D ldnci cephe meselesi, birdenbire alevlendi ve Aunanya için değil; AngloSaksonlar için tehlikeli bir şekil aldı. Kızılordu mağlub oldukça ve Rus gazeteleri «Vatan tehlikede, diye 9 feryad ettikçe, İDgiltere ve Amerikada, ikinci cephenin hemen açılmasuu istıyenler de harekete geçtiler. Kaç gündür gazeteSer ikinci cephe istiyor; meb'uslar ikinci cephe istiyor, âyan ikinci cephe Adliye Vekili Hasan Safiyüddin Me adliye ziraat amelesinin miktan, şimistiyor; amele ikinci cephe istiyor; balk nemencioğlu; dün oğleden sonra İstan diki halde dört yüz kadardır. Müfctikinci cephe istiyor. Bu .isteriz» ler o bul adliye dairesine gelerek, bir müddet tişler vasıtasile, bunların da diğer sakadar çoğaldı ki Ingiliz İş Nazın Bevin, meşgul obnuştur. Vekil, kendisile gö halarda çalışan adliye amelesi gibi nıunihayet, ikinci cephe ve ikinci cephe isrüşen gazete muharrirlerinin sordukları vaffakıyetle çahştıklarını ögreniyorum. liyeııler aleyhinde, cephe almak mecmuhtelif suaiiere şu cevablan vermiştir: Bu işi mütemadiyen takib ediyorum. buriyetinde kaldı ve Sovyet Rusyaya Eylul aymda şahsan gidip çalijmaiirı « Medenî kanundaki boşanmaya Milll mücadelenin ve sohbetlerile Yah. karşı sevgileri malum olan ameleye: yakmdan görmeyi umuyorum. Tahmimüteallik hükümler etrafında Vekâletçe Ticaret Vekâleti, İstanbul vilâyeti, ana vatandan ayrı ya Kemal bize İ s . nime göre, sabası çok geniş olan Da İkinci cephe istemeyiniz; ikinci cepyapılan anket Üniversiteye ve barolara tanbulu ilk defa | laman çiftliğinde çahşan işçilerin mik Marnıara mıntakası, Trakya ve Kocaeli düşmüş İstanbul i. he istemek düşmanın oyununa düşınekgönderildi. Henüz bii müesseselerden mmfakasında müstahsilin bu sene el çin çok acı geçer. se hediye eden cedler , tan, önümüzdeki yıl TîLr misli'* daha istenilen cavablar gelmedi. Bütün ccda edeceği arpa, buğday, çavdar, yulaf neleriydi. Darülfüordusunda büyük tir, dedi. vabların sonu alınınca, mevzuu esash j crtacaktır. ve mahlütun yüzde 25 ini nihayet eylul nunda edebiyat tahDemokrasi ile idare edilen memleketkurtuluşun müstak. İstanbul adliye binası projeleri için tetkiklere tâbi tutacağız. Alacağ'.mız Vilâyetle müddeiumumilik» şahsan mcş sonuna kadar Toprak Mahsulleri Ofisine sil ediyordum. Yahya Kemal garb ede bir heyecan sandığımız şeyin altında ,b e l g a ]iblerini, Dumlupınarın, Aiyonun, lerde, halkm, efkân umumiyenin bir netice üzerine, medenî kanunda esaslı teslimi mecburiyetini koymuştur. Yapı biyatı tarihi dersıni veriyordu. Daha gızlencn ana fıkri afrkettik. Fıihak.ka | Akdenize doğru bir aydınlık seii ha şeyi ku\rvetle, ısrarla istemesi, hükubir değişıkük yapıknaksızın bu işi en guldürler. Şehircilik mütehassısile ma lan tetkiklere göre bu mıntakalarda bu. ilk snlardan İtibaren bu dersin, öteki *ahya Kemal bize bu sohbetlerde ve i mctleri onu yapmak zorunda bıralnr. l i n d e k i k o ş u n u n ş e h i d ve gazilerıni scelverişli bir tarzda halledebileceğimizi tabık kalarak son vaziyeti bir kaç gün lunan müstahsilin yüzde 99 5 ğu küçük derslerimize benzemediğini görmüştük. dersierde uzun tefekkürünün meyvası lâmlıyordu. İkinci cephe gibi meselelerde ise, halkın evvel tesbitle Vekâlete bildirdiklerir.i sanıyorum. Eldeki ceza kanununun bu çiîtçi, yani istihsali her madde üzerin. Fransız edebiyalının vakıaları ve me olan çok dinamik ve realite ile gersk Yahya Kemale kadar Istanbulun fethi ve efkârı umumiyenin istediği değil; anişe aid hükümlerinde bazı değişikhkier söylediler. Ankaraya dönüşümden sor.ra, tien 50 tonu geçmiyen müstahslldir. Bu seieleri bu derslerde mücerred bir bilgi oktüel, gerek tarihî manalarmda te üzerinde bir çok tefsirler yapılmıştı. cak sevkulceyşin, harb san'atının istebu işle de yakından meşgul olarak bir yapılmasına ihtiyac hasıl olacaktır. Kaneticeye varacağız. İstanbul adüye bi itibarla mahsullerinin saciece yüzde 25 gibi öğretilmiyordu; hocamız bize on mas halinde bulunan bir miiliyet sn Onu islâmlar dinin Peygamber ağzından diği ve imkân gördüğü şeyler yapılmak naatimce, boşanmanın kolaylaştırılrr.nEi Bu miıliyetçilik övülmüş bir ideaii şeklinde görüyorlar, ini hükunaete satmak mecburiyetindedir. ları, adeta milii ve günd?lık hâdise layışını getirij'ordu. lâzım gelir. için medenî kanuna yeni hükümler koy nasmın büyük paralar sarfile vücude j ler. lerin aras:ndan tanıtıyordu. Böylece lıızını tarihten ahyordu. Fakat bu, !cımüverrihler Ortaçağı bîtirip Rönesansı getirilecek muazzam bir bina olacr.gı, mıya ihtiyacyoktur. Daha ziyade, bu Fransızlar • İstemek yapabilmektir» Mısır ve akdan daha geç yetişen me. Alfrede de Vigny'nin stoizmi, Hugo'nun tablarda olduğu gibi satır ve kelime [ başlatan büyük tarihî vak'a" addediyoriş daima olduğu gibi hâkimin muraka şüphesizdir. Fakat, içinde* bulunduğumühteşcm zaman visionu bizim için, j halinde kalmış bir bilgi şeklin lardı. Bu fethin millî tarihteki mevKİini derler, fakat iradenin kuvvetini göstermuz şartlar, halen böyle bir binarnn vaddan olduğundan bunlarm kezalik besine ve takdirine bağlı kalacakür. inşasına müsaid değildir. İlk fırsat eU yüzde 25 inin teslim müddeti bilâhare kitablardan öğrenilmesi daima mümkün , de bir tarih değildi. Belki toprağa bağlı, göstermek ise ancak ona nasib oldu. O rack için söylqnmiş olan bu söz, her isolan bir yığın bilgi olmîktan çıkıyor, onunla beraber yuğrulan ve inki;aiını Istanbulun fethini Rume'ıiye ve Aana tenilen şeyin mutlaka yapılabileceği deMuğlada bundan bir kaç ay ev/el verdiği zeman işe başlamak üzere, ha Vekâletçe tespit edilecektir. içinde kendimizj ve dünyamızı buidu yapan ve böyle olduğu için İnsanı ha doluya sahib olan vatanın tamamîan mek değildir. Mümkünü isterseniz yapazırhklarımızı tamamlıyacağız.» inşası ikmal edilen cezaevinde çalışan Tespi*. ediien tarihe kadar mükellef ğumuz, günün sorgularına cevab ver kikî buudları ve kıymetleri ile yaka ması hâdisesi addediyordu. Bizans k^d bilirsiniz, fakat gayrimümkünü isterseolduğu miktarı vermemiş olanlardan ilk diğimiz bir nevi hadsî keşif haline gi lamağa muvaffak olan bir tarihti. rosunda İnkişafı mukadder olan Os niz yapamazsınız. Bugün gayrimümkün 20 gün zarîmda mahsulü yan pahasına riyordu. Anadoludaki mücadele bu dersBu tarih anlayışı bütün bir san'at manh İmparatorluğu ancak bu fetihie olan yarın mümkün olabilir; iradeniz almacaktır. lerin toplantı noktasıydı, bütün Türk ve edebiyat programıydı ve miiliyet j kendisini "bir bütün addedebilirdi. ku^etli ise bcklemeği, çalışmaği, güçMülga subaşı talimatnamesinin 11 inci tarihi ve Türk cemiyeti çetin muamma mefhumunun mucizesi ve yapıcı Velud kafasında her gün Türk tarih maddesi mucibince verilecek olan el larile burada birleşiyordu. Bu suretle, olan devam fikrini kendiliğinden ihtiva ve talihinin bu iki serhaddi üzerinde lükleri yenmeği bilir ve muvaffak olursunuz. İstemeği bilmek kadar, yapılabikoyma pusulalan dağıtılmaktadır. Bu garb san'at ve fikir âleminin kahra ediyordu. Onu dinlerken bütün Türk [ y e n j bir eserin hayali doğuyordu. pusulalann bir yüzünde el konan hubu manlarını, Izmir kıyılarmdan başlıyarak tarihi, kendimizi anlamak için sırnnı J gün, «Birden haykırdı hür Anadolu lecek şerleri istemeği bilmek de şarttır. mecbur olduğumuz Ya devlet başa ya kuzgun leşe!» öey İnrıkânsızı istcyince yapamamak ve hüsbatm cins ve miictan ve diğer yüzünde orta Anadolu sınıriarma kadar uzan.n sorup öğrenmeğe de müstahsilin Ofis veya alım teşkilâ korkunc ve mübarek yangının alevle bir âlem gibi önümüzde canlanıyordu. tile Anadolunun yaptığı büyük hamleyi, rana uğramak mukadderdir. tına yapıığı tesllmat miktarları vardır. rile aydınlanmış, adeta tekdis edianiş Bizden evvel gemiş. ömülerinin mace halktan almmış bir ırade çığhğında Ha!k : mümkünü, gayrimümkünü pek Subaşılann yapmış oldugu tahminler görüyorduk. Huiâsa, güzel ile iyi, imanîa rasile, iman ve aşklarile bize bugünkü topluyor, bir başka sefer de bir ssb^h ayırmaksızın herşeyi istiyebilir; bilhassa çjndi kontrol heyetleri tarafından büı zevk genc kafalarımızda yana yana yü benliğimizi, bir ağacm meyvasını hazır gezintisi, €Û bahar sabshı uyandım er hoyecana geldiği veya getirildiği zaman. lar gibi hazırlamış olan insanlan au ken Lâleli semtinde şafak sökerken* tün köylerde kontrol edilecektir. Bu iş. rüyorlardı. Bilmem çok çalışkan veya anlayışlı hmak için ne yapmıştık? Etrafımızda diye anlatıyordu. Bu gezintiyi Yahya >>itekim İngiltere ve Amerikada halk, i SOVYETLEft .. ıcre nezaret etmek üzere Ticaret Vekâ. mitingler yaparak ikinci cepheyi iste® MOSKOVA leA ihtiyaclan tespit umum müdürü mıydık? Her halde şiirj ve edebiysü ki abidelere, bu güzel şehre, Boğaziçi Kemal 1922 senesi 29 mayısının sabaçok seviyorduk. Güzel, büyük şeylere köylerine, ve Istanbulun ücra semtle hında yapmıştı. O sabah erkenden kalk mektedir. Fakat ikinci cephe, sade .isteMahmud geyda dün akşar^tdirneye git. Kaluga •(AlMANLAR rine onlara dair soracağımız ne kadar mış, surlara gitmiş, Kirkoportayı, ve riz diye bağırmakla yapılamaz; bu, saKm miştir. Mahmud Seyda bütün Trakya hayrandık. Üstelik tabiî zamanlarda en gec öğrenilen şeyi, hâdiseler bize çok çok şey vardı; ve bütün vatan böyie bilhassa fetihten bahseden bütün mü dcce bir imkân işidir. Bu imkânın mev100 200 ve Marnıara mıniakaâim dolaşacaktır. Miçunnsk erkcn öğretmişti; daha o yaşlarda f'.k değil miydi? verrihlerin «Büyük Gedik. admı verdik CUÜ olup olmadığını ve ikinci cephe açDün vilâyette vali muavini Ahmed rin aşk gibi ihtirasla yaşanması gçrekİşte bundan yirmi sene evvelin genc leri Edirnekapı ile Topkapı arasmdaki nıağa teşefebüs edildiği takdirde, bunun GTAMBOV/ Kınık, Ziraat Müdürü ve Mahmud Sey tiğine inanıyorduk. toplandıklan ancak on • Beşinci Askerî kapı» yı gezmişti. Bu ge başarüıp başanlamıyacağını tayin edeBütün memleket leri, etrafîna damn da ijtirakile alım Işleri için bir gibi ümidle ıstırabın beraberce hüküm on beş yaş kendilerinden ilerde csta <}ik muhasara esna?ında Fatihin büyük cek olan. Londrada Haydpark'ta mitın» toplantı yapılmıştır. sürdükleri dolgun, yaşrdığımız ar:ın larını, yumuşak bakışh ve sabırlı İşçi topunun hamlelerile açılmıştı; Bizaıı=yapan solcu amele değildir; Britanva tecrübesile zengin bir hayatımız va'.'dı. elli ifkir atletini dinlerken böyle dü 'ı!ar bur.u müteaddid defalar örmüşler. İmparatorluğu genelkurmayıdır. Bir şünüyorlardı. Türk ordusu tekrar tekrar açmıştı. NiYahya Kemalin dersleri bizim için Simid, pasta yapmak milıetin mukadderatı bahis mevzuu olmillî inancın comerd bir kaynağıydı. Yahya Kemal kendisi de sohbetllrm hayet 29 mayıs sabahı, güneş henüz yasağı kaldırılmamıştır Bu derslerin hovasmda Anadolu doğ de olduğu gibi şiirlerinde de, ve o za dogmadan ba=lıyan hücumun son d;ıki duğu zaman, mitingcilerin yaygarasına HARKOR kasmda, Fatih o zamanlar yalnız on kulak asılmaz; mes'ul devlet adamlarıSimid, pasta ve çörek gibi unlu mad larma yaslanrr.ış dövüşen vatan rr.ü mnn Dergâh mecmuasında, İleride, Taso dafileri, İlk fetihlerin kahramnnlaıile virde sık sık çıkan makalelennde hep bin gencden İbaret olan yeniçeri or nm vc başkumandanlığın sakin karan Pottava clelerin yasağı kaldırılmamıştır. beraber yürüyorlardı. Her vesüe ile bunu yr.pıyordu. Mazi hatıralarının, ta talarını o gediğe yıldırım gibi boşalttı; hâkim olur. Çünkü eldeki imkânların Hüriume:in verdiği karar, evvelce şa. Mustafa Kemal ve İsmet adîarı ufku şın, toprağın, nesillerin hulyalarına şa orada Bizans müdafaasının kumandanı derecesini bilen, muvaffakıyet ihtimalihıslann elindcki maddelerin hükumetço olan Jüsünyani yaralandı ve hücum satm almması için verilreiş elkonma ka. rr.uzdan efsanevî parıltıîarla, mütnkbel hid olmuş ihtiyar ağacların, İzbe sent Eskeri bir anda Teodos sı.ırlan denilen ni ölçebilecek olan onlardır. ;r.kişaflann büyük fecirleri gibi geçiyor lerde unutulmuş şehid mezarlarımn rarlarımn kaldmlmasma dairdir. Koor. Harbin sevk ve idaresi, başıbozuk bir ardı. O zaman içimize eriıniş altın ren kendisüe ve kendi içinde konuşmasmı iki kat surun arasma girdiler ve müdır.asyon heyeti kararile yapılması ve istck ve heyecan i«i değil; bir askerre ginde bir şey kü'.çeleniyor, yangını gö sabırla bekliyor ve kendisini or.lann cafileri kılıcdan geçirmeğe başladılnr. •NovoÇcrlcâSlt satılması menedilmiş bulunan madds. zümüzde tüten vatsnla klndimizi bir sesüe dolu bulduğu zaman, bu zafeıle O arahk şehrin içinde rumca «Şehir lıesab ve plân işidir. Eğer demokrat ler hakkındaki kararlar bakidir. bütün halinde görüyorduk. mes'ud ve zengin, kucağım dolduran shndı! Şehir alındı!» çığlıklan koptu. devlet adamlan, ikinci cephe meseleKararları yanlış anlıyarak simid, pas Bir müddet sonra hocamızla dost ol ganimetleri her gün talebesine ve yaz Yahya Kemal Bizanslı müverrih Du sinde efkârl umumiye akıntısına kapılırta ve çörek yapıp sattıklan görülen duk. Her yerde ve her zamanda malüm makta olduğu gazetelerin okuyucuîarma cas'tan okuduğu bu vak'ayı o mavıs lar da başaramıyacakları bir işi yapmaiiniseler takibata ugnyacaklardır. olan kadrosile sınıf yavaş yavaş kay uzaîıyordu. Itrî için söylediği mısra ' sabahı, tek başına dolaştığı surlarda bir ğa kalkışırlarsa açıklara sürüklenip boVoroşılovsk. bolmağa başladı ve yerini, onun ca larda her şeyden evvel, kendisini, vs j daha yaşamıştı; «İstanbulu fetheden ğulmaktan kurtulamazlar. Böyle meseKto Rumanyadan tramvay zibesini tatrr.ış her şubeden bir gcncük niçin tereddüd edelim? usulünü t yeniçeriye gazel» bu gezinti ile Ducas'm lelerde. efkân umumiye tarafından sevk 'M »Krasnodj? BudyVnnovskî aldı. Nurullah Ataç, Rıfkı Melul, buiuruz: iO dehâ öyle toplarrnş ki bizi, anlattığı hücum hikâyesinin tesirlerini ve idare edilmemek: bilâkis efkân umubandajı geldi Ali Mümtaz, Yunus Kâzım. Nec yedi yüz yıl süren hikâyemizi din nakleder: miyeyi sevk ve idare etmek lâzımdır. Dün Rumanyadan şehrimize 137 tram meddin Halil, Mustafa Nihad, Hiilemiş ihtiyar çınarlardan...» Fakat bu bahis etrafında o kadar çok Şark cephesinde, Don nehri üzerinde hasıl olan muharebe 1 vay bandajı gelmiştir. «Vur pençeî Alîdeki şemşîr aşkına seyin Avni. Osman, Zokâi, H3H konuşuldu ki nihayet söz ayağa düştü. Belki de geçirmekte olduğumuz he Gülbanki asümânı tutan pir aşkına durumlannı gösterir harita Eandajların gümrük muamelesi sür Vedad, Hasan Rasim, Ahmed Muhlıacet yoktur. Hangi hareket tarzının atle bitirilecek ve kısa bir zaman içinde tar, Sami ve nihayet daha o zamnn'.ar lecanlı anların tesirile adeta tarihi bir Ey leşkeri müfettihülebvâb VUT bugün (Baş tarafı 1 inci sahifede) Don nehrine vardıklarını da haber ve doğru olacağım vak'aların tarzı göstere sefere 30 kadar daha araba çıkanlabi. büe arkadaşlarmı tetebbüüne ve hafc çağda yaşıyordu. Türk tarihinin billıas Fcthî mühîni zâmin o tebşîr aşkına sa iki büyük hâdisesi onu meşgul elecekfir. riyor. Burada Stalingrad'ın takriben cektir. zasına hayran eden Mükrimin Ha'ii, diyordu: Malazgirdle başlıyan Selçuki Vur deyri küfrün üstüne rekzî lıilâl için 6070 Km. batısında, Don nehri üzerinde velhasıl bugün İsim veya eserleri fi lerin Anadoluyu z?ptı, Istanbulun fethi. Gelmiş bu şchsüvân cihangîr aşkına Koca bir Rus ordular grupu VoronejŞarkî Rcmanın hududlarını üç kıt'ada Yeni Ticaret Müdürü önemli bir geçid şehri olan Kalaç'ın şi le Moskovada ve diğer bir bolşevik orve paytahtını şahın kir ve san'at hayatımızın hakikî ufkunu j ç o k sevdiği ve güzelliğinj zevk mer Düşsün çelengi Kiinıun cğilsin seri freng benimsemesinde mal batısında Alman zırhh ve seri tii dular grupu da Leningrad İlmcn gölü İstanbu! mmtaka ticaret müdürlüğüne teskil edenlerin çoğu, hayatlannın şe ( halelerile beraebr teganni ettiği şenri, Vur Türkü gönderen yedi takdir aşkına ! süzülüşlerile zorlamasında en yüksck •ur ki açıfsın bu surlar i manasile bir kader çehresi vardır. Humenlcrile Rus kuvvetleri arasında şid bölgelerinde bulunurken Alman muha tayin clur.an Bağdad ticaret ataşesi Ba kil ve imkânları müsaade ettikç? onun , i r i n Hpti t P kbir askına Y a h v a K e m a l a d c t a h e r s a b a h y e n i detli muharebcler olmakta imiş. Bun rebe güdümünün, Mihver ordularının ha dün şehrimize gelmiş ve yeni va etrafında bulunmaktan lezzet duyar j b a ş t a n fethediyordu. lâsa ses ve hayal mükemmeliyetinin o'J" Hiç yoruîmadan F c C " h " C U m 1 Ç 1 " d e k l ' e k b l r ' * ' lardı. dan ve zaten birkaç giinlük hareketler büyük kısmını aşağı Don'dan Kafkasya zifesine başlamıştır. semt semt Istanbulun dört bir tarafını Türk epik şiirinin incisi olan bu mucizesi olan manzumeyi hakikatte büDersler daha ziyade bu kalabahğm dolaşıyor, bu fethin hatıralarını, l:ö gazel tarihi bir vak'anın etrafında top tün bir tarihî realiteler örgüsü yapden Almanlann Don hehri dirseği içinde ya ve Stalingraddan Hazere ilerleteceğiİstanbul bölge ticaret müdür vekilıihiçbir düşman kuvveti bırakmamağa az ni hiç ummam. ğini ifa etmekte olan Necmeddin Mete birleşme saat'.eri olurdu. Zil çalar çal şede bucakta o anları kendisine lamağa muvaffak olduğu telkin tınsur maktadır. nıctmiş oldukları gibi Kalaç mevkiinde uhdesindeki müşavirlik vazifesi baki maz hocamızla beraber bos odalardan ] reöe'k havayî anyördu" Çok" "defa bu larınm sıhhati itiharile de bir mukemIstanbulun fethinin beş yüzüncü vılFakat Almanlann, bir müddet sonra or bırıne sekılirdık. bazan da istanbul i g e zinti!ere bizi beraber gö'ürürdü Sur mcliyet nümunesidir. Yukarıda anlatDon'u geçerek buradan Stalingrad istidonümüne aid bahislerin gazetelerde dıılarmın büyük kısımlarile şimale dön kalmak üzere Ticaret Vekâleti tarım ıçınde, onunla yapıldıpı zamanlar sürlarm önünde, kemerlerinde hâlâ o i!k tığımız vak'a ile yeniçeriler hakikaıpn sık sık yer aldığı bugünlerde, bu gazel kredi müdürlüğünü de tedvir edecektir. kamctinde bir köprübaşı kurmağa karar meleri halinde dahi Stalingrad'dan Ejprizlerile adeta hakikî bir keşif oisn girişten bir akis saklıyan kapılara ba bu fetihte «leşkeri müfettihülebvab, bana birdenbire, bu fethin genc yaşlarma verdikleri de anlaşılmaktadır. Fakat derlıana ve aşağı Don'dan şimali K&fAskerlik kampına giden gezintilere çıkardık. karak, Türk tarihinin en güzel ve en kapılan açan ordu» olmaktadırlar, İs I gerek Kalaç"ta ve gerek diğer geçid kanşmış canlı bir hatırası gibi göründü. kasyaya doğru hafif ve seri takib kuvRuhunun ateşile bizim genc varlık büyük iklimlerinden biri olan o cma tanbulun fethi dinî bir tebşirdir ve | nıevkilerinde ve nehrin öte taraflarında talebeler Zannedersem şiirin ve san'atm sn büvetleri vasıtasile düşmanla daima bir larımızı yuğurmağa çalı= = n bu İnanmış yıs gün» ünü. bize bu şehri ve onun fethi mübindir; Türk hücumları tekbir [ ve nihayet Stalingradda az veya çok yük sırrı da burada, alâkadar olduğu tıer İkinci devre askerlik kampına iştirak adamı sevmemek takib teması muhafaza etmeleri miimkabil değüdi. Onu cmsalsiz güzelliklerini hediye eden gü ile başlardı. Yeniçeriler Hacı Bektaş şiddetli mukavemetlere uğrıyacakları eâcn Üniversite talebeleri, dün sabah ilkönce sadece güzel bir şey tadar gibi ! nü beraberce yaşardık. Hakikatte İs Velinin manevî himayesinde idiler, ve şeyi bizim için şahsi bir sergüzeşt yaküa ve lâzımdır, anlaşılıyor. Üniversite merkez binasındjf toplanarak dinledik. Sonra, irticâli ve yüksek bir : tanbulun fethi onun için bir sembol nihayet Türk milletinin Orta Asyanın pabilmesindedir. ır.erasimle Pendiğe gitmişlerdir. maharet, kendini tüketmektcn hcşianan I olmuştu. Bütün o makalelerle, dersler'e sonsuz genişliklerinden kalkıp ihtiyar Almanlann Don dirseğini geçerek Mısırda: Ahmed Hamdi TANPINAR Stalingrad'ı behemehal alacakları iddia El Alemeyn mevzünin cenub kısmında /^«ünlerden pazardı, Boğaza gezrr.iye imiş. Ne olduysa dairede iken oldu. olunamaz. Fakat burasmı zapt ve Volga İngilizlerin bir taarruzunu Mihverciler ^^gidiyordum. Vapur kalabahktı. İki Ona sorarsan: «Maaş az geliyordu. Ben üzerinde bir köprübaşı kurabilmcleıi tardetmiş ve tabiaüle her iki tarafın u şişman adamın arasma sıkışmış oturuo kadar para ile sürünecek adam m ı . onlar için pek faydalı olur. Almanlar, çak faaliyeti olmuştur. Fakat evvelce yordum. Adamlardan bir tanesi başı öyım? Verdim istifayı çıktım.» diyor. herhalde ya Stalingrad'ı alacaklar ve jazdığımız gibi burada şimdilik kat'î bir nüne düşmüş uyuyor, zaman zaman yeAma kimbilir ne haltetti de attılar. yahud bu meykie karşı Don nchriniıı şey olamaz. Çünkü birinin diğerini ye rinden kaydıkça tekrar siçrayıp toparBöyle'.eri yüzünden biz bir lokma ekdirseğinde Kalaç'ta ve bunun şimal ve rinden söküp atnıası için lâzım olan lanarak düzeliyordu. Obürü avurdlannı cenubundaki diğer önemli yerlerde ku\ r retler üstünlüğünü henüz hiçbir taka\rustuı arak bir şey duyamıyorduk. Bu kelime uc yerde tesadüf etmemişimdir. Kızı iste mek sıkmtısı çekiyoruz ya. Ama Saşişirerek bir şeyler yiyor ve kü'ahı a elini göbeğinin üzerine bahate de artık aeımıyorum. Hani o köprübaşılar kurarak müdafaada kala raf temin edemem:ytir. rada sırada yanındski arkadaşma uza pencereden denize biraz dalsa, ya ço ları d a «\rah, vah..» «ne yazk!> cölüm diği zaınan hepimiz gösterişine aldanda değiçmedi değil. Herife lâf söyletcaklardır. Stalingradı zaptetmeleri hatıyodu. Küçük çocuklar, ennelerinin cuklardan biri dizlerine tırmsnarak vı bu!» gibi acıklı sözler olduğu için alâ I mıştık, meğerse... Sabahat gül gvbi kızH. E. ERKİLET linde belki seri ve hafif bir kolla Ejderbacaklan arasında her an yemiş isti zıldamıya başlıyor, yahud kocası dür j kamızı çekmiyordu. En çok sıkılan ve j dır doğrusu. Pembe beyaz, boylu bosiu. miyor artık, Hem şimdi görme a ne Kırıtmalar. hana kadar uzanırlar; fakat o kadar. yerek çırpınıp ağlıyorlardı. Karşımda terek bir şey istiyordu. Onlar bir şey ! en çok etrafla meşgul olan iri yarı, al Sonra okumuşluğu da vrardır hani. E boyanmalar, o ne süsler. Bir şey değil vallahi ondan da şüpheçocuklarile beraber Rum bir karı koca istedikleri zamansa kadın çantasmın : tın köstekli adamla bendim galiba. İki linden kitab düşmez. Ev hanımıdır da. Eostov'la aşağı Don'dan cenuba doğru leneceğim geliyor. Beyoğlu bu, insanı oturuyordu. Kadın iri yan, göğsü bur içini kocaman ellerile karıştırm.'ya baş • miz de bir aralık okumayı tecrübe e'tik. Annesi... ilerlemekte olan Alman ordularımn da ne hallere koymaz. Aman kimse duynuna fırlamış pehlivan yapılı bir çeydi. lıyordu. Bir aralık çantadan bir de ayna ı Fakat kulağımızm dibinde sesler bjrşimdilik Kafkasyanın zaptına kadar uEmekli polis Abdülkadir isminde ihSözün alt tarafını keskin bir çocuk : zanmıyarak burada Krasnodar ve Adyge tiyar, hasta bir vatandaş bize müra Erkekse aksine ufak tefek, kirli yüzlü, çıkardı. Yüzüne uzun uzun baktı ve birine karışıyor, okumak imkânsız bir ağlaması bastırdı. Çocuk susuncıya ka masın, aramızda kalsın. Bilirim sen ağzı gevşeklerden değilsindir ya. Ama ge(Maikov) a doğru düşmanı takible ikti caat etti. Veremmiş, Darülâceze hasta kendisinden geçmiş bir adamdı. Çocuk çocuklara yedirirken tattığı kıymadan j hal alıyordu. Kitabımı sinirle dar da bir şey duymak kabil olmadı. I ne lâf aramızda. Evet, ne diyordum. bir parçaya evirip çeviriyorum. Altın köstekli iri Karşımdaki adama baktım. fa edeceklerini evvelce yazmıştım. Çiin nesinde yatarken münp.kaşa yaptı diye lara gelince ikisi de çok çirkır. şey dudağının ucunda kalan Yerınde eğer aldatmıyorsa. Ama kii Mihver orduları için asıl mesele düş çıkarmışlar. Sıhhat müdürlüğü tezke lerdi Arkası dışarıya doğru çıkık', eğri yaiayıp temizliyerek yüzüne çeki dü yarı adam da gazetesini sıkıntılı sıkın merakla doğrulmuş, hatta başmı ileriye j Karı herifi gitmiş, almamışlar. kocaman başlan, patlak mavi gözleri zen verdi. tılı açıp kapıyordu. Nihayet kcnuşu doğru uzatrmş dinliyor. «Bakalım sonra hakkı da var ya. O çiçek gibi kız o man ordularının büyük ve asıl kısıuını resile hastanelere Bu küçük çantar.ın kadının elinde lanlara kulak vermiye karar verdim. ne olmuş?» diye, ben de tekrar kulak ayı herifin elinde. bulup onu imha etmektir. Cenub Rus 6 aydır sanatoryomda yer bekliyormuş, vardı. Burunları dunr.adan akıyor. anaları çantasından çıkardığı bir men durmadan hırpalandığını, açıiıp kapan ' Bunun için sesleri birbirinden pyırmak kabarttım. Kadın orduları grupunun bozulmasından sonra sırası gelmemiş. şimdi coşmuş daha Alt tarafını dinlemiye vakit kalmadı. Yeri ve kimsesi olasıl Rus kuvvetlerinin Kafkasyada ol madığı için Nuruosmaniye camii avlu dille iki küçük çeşme halinde akan bu dığını görmek sinirlerimi bozmıya baş ve yalnız bir muhavereyj takib etmek yüksek sesle anlatıyordu: Şiddetli bir şakırtı ve bir kadın çığlîğı mayıp Voronej Moskova bölgesinde sunda yatıyor, ve mikroplannı saça sa burunları silerken rumca söyleniycrdu. lamıştı. Nihayet baçımı çevutrek ka Iâzımdı. Bu da oldukça güçtü. Çünkü Evet, ikinci ayında... Geceleri gec ile yerimden fırladım. Bir de ne göbulundukları ise meydandadır. Onuıı ça dola'iyormuş. (Ne yiyip içtiği mec Allahım bu kadının, derisi yüzülmüş, dından ve çanatadan kurtulmak iste ağlıyan çocuklar ve yüksek sesle ko kalır. Kavgacı. Edebsiz. Kaba rru kaba. rejnm. Demin karşımda oturan altın küçük siyah çantasında neler yoktu! dim ve sıkılmıya başladım. Yoı uzunJu. ' nuçanlar fazla idi. Fakat nihayet bir için Almanlann, aşağı Don nehrinin ce hul). Ailesi de hanj iyi kimselerdi. Içlerin köstekli, iri yarı adam benim deminÇocuklardan birinin kirli öniüğü, ko Vapurumuz adım başında bir iskeleye ' muhavereyi yakalıyabildim. Arkamda nubunda diısmanı kâfi derecede takib den bu soysuz nasıl çıkmış bihnmcz. denberi kcnuşmasını tath tatlı dinleCanlı cenaze gibi dolaşan bu zavallı casmın, kendisinin, bütün ailenin men uğruyordu. Ö b k i bir kadın sesi: Öyle birbirine yakm, sık i ederek Stalingrad cihetini de sağlama bir güzel Hele memuriyeti bırakıp ticarete atıl diğim yeşil şapkalı kadını vatandaşın macerası kendisi için de, in diîleri. bir takım kâğıd tomaıları, eri iskelelere uğruyordu ki bazan yalılann Vallahi hemşire lâf aramızda, di dıktan sonra büsbütün azıttı. Kazandığı dövmüyor mu? bağladıktan sonra Vorone.'le Moskova san cemij'eti için de çok acıklıdır. Be miş ıslak çikolata parçaları, bir iki di rıhtımına da ned"en yanaşmad;ğımızı 1 ye, başladı. istikametine dönerck düşmanın asıl kuvparayı karılarla yemiye başlamaz mı? Vapur halkı birbirine karıştı. Erkeklediyemizin dikkat gözü önüne kopı lim ekmek. Bütün bunlar hep o küçük 1 kendi kendime soruyordum. Karşımda vetlerini buralarda vurup imha etmeleri Konuşan kadın arkada oturduğu ve .Meğerse ne çapkınmış! Düâşün bana ler onları ayırmıya çalışıyordu. Fakat kadın çantasından çıkıyordu. Yerlerine yoruz. iri yarı efendi kılıklı bir ada.n o'.uru yüzü öbür tarafa icab eder ve Rusya başka türlü mağlub olduğu için dönüp bile. Ya... Ya!. An kız yakın akrabam iri yarı, aitın köstekli adam coşmuştu. oturur oturmaz, kadın kucağına koyyordu. Oldukça temiz giy'nmişti. Ye bakınca yalnız yeşil şapkasını görebil Eik sık gidiyorum. Bir gün odada yaledilemez. duğu bir sefer tasının içinde, babalaYeşil şapkalı kadmı müthiş küfürlerle leğinde kalın bir altın zincir vidı. Saç dim. «Lâf aramızda> diye, başlaması nız bulup bir üzerime atıldı, dev gibi dövüyor <ismimle, cismimle beni varımn öğle yemeğinden artakalan kıymayı Doğııda bununla beraber vaziyete yana doğru oldukça gizli ve mühim şeyleı anla herif. Aman Hikmet Bey etme, eyleme tam bir müsavatla çocuklara yedirmiye iarını ortadan ayırarak purlarda reziî edersin, karımın namutamamile hâkim olarak en doğru karabaşladı. Sonra küçüğün kirü önlüğünü dümdüz taramıştı. Zeki, sevimli bir kim tacağını gösteriyordu. Merakım kamçı diye, çırpındım da çırpındım. Neyse ki suna kadar dilini uzatırsın ha, al sana, TİYATROSU rı verip tatbik edecek mevkide bulunan Bu gece: Kadıçıkarıp yağlı ellerini sildilei. Nihayet seye benziyordu. O da benim gibi et landı Kitabımı kapadım, kulak ver Sabahatcik çabuk odaya geldi de canı al sana.» diye, avaz avaz bağırıyordu. Alman baskunıandanlığıdır. Bu suretlc yolculu^u sıkıntısız dim. Karşımda oturan altm köstekli, mı kurtardım. O zaman Lâlelide otuköv SÜREYYA çikolatalar da yenildi ve kadının kuca rafına bakınıyor, Tbiî netice malum. Vapurdan çıktıkonuıı, az bir müddet sonra harekâtı geçirecek bir meşguliyet arar gibi gö iri yarı adam da şimdi gazetesini kat ruyorlardı. Şimdi Beyoğluna taşındılar. sinemasında, ğına bir sürü kirli mendil, daha sonra Kafkasyanın, ve Sfalingrad üzerindcn layıp cebine koymuştu. Benimle bera Aman kardeş her akşam rakı ziyafet tan sonra hepimizi şahid diye, top'ayıp Cuma akşamı: da ağlamıya başlıyan çocuklardan birini rünüj'ordu. Onun yanmda sarı saçlakarakola götürdüler. Boğaza yapüğım Ejderhanın zaptına kadar mı götüreceBÜYÜKDEREde oyalamak için eski tramvay biletleri rını yukarıya doğru toplamış. mavi göz | ber o da gözleri merakla parlıyarak din leri. Eğlenceler. Herif bana «müteahh.d ; gezinti de bu suretle berbad oldu. Fağini. yoksa bu istikametlerde kâfi ve !ü, pembe beyaz cildine ve Leyazlı lemiye hazırlandı. de fevkalâde çıktı. Bütün yol boyunca da bütün bunHikmet Bükülmez» derler diye, bir camakul bir surette raziyetini temin ve Arkası bize dönük olan yeşil şapkalı ka bir caka. Parayı su gibj yiyor. Lâf kat yeşil şapkalı kadının <lâf aramızda, bir temsil lar o küçük kadın çantasma girip çık ğına mağrur bir genc kadın ve bu genc aman kimse duymasm.» diye tmıhatatahkimden sonra asıl taarruzunu, dedikadının ufak tefek, boyasız. ukalâ ta kadın şöyle devam etti: CE S BE R) makta devam etti. Kadın bu çantayı aramızda ben başka şeyler de sezinli bına yalvaran sefini ha'ırladıkça hâlâ ğinıiz gibi şimale mi döftdüreceğini göıevırlı arkadaşı oturuyordu. Durmadan Ne o!ur ne olmaz kulafma gider Şair Hâmidin manzum hsıiesi. Bübir an elinden bırakmıya fırsat bulayorum. Bu herif bütün bu paraları ceğiz. Onun için daha şlfndiden bu doğ^•iik saray faslı ayrıca 3 perdelik mıyordu. Onu dizîerinin üzerine koyup, konuşuyorlardı, fakat alçak sesls ko de... Evet ne diyordum Bu adam gibi nereden buldu? Evvelce çulsuzun biri kendi kendime gülüyorum. nuştuklan için kelime uclarından başka ahlâksız, düzembaz bir kimseye hiç bir rudur ve şu yanlıştır demekte aceleye yeni vodvil Peride Celâl Boşanmaya dair hüktimlerin tadili Medenî kanuna yeni maddeler konmadan nıümkün olabilecektir Adliye Vekiline göre Sefıir haberleri CUMHURÎYET 28 Î04İ N A L I N A Şahıslar Eserler İstanIıul Trakya ve Marmara bölgelerinde Kışlık mahsul Eylul sonuna kadar teslim edilmiş olacaktır Istanbulun fethi ve Mütareke gencleri ikinci cephe tehlikesi O Son savletinle vur hî açıîsın bu surlar Fecrî hücum içindehi tehbir aşktnâ YAHYA KEMAL Yazan : r Ahmed Hamdi Tanptnar I Asheri vaziyet Taarruzun istikameti l fp= Küçük hikâye Lâf aramızda Peride Celâl Belediyenin dikkatinc SAD! TEK