüm karşısmdaki metane de onu tasvir eden tablolar, ona aidyılında da mesken bedelleri verileccktir. bilmijen muhayyel bir Lâtine «canem» olmak üzere bunlara yüdırıtn cezası keMuallimlerden geçen ay mesken be yerine «chien» denilecek olsa, onun da tini ve kahramanhğını da tebarüz ettir yazılar, hatıralar vardır ki her gün binsilmiştir. lerce Japon tarafından ziyaret edilmek dellerini alamıyanların 2 aylık istilıkak bir şey anlamak ihtimali yoktur! Ön miştir. Suadiye kazinosu hakkınd^ yeni bir tarafı sırma şerid dolamalı bir nevi astedir. Küçük gemisi, şimdi, Kure deniz ları kendilerine tevzi edilmiştir. Bundan şikâyet daha vaki olduğundnn bu huBu vasiyetnamenin bazı kısımlarını a üssündeki denizaltıcılık mektebinin ih sor.ra her ay maaşlarile birliKte ödene ker ceketine Fransızlar «dolman» dersusta da, tahkikat yapılmaktadır. ler: Bu tâbir türkçenin «dolama» kelitiram köşesinde, bir kahramanlık ha ccktir. . lıyoruz: Kazinolar, tarife haricinde bir talebŞimdiye kadar İstanbul Vilâyeti « n mesinden gelir: Fakat bugün bir Frtntırası olarak muhafaza edilmektedir. «Ben, âciz subay, bir kaç saat sonra de bulunduklan takdirde derhal Belerinden aynlan veya tekaüds sevkclu j sıza «dolama» diyecek olsanız hiç bir *** muhakkak olan ölümümden dolayı katCildi tahriş etmez, diyeye ihbar edilm^si, bunlar hakkında İşte ölüm karşısında yüreği ve elinanlarla köy muallimlerine ve hasta şey anlamıyacağı gibi, bir Türke de iyyen esef duymuyorum. Ancak dikkat.dolman» deseniz o da bir şey anlamaz! t?kibat yapılması için kâfi gelecektir. ( titremiyen Yüzbaşı Sakuma'nın şerefli muallimlere bu alacakları tamamen vecildi yumuşatır. sizliğim yüzünden İmpara orumun gemaverası bundan ibarettir (1). Onun rümiştir. Son olarak da maaşı 10 liraya Hattâ gene (Vendryes) in dediği gibi, misini zıyaa uğrattım; askcrlerinin öbazan bir düden başka bir dile şeçen Her yerde lümüne sebeb oldum; huzun.ınuzda diz böyle bir ilâh haline getirilmesi Japon kadar olanlann müterakim mesken be bir kelime bir kaç asır sonra, şekli ve denizaltıcıları için fedakârhk ve kahra ocllerî tevzi edilecektir. Maanî Müdürçökerek beni affetmesini nlyaz ederim. mânâsı tamamile değişmiş olarak tekNüsbası S kurustnr. «Bütün mürettebat ölünciye kadar manlık yolunda öyle bir teşvik olmuş lüğü bunlar hakkmda tstkislere başla rar asıl mensub olduğu lisana döner tur ki şimdi bunlar, küçücük denizaltı mıştır. metanetlerini muhafaza etmiş ve vazife traş bıçaklarını arayınız. ve bu yeni şeklinden dolayı kendi men j larla düşman gemilerinin altmda can Bir maliye memuru kayıb başından ayrılmamıştır. şeinde yabancı sayılır: Meselâ ingi'izlarını feda etmeğe can atmaktadırlar. Senelik 1400 Kr 2700 Kr «Bugün bizler, memltkct uğrunda, Silivri maliye şubesi tahsildarı Ha cenin «budget» kelimesi eski transıicaJaponların «hususi denizaltılar» de san; bir haftadanberi ortada yoktur. Ü nın .küçük çanta» mânâsına «boçete. Altı avhk 750 » 1450 • vazife başında can verirken korktuğum Üc avlık 400 » 800 • bir nokta vardır ki o da efkârı umumi dikleri bu küçük ölüm tekneleri hak zerinde tahsilâttan dört bin lira kadar tâbirinden muharreftir; fakat bu FranBiı avlık 150 • Yokrur. yenin bu batış hakkmda yanlış bir te kmda malumat istiyen oku>ucularımı para bulunuyordu. Ancak, Hasan dü sız kelimesini ingilizcede aldığı yeni YASTIK, YORGAN. YATAK kullanmak hem kesenize ve hem de lâkkiye kapılarak bunun denizaltı ge başka bir yazıda tatmin edeceğim. rüst bir kimse tanındığı İçin, bu parayı mânâ ve yeni şekille tekrar kabul eden sıhhatinize A. D. zimmetine geçirmediği ve olsa olsa, ci Fransızlar artık onu fransızca değil. inmilerinin inkişafına darbe vurmasıdır. faydalıdır. nayet veya kaza, her hangi bir felâkete gilizce sayarlar (6)! Bu vaziyet, yuka<Çok temenni ederim ki meslekdaşGazelemize eönderilen evrak ve (1) Bu yazı, kıymetli leniz subayYATAK. VORGANLARI da pek ucuzdur. Adres: İstanbul Çakmakçılar. larım daha fazla mesai sarfederek de larımızdan Şerefeddin Karapınarın De uğradığı tahmin edilmektedir. Şimdi her rıda misal olarak gözden geçırdiğimiz Sandalvacar sokak Ömer Balıoğlu Kuş Tüvü Fabrıkası Telefnn: 23027 neşredilsin edilmesİD iade edilmeı «e Türk keiimelerinde de aynen böyiedir: nizaltı gemilerinin inkişafı çarelerini a niz Mecmuasında çıkan, «Komutan Sa tarafta İzi aranıyor. rtvnmdan mps'nlivpf brahnl olıınmm ramakta bütün gayretlerile uğraşsınlar. kuma'nın Vasiyetnamesi» başlıkh maOuphi Özduyar, son fırça darbesini Bu ümid Uedir ki bizler de endişesiz kalesinden hulâsa edilerek yazılmıştır. Küçük hikâye = : hızlandı, birden kafa belli oldu. Yüz ' de bir saniye evvel vurarak yeni ölüyoruz. meydana çıktı. Eminenin mahud tebesbitirdiği, Eminenin portresini iki üç «Batmanm sebebleri şudur: Benzin Tüccarın kendi kendini sümü gene dudaklarında idi. Lâkin o sdım geriye çekilerek, kendi eseri gibi motörile yarı d'almış vazıyette denizaltı tebessüm, bu sefer, uzak bir yıldızın değil, bir münekkid gözile uzun uzun kontrolu seyri yaparken biraz fazla dalma neerişilmez parıltısı halinde müphem ve Ticaret Odası idare heyeti muhtelif iş seyrettikten sonra dudaklarında acı bir tıcesi motörün hava bonısundan içeıiye sisli değil, tamamile insanî idi. gülümseme İle mırıldandı: V>> EUİar girmeğe başladı. Derhal sülüz bölümlerinden tacirlerin kendi kendile" Kacfiye İclâl {) Başını bir an tablodan çevirse etrafın Kusursuz ama, tabiî değil. Fakat rini kontrol için on komitenin teşekkü' valfı kapatmak istedik; fakat aceleden aydınlandığını, güneşin doğduğunu göbu sun'iliğin kabahati benden ziyade gıbi değil, alelâde bir insan gibi se , mızı yuvarlakları sanki bu ı,ı beyninde | u z u v l a n n d a t u h a t b i r g e v ş e k l ı k peyda valfa kumanda eden zincirler kırıldı lünü kabul etmiştir. Borsaya sadeyağlar ven bınnı buldum. Allaha ısmarladık:,> I yaptıklan mitingle protesto etmek ısrecek. elektriklerj söndürecekti. Hayır^ oluyordu. ile pirincin de alınması hakkmdaki Bor Emineye aid. Kızın her zaman yüzünğından el donanımı ile kapatmağa muSuphi Özduyar yeis ve ümidsizlikle tiyorlardı. Nefes alıp verirken ciğerde taşıdığı riya maskesini hayatta çekip Yazık!. Keşke resmi yırtmasaydı. E Buna imkân bulamıyordu. Koltuğa tekvaffak olduksa da, bu müddet zarfmda sa meclisi karart kabul edilmiştir. Bu iki başım salladı: lerinden gelerek boğazında garib bir ptamadım ki, resimde kaldırabileyim!. mineden hiç bir hatıra, nişane kalmadı, rar oturmuş, yorgun ve hayran yeni şakıç tarafa sular doldu ve gemi 25 de maddeden binde iki borsa resmi alına Artık, dedi, bunun ortada durma hırıltı şekline giren sesler kulaklarıheserini seyre dalmıştı. Suphi Özduyar, demindenberi el'.nde caktır. rece meyil yaparak battı.. smın manası yok. Şöyle görünmiyecek nm zarlarından içeriye hücum ederek daha mı iyi oldu sankü. Kız gitmekte *** sıkı sıkı tuttuğu mektubu yavaş yavaş belki de hakhydı.. S3hi, ona daima, kenSakuma sonra şunları yazıyor: tekrar göğsüne doluyor gibiydi. Fakat Sahte paso kullanmış Suphi Özduyaı gozierini tekrar açtığı ve küçük küçük yırtıp parçalamıya ko bir tarafa kaldırmak lâzım!. Gözleri etrafta münasib bir yer adimağı hâlâ işliyor, pekâlâ düşünebi di cinsinden bir mahluk gibi değil, bir zaman, arka srkaya birbirini kovalıyan «Elektrik tevzi tablosu sııya girdiAli Vehbi adlı bir genc; tramvayda yuldu. Bu, Eminenin veda mektubuyğinden lâmbAlar söndü. Bir kısım e sahte paso kullanmaktan İstanbul İkin du. Nasılsa kâğıd üzerinde maskesini rarken masanuı üzerinde duran bıçağa liyordu; bir İnsanın hayatı bir anda peri gibi muamele etmişti. Vakıâ, o da bu sayısız hâdiselerin bir gece İçinde riyakârdı. Yüzünde yalancı bir tebes.ektrik nâkilleri yandığmdan fena gaz ci Asliye ceza mahkemesince on beş gün birdenbire atmış, hakikati anadan doğ takıldı. Hayır. Görünmiyecek bir taraf nasıl değişiveriyor!. cereyan etmesine İmkân veremedi. Rüya neresi!. Küçücük atölye. Suphinin adeDışan çıkıp dolaşsa, bir yere gidip süm, sahte bir samimiyet.. ve mükem gördüğünü zannetti. Fakat, Eminenin eski lar intişar etti; o derece ki teneffüste hapse mahkum edilmiştir. ma bir Yunan heykeli gibi apaçık ortidir, her gün temiz ve boyanmış tu bir şeyler yese içse acaba açılır mıydı? mel bir maske, Lâkin, o maske kendisinı güçlük hissediüyor. Kaza, saat 10 da resmı yerde param parça.. Şövalenin üstaya koymuştu. valleri altüst eder. Emineyi hatırlata Ya bildiğe, lanıdığa rastgelirse. Tek me<;'ud etmeğe kâfi geliyordu ya!. vukua geldi. tönde yeni bir portresi.. Gene yerde ••BU A Ş M ^ ^ K A •Artık, diyordu, seni sevmiyorum. cak bu tablod?n büsbütün kurtulmak Resmini yaparken suratından o maslâkırdı edecek hali var mıydı! Tek lok«Şimdi bu zehirli gazlar içinde el tumektub parçaları.. Ve.."Evet.. Ve., MasaÇünkü beni herkes gibi alelâde bir in gerek. keyi sıyırmak, ruhuna nüfuz etmek ve ma yiyecek, tek yudum içecek hali var lumbasile su boşaltmağa çahşıyoruz. nın üstünde yeni bir mektub. san değil, tabiat üstünde bir mahluk Acayib bir buhran İçinde bıçağı kaptı. mıydı? Köşedeki kultuğa oturunca biraz hakikî hüviyetine ulaşmak nekadar is«Batarken ana tahliye sarnıcının suyu • Bende kalan kapının anahtarını bısayman canımı sıkmıya başladı. Yap Merhametsiz ve şuursuz bir katil, in kendini toplar gibi oldu. Masaya kadar temişti. Heyhat, muvaffak olamamıştı tahliye edildi. tığuı son resmimde bile bu zaaflan san etini sonsuz bir hırsla nasıl delik uzandı. Yarım Jbardak su içti. Sahi, bak, Çünkü daima o maskeye bakıyor, o rakmak üzere gelmiştim. Baktım kolkurtulamadm. Yüz çizgilerime efsanevî deşik ederse Suphi de muşambayı tıpkı konyak şişesi de orada. Bir. Bir daha. maskeden İlham alıyordu Şu anda kar tukta mışıl mışü uyuyorsun. Hem de «Elektrik cereyanındaı artık istifade tam resmimin karşısında. Fakat hangi bir perinin müphem ifadelerini verdin. öyle kesti, parçaladı. imkânı kalmadı. Akümülâtorler taştıyBir tane daha!. şısında maske değil, boş şövale vardı resmimin.. Asıl ben olan. Daha doğrusu, Âşık olarak benliğime inemediğin gibi, sa da klorin gazı hasıl olmuyor. Şimdi Oh!. Eminenin resmi, hatırası ve bil Ha şöyle. Giden kadının arkasından Acaba, ezberden Eminenin bir resmini ben böyle değilim ama, böyle görünme,k ressam olarak da ruhuma giremedin. hassa riyakâr tebessümü, mel'un masteknede kalan hava 500 libre kadardır. ölünmez ya!. Fakat. hay Allah belâ yapamaz mıydı? ve ABKADAŞLARI isterim. Şimdi yanıldığımı anladım. BenSana tavsiye ederim, bundan sonra his kesi bir anda mahvolmuştu. Biricik güvendigimiz şey el tuîumbasını versin! Eminenin resminden boş Suphi Özduyar çelik bir yay gibi yeFevkalâde zengin proşramla liğıme giren, ruhuma dolan senden basve san'at işlerinde kadınları hakikî hüsıdır. Başlangıcda sakin gibi görünen Suphi. kalan şövale de tam karşısında!. rinden fırladı. Şöşaleye yeni bir tuval kası değilmiş. Öteki zsten manasız hir Mahtesem bir geco viyetlerile görmeğe çalış. Muhakkak tablo tamamile mahv ve harab oldueu «Aşağıdaki yazıyı saat 11.45 de kuŞimdi, deminki hrıs ve hiddetin aksü koydu. Evvelâ çok ağır çalışıyor. boyaheriftı. Berbere kadar gıdiyorum. Güher iki yolda da daha fazla muvaffak vakit müthiş bir sinir spazmozuna tuTelefon: 42900 manda kulesinden sızan hnfjf ışıkta lâmeli başlamıştı. Kanı yavaş yavaş vü ları uzun uzun eziyor. fırçayı tereddüdzelleşip geleceğim, Ebediyen seninle kaolursun. Beni, tabiatüstü bir mahluk tulmuştu. Kanının bütün beyaz ve kuyazıyorum. Geminin bölmelerinden sıcudünün her tarafına yayıhrken bütün le kullanıyordu. Sonra gittikçe hızlandı, lacağım! Emine» Bir Japon deıtizaltıcısıŞehrin kok nın kahramanhğı Abidin Daver Yazan: Sehir= haberleri Türkçeleşme L Dil davasîtttn CUMHURÎYET 5 Ağustos 1942 TÜRKOLOJİ BAHİSLERİ mühim I NALINA IHEM MIHINA Vurgunculuğa karşı nohtaîarı örnekleri temin edildî 1 Ismaîl Harni Danişmend Tevziat sıraya konularak muntazaman ya pılmaktadır, bu kış yakacak sıkıntısı çekilmiyecek POKER P O K E R TRAŞ BIÇAKLARI CUMHURİYEı Sbone seraili " ^ T KUŞ TÜYÜNDEN BİR KÜS TÜYÜ YASTİK 2 ÜRADIR. iki resım BEŞİKTAŞ Bahçesinde Büyük Konser MÜNİR NUREDDİN